ASAYİŞ - 23 Mayıs 2025 Cuma 16:56

Görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer savunma yaptı

A
A
A
Görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer savunma yaptı

Görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında PKK silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı davada ilk kez savunma yaptı. Özer, "11 yıl önce, 2014 yılında yürütülen çözüm sürecinde İmralı’da benim irademin dışında üçüncü şahıslar arasında yapılan konuşmada adımın geçtiği iddiasıdır. 694 teröristle görüşmüşüm. Takdir edersiniz ki aradığım kişilerin adli kayıtlarının olup olmadığını bilmem, görüşmelerden önce GBT araştırması yapamam. Ayrıca bu 694 kişiyi ben mi aramışım, onlar mı beni aramış o da belli değil" ifadelerini kullandı.


Görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle hakkında yürütülen soruşturma çerçevesinde ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’de görülen duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Özer ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda partili ile Özer’in avukatları hazır bulundu. Duruşmada Özer, üzerine atılı suçlamalara ilişkin ilk kez savunma yaptı. Öte yandan Özer, kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 150 bin lira olduğunu söyledi.



"Hiçbir terör örgütü ile ideolojik ve fikri bakımdan hiçbir bağım olmadı, irademi hiçbir örgüte teslim etmedim"


Savunmasında, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirten sanık Özer, "Terör örgütünün bir mensubu, savunduğum tüm değerlere karşı bir duruş sergilemekle itham ediliyorum. Bu ithamı kabul etmiyorum. Ben bu ülkenin bir aydını olarak kendimi barışı, huzuru, eşitliği yazmakla, konuşmakla mükellef saydım. 2011 yılı itibariyle hiçbir terör örgütü ile ideolojik ve fikri bakımdan hiçbir bağım olmadı, İrademi hiçbir örgüte teslim etmedim, bir bilim insanı olarak etmem de mümkün değildir. Ben CHP üyesiyim. CHP’nin 1989 yılında yayınlanan Kürt Raporuna o zaman Şanlıurfa’da GAP Projesinde çalışan bir sosyolog olarak katkıda bulundum. GAP Belediyeler Birliği’nin kurucusuyum. 7 yıl Genel Sekreterlik ve Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini başarı ile yürüttüm. Eğer Esenyurt Belediye Başkanı seçilmeseydim, ne terör örgütü üyeliği ile suçlanacak, ne tutuklanacak ne de burada huzurunuzda olacaktım. Esenyurt Belediye Başkanı olmasaydım ya bir üniversitede rektör olarak idari bir görevde olacak ya da öğretim üyesi olarak ders veriyor olacaktım. Ve büyük ihtimalle Türkiye’nin bugün yürüttüğü barış sürecine tıpkı geçmişte olduğu gibi, hükümet tarafından katkı sunmak üzere davet edilecektim. Bana bu yapılanlara Esenyurtluların yüzde 80’i itiraz ediyor" ifadelerini kullandı.



"Ne zaman ki Esenyurt Belediye Başkanı oldum, düzmece ve içi boş isnatlarla suçlandım"


Özer savunmasının devamında, "Çok kısıtlı ve borç ile alınan bir belediyeyi çok kısa sürede sokağa ve insan hayatına dokunan hizmetler ile gündemleştirdim. Tüm bunlar suç ise, sahip olduğum tüm bu değerlerle onur ve gurur duyuyorum. Ben içerideyken torunum oldu o mutluluğu yaşayamadım, çocuklarım ailem harap oldular, düzenleri bozuldu, ötekileştirildiler. Bize düşen görev, Türkiye Cumhuriyeti devletini demokrasi ile taçlandırmaktır. Bu izlenen yolun hiç kimseye hiçbir kesime faydası yoktur. Bu haksız ve hukuksuz uygulamalar her açıdan ülkemize de zarar vermektedir. Buna bir son verilmelidir. Hayatım boyunca tek bir soruşturmaya, kovuşturmaya muhatap olmadım, yaşamım boyunca mahkemeye çıkmadım, duruşma salonu yüzü görmedim. Ne zaman ki Esenyurt Belediye Başkanı oldum, düzmece ve içi boş isnatlarla suçlandım. Bu durum akla, mantığa ve vicdana aykırıdır, hukuka ise hepten aykırıdır" diye konuştu.



"Oldukça fazla ödüle layık görüldüm. Böyle bir insan terör örgütü üyesi olabilir mi?"


Savunmasının devamında üzerine atılı suçlamalar neticesinde hazırlanan iddianameye de değinen Ahmet Özer, "İddianameye sunmuş olduğumuz, lehimize olan hiçbir delile, kanıta yer verilmemiştir. Lehe olan kanıtlara değinilmemiş, aleyhe olan uydurma iddialar ise son derece geniş yorumlamış, zanlar, emareler üzerinden bir sonuca varmaya çalışılmış, hatta olmayan şeyleri, aksini delilleri ile ispat ettiğimiz şeyler bile olmuş gibi gösterilmiştir. Bugüne kadar birçok önemli görevlerde bulundum. Bunların hiçbirine iddia makamı değinmemiş bile. 38 kitap yazdım, 200 ulusal ve uluslararası makalem yayınladı. Oldukça fazla ödüle layık görüldüm. Böyle bir insan terör örgütü üyesi olabilir mi? Böyle iddialarla muhatap olmak yıllarını barışa ve bilime vermiş biri olarak beni derinden yaralıyor. Soruşturma süreci baştan sona hak ihlalleriyle yürütüldü. Bana açılan bu dava hukuki değil siyasidir. İleri sürülen iddialar 10 yıl öncesine dair olduğu görülüyor. Birçoğu da afaki, içeriği ne olduğu belirli olmayan ve hatta varlığı dahi sorgulanmaya muhtaç HTS kayıtlarından oluşuyor" dedi.


"Günde onlarca dergi, gazete ve basılı doküman gelir, benim zaten hepsini görmem mümkün değil"


İmralı’da görüşme iddialarına ilişik de savunma yapan Özer, "11 yıl önce, 2014 yılında yürütülen çözüm sürecinde İmralı’da benim irademin dışında üçüncü şahıslar arasında yapılan konuşmada adımın geçtiği iddiasıdır. 694 teröristle görüşmüşüm. Takdir edersiniz ki aradığım kişilerin adli kayıtlarının olup olmadığını bilmem, görüşmelerden önce GBT araştırması yapamam. Ayrıca bu 694 kişiyi ben mi aramışım, onlar mı beni aramış o da belli değil. Öncelikle burada benimle ilgili olup olmadığı belli olmayan bu iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. Kaldı ki ben hem Vanlıyım, hem siyasetçiyim. Bir taziye telefondan dolayı ben nasıl örgüt üyesi oluyorum?" dedi.


Öte yandan hesap hareketlerine ilişkin de savunma yapan sanık Ahmet Özer, "Bazı para transferleri gayrihukuki bir biçimde savcı tarafından şüpheli gösterilmiş. Bu çok cüzi miktarlarda benim gönderdiğim ya da bana gönderilen havalelerinin karşılığında ne maksatla gönderildikleri açıkça yazılmıştır, bellidir. Esenyurt Belediyesi büyük bir belediye ve günde onlarca dergi, gazete ve basılı doküman gelir, benim zaten hepsini görmem mümkün değil. Bu dergiden yola çıkarak beni örgüt üyesi gibi göstermeleri nasıl bir aklın ürünüdür?" ifadelerini kullandı.


Duruşma, Ahmet Özer’in avukatlarının savunmaları ile devam ediyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Çambaşı Kayak Merkezi’nde yapay karlama sistemi ile sezon uzatılıyor Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin kış turizmi alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Çambaşı Kayak Merkezi’nde kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi ile kayak sezonu uzatılıyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 2019 yılında göreve gelmesini ardından bungalov evleri, telesiyejleri, kayak pistleri, 5 yıldız konforunda oteli ile Ordu turizmine kazandırdığı Çambaşı Kayak ve Dinlenme Tesisleri, ilklere imza atıyor. Bu çerçevede Karadeniz Bölgesi’nde ilk ve tek olma özelliği taşıyan 2 adet son teknoloji yüksek kapasiteli kar yapma makinesi Çambaşı Kayak Merkezi’ne kazandırıldı. Satın alınan makineler, kayak pistleri ve kızak alanlarında aktif olarak kullanıma sunuldu. Yapılan bu çalışma ile bölgedeki kış turizmi altyapısında önemli bir eksikliği de giderilmiş oldu. Karadeniz’de ilk kez bu ölçekte kullanılan kar yapma sistemiyle Çambaşı Kayak Merkezi, bölge turizmine ve ekonomiye katkı sağlayacak. Çambaşı Kayak Merkezi’ne kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi teknolojisi ile ön plana çıkıyor. Çevre dostu makineler, kar üretimini enerji verimli bir şekilde gerçekleştirmekte ve çevreye minimum etki bırakıyor. Bu sayede doğal kar şartlarını taklit edebiliyor. 4 adet su bölümü, 90 adet su nozulları ve 8-40 bar su çalışma basıncı gibi üst düzey donanım özelliklerine sahip makineler, 480 litre/dakika su tüketimi ile 83 metreküp/saat kar üretme kapasitesine sahip. Aşınmaya dayanıklı seramik su nozulları kar püskürtme tabancasının performansını önemli ölçüde arttırıyor. Ayrıca, çok düşük gürültü seviyesi ile ön plana çıkan, ultra hafif tasarımı ve tekerlekli şasiler ile makineler farklı noktalara hızlıca taşınabiliyor. Suni karlama makineleri manuel 360 derece döndürülebilirken, çalışma esnasında ise 120 derece salınım yapabiliyor. 40 metreye kadar kar püskürtebilen makineler, eksi 1 derece ile eksi 14 derece sıcaklığında kar üretebiliyor. Sezon süresi uzuyor Bu teknoloji sayesinde doğal kar yağışının yetersiz olduğu dönemlerde dahi pistlerin açık tutulması mümkün olacak. Makineler sayesinde sezon süresi uzatılarak hem sporcular hem de ziyaretçiler için kesintisiz ve güvenli kış turizmi sağlanacak. Tüm bu çalışmalarla ziyaretçi sayısının artırılması hedeflenirken Çambaşı Kayak Merkezi’nin bölgesel değil ulusal ölçekte rekabet edebilir hale gelmesinin de önü açılacak.
Erzincan Erzincan’da manda yetiştiriciliği için araştırmalar sürüyor Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Üzümlü ilçesinde gerçekleştirdiği işletme ziyaretinde manda yetiştiriciliğinin il tarımı açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. İl Müdürü Koçaker, Üzümlü ilçesine bağlı Denizdamı Köyü’nde üretici Kenan Tiryaki’ye ait işletmede incelemelerde bulundu. Toplam 27 manda ve 28 inekten oluşan büyükbaş hayvan işletmesini ziyaret eden Koçaker, işletmede yürütülen faaliyetler hakkında üreticiden bilgi aldı. Ahır şartları, hayvan sağlığı, besleme uygulamaları ve üretim kapasitesi yerinde incelendi. Ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın manda yetiştiriciliği açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, il genelindeki sulak alanların bu üretim modeli için büyük avantaj sunduğunu ifade etti. Manda sütünün besin değeri bakımından son derece zengin olduğunu vurgulayan Koçaker, bu ürünün hem insan sağlığı hem de katma değerli üretim açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Erzincan’da manda yetiştiriciliğinin köklü bir geçmişe dayandığını hatırlatan Koçaker, son yıllarda manda varlığında yaşanan azalmanın nedenlerine yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından manda yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla çeşitli destekleme ve hibe programlarının uygulandığını belirten Koçaker, üreticilerin bu desteklerden en üst düzeyde faydalanmasının hedeflendiğini kaydetti. Koçaker ayrıca, manda yetiştiriciliği konusunda tecrübeli üreticilerle sahada birebir görüşmelerin sürdüğünü, elde edilen veriler doğrultusunda üretimin yeniden canlandırılmasına yönelik planlamalar yapıldığını ifade etti. Erzincan’da manda varlığının artırılması, yerel üretimin güçlendirilmesi ve kırsal kalkınmaya katkı sağlanması amacıyla çalışmaların kararlılıkla devam edeceği vurgulandı.