GÜNDEM - 24 Mayıs 2025 Cumartesi 17:04

Haluk Bayraktar: "TB2’den KAAN’a uzanan bu dönüşüm, sadece teknolojik bir gelişme değil milletin kaderine sahip çıkma iradesidir"

A
A
A
Haluk Bayraktar: "TB2’den KAAN’a uzanan bu dönüşüm, sadece teknolojik bir gelişme değil milletin kaderine sahip çıkma iradesidir"

SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesinin 6’ıncısı Olağan Genel Kurul toplantısı İstanbul’da düzenlendi. SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bundan "20 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olduğumuz bir savunma sanayiinden, bugün yerlilik oranını yüzde 80’lere taşıyan bir Türkiye’ye ulaştık. Bayraktar TB2’den KAAN’a uzanan bu dönüşüm, sadece teknolojik bir gelişme değil milletin kaderine sahip çıkma iradesidir" dedi.


SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesinin 6’ıncı Olağan Genel Kurul toplantısı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Kampüsü gerçekleşti. Programa katılan Sanayii ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ve çok sayıda davetli katıldı.


Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır dünyada korumacı ekonomi politikalarının giderek ön plana çıktığını vurgulayarak, "Yapay zekâdan yarı iletken teknolojilerine, kuantum bilişimden uzaya teknolojinin pek çok sahasında yaşanan gelişmeler, küresel güç mimarisini yeniden şekillendiriyor. Kritik teknolojilere erişim rekabeti, yalnızca ticari değil aynı zamanda jeopolitik bir yarışa dönüşüyor. Bu yarış, yeni blokların, yeni iş birliklerinin ve hatta yeni gerilim alanlarının zeminini hazırlıyor. Diğer yandan, dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkan çatışmalar ve krizler; ’kurallara dayalı uluslararası sistem’ olarak tanımlanan yapının, çözüm üretme kapasitesinde ciddi bir zayıflama olduğunu ortaya koyuyor. Uzun yıllar boyunca, küresel güvenliğin teminatı olarak görülen bazı büyük aktörler; artık ortak güvenlik ilkeleri yerine giderek daha fazla kendi çıkarlarını önceliyor. Bu dönüşüm, geçmişte bu aktörlerin koruyucu şemsiyesi altında yer alan ülkeleri, derin bir stratejik yalnızlıkla ve savunma zafiyetiyle baş başa bırakıyor. Böylesine kırılgan ve öngörülemez bir küresel tablo karşısında tüm dünya genelinde ülkeler, stratejik caydırıcılık kapasitesini artırmak üzere daha fazla yatırım yapıyor. Bakınız, yalnızca geçtiğimiz on yılda küresel savunma sanayi harcamaları 1,9 trilyon dolardan 2,7 trilyon dolara çıktı. Zor bir coğrafyada konumlanmış, hem sınır ötesi tehditlerle hem de sınırlarımız içindeki asimetrik güvenlik riskleriyle uzun yıllardır mücadele eden bir ülke olarak, bu tabloya kayıtsız kalmak gibi bir alternatifimiz bulunmuyor" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin milli savunma sanayisinin stratejik bağımsızlık ve kalkınma vizyonunun bir parçası olduğunu vurgulayan Kacır, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, bu doğrultuda son 22 yılda ortaya konulan güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları; millî ve özgün ürünleri önceleyen uzun soluklu Ar-Ge, yatırım ve tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı yatırımları sonucunda, savunma sanayimiz büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ana yüklenicilerden KOBİ’lere, araştırma kuruluşlarından üniversitelere uzanan, çok katmanlı bir ekosistem inşa ettik. Ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmalarımız neticesinde; savunma ürünlerindeki yerlilik oranımızı 22 yılda yüzde 20’den yüzde 80’lerin üzerine çıkardık. Türkiye’nin millî ve özgün savunma sanayi ürünleri, bugün dünyada savaş paradigmalarını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak adından sıkça söz ettiriyor. Hava platformlarından deniz platformlarına, kara araçlarından uzay sistemlerine kadar pek çok kritik alanda, yerli ve milli teknolojileriyle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz. Savaş paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız Bayraktar TB2, 6/14Bayraktar TB3, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR; insansız savaş uçaklarımız ANKA-3, KIZILELMA; yüksek manevra kabiliyeti ve düşük radar izine sahip beşinci nesil savaş uçağımız KAAN, eğitim uçaklarımız HÜRKUŞ, HÜRJET; helikopterlerimiz ATAK ve GÖKBEY; Mavi Vatan’da özgürce yol alan MİLGEM, TCG ANADOLU; seyir füzelerimiz SOM ve ATMACA, süpersonik hızlarda çalışan hava-hava füzelerimiz GÖKDOĞAN, BOZDOĞAN; 7/14Dünya’nın her noktasından, hiçbir kısıtlamaya takılmadan görüntü almamızı sağlayan uydumuz İMECE. Her biri, dünyada ancak birkaç ülkenin sahip olabildiği teknolojik kabiliyetlerimizin ispatıdır" şeklinde konuştu.


