EKONOMİ - 10 Mayıs 2024 Cuma 14:07

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Programımız hem içeride hem de dışarıda daha çok rağbet kazanacak”

A
A
A
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Programımız hem içeride hem de dışarıda daha çok rağbet kazanacak”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “OVP’nin sahipliği çok güçlü. Cumhurbaşkanımız uyguladığımız programın tam olarak arkasında. Programımız hem içeride hem de dışarıda giderek daha çok rağbet kazanacak. Çünkü iç tutarlığı olan bir program, kredibilitesi performansıyla birlikte artacak. Sonuç aldıkça inancın atacağı bir program ve biz sonuç alıyoruz” şeklinde konuştu.



Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IFF) ve TBB iş birliğiyle düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nda konuştu. Sürdürülebilirliğin tüm dünyada artık ana tema olduğunu belirten Şimşek, sürdürülebilir finansın da bu konunun en önemli bileşeni olduğunu söyledi. Şimşek, sürdürülebilir finansın önümüzdeki dönemde giderek büyüyen bir alan olacağına dikkati çekti. Şimşek, dünyanın sürdürülebilirlik alanında ihtiyacının çok büyük olduğunu, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde kimine göre buradaki açığın 4 trilyon dolar olduğunu belirtti.



“Özel sektör kaynaklarının mobilize edilmesi gerekiyor”


Sürdürülebilir finansın önümüzde dönemde giderek büyüyen bir alan olacağını belirten Bakan Şimşek, “Mutlaka özel sektör kaynaklarının mobilize edilmesi gerekiyor. Yani çok taraflı bankaların, kamunun imkanları burada yetersiz kalıyor. Sürdürülebilir finans çok kritik bir alan ben inanıyorum ki; Türk finans sistemi içerisinde hızlı bir şekilde büyüyecek. Bugün itibariyle sürdürülebilir finans kaynakları global olarak yaklaşık 3 trilyon dolar. Düzenleyici kurumlar, kaynakların sahipleri, burada sürdürülebilir yatırımları ön plana çıkaracak yaklaşım içindeler, sürdürülebilirliği esas alıyorlar” dedi.



“Yeşil dönüşümü sağlamak bizim için zaruret”


Sürdürülebilir finans ve yeşil dönüşümün Türkiye için çok kritik bir alan olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, “Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası gibi yerlerde de fonlamada ön plana çıkan ve büyüyen bir alan burası. Ülkelerin yeşil ürün potansiyeline göre sıralandığı bir araştırmada Çin bir numarada, Türkiye altıncı sırada. Bizim açımızdan sürdürülebilir finans, yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik kritik bir alan. Bu bir lüks değil, ihtiyaç. Çünkü biz yeşil dönüşümü sağlarsak o zaman cari açığımızı azaltmış oluruz. Enerjiyi dışarıda bıraktığımız zaman Türkiye’nin çok ciddi bir cari fazlası var. Bugün cari fazlamız olsaydı makro finansal istikrar, rezerv açısından çok farklı bir noktada olurduk. Bizim için bu alana odaklanmak, bu alandan kaynak devşirmek, bunun üzerinden yeşil dönüşümü sağlamak bizim için zaruret” diye konuştu.



Sürdürülebilirlikle ilişkili fon birikiminin 600-700 milyar dolardan 3 trilyon dolara çıktığını belirten Şimşek, önümüzdeki dönemde bu yöndeki varlık birikiminin çok daha hızlanacağını kaydetti.



Söz konusu kaynakların ağırlıklı olarak Avrupa’da tutulduğunu belirten Bakan Şimşek, “Bu açıdan çok şanslıyız. Çünkü biz Avrupa’yla dostuz, Avrupa’ya yakınız Avrupa’nın burada ön planda olması, yüzde 84 ile bu fonlara ev sahipliği yapıyor olması bizim açımızdan büyük bir avantaj. Bu alan önümüzdeki dönemde üzerinde durmamız gereken konu” diye konuştu.



“54 devlet yaklaşık 547 milyar dolarlık tahvil ihracında bulunmuş”


Son yıllarda ülkelerin yeşil ağırlıklı tahvil ihracı gerçekleştirdiklerine değinen Bakan Şimşek, “Bugüne kadar 54 devlet yaklaşık 547 milyar dolarlık tahvil ihracında bulunmuş. Bunun yüzde 80’i daha çok yeşil dönüşüm alanında” diye bilgi verdi.



