ASAYİŞ - 07 Şubat 2025 Cuma 20:16

Hrant Dink davasında karar: 9 sanığa müebbet hapis cezası

A
A
A

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı ve Yargıtay’ın 15 sanık yönünden verdiği bozma kararının ardından yeniden görülen davada karar açıklandı. Mahkeme, 9 sanığın müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ve 3 sanığın ise hükmen tutuklanmasına karar verdi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı ve Yargıtay’ın 15 sanık yönünden kısmen bozduğu davanın yeniden görülmesine devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Muharrem Demirkale hazır bulundu. Duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Sanık avukatları ile Dink ailesinin avukatları da mahkemeye katıldı.

9 sanığa müebbet hapis cezası

Alınan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, olay tarihinde uzman çavuş olarak görev yapan Bekir Yokuş’a, astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapan Gazi Günay’a, astsubay başçavuş Okan Şimşek’e, albay olarak görev yapan Ali Öz’e, polis memuru olarak görev yapan Mehmet Ayhan’a, polis memuru Onur Karakaya’ya, şube müdür yardımcısı Osman Gülbel’e ve müdür yardımcısı olarak görev yapan Hasan Durmuşoğlu’na ‘anayasayı ihlal’ suçundan, yüzbaşı Muharrem Demirkale’ye ise ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca sanık Demirkale’nin ‘anayasayı ihlal’ suçundan davanın reddine hükmedildi.

Mahkeme, sanık Bekir Yokuş’u ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etmek’ suçundan 10 yıl hapis cezasına, sanık Gazi Günay’ı ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan 25 yıl hapis cezasına, sanık Okan Şimşek’i ‘kasten öldürme’ suçundan 25 yıl hapis cezasına, sanık Ali Öz’ü aynı suçtan 25 yıl hapis cezasına, sanık Mehmet Ayhan’ı aynı suçtan 12 yıl 6 ay hapis cezasına, sanık Onur Karakaya’yı aynı suçtan 12 yıl 6 ay hapis cezasına, sanık Osman Gülbel’i aynı suçtan 16 yıl 8 ay hapis cezasına, sanık Hasan Durmuşoğlu’nu da aynı suçtan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Olay tarihinde astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapan Yavuz Karakaya’nın ‘anayasayı ihlal’ suçundan davanın reddine hükmeden heyet, ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etmek’ suçundan ise 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

3 sanığa tutuklama kararı

Olay tarihinde uzman çavuş olarak görev yapan sanık Veysal Şahin’i ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanıklar Onur Karakaya, Mehmet Ayhan ve Bekir Yokuş’un hükmen tutuklanmasına hükmetti. Bazı sanıkların ise üzerlerine atılı diğer suçlardan beraatlarına ve davalarının reddine de hükmedildi.

3 sanığa beraat, 1 sanığa dosya ayırma kararı

Öte yandan sanıklar Volkan Şahin, Mehmet Ali Özkılınç ve Şükrü Yıldız’ın kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle üzerlerine atılı suçlardan beraatlarına hükmeden mahkeme, hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık Faruk Sarı’nın ise dosyasının ayrılmasına karar verdi.

Mütalaadan

Açıklanan mütalaada, 2007’de uzman çavuş olarak görev yapan sanık Veysal Şahin, albay olarak görev yapan Ali Öz, astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapan Gazi Günay, müdür yardımcısı olarak görev yapan Hasan Durmuşoğlu, polis memuru olarak görev yapan Mehmet Ayhan, astsubay başçavuş Okan Şimşek, polis memuru Onur Karakaya ve şube müdür yardımcısı Osman Gülbel’in ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ile ‘anayasayı ihlal’ suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

2007’de uzman çavuş olarak görev yapan Bekir Yokuş’un ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ ve ‘Anayasayı ihlal’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası talep edilen mütalaada, yüzbaşı Muharrem Demirkale’nin ise ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ‘anayasayı ihlal’ suçundan davanın reddine karar verilmesi istendi. Açıklanan mütalaada, astsubay kıdemli başçavuş Yavuz Karakaya’nın ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istenirken, sanığın ‘anayasayı ihlal’ suçu yönünden davanın reddine karar verilmesi talep edildi.