SAHA İstanbul Savunma ve Havacılık Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ise "Küresel savunma harcamalarının 2.7 trilyon dolara ulaştığı bir dönemdeyiz. Bu rakam dünyadaki jeopolitik gerilimlerin ve güvenlik arayışlarının somut bir yansıması. Özellikle son beş yılda Afrika ve Avrupa’daki artışlar, bölgesel dinamiklerin ne denli hızlı değiştiğini ve savunma sanayiinin stratejik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle Avrupa’daki bu artış, sadece Ukrayna’nın değil kıtanın tüm güvenlik mimarisinin yeniden şekillendiğini de bir kez daha açıkça gösteriyor. Savunma alanında ilk 10 ülke, küresel harcamaların yüzde 72’sini gerçekleştiriyor. Bu görüntü gücün ve kaynakların belirli merkezlerde yoğunlaştığını açıkça ortaya koyuyor. Savaşın acı bir sonucu olarak Ukrayna’nın son 5 yılda yüzde 60 gibi devasa bir artışla karşılaşması, istikrarsızlığın ve çatışmaların savunma paradigmalarını nasıl kökten değiştirdiğinin canlı bir kanıtı. Ülkemiz artan tehditler karşısında pasif bir izleyici değil aktif bir oyuncu olarak sahnede yerini alıyor. Küresel savunma ticaretine baktığımızda, ABD ve Fransa’nın ihracatta başı çektiğini, ithalatta ise özellikle Ukrayna, Suudi Arabistan ve Hindistan gibi ülkelerin ön plana çıktığını görüyoruz. Bu tablo uluslararası güç dengelerinin, ittifakların ve bölgesel çatışmaların savunma sanayii ticaretini nasıl şekillendirdiğini net bir biçimde gösteriyor. Güçlü bir savunma sanayii dışa bağımlılığın zincirlerini kırmanın en etkili yolu. Türkiye ihracatçı ülkeler arasında yükselirken ithalata dayalı anlayışı da tarihe gömüyor. Türkiye, NATO içinde kendi teknolojik kimliğini inşa eden bir ülke olarak öne çıkıyor. İthalat tarafında Ukrayna, Hindistan, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin yüksek payları, bu bölgelerdeki güvenlik ihtiyaçlarının ve modernizasyon çabalarının ne denli yoğun olduğunu gösteriyor. Bu küresel dinamikler Türkiye’nin kendi özgün teknolojileriyle bu pazarlarda daha etkin bir rol oynaması için büyük bir fırsat sunuyor. Bundan 20 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olduğumuz bir savunma sanayiinden, bugün yerlilik oranını yüzde 80’lere taşıyan bir Türkiye’ye ulaştık. Bayraktar TB2’den KAAN’a uzanan bu dönüşüm, sadece teknolojik bir gelişme değil milletin kaderine sahip çıkma iradesidir. Bayraktar TB2 VE TB3, AKINCI, KIZILELMA, Anka, Kaan gibi özgün platformlarımızla küresel bir marka haline geldik. 180’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. 2024 itibarıyla sektör olarak artan bir ivmeyle 7.2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık" şeklinde konuştu.



Haluk Bayraktar: "TB2’den KAAN’a uzanan bu dönüşüm, sadece teknolojik bir gelişme değil milletin kaderine sahip çıkma iradesidir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.