Türkiye’nin sürdürülebilir yeşil finans alanında 2014’ten beri önemli bir yolculuğu bulunduğunu belirten Bakan Şimşek, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında bu alanda tahvil ihracı yapma sıralamasında 11’nci olduğunu belirtti.



“Yeşil tahvil ihracını devam ettireceğiz”


Türkiye’nin geçen sene Hazine olarak ilk yeşil tahvil ihracını yaptığını anımsatan Bakan Şimşek, “Başarılı bir ihraç oldu. Bunu devam ettireceğiz. Bu alanda kaynak ihtiyacı büyük bu kaynağı değerli görüyoruz. Bu alan önemli ve büyüyen bir alan. Sürdürülebilir finans konusunda birçok uluslararası kuruluşla yakın çalışıyoruz. Bugüne kadar önemli birikimi ülkemizin gelişmesi, kalkınması için kaynak devşirdik. Bunun artarak devam edeceğine inanıyorum. Çünkü bu konuda önemli bir farkındalık var. Eminim bankalar da şirketler de bu konuya daha fazla odaklanacaklardır” dedi.


Türkiye’nin en önemli önceliklerinden birinin sürdürülebilirlik olduğuna dikkati çeken Bakan Şimşek, “2053 itibarıyla net sıfır hedefine erişmeyi planlıyoruz. Bu Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak bir yolculuk. Türkiye’nin cari açığını azaltacak, kaliteli istihdam sağlayacak, kaliteli büyümeyi saplayacak bir süreç. Biz bu sürecin arkasındayız, önümüzdeki dönemde ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.



Sürdürülebilir kalkınma raporunda Türkiye’nin 166 ülke arasında 72’nci sırada yer aldığını belirten Bakan Şimşek, “Bu arzuladığımız bir sıralama değil, mutlaka çok daha hızlı şekilde ilerleme sağlamamız lazım diye konuştu. İklim değişikliği endeksinde 56’ncı sıradayız burada kat edeceğimiz çok mesafe var. Daha hızlı ilerlememiz gerekiyor. İklim kanunu, iklim düzenlemesi gündemde; inanıyorum ki hızlı bir şekilde tamamlanacak” şeklinde konuştu.


Bankaların, reel sektörün finansmana erişiminde büyük bir iyileşme olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, “Portföy girişlerinde de artış var. Son aylarda hızlandı. En önemlisi bankalarımız sermaye benzeri imkanları küresel piyasalardan uzun vadeli devşirebiliyorlar. Yıl başından bu yana yaklaşık 4 milyar dolarlık sermaye benzeri kaynak oluşturuldu. Bu programın çalıştığını ortaya koyuyor” diye konuştu.



“Net ihracatın katkısı dengelenme içerisinde”


Bakan Şimşek, enflasyon ve dengelenme konularına ilişkin olarak ise “Dengesizliklerin büyümede gideriliyor. Net ihracatın katkısı dengelenme içerisinde. Bu beraberinde dezenflasyonu ve sürdürülebilir cari açığı, rezerv birikimini getirecek. İkinci olarak; yıllık enflasyon yüksek ve Mayıs ayında yükselmeye devam edecek ama bu son 12 ayı gösteren enflasyon, enflasyon beklentilerine bakarsanız önümüzdeki 12 ay için beklenen enflasyon yüzde 35 civarı, biraz bizim hedef patikamızın üzerinde, ben inanıyorum ki; enflasyon düştüğü zaman beklentiler ile bizim patikamız arasındaki fark azalacak. Enflasyon beklentilerinde Ekim’e göre 10 puanlık bir iyileşme var” ifadelerini kullandı.



Cari açıkta daralmanın devam ettiğini belirten Bakan Şimşek, “Geçen sene Mayıs ayında 12 aylık cari açık 60 milyar dolardı. Şubat ayı itibariyle 32 milyar dolar civarına düştü. Bu sene milli gelire oranla yüzde 2,5 civarına düşecek. Yüzde 2,5 bize bir taraftan dış borcun milli gelire oranını düşürecek bir taraftan da rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak” dedi.



“Son 1 aydır net rezervlerde dramatik bir artış var”


Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programından sonuç verdiğinden bahseden Bakan Şimşek, “Son 1 aydır net rezervlerde dramatik bir artış var. Çünkü, seçimler aradan çıktı. Cumhurbaşkanımız bu programın tam olarak arkasında. Programımız hem içeride hem de dışarıda giderek daha çok rağbet kazanacak. Çünkü iç tutarlığı olan bir program, kredibilitesi performansıyla birlikte artacak bir program. Sonuç aldıkça inancın atacağı bir program ve biz sonuç alıyoruz” şeklinde konuştu.



“Risk priminde olumlu yönde ayrıştık”


Bakan Şimşek, Türkiye’nin CDS’inin 300 puanın altına gerilediğini belirten Şimşek, “Risk primimiz geçen sene 700 baz puanın üzerindeydi, şu anda 300’ün altında. Türkiye’nin küresel piyasalarda ödediği ilave faiz farkı gelişmekte olan ülkelerin çok üzerindeydi. Şu anda olumlu yönde ayrıştık. Programımız çalışıyor. Kurdaki oynaklık da azaldı. Uluslararası rating kuruluşları ülkemizin kredi notunu artırmaya başladılar. Önümüzdeki dönemde de artırma görünümüne sahipler. Biz kararlı bir şekilde sabırla bu programı uygularsak; Türkiye’nin kredi notu da artacak, makro finansal dengesizlikleri giderilecek, sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalamış olacağız” şeklinde konuştu.



Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Programımız hem içeride hem de dışarıda daha çok rağbet kazanacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Feride 3. yılında da geldi Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde ’Feride’ isimli tilki Taşlı Yaylasında esnaflık yapan Faik Hancı’yı 3 yıldır yalnız bırakmıyor. Esnaf ve Tilki’nin dostluk görüntüleri cep telefonu kamerasına yansırken, esnafın tilkiyle olan dostluğu görenleri gülümsetiyor.Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde 2 bin 300 rakımlı Taşlı Yaylası’nda esnaf Faik Hancı ile tilki ’Feride’nin 3 yıldır süren dostluğu dikkat çekiyor. Kış aylarında hayvancılık yapan yaz aylarında ise Taşlı Yaylası’da işletmecilik yapan Faik Hancı 3 yıl önce dükkanının önüne gelen tilki ile tanıştı. Her yıl yaz aylarında Hancı’nın yanına beslenmek için gelen ’Feride’ isimli tilki bu yıl da geleneği bozmadı. Yaylacılık sezonunun açılmasından kısa bir süre sonra Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı’nın yanına gelen Feride isimli tilki, dostluğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Yaylanın maskotu haline gelen Feride isimli tilki ile Faik Hancı’nın 3. yılındaki ilk buluşması cep telefonu kamerasına yansırken, tilkinin zayıfladığı gören Hancı’nın diyalogu izleyenleri gülümsetti. Tilkiye yemek veren Faik Hancı, “Nihayet sonunda Feride geldi. Feride sen neredeydin gel bakalım. Ben 15 gün oldu burayı açalı sen neredeydin. Sen ne kadar zayıflamışsın böyle. Sen burada hiç kendine bakmamışsın ki. Feride sonunda meydana çıktı. Anca anladı benim geldiğimi. Feride gelmiş hoş gelmiş” ifadelerini kullandı.Yavrularının olduğu öğrenilen tilki her gün gelerek et ve köftesini alırken, kimi zaman ise bakkaldan bisküvisini almaya ihmal etmiyor. Faik Hancı’nın sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüleri gören vatandaşlar da Feride isimli tilkiyi görmek için Taşlı Yaylası’na gelirken, insanlara yakınlığı ile tanınan tilkiyi çocuklar da besliyor.“Feride artık buranın maskotu oldu”30 yıldır Taşlı Yaylası’nda bulunduğu belirten Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı, 3 yıl önce Feride ile tanıştığını dile getirdi. Feride’nin artık kendisi ile hayat sürdüğünü kaydeden Hancı, “30 yıldır bu yayladayım. 3 yıl önce güz mevsiminde bir tilki geldi. Bize yaklaşmıyordu. Artık sezonun bitmesini bekliyorduk. O bize yaklaşmıyordu ama biz ona sevgi göstermeye çalıştık. 2-3 gün boyunca yanımıza gelmesi için uğraştık. Tesisin önüne geldi. Kimse olmayınca yanımıza geldi. Uzaktan köfte ve et attık. Sonrasında daha da yaklaştı. Elimizden yemek yemeye başladı. Böylece bize daha da yaklaşmaya başladı. Bakkaldan bizden habersiz yemek almaya başladı. O anları sosyal medyadan paylaşınca herkes merak etmeye başladı. Tilkiyi görmeye gelenler bile oldu. Tilkinin çocuklarla arası da çok güzel. Artık bizimle beraber bir hayat sürüyor. 3 yıl oldu. Her gün gelip etini, köftesi alır. Bazen ise bakkaldan bisküvisini alır. İsmini ’Feride’ koydum. 2 tane oldular. Diğeri de geliyor ama o biraz daha kurnaz. Kışın kayalıklarda barınıyor. Bu sene yavrulamış. 3 yıl oldu yuvasını bulamadık. Artık yavrularınla beraber gelmesini istiyoruz. Bu tilkileri bazı insanların vurmamasını istiyorum. Taşlı Yaylası’nda 2 tane tilki var bunlar insanlardan kaçmıyor. Bu hayvanların bu dağlarda olması gerekiyor. Çocuklar bile burada tilkiyi yediriyor. Feride artık buranın maskotu oldu. Bu hayvan 3 yıl oldu hiçbir zarar vermedi” dedi.
Niğde Niğde’nin doğa harikası alanı çöplüğe dönüyor Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırları içerisindeki Bolkar Dağları bölgesinde bulunan Meydan Yaylası, Karagöl ve Çinigöl’ü ziyaret edenlerin bilinçsiz davranışları ile bölgenin doğal güzellikleri tehlike altında. Onlarca endemik bitki türüne, ’sessiz kurbağa’ olarak da bilinen Toros kurbağasına (Rana Holtzi), yılkı atlarına ev sahipliği yapan bölgede tur şirketleri aracılığı ile gelenlerin çöp konteyneri olmasına rağmen gelişigüzel attığı çöpler, göl kenarına gelen kampçıların dünyanın tek sessiz kurbağa türünün doğal yaşamını etkilemeyecek mesafeye çadırlarını kurmamalarına doğaseverler isyan etti. Doğaseverler tarafından yapılan açıklamada, "Bern Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Toros kurbağasının doğal yaşam alanı olan Karagöl’e sıfır mesafede kampçıların çadır kurması onların hayatlarını tehlikeye atıyor. Gelen kulüp üyelerinin neredeyse gölün içerisine girecek derecede kurbağaların yaşam alanına, endemik bitki türlerinin üzerine çadır kurmaları hiç doğru değil. Gerekli uyarıları yapmamıza rağmen bunu dikkate almadılar. Kamp yapan, bölgede doğa yürüyüşü yapanların bu doğa güzellikleri koruması gerekir" ifadelerine yer verdiler. Öte yandan bölgeye tur şirketleri aracılığı ile gelen ziyaretçilerin Meydan Yaylası’nda Niğde İl Özel İdaresi tarafından konulan çöp konteynerlerine rağmen gelişigüzel atılan çöpleri toplayan doğa severler ziyaretçileri eleştirdi. Bölgede yerli ve yabancı ziyaretçilere rehberlik eden, Dağcı Hikmet İçel şunları söyledi; "6 - 7 otobüs bölgeye gelip kontrol edilemeyecek sayıda bir insan topluluğuyla yürüyüş yapmak doğa yürüyüşleri içerisinde yer alan bir tanım değil ve hiç bir zaman olmayacak. 150 kişinin bağırarak iletişim kurduğu, avazı çıktığı kadar bağırıp türkü söylediği bir yerde doğayı dinleme imkanımız maalesef olmuyor. Göle sıfır çadır kurmak, burada vakit geçirmek bölgenin endemik türüne maalesef zarar vermektedir. Bölgede bulunan çöplerin dışarıya dağıldığını gören ve bunu göre göre çöp atan bir zihniyet kendine doğa severim demesin. Ekip liderlerinin bunları uyarmıyor oluşu ayrı bir durum belirtmek isterim.” Bölgede yılın belli dönemlerinde çıkan endemik bitki türü ters lalenin birkaç gün içinde bilinçsiz ziyaretler nedeniyle yok olduğunu ifade eden İçel, "Önceki geldiğimizde her yerde olan ters laleler birkaç gün sonra geldiğimizde hem koparılmış hem de üstüne basılarak ezilmiş durumda çok çok az kalmıştı. Yakın illerden gelen ellerinde poşet ve bıçakla göl etrafında ot toplayan yürüyüş gruplarını da gördük. Uyarmamıza rağmen devam ettiler. Aynı ekipte ekip lideri gözümün içine baka baka sigara izmaritini yere attı ve devam etti. Bu kontrolsüzlük böyle devam ettiği sürece korkarız ki yakında ne kurbağa kalır ne ters lale ne de çayır çimen” şeklinde konuştu.