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aylık üretici ve market fiyat çalışmasına dair açıklama yaptı. Bayraktar, açıklamasında Aralık ayında üretici market fiyatlarındaki farklılıklarla girdi maliyetlerinde yaşanan değişimleri aylık ve yıllık olarak değerlendirdi. TZOB olarak bazı önemli ürün ve gıdalardaki aylık fiyat değişiklikleri ve spekülatif hareketler konusunda kamuoyunu bilgilendirmek üzere üretici ve market fiyat çalışmasını yaklaşık 20 yıldır her ay gerçekleştirdiklerini belirten Bayraktar, gerçekleştirilen çalışmada Türkiye genelinde beş bölgeden Ziraat Odalarının kanalı ile fiyatlar alınarak yapıldığını sözlerine ekledi. TZOB’un paylaştığı rakamların tüm bölgelerdeki farklı satış kanallarından alınan fiyatların ortalamasına dayandığını da kaydeden Bayraktar, "Rekolte, paketleme-ambalajlama, depolama ve işçilik maliyetleri, nakliye giderleri, ihracat akışı, aracı kârları, fire gibi zincirin tüm aşamaları fiyat oluşumunu etkilemektedir. Dolayısıyla üretici market fiyat makasının varlığı inkâr edilemez bir gerçektir. Önemli olan bu farkın nedenlerini doğru değerlendirmektir. Bu makasın fazla açıldığı durumlarda spekülatif faaliyetleri göstererek ilgili kurumların harekete geçmesini sağlamaktır" açıklamasında bulundu. "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Bayraktar, yıllık üretici market arasındaki fiyat farklılıklarını açıklayarak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda; 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu. Geçen yıla göre bu yıl markette en fazla fiyat artışı yüzde 133,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını, yüzde 110,4 ile elma, yüzde 106,6 ile fındık, yüzde 100,8 ile Antep fıstığı izledi. Geçen yıla göre bu yıl markette fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 40,6 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 39,8 ile marul, yüzde 39,5 ile karnabahar ve yüzde 29,1 ile kuru soğan takip etti. 2025 yılında, üreticide takip edilen 33 ürünün 16’sında fiyatlar artarken, 15 üründe fiyat düşüşü yaşandı. 2 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Geçen yıla göre bu 2025’te üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 343,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 160,4 ile Antep fıstığı, yüzde 159,3 ile kuru kayısı, yüzde 125,4 ile fındık izledi. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 58,8 ile sivri biber görüldü. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 56,3 ile karnabahar, yüzde 54,8 ile marul, yüzde 51,2 ile kuru soğan takip etti." "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü" Aralık ayı üretici-market fiyat değişimine de değinen Bayraktar, "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat farkını, yüzde 245,6 ile mandalina, yüzde 238,5 ile kabak, yüzde 238 ile yeşil soğan takip etti. Havuç 4,2 kat, mandalina 3,5 kat, kabak ve yeşil soğan 3,4 kat fazlaya markette satıldı. Üreticide 8 lira olan havuç 33 lira 93 kuruşa, 10 lira 50 kuruş olan mandalina 36 lira 29 kuruşa, 19 lira 25 kuruş olan kabak 65 lira 17 kuruşa, 12 lira 75 kuruş olan yeşil soğan 43 lira 10 kuruşa satıldı. Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürün; markette kabak, üreticide mandalina olurken, fiyatı en fazla düşen ürün; markette Ayçiçek yağı, üreticide beyaz lahana oldu" diye konuştu. "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı görüldü" Market fiyatlarındaki değişime ilişkin de konuşan Bayraktar, "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Aralık ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 97,5 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 77,3 ile domates, yüzde 75 ile salatalık ve yüzde 53,3 ile patlıcan takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,1 ile ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağındaki fiyat düşüşünü yüzde 12,2 ile toz şeker, yüzde 11,2 ile portakal, yüzde 5,1 ile ıspanak izledi" bilgisini paylaştı. "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı oldu" Bayraktar, aynı şekilde üreticideki ürünlerin fiyat değişimlerini de paylaşarak, "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı olurken, 15’inde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Aralık ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 38,1 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 28,5 ile marul, yüzde 27,3 ile havuç ve yüzde 18,9 ile pırasa izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 69,4 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 56,6 ile salatalık, yüzde 50,6 ile patlıcan, yüzde 44,5 ile kabak takip etti. Seralarda güzlük sezon bitti ve baharlık sezon için dikimler yapıldı. Ürünler henüz hasat olgunluğuna gelmediğinden bu geçiş aşamasında arz azaldı ve salatalık, patlıcan, kabak ve domateste üretici fiyatları arttı. Kuru soğan, patates, portakal, havuçta talep olmayışı fiyatların düşmesine sebep oldu. Lahana ve marulda arz artış sebebiyle fiyatlar düştü" ifadelerine yer verdi. Aralık ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere de değinen Bayraktar, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Aralık ayında, Kasım ayına göre amonyum sülfat gübresi yüzde 4,4, amonyum nitrat yüzde 2,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,8, oranında artarken, ÜRE gübresi yüzde 0,4, DAP gübresi yüzde 0,1 azaldı. Geçen yılın Aralık ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 50,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 46,3, DAP gübresi yüzde 41,1, amonyum nitrat yüzde 33,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 32,9 oranında arttı. Aralık ayında Kasım ayına göre süt yemi yüzde 2,6, besi yemi yüzde 2,2, son bir yılda süt yemi yüzde 29, besi yemi ise yüzde 30,6 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları geçen aya göre yüzde 19,4 oranında artarken, yıllık yüzde 27,1 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 6,6 oranında azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 21,9 oranında arttı."