SPOR - 16 Nisan 2025 Çarşamba 12:36

Dusan Tadic: "Bu şampiyonluk gerçekten çok ama çok önemli"

A
A
A

Fenerbahçe’nin Sırp futbolcusu Dusan Tadic, Süper Lig’de kalan 7 maça odaklandıklarını ve bu süreçte ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını söyleyerek, "Sonrasında çok istediğimiz şampiyonluğu elde edebilmek için yeterli olacak mı göreceğiz. Bu şampiyonluk gerçekten çok ama çok önemli. Takım olarak hiç şüphe yok ki kalan 7 haftada Fenerbahçe için elimizden gelenin en iyisi ortaya koyacağız" dedi.

Fenerbahçe’nin takım kaptanlarından Dusan Tadic, kulüp televizyonuna, bireysel ve takımın performansı ile Süper Lig’de kalan son 7 hafta hakkında açıklamalarda bulundu. Ligin 31. haftasında 3-1 kazanılan Sivasspor galibiyetini değerlendirerek sözlerine başlayan Tadic, "En önemlisi elde ettiğimiz zaferdi. Sivasspor ligde kalmak için mücadele eden bir takım. Zor maç olacağını biliyorduk ve dolayısıyla yüksek bir mücadele ortaya koydular. Bu tarz rakiplere karşı oynuyorsanız maçlar zaten zorlu geçer. Ne kadar zorlu şartlar olursa olsun kazanmasını bildik. Kaliteli ekipler, ilk yarı iyi bir iş çıkardılar. Bu maçtan önce 8 final maçımız vardı. Bu maçı arkamızda bıraktık ve 7 maçımız kaldı. Şimdiki hedefimiz önümüzdeki maçımızdan galibiyetle ayrılmak" cümlelerine yer verdi.

"Takımınıza yardımcı olmak için mantalite ve karakter koymanız gerekiyor"

Avrupa’da son 7 sezonda hem gol hem de asist istatistiğinde 10 gol ve 10 asist barajını aşan tek futbolcu olması hakkında ise Tadic, "Elbette böyle bir istatistiğe sahip olmak çok hoş ve güzel bir şey. Zaten ofansif bir oyuncuysanız eğer bu durum sizler için kaçınılmaz. Asist yapıp goller atarsınız ve takımınız için önemli olmaya çalışırsınız. Bunların yanında takımınıza defansif anlamda da yardımcı olmanız gerekiyor. Takımınıza yardımcı olmak için mantalite ve karakter koymanız gerekiyor. Sadece ofansif değil, bu unsurları da saymamız gerekiyor. Bu her zaman çoğu insan tarafından görülmez. Genelde insanlar gollere ve asistlere bakarlar. Tabii başka önemli durumlar da var. Bazen gol ve asist yapamayabilirsiniz ama defansif anlamda takıma yardımcı olmanız gerekiyor. En önemli kısım maçları takım olarak galibiyetle noktalamak. Siz de bu durumda takıma katkı sağlamak zorundasınız. İstikrarı sağlamanız, fit olmanız ve profesyonel bir şekilde yaşamanız gerekiyor. Dolayısıyla gol ve asist dışında saydığım bu unsurlar da çok önemli" diye konuştu.

"Bütün eleştirileri normal karşılıyorum"

Dusan Tadic:

Tadic, sarı-lacivertli takıma yönelik yapılan eleştirilerle alakalı görüşlerini de şu sözlerle aktardı:

"Bunlar futbolun içerisinde normal olan şeyler aslında. Takımın içerisinde hem en tecrübeli hem de kaptanlardan biri olduğunuz zaman tabii ki omuzunuzdaki sorumluluklar çok ama çok büyük oluyor. Sonuçlar iyi gitmediği zaman teknik direktörler, tecrübeli futbolcular, kaptanlar ve yönetim suçlanır. Dolayısıyla bu tip durumlar futbolda olağan şeyler. Fenerbahçe gibi büyük bir camiadaysanız bu tip eleştirilerin de olması çok normal. Burada en önemli şey kim olduğunuzu bilmeniz. Takımınıza nasıl katkı sağladığınız ve istikrarlı olmanız çok önemli. Sezon içerisinde iyi veya kötü maçlar oynayabilirsiniz ama burada önemli olan istikrar. Takımınız için en iyisini istikrarlı bir şekilde ortaya koymaktır. Daha önce söylediğim gibi gol ve asist yapmanız dışında, mücadele vermeniz, liderlik etmeniz ve organizasyona katkı sağlamanız gerekiyor. Dolayısıyla ben bütün eleştirileri normal karşılıyorum. Bütün bunların neticesinde bir çizgi çekerek, neler yapıp neler yapmadığınızı görmüş olursunuz. Bu tip şeyler futbol içerisinde olabiliyor. Bu biraz kültürle de alakalı olabilir. Buna ‘Sırp’ ya da ‘Balkan kültürü’ diyebilirsiniz. Burada da olan bir şey bu. Bir maç dünyanın en kötü futbolcusu olarak addediliyorsunuz, diğer maçta da en iyi futbolcu olarak lanse ediliyorsunuz. Böyle bir ortamda futbol oynuyoruz. Türkiye’de de kendi ülkem Sırbistan’da da var olan bir şey bu. Bu normal bir şey. Kültürümüzde yaşadığımız bir şey. Bizler biraz daha duygusal insanlarız. İngiltere, Hollanda veya Almanya’ya baktığımızda onlar bu noktada daha farklı şekilde reaksiyon gösteriyorlar, daha farklı hareket ediyorlar."

"Bizler kurban değiliz, savaşçılarız ve sonuna kadar da savaşacağız"

Geçen sezon kendisiyle yapılan bir röportajda kullandığı, ‘Biz kurban değiliz, savaşçıyız’ sözlerinin hatırlatılması üzerine tecrübeli futbolcu, "Güzel bir cümle. Çok hoş bir şey bu dövmenin yaptırılmış olması. Bu cümleyi ilk psikoterapist bir arkadaşımdan duymuştum. Kendisi ünlü birisi, kulüplerde de çalışmış birisi. Bize şunu derdi, ‘Bizler kurban değiliz, savaşçılarız ve sonuna kadar da savaşacağız.’ Bu cümle içerisinde şunu da anlayabiliriz, mazeret gösteremeyiz. Dolayısıyla mazeret göstermeden savaşmaya devam etmeliyiz. Bu cümle hep aklımda. Zaten burada doğru olan şey de insanları ya da başkalarını suçlamak yerine her zaman kendimize bakmamız çok önemli" şeklinde konuştu.

"Kalan 7 haftada Fenerbahçe için elimizden gelenin en iyisi ortaya koyacağız"

Şampiyonluk yarışında Galatasaray ile puan farkının 3’e inmesine ilişkin de açıklamalar yapan Dusan Tadic, ligde kalan 7 haftada taraftar desteğine de değinerek, "Bu, beraberinde psikolojik bir avantaj da getiriyor. Fark 11 puandan 3’e düşüyor. Tabii ki bu büyük bir avantaj. Ama şu an kontrol edebildiğimiz, elimizde olan şey oynayacağımız 7 maç. Dolayısıyla bu oynayacağımız 7 maça odaklanmamız gerekiyor ve kalan 7 maçta elimizden gelenin en iyisini ortaya koymalıyız tüm maçları kazanabilmek adına. Sonrasında çok istediğimiz şampiyonluğu elde edebilmek için yeterli olacak mı göreceğiz. Bu şampiyonluk gerçekten çok ama çok önemli. Tabii ki bu noktada taraftarlarımıza da ihtiyacımız var. Bizler her zaman onların destekleriyle çok daha güçlüyüz, buna hiç şüphe yok. Şundan eminiz ki her zamanki gibi oynayacağımız maçlarda bizi desteklemeye devam edecekler. Takım olarak hiç şüphe yok ki kalan 7 haftada Fenerbahçe için elimizden gelenin en iyisi ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı.

"Size güvenen insanlar için her şeyin en doğrusunu yapmanız gerekiyor"

Kulübe ve taraftarlara karşı sorumlulukları olduğuna dikkat çeken 36 yaşındaki futbolcu, "Bizler profesyoneliz. Sorumluluklarımız var. Dolayısıyla bir sporcu olarak en doğrusunu yapmanız gerekiyor. Her şeyi en doğru şekilde yapmanız gerekiyor çünkü karşınızda size güvenen milyonlar var. Hem kulüp için hem de size güvenen insanlar için her şeyin en doğrusunu yapmanız gerekiyor çünkü kulüp size bir sorumluluk veriyor aslında. Sizin de bu sorumluluğu iyi bir şekilde yerine getirmeniz lazım. Bununla başa çıkabilmeniz gerekiyor. Bu saydığınız unsurlar, söyledikleriniz benim işimin bir parçası. Normal olan bu zaten. Kulübümüz için, ailemiz için, taraftarlarımız için en önemli şey aslında elimizden gelenin en iyisini ortaya koyabilmemiz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Günün sonunda aynaya bakıp şunu diyebilmemiz gerekiyor; ‘Yapabileceğimin en iyisini yaptım, her şeyi yaptım.’ Bunu diyebilmek gerekiyor ki en önemlisi de aslında bana göre bu" diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da izinsiz gösteri yapan 30 kişi gözaltına alındı Ankara’nın Çankaya ilçesinde yasadışı eylem yapan 300 kişilik gruptan 30 kişi gözaltına alındı. Ankara’da akşam saatlerinde bir grup Konur Sokak’ta toplanarak eylem yaptı. Polisle eylemciler arasında gerginlik yaşanırken Ankara Valiliği olay ile ilgili açıklama yaptı. Valilikten yapılan açıklamada 30 kişinin gözaltına alındığı duyurularak, "25 Nisan 2025 günü saat 21.00 sıralarında Çankaya İlçemiz Konur Sokak üzerinde yasadışı eylem yapan 300 kişilik grubun, polisin dağılmaları yönündeki uyarılarını dikkate almayarak yürüyüşe geçmeleri ve polise karşı mukavemet etmeleri üzerine, gruba müdahale edilmiştir. Olayla ilgili olarak 9 kadın, 21 erkek olmak üzere toplam 30 kişi gözaltına alınmıştır" ifadeleri kullanıldı. "Erkek polislerin kadın şahsı gözaltına alınırken üstü açıldı" şeklinde paylaşım ve haberler ile ilgili olarak valilik şahsın erkek olduğunu belirterek, "Bazı basın ve sosyal medya organlarında, ‘Erkek polis memurlarının sözde kadın bir şahsı gözaltına aldıkları sırada, vücudunun bir kısmının görüldüğü’ görsellerin yer aldığı tespit edilmiştir. Konu ile ilgili yapılan görüntü incelemelerinde ve çalışmalarda, gözaltına alınan şahsın 1998 doğumlu M.B. isimli erkek şahıs olduğu, eylem sırasında yüzünü kırmızı kaşkol ile kapattığı, şahsın üzerinde kot pantolon, deri ceket ve tişört olduğu tespit edilmiştir. Ancak gözaltı işlemi sırasında ilgili şahsın, polise direnmesi sebebiyle ortaya çıkan görüntülerinde kadın iç giyimi kullandığı anlaşılmıştır. Bahsi geçen şahsın daha önce de yasadışı toplumsal eylemlere karıştığı, müstehcen görüntülerin yayınlanmasına aracılık ettiğinden dolayı hakkında devam eden adli davalarının bulunduğu ve 2020 yılında yasadışı örgüt propagandası yapma suçundan gözaltına alındığı şeklinde kayıtlar bulunduğu tespit edilmiştir. Kamuoyunun hassasiyetinin istismar edilerek, kasıtlı olarak yayılan bilgilere itibar edilmemesi önemle rica olunur" ifadelerine yer verildi.
Muğla Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: "Milleti küçük gören jakobenlerin yanında olmadık" Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Muğla’da Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin Menteşe Öğretmenevi’nde düzenlenen İl Divan toplantısına katıldı. Toplantıya Memur-Sen ve Memur-Sen Sendikasına bağlı şubelerin başkan ve üyeleri katıldı. Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin İl Divan toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkana Ali Yalçın, Anadolu’nun yerli ve milli değerleri üzerinde şekillenmiş olan 33 yıllık mücadele süresi içerisinde çizgisinden asla sapmayan ve bu karakterin üzerine yolculuğunu sürdürme iradesini her fırsatta ifade eden bir teşkilat olarak bugünlere geldiklerini açıkladı. "Toplumun değerleri ile hiç çatışmadık" Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 33 yıllık süre içinde bu toplumun değerleri ile hiç çatışmadıklarını belirterek, "Memur-Sen ailesi olarak geldiğimiz ana kadar 33 yıllık süre içerisinde hiçbir zaman toplumun değerleri ile çatışmadık. Hiçbir zaman milletle kavga etmedik. Hiçbir zaman bu topraklara yabancı düşmedik. Hiçbir zaman diğer ülkelerin, bazı grupların, emperyalist odakların, Türkiye’deki lejyonerleri gibi onlardan ihale almadık, onlar adına içeride mikser görevi görmedik. Onun için Anadolu’nun yerli ve milli değerleri üzerinde şekillenmiş olan 33 yıllık mücadele süresi içerisinde de bu çizgisinden asla sapmayan ve bu karakterin üzerine yolculuğunu sürdürme iradesini her fırsatta ifade eden bir teşkilat olarak bugünlere geldik. "Milleti küçük gören jakobenlerin yanında olmadık" Memur-Sen’in ücret taleplerinin içine sıkışmış bir sendika olmadığını, millete ‘kömürcü’ diyenler ile hiçbir zaman yan yana gelmediklerini belirten Yalçın, "Memur-Sen ailesi, Gazze olaylarına bugün cereyan ettiği haliyle de dünden bugüne oradaki insan direnişine her zaman sonuna kadar dikkatli davrandı ve toplum vicdanında, kamu vicdanında bu konuda elinden gelen örgütlü gücü ile tüm çalışmalarda ya başı çekti, ya da omuz verdi. Vermeye devam ediyor. Bunu insani bir sorumluluk olarak görüyoruz. Onun için Memur-Sen bu konuda farklı bir aile. Sadece ücret talepleri içine sıkışmış, onun üzerinden toplumun isteği manipüle eden, köpürten ama ideolojik sendikacılık yaparak, bazı uluslararası kirli projelerin içerideki taşeronları gibi hareket ederek bu konuda biz bu milletle ters düşmedik. Tahtayı mora boyayacağız, çocuklara LGBT anlatacağız gibi hiç bir saçmalığın içeresinde yer almadık. Bazı sendika görünümlüler gibi Diyarbakır annelerini ziyarete giden ve annelerin teröre karşı direnişini destek veren, üyelerini ihya eden aymazlar gibi hiçbir zaman davranmadık. Genelde işimiz, ülkenin demokratikleşmesi, korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, vesayet odaklarının millet iradesi üzerinden düşmesi, herkes eşit ama biz biraz daha eşitiz diyen, bu ülkedeki beyaz adamların, egemenlerin, benim oyumla çobanın oyu bir mi diyen aymazların, millete bidon kafalı, kömürcü, makarnacı diyen ve milleti bu anlamda horlayan ve aşağılayan bu anlamdaki bazı jakobenlerin hiçbir zaman yanında olmadık, safında olmadık. Her zaman millet yanında, insan yanında, ergen yanında hareket ettik. Çünkü bizim genelde kuruluş hikayemiz bu ülkenin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, devletin insanları ve bütün vatandaşlarını tanıması ve hizmeti bu minvalde yürütebilmesidir. Buradaki mesele temel bakış açısından kaynaklı. Tıpkı bazı liderlerin Avrupa bu işe ne der, Avrupa’ya Türkiye’yi şikayet etmeye çalıştığı gibi eziklik içerisinde hareket ettiği yerde biz kendi coğrafyamızda, kendi toprağımızda medeniyet mefkuremizin geleneği olarak bir durmak, omurgalı olmak, diğer masum ve mazlumların mağdurların da bize tutunarak ayağa kalkması için bunu bir fırsat görürken, onların ne gördüğü ve ne de durduğu konusu onları ilgilendirir ama bizim durduğumuz noktanın erdem ve fazileti bütün toplumun tarafından tespit ve teyit edilmiştir" dedi. Memur-Sen’in yetkiyi almadan önce yetkili olanların hiçbir şey üretmediğini belirten Yalçın, "Sendikal alana ilişkin dokunuşlara gelince. Bizden önce yetkili olanlar, 2001 yılında çıkan yasadan sonra, 2010’a kadarki süreçte masaya gitti, geldiler. Ve biz onu afiş yaptık, gönderdik okullara, okullarda o afişi görüyorsunuz. 4 yıl biri, 5 yıl biri oturdu masaya. 5 yıl sıfır, 4 yıl sıfır. Uzlaştığımız, uzlaşamadığımız toplu sözleşmeler var ama toplu sözleşmede sadece eğitim, hizmet kolundakini ifade edecek olursak, sadece toplu sözleşme kazanımı 88 kazanım diye oraya yazdık ve sıfır sıfırın gerekçesini de Devlet Personel Başkanlığı’nın bu konuda ürettiği, kitabı kamu görevlileri sendikacılığın kitabını oraya resmini koyduk, açın bakın diye. Bu, bizim Memur-Sen’in yetkili oluşuna kadar, çok laf ettiler ama çok iş yaptılar değil" dedi.