1 sanığın dosyasının ayrılması talep edildi

Mütalaada, sanıklar Mehmet Ali Özkılınç, Şükrü Yıldız ve Volkan Şahin’in haklarında kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatlarına karar verilmesi talep edilirken, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Faruk Sarı’nın ise dosyasının ayrılması istendi.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Auckland City - Boca Juniors maçı gecikmeli tamamlandı 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda Auckland City-Boca Juniors maçı olumsuz hava koşulları nedeniyle gecikmeli tamamlandı. Yeni Zelanda ekibi turnuvadaki ilk puanını Arjantin’in güçlü takımına karşı aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda 3. ve son hafta maçları oynandı. Turnuvanın zayıf takımlarından olan Yeni Zelanda ekibi Auckland City, Arjantin temsilcisi Boca Juniors ile karşılaştı. Boca, müsabakaya beklendiği gibi üstün başlarken 26. dakikada öne geçti. Köşe vuruşu sonrası Di Lollo kafayı vururken direkten dönen topu kaleci Nathan Garrow çekmek istedi ancak başarılı olamadı ve top filelerle buluştu. Sarı-lacivertliler üst üste girdiği pozisyonları değerlendiremedi ve ilk yarı bu sonuçla tamamlandı. Auckland City, 52. dakikada beraberlik golünü buldu. Ceza sahasında Christian Gray kafayla topu ağlara gönderirken, takımı turnuvadaki ilk gol sevincini Boca Juniors’a karşı yaşadı. Bu golden kısa süre İsveçli hakem Nyberg, olumsuz hava koşulları nedeniyle maçı durdurdu ve iki takımın oyuncuları soyunma odasına girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra, karşılaşma 55. dakikadan itibaren devam etti. Boca Juniors, 59’da Merentiel ile 2. golü buldu ancak VAR uyarısıyla pozisyonu izleyen hakem golden önce elle oynama belirleyerek golü iptal etti. Kalan dakikalarda sarı-lacivertlilerin etkili ataklarına karşı kaleci Garrow gole izin vermedi. İki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı. Auckland City, turnuvada kalesinde 17 gol gördüğü grubu 1 puanla tamamlarken, Boca Juniors da 2 puanla Benfica ve Bayern’in ardından 3. oldu.
Sakarya Sakarya’da film sahnelerini aratmayan olay: Polisle çatıştı, bacağından vuruldu Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, kendisini polis ekiplerinin takip ettiğini fark eden, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan bir şüpheli, polisle girdiği çatışmada bacağından vuruldu. Kaçtığı motosiklet dükkanında silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulunan ve saatlerdir teslim olmayan şahsı ikna etmek için ailesi bölgeye getirildi. Olay, akşam saatlerinde Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi Harmanlık Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan Engin Ö. (53), Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı. Polise ateş açtı, bacağından vuruldu Takibi fark eden Engin Ö., ekiplerden kaçmaya çalışırken yanında bulunan tabancayla ateş açtı. Polis ekiplerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çıkan çatışmada Engin Ö. bacağından vuruldu. Buna rağmen kaçarak ateş etmeyi sürdüren şahıs, bölgede bir motosiklet dükkanına girdi. Dükkana giren şüpheli, bu kez elindeki tabancayı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bölgeye kısa sürede özel harekât polisleri dahil çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik çemberi oluşturulurken, Harmanlık Sokak’ın çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Çocukları ikna için getirildi Polis, şahsı ikna etmek için yakınlarına ulaştı. Kısa süre içinde Engin Ö.’nün çocukları, eşi ve ağabeyi olay yerine getirildi. Ailesi, şahsı ikna etmeye çalıştı. Aile üyeleri çelik yelek giydirilip, polis gözetiminde Engin Ö.’ye seslenerek teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis ekipleri saatlerdir teslim olmayan şüphelinin teslim olması için çabalarını sürdürüyor.
Ankara TBMM Başkanvekili Buldan: "Eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir" TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, "Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır" dedi. Buldan, TBMM Genel Kurulu açılışında konuştu. Buldan, cezaevinde tutuklu olan milletvekilleri Eş Başkanlar, Baladiye Başkanları’nı andı. Buldan, TBMM’nin kıymetli bir üyesi olan Sırrı Sürreyya Önder’i kaybettiklerini kaydederek, "Bugün öncelikle Sırrı Süreyya Önder’i huzurunuzda bir kez daha rahmetle, en içten duygularımla ve minnettarlığımla saygıyla anıyorum. Sırrı Başkan, demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı, siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere, siyasetin esas olarak insanlara ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle hepimize gösterdi, herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı. Çatışma ve kavga için sarf edilen sözler onun lügatinde zarar ziyandı. Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü yıkmak için değil, onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti taşıdı ve bu meclise aslında halkı taşıdı. O bir şifacıydı, bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü; çok kıymetli bir barış emekçisiydi. ’Barış, soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir.’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı kendi yaşamından öncelikli tuttu. Kıymetli dostum ve yol arkadaşımdan bu görevi bu şekilde devralmak benim için duygu yüklü, çok ağır bir durum fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba içinde olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil, bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur ve onun anısı yolumuza her daim ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum; ruhu şâd olsun, devri daim olsun" şeklinde konuştu. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın milletvekilleri, değerli halkımız; ben de bu kürsüye vekâlet ederken demokratik ilkelere bağlılıkla, tarafsız ve eşitlikçi bir tutumla yol alacağım. Gayretim, halk iradesinin gerçek manada parlamento zemininde tecelli etmesi üzerine olacaktır. Ülkenin dört bir yanından tüm farklılıkların, başta kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların sesinin bu zeminde yükselmesi ve duyulması için çaba sarf edeceğim. Her siyasi düşüncenin, her fikrin kendisini özgürce ifade edebilmesi için çoğulculuğu ve katılımcılığı esas alan bir anlayış içerisinde olacağım. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte ülke ve bölge barışının inşa edilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmesi elbette ki elzemdir. Ortak vatanda 86 milyonun geleceğini yakından ilgilendiren onurlu bir barışı sağlamak istiyoruz. Bu temelde, hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır. Bundan hareketle, barış ikliminin kalıcılaşması ve demokratik çözüm sürecinin güvenli bir zeminde ilerleyebilmesi için hukuki ve siyasi zeminde atılması gereken temel adımların en önemli adresi tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisidir."