ASAYİŞ - 29 Nisan 2025 Salı 23:32

İBB soruşturmasında gözaltına alınan 18 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı

A
A
A
İBB soruşturmasında gözaltına alınan 18 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik "yolsuzluk ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınan 48 şüpheliden 18’i sevk edildikleri adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 30 kişinin Sulh Ceza Hakimliği’ndeki işlemleri sürüyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB’ye yönelik yürütülen "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma", "ihaleye fesat karıştırma", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından yürütülen soruşturma dahilinde; Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Cumartesi günü yeni bir operasyon düzenlenmiş, ikinci dalgada 53 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Gözaltı kararı verilen 53 şüphelinin yakalanması için İstanbul, Ankara ve Tekirdağ illerinde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 52 kişi gözaltına alınmıştı.

52 şüphelinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlandı. Şüpheliler ardından Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne getirildi. 52 şüpheli sağlık kontrollerinden sonra İstanbul Adalet Sarayına adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen 4 şüpheli ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan 48 şüpheliden 18’i adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle, 30 kişi ise tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Şüphelilerden 18’i adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, 30 kişinin Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifade işlemleri sürüyor.

Melike İnal

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Asiye Ağaoğlu Anadolu Lisesi Kız Futsal Takımı, dünya kupası yolcusu İkinci kez Türkiye şampiyonu olan Asiye Ağaoğlu Anadolu Lisesi Kız Futsal Takımı, Brezilya’da düzenlenecek olan ISF Dünya Şampiyonası’na Türkiye adına katılarak ülkemizin adını uluslararası arenada duyurmaya hazırlanıyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu tarafından inşa edilip Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan okul, Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’nun annesinin adını taşıyor. Asiye Ağaoğlu Anadolu Lisesi Kız Futsal Takımı, Okullararası Futsal Türkiye Şampiyonası’nda elde ettiği üst üste ikinci Türkiye şampiyonluğu ile önemli bir başarıya imza attı. Bu başarıyla birlikte takım, kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek olan ISF (Uluslararası Okul Sporları Federasyonu) Futsal Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil etmeye hakkı kazandı. Şampiyon takımın beden eğitimi öğretmeni Emrah Kaş, Brezilya’daki turnuvaya büyük bir titizlikle hazırlandıklarını belirterek, "Brezilya’da dünyanın en iyi takımlarıyla karşılaşacağız. Antrenmanlarımızı ve tüm hazırlıklarımızı buna göre sürdürüyoruz. Hedefimiz ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek" dedi. Emrah Kaş bu büyük başarıda çok sayıda kişi ve kurumun katkısı olduğunu belirterek Ali Ağaoğlu ve Sena Ağaoğlu’na, Okul Müdürü Emin Doğan’a, Dudulluspor Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Ekrem Taslak ve ekibine, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beylerbeyispor Kadın Futbol Takımlarına destekleri için teşekkür etti. Takım kaptanı ve aynı zamanda Dudulluspor Kadın Futbol Takımı oyuncusu olan İlayda Tali ise şunları söyledi: "Turnuva bizim için harika geçti. İki yıldır bu hedef için çalışıyoruz. Bu tutkuyla şampiyonluğa ulaştık. Tüm takım arkadaşlarımın emeğine sağlık. Şimdi önümüzde dünya kupası var ve biz en iyi dereceyi alacağımıza inanıyoruz." "Şampiyonluğun gururunu yaşıyoruz, sırada dünya kupası var" Ağaoğlu Avrasya GYO Genel Müdürü Sena Ağaoğlu, Türkiye şampiyonu olan genç sporcuları tebrik ederek şu açıklamalarda bulundu: "Ağaoğlu Grubu olarak, bugüne kadar spor, eğitim ve kültür-sanat gibi alanlarda çeşitli desteklerde bulunduk bundan sonra da bu tip faaliyetleri desteklemek grubumuzun temel öncelikleri arasında yer alıyor. Aile büyüğümüzün, kıymetli babaannemin adını taşıyan Asiye Ağaoğlu Anadolu Lisesi’ne de her zaman destek vermeye ve tüm ihtiyaçlarında yanlarında olmaya gayret gösteriyoruz. Bu gurur verici başarıda emeği geçen tüm öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi kutluyorum. Türkiye şampiyonluğunun ardından şimdi gözümüz Brezilya’da. Genç kızlarımızdan kupalar ve yeni şampiyonluklar bekliyoruz."
İstanbul Dünyaca ünlü genetik uzmanları Acıbadem Üniversitesi’nde buluştu Genetik bilimindeki önemli ve son gelişmeler, Acıbadem Üniversitesi’nde, Türkiye’nin en kapsamlı öğrenci kongrelerinden biri olan ALIS 2025’te masaya yatırıldı. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından 8 yıldır düzenlenen Uluslararası Öğrenci Kongresi ALIS, bu yıl "Genomics: Sequence to Solution" temasıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte, hem bugünün hem de geleceğin genetik çözümlerine ışık tutuldu. Üç farklı kıtadan, ABD, İngiltere, Japonya ve İsveç’ten dünyaca ünlü 15 bilim insanının konuşmacı olarak katıldığı, genetik biliminin bugünü ve geleceğinin ele alındığı kongreye 700’ün üzerinde akademisyen ve öğrenci katılım sağladı. Genomdan uzaya, tanıdan tedaviye pek çok gelişmenin paylaşıldığı kongrede özellikle genetik ve kişiye özel kanser tedavilerindeki gelişmeler öne çıktı. Her yıl farklı bir konunun ele alındığı kongrede, bu yılın temasının genetik olduğunu dile getiren Kongre Başkanı, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ömer Bahadır Kılıç, üç farklı kıtadan dünyaca ünlü bilim insanlarını ağırladıklarına dikkat çekerek, "Bilimsel gelişmelerin paylaşıldığı oturumların yanı sıra 40’tan fazla atölye seçeneğimiz ve AIMS Kerem Aydınlar Öğrenci Araştırma Ödüllerimizle beraber katılımcılarımıza çok kapsamlı bir program sunduk. Türkiye’nin en büyük öğrenci kongrelerinden biri olan ALIS’i bu yıl da başarıyla tamamladık" şeklinde konuştu. Kongreye katılan önemli isimlerden Harvard Tıp Fakültesi Pediatrik Genetik Uzmanı Prof. Dr. Catherine Brownstein ve Acıbadem Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Koray Özduman ise genetik tanıdan klinik uygulamalara, yapay zekadan uzun okuma dizileme teknolojisine kadar pek çok çarpıcı konuyu bilim dünyasıyla paylaştı. "Tanı ve gen keşfi açısından heyecan verici bir dönemdeyiz" Genetik biliminde yaşanan ilerlemelerin tanı ve keşif süreçlerini kökten değiştirdiğini belirten Harvard Tıp Fakültesi Boston Çocuk Hastanesi Pediatrik Genetik Uzmanı Prof. Dr. Catherine Brownstein, tanı ve gen keşfi açısından son derece heyecan verici bir dönemden geçtiğimize dikkat çekerek, "Giderek daha erişilebilir hâle gelen birçok yeni teknoloji var ve araştırmaların mevcut durumu hiç olmadığı kadar iyi. Dolayısıyla, dizileme (sequencing) maliyetleri dramatik şekilde düştükçe, büyük ailelerin genomlarını dizilemek ve gen adaylarını birbirinden ayırmak çok daha kolay olacak. Ayrıca, birden fazla hastalık tanısı olan kişilerle ilgili sorunlarımız vardı. Ancak daha fazla aileyi dizileyebildikçe, genetik yapılarını inceleyebildikçe bu tür durumları ayırmak, fark etmek ve tanı koymak daha da kolaylaşacak" dedi. "Yapay zeka yorulmuyor, avantajları büyük" Yeni teknolojilerin önemli avantajlar sunduğunu vurgulayan Brownstein, "Uzun okuma dizilemesi (long-read sequencing) gibi yeni teknolojiler de giderek daha erişilebilir hâle geliyor. Bu teknoloji sayesinde, bir tek genomdan normalde alabileceğimizden çok daha fazla bilgi, hatta epigenetik veriler bile elde edebiliyoruz. Bu beni özellikle heyecanlandıran bir gelişme" dedi. Genetik verilerin yorumlanmasında yapay zeka teknolojilerinin sunduğu avantajlara da değinen Brownstein, "Yapay zeka yorulmuyor. Biz ne kadar çok makale okursak okuyalım, ne kadar çok literatüre ulaşmaya çalışırsak çalışalım, bunu asla yapay zeka kadar verimli ve hızlı yapamayız. Bu nedenle, hipotez üretimi açısından da bu dönem son derece heyecan verici" şeklinde konuştu. "Genetik bilimindeki gelişmelerle tedaviler artık daha etkin" Kongrenin bir diğer önemli katılımcısı olan Acıbadem Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Koray Özduman ise nöro-onkoloji, özellikle de gliom gibi karmaşık beyin tümörlerinin tedavisi alanındaki son gelişmelerden bahsederek, genetik çalışmaların beyin cerrahisindeki başarı oranını arttırdığına dikkat çekti: "Moleküler genetik dediğimiz genetik araştırmalar beyin cerrahisi dalımızı düşünemeyeceğiniz kadar değiştirdi. Genetik veriler sayesinde artık tanılar çok daha nesnel hale geldi. Zaman içerisinde tümörlerin yakalarında; adeta bir rozet gibi kişiyi tanımlayan, bütün özelliklerini belirleyen genetik değişikliklerin olduğunu fark ettik. Genetik bilimindeki gelişmeler sayesinde artık genetik özelliklere göre hastalıkları çok daha iyi ve efektif olarak tedavi edebiliyoruz." Genetik tanıdan yapay zekaya kadar son gelişmeler paylaşıldı Genetik ve kişiye özel kanser tedavileri konusunda yaptığı çalışmalarla çığır açan, kanser genetiğinin kurucularından kabul edilen Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuke Nakamura konuşmasıyla dikkat çekti. ABD Weill Cornell Medicine’den ve NASA’nın İkizler Çalışması’nın baş araştırmacılarından biri olan Prof. Dr. Christopher Mason ise, uzun süreli uzay yolculuklarının genler ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini gözler önüne sererken, genetik tanının öncülerinden Japonya Yokohama Şehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Naomichi Matsumoto ise 50’den fazla nadir hastalığın genetik temelini ortaya çıkardığını ve bu sayede tanı konulamayan binlerce hastaya umut olunduğuna dikkat çekti. Üç çocuğunu nadir hastalıklardan kaybettikten sonra bu konuda farkındalık oluşturmak ve bilimsel araştırmalar için fon ortaya çıkarılmasını sağlamak için Wilhelm Vakfı’nı kuran İsveçli çift Helene ve Mikk Cederroth da kongrenin konuşmacıları arasındaydı; sağladıkları fonlar sayesinde birçok yeni araştırmanın başlatıldığına ve tanısız hastalar için umut ışığı doğduğuna dikkat çektiler. Özellikle nörolojik hastalıkların genetik temellerini araştırmaya yönelik yaptığı bilimsel çalışmaları paylaşan Acıbadem Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kaya Bilgüvar, yenilikçi tanı araçlarının geliştirilmesinin öneminden söz etti. Ortopedi alanında dünya çapında kabul gören kriterler geliştiren, Acıbadem Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Javad Parvizi, hayat hikayesini anlattığı sunumunda ilham verici konuşmasıyla özellikle tıp fakültesi öğrencilerine kariyer yolculukları için rehberlik etti. Sistem biyolojisi ve multi-omik analizlerde öncü olan King’s College London’dan Prof. Dr. Adil Mardinoğlu ise sunumunda özellikle obezite, diyabet ve karaciğer hastalıklarında yaptığı çalışmalarla kişiselleştirilmiş tıbbın önünü açtığını gözler önüne serdi. ALIS Kongresi Danışmanı, Acıbadem Üniversitesi ACURARE Nadir Hastalıklar ve Yetim İlaçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özden Hatırnaz Ng, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’den Genetik Uzmanı Prof. Dr. Uğur Özbek ve Nadir Hastalıklar Federasyonu’ndan Sağlık Hukuku Uzmanı Avukat Güneş Uyar, yer aldıkları panelde nadir hastalıklarla ilgili son gelişmelerden söz ettiler. Ünlü sanatçı Mert Fırat ise "İyilik genlerimizde var" konulu söyleşide sosyal sorumluluk projelerinden söz ederek kongreye renk kattı.
Bursa ’100 Okul 100 Akademisyen Projesi’nin ilki gerçekleşti Bursa Teknik Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde hayata geçirilen "100 Okul 100 Akademisyen Projesi"nin ilki, Nilüfer Borsa İstanbul Fen Lisesi’nde gerçekleştirildi. BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu öğrencilerle bir araya gelerek, gençlere üniversite kültürü ve geleceğe hazırlanma noktasında ipuçları verdi. Bursa Teknik Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan "Eğitim ve Öğretim İş Birliği Protokolü" kapsamında "100 Okul 100 Akademisyen Projesi" başladı. Proje kapsamında farklı akademik alanlardan, BTÜ’lü 100 akademisyen, Bursa genelindeki 100 lisede yüz yüze ders etkinlikleri gerçekleştiriyor. Öğrencilere üniversite kültürünü tanıtarak, bilimsel sohbetler ve konu anlatımlarıyla gençlerin akademik, mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefleyen projenin ilki Nilüfer Borsa İstanbul Fen Lisesi öğrencileriyle gerçekleştirildi. Buluşmanın ilk konukları ise BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu oldu. "100 Okul 100 Akademisyen Projesi" hakkında bilgi veren BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, BTÜ’nün şehirle bütünleşen projeler üretmeye özen gösterdiğini, gençlere yönelik çalışmaların ise özel bir yeri olduğunu söyledi. Bu doğrultuda lise öğrencilerine yönelik "100 Okul 100 Akademisyen Projesi"ni hayata geçirdiklerini dile getiren Rektör Naci Çağlar, "100 akademisyenimiz Bursa genelindeki ortaöğretim kurumlarında yüz yüze ders etkinlikleri gerçekleştirecek. Bu buluşmalar sayesinde öğrencilerimiz, üniversite kültürünü tanıyacak ve tercih edecekleri alanla alakalı bilgi sahibi olacak. Bu projemizin, genlerimizin geleceğini şekillendirme noktasında çok kıymetli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Öğrencilere, Türkiye’de bir ilk olacak diğer bir projenin müjdesini veren Rektör Çağlar, "Tercihten Önce Üniversiteni Yaşa Projesi’ ile siz lise öğrencilerimize, 1 aylığına kapılarımızı, üniversiteli olmanız için açacağız. Proje kapsamında, lise 3 ve 4’ncü sınıf öğrencileri, üniversite tercihi yapar gibi okumak istedikleri bölümü tercih edecek. Yerleştirme sırasında öğrencilerin okul not ortalaması baz alınacak. Her bölüme 5 lise öğrencisini kabul edileceğimiz proje ile siz öğrenciler ilk üniversite deneyiminizi 1 ay boyunca, haftada bir gün BTÜ sıralarında gerçekleştirebileceksiniz. Bu projemiz sayesinde siz kıymetli öğrencilerimiz, doğru tercihte bulunacak ve geleceğinizi doğru şekillendirebileceksiniz" dedi. Öğrencilerden gelen soruları da yanıtlayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, üniversitelerin sadece meslek kazandıran değil aynı zamanda gençleri hayata hazırlayan kurumlar olduğunu söyledi. Öğrencinin hangi üniversitede okuduğundan çok üniversite yıllarını nasıl geçirdiğinin öneminin büyük olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, "Örneğin; bizler üniversitemizde düzenlediğimiz BTÜ Konuşmaları programı ile her hafta öğrencilerimizi, rol model isimlerle bir araya getiriyoruz. Tüm bölümlerimizde; yapay zekâ, eleştirel düşünme ve kariyer planlama dersleri ile öğrencilerimize sağlam bir altyapı sunuyoruz. Yine gençlerin ufkunu açacak, hayata yeni bir pencereden bakmalarını sağlayacak etkinlikler düzenliyoruz. Bu faaliyetlerimiz sayesinde öğrencilerimize sadece meslek kazandırmıyor aynı zamanda onları her açıdan hayata hazırlıyoruz. Tüm bunlar ve daha fazlası sayesinde üniversitemizden; sorgulayan, eleştirel bakış açısına sahip, sosyal becerileri yüksek, 21. yüzyıl becerilerine sahip mezunlar veriyoruz" diye konuştu. BTÜ’nün fark kattığı alanlardan bahseden Rektör Çağlar, "Bursa Teknik Üniversitesi olarak bizi farklı kılan en önemli unsurlardan biri, uygulamalı eğitime verdiğimiz önem. Öğrencilerimizi sadece teorik bilgiyle değil, güçlü laboratuvar ve atölye altyapısıyla, gerçek hayat projeleriyle, sektör iş birlikleriyle ve araştırma odaklı bir eğitimle yetiştiriyoruz. Ayrıca öğrencilerimizin girişimci ruhunu besleyecek Teknopark imkânlarımız, disiplinlerarası proje üretmeye teşvik eden yarışmalarımız ve akademisyen-öğrenci etkileşimini güçlü tutan yapımız sayesinde, sadece "bir mühendis" değil; düşünen, araştıran, fark oluşturan bireyler yetiştiriyoruz" dedi. BTÜ’nün başarılarına dair istihdam istatistiklerini de paylaşan Rektör Çağlar, "Uyguladığımız eğitim modeli, sanayi ile güçlü iş birliklerimiz ve son sınıf öğrencilerimizi sektöre bir dönem boyunca tam zamanlı gönderdiğimiz İşletmede Mesleki Eğitim Programı (İMEP) sayesinde öğrencilerimiz henüz mezun olmadan iş teklifi alıyor. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin verilerine göre öğrencilerimizin yüzde 18’i henüz mezun olmadan, yüzde 74’ü ise mezun olduktan sonra en geç 6 ay içinde iş sahibi oluyor. Yükseköğretim Kurulu’nun verilerine göre ise ‘iş dünyasının mezunlarından memnun olduğu üniversiteler’ sıralamasında ilk üç üniversite arasında yer alıyoruz. Siz kıymetli öğrencilerimizi de başarılarıyla adından bahsettiren üniversitemizde görmek isteriz" ifadelerini kullandı. Üniversite ve bölüm tercihinin bir öğrencinin hayatındaki en önemli kararlardan biri olduğunun altını çizen Rektör Naci Çağlar, "Üniversite olarak, sizlerin üniversite ortamını tanıması ve karar sürecinde bilinçli bir yol izlemesi için birçok etkinlik düzenliyoruz. Her yıl üniversite sınav sonuçları açıklandıktan sonra tercih sürecinde kampüsümüzde düzenlediğimiz tercih günleri ile tüm bölümlerden akademisyenlerimizi, siz öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Liselere yönelik üniversite tanıtım gezileri kapsamında 1 yıl içerisinde 5 binin üzerinde öğrenciyi üniversitemizde ağırlıyoruz. İsteyen tüm öğrencilerimizi üniversitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyarız" ifadelerini kullandı. Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu ise. "Bu proje sayesinde değerli akademisyenlerimizle bir araya gelerek birçok konuyu yakından tanıma ve öğrenme fırsatı bulacaksınız. Sizlerden gelecek sorular, gelecekte kuracağınız dünyayı daha iyi anlamanız açısından büyük önem taşıyor. Unutmayın, sorularınız; geleceğinizi inşa edecek temel taşlardır. Amacımız; cesur, sorgulayan ve lider bireyler yetiştirmektir. Çünkü bu hikâye size ait ve bu hikâyenin lideri sizsiniz. Bugün bizlerle birlikte olan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Naci Çağlar’a teşekkür ediyor, bundan sonraki buluşmalarımızın da tüm öğrencilerimiz için verimli geçmesini temenni ediyorum" dedi.
Antalya Büyükşehir’den Ata’ya saygı sergisi Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi iş birliğiyle Gençlik Haftası kapsamında "Ata’ya Saygı" sergisi açıldı. Resim, heykel, grafik tasarım ve seramik gibi eserlerin yer aldığı sergi, 23 Mayıs’a kadar Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde ziyarete açık kalacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde Gençlik Haftası kapsamında Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin eserlerinden oluşan, "Ata’ya Saygı" sergisinin açılışı gerçekleