EKONOMİ - 14 Kasım 2025 Cuma 15:43

Ev tipi elektrikli araç şarj cihazlarına talep artıyor

A
A
A

Elektrikli araçlara olan talep, özellikle yerli otomobil TOGG’un piyasada öne çıkmasıyla daha fazla arttı. Buna bağlı olarak, elektrikli şarj çözümlerine olan talep de dikkat çekiyor. Ticari şarj istasyonlarına göre daha az maliyetli olan ev tipi elektrikli şarj cihazları da son dönemde kullanıcılar tarafından ilgi görüyor. Ticari bir şarj istasyonunda kWh başına ortalama 9-10 TL’lik bir maliyet oluşurken, ev tipi elektrikli şarj cihazında bu maliyet kWh başına ortalama 5-6 TL olabiliyor.

Elektrikli araç satışlarında artış sürüyor. Buna bağlı olarak elektrikli şarj çözümlerine olan talep de yükseliyor. Ticari şarj istasyonlarına göre daha az maliyetli olan ev tipi elektrikli şarj cihazları, son dönemde elektrikli araç kullanıcıları tarafından ilgi görüyor. Ticari bir şarj istasyonunda dolum yapıldığında kWh başına ortalama 9-10 TL’lik bir maliyet oluşurken, ev tipi elektrikli şarj cihazında yapılan dolum kWh başına ortalama 5-6 TL’lik bir maliyet oluşturuyor. Sektör uzmanları ev tipi bir elektrikli şarj cihazının kurulum maliyetinin ortalama 45-50 bin TL olduğunu söylediler. EV Charge Show, Elektrikli Araç Şarj Teknolojisi ve Ekipmanları Fuarı ve Konferansı, İstanbul’da düzenlendi. 125 yerli ve yabancı firmanın stant açtığı fuarda; şarj istasyonları, yazılım çözümleri, enerji yönetimi, batarya teknolojileri ve e-mobilite altyapısı alanında yerli ve yabancı paydaşlar bir araya geldi.

"Her yıl elektrikli araç satışlarının daha fazla arttığını görüyoruz"

Elektrikli araçlar için şarj çözümleri üreten yerli bir firmanın yöneticisi Barbaros Serter, yeni markaların piyasaya girmesiyle ve yerli otomobil TOGG ile birlikte elektrikli araçlara talebin arttığını belirterek, "Her yıl elektrikli araç satışlarının daha fazla arttığını görüyoruz. Elektrikli araç tercih eden kullanıcıların aklına gelen ilk sorulardan bir tanesi de ’Ben aracımı nerede şarj edebilirim?’ oluyor. Bununla ilgili olarak da akla ilk gelen çözüm ev tipi elektrikli araç şarj cihazı oluyor. Ticari şarj istasyonlarına kıyasla evde elektrikli aracı şarj etmek, çok daha uygun maliyetli olabiliyor. Evlerine cihaz kurmak isteyen kullanıcılara son yönetmelikleri takip etmelerini tavsiye ediyoruz. Kullanıcıların oturdukları bölgedeki elektrik altyapısını incelemeleri önemli" dedi. Ev tipi elektrikli araç şarj cihaz taleplerinde bir artışın olduğunu dile getiren Serter, "Elektrikli araç satışları arttıkça şarj sistemlerine olan talep de artıyor. Ev elektriğindeki normal abonelikte ne kadar kilowatt saat (kWh) olarak nasıl bir ücretlendirme varsa, elektrikli aracınızı o ücret üzerinden şarj edebiliyorsunuz. Ancak ticari bir istasyona gittiğinizde doğal olarak oradaki işletmenin de kâr amacı olduğu için şarj etme maliyeti artıyor. Ortalama evde şarjlarda kWh başına 5-6 TL civarları konuşulurken, ticari elektrikli şarj istasyonlarında bu fiyat ortalama 9-10 TL’yi bulabiliyor" diye konuştu.

Serter, ev tipi elektrikli şarj cihazlarının altyapı ve kullanıcının teknoloji ihtiyaçlarına göre evlere kurulum maliyetinin değişkenlik gösterebildiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Cihaz ortalama 20-25 bin TL bandında bulunuyor, kurulumu da bu civarda olduğu söyleyebiliriz. Bir kullanıcı 45-50 bin TL’ye bu cihazları evine kurabiliyor."

Avusturya merkezli endüstri ve enerji otomasyonu alanında faaliyet gösteren bir firmanın Türkiye distribütörü olduklarını söyleyen Mert Eron, "Bireysel şarj cihazlarına talep çok fazla. Çünkü kullanıcılar eve gelip araçlarını bu şekilde şarj etmeyi daha konforlu buluyor. Öte yandan dışarıda ticari bir işletmeden yapılan şarjdan daha az maliyetli oluyor" dedi.

Muhammed Fırat Aksoy - Furkan Serttaş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Kurslarımızı Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Kurslarımızı, Kur’an-ı Kerim’in ilkelerinin ve Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" dedi. Diyanet Akademisi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘3’üncü Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Programı’, Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde yapıldı. Programa Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Hazırlar, Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan, 1’inci Hukuk Müşaviri Ertuğrul Coşkun, Özel Kalem Müdürü Mehmet Fatih Sönmez, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Dr. Fatih Mehmet Aydın, Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Dr. Mustafa Sarıcaoğlu, mezun kursiyerler ve aileleri katıldı. "Verilen bu eğitimleri, milletimizin bu sahada güvenilir bilgiye ulaşmaları noktasında büyük bir imkan olarak görüyoruz" Mezun kursiyerlere son dersini veren Arpaguş, Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri arasında Kur’an öğretimi ve eğitimi programlarının özel bir yeri olduğunu ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığının, 4-6 yaş kurslarından hafızlık kurslarına, ihtiyaç odaklı programlardan yaz Kur’an kurslarına kadar birçok farklı formatta aktif olarak Kur’an ve din eğitimi veren bir kurum olduğuna dikkati çeken Arpaguş, "Verilen bu eğitimleri, milletimizin bu sahada güvenilir bilgiye ulaşmaları noktasında büyük bir imkan olarak görüyoruz. Bu kurslarımızı, Kur’an-ı Kerim’in ilkelerinin ve Peygamber Efendimizin örnekliğinin hayata taşınması hususunda güçlü bir zemin olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu. "Milletimizin her bir ferdinin manevi hayatına rehberlik etmek, bizim sorumluluk alanımızdır" Arpaguş, Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerinin sadece mihrap, minber, kürsü görevlerinden ve Kur’an hizmetlerinden ibaret olmadığını belirterek, "Günümüz toplumunun ihtiyaçları, din görevlilerinin görev alanını cami ve Kur’an kursu duvarlarının çok ötesine taşımayı da gerektirmektedir. Gençlik merkezlerinde, hastanelerde, huzurevlerinde, cezaevlerinde, üniversite yurtlarında ve daha pek çok alanda hizmet üretmek ve bütün bu alanlarda milletimizin her bir ferdinin manevi hayatına rehberlik etmek, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizim sorumluluk alanımızdır" ifadelerini kullandı. "Zorlu süreçten yüz akıyla çıkmanın yolu, Kur’an ve sünnete sarılmak" İletişim alanındaki teknolojik gelişmelerin inanç ve kültür alanındaki etkileşimi küresel bir boyuta taşıdığını aktaran Arpaguş, şu ifadelere yer verdi: "Dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir düşünce, kısa sürede bütün insanlığı etkisi altına alabilmektedir. Hayatın birçok alanını etkileyen oldukça karmaşık ve bir o kadar da zorlu olan bu süreçten yüz akıyla çıkmanın yolu, öncelikle temel kaynaklarımız Kur’an ve sünnete sarılmak, inanç ve medeniyet değerlerimizi olabildiğince kuşanabilmektir. Doğru bilgi edinmek ve bu bilgiyi doğru şekilde aktarabilmektir. Bunu yaparken de topluma en güzel şekilde örneklik etmek, nezaket ve zarafetle davranmak, hizmette dirayet göstermek ve bu yolda kararlılıkla yürütmektir." Program, Arpaguş’un mezun kursiyerlere başarı belgelerini takdim etmesinin ardından tamamlandı.
Kütahya Kütahyalı gözleme ustası Asya Nil Şavk: "Gerçek gözlemeyi yaşatmaya çalışıyorum" Kütahya’da açtığı işletmede geleneksel yöntemlerle gözleme yapan Asya Nil Şavk, gerçek gözleme kültürünün unutulmaya yüz tuttuğunu belirterek, yaptığı ürünlerde geçmişin izlerini yaşatmak istediğini söyledi. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tıbbî Görüntüleme Merkezi’nde eğitim aldığını ifade eden Şavk, gözlemenin Anadolu’da yokluk zamanlarının yemeği olduğunu anlattı. Şavk, "Eskiden insanlar ellerindeki haç haç, un ve yağla karınlarını doyururdu. Ben de işletmemde o dönemde nasıl yapılıyorsa aynı şekilde üretmeye çalışıyorum" dedi. Üniversite yıllarında Çanakkale’de aşçılık yaptığını dile getiren Şavk, o dönem mutfakta satılan gözlemelerin geleneksel tariften uzak olduğunu fark ettiğini söyledi. Şavk, "Hamuru açıp içine mısır, peynir koyup gönderiyorlardı. Bu değil arkadaşlar. Gözleme deyince aklıma haşhaşlı olan geliyor. Dışarıda hiç görmemiştim. Mesela gözlemenin içine mısır girmez" diyerek doğru bildiği tarifi çevresine öğretmeye çalıştığını aktardı. Memleketine döndükten sonra kendi dükkanını açan Şavk, haşhaşlı, yaren, ıspanaklı, peynirli ve patatesli gözlemeler yaptığını belirterek, ürün çeşidini gelenekten kopmamak için sınırlı tuttuğunu vurguladı. Şavk, "Temelinde ninelerimizin taze sütle yaptığı peynirlerle hazırlanan ürünler yatar. Bence bu yeterli" şeklinde konuştu. Ürün fiyatlarının altına koyulan para görsellerinin dikkat çektiğini belirten Şavk, bunun tamamen babasının oluşturucu fikri olduğunu söyledi. Şavk, "Başta nasıl olacak diye anlamadım. Babam Mehmet Yeşil çizip gösterince çok güzel olduğunu düşündüm. Hem dikkat çekiyor hem de farklılık oluşturuyor. Babama bu konuda çok güveniyorum" diye konuştu.
Edirne Edirne’de Dini İhtisas Merkezi ilk mezunlarını verdi Edirne Dini İhtisas Merkezi, 8 aylık eğitimin ardından 45 hafız kursiyeri aday din görevlisi olarak mezun ederken, merkezin Balkanlar’a yönelik hizmet vereceği belirtildi. Edirne’de Diyanet Akademisi Aday Din Görevlileri Mezuniyet Töreni gerçekleştirildi. Halk Eğitim Merkezi Mimar Kemaleddin Salonu’nda düzenlenen programda, Edirne Dini İhtisas Merkezi’nin 8 aylık eğitim sürecini tamamlayan 45 hafız kursiyer, aday din görevlisi olmaya hak kazandı. Merkezin 14 Nisan 2025’te eğitime başladığı belirtildi. Mezuniyet programı, ilahilerin seslendirilmesi ve kursiyerlere belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi. Törene Edirne Müftüsü Ercan Aksu’nun yanı sıra kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve mezunların aileleri katıldı. Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne’nin her adımında manevi ve tarihi izlerin görüldüğünü belirterek, "Eski Cami’yi, Hasan Sezai Hazretleri’ni, Darülhadis Camisi’ni ziyaret ettiğimizde, Muradiye Camisi’nin avlusunda yatan büyük zatları gördüğümüzde bu şehrin halen güçlü bir manevi dinamik üzerinde durduğunu kalben hissediyoruz" dedi. Sezer, Dini İhtisas Merkezi’nin Balkanlar’a da hizmet vereceğini ifade ederek, "Edirne’yi Balkanlar’ın başkenti olarak addediyoruz. Merkezin burada hizmet vermesi çok kıymetlidir. Bizim muradımız Balkanlar’a hitap etmektir. Balkanlar’dan gelecek imamlarımızın, müftülerimizin ve din görevlilerimizin burada hizmet içi eğitimle yetiştirilmesi bölgedeki Müslüman kardeşlerimize hizmet açısından çok daha hayırlı olacaktır" şeklinde konuştu. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hatice Boynukalın Şenkardeşler ise din görevlilerinin mesajlarının halkın vicdanına, yaşamına ve samimiyet algısına doğrudan dokunması gerektiğini vurguladı. Boynukalın, "Önemli olan ne bildiğiniz değil, o bilgiyi halkın gözünde nasıl temsil ettiğinizdir" dedi. Edirne Dini İhtisas Merkezi Müdürü Tevfik İşçen de ilk mezunları vermenin gururunu yaşadıklarını ifade ederek kursiyerleri tebrik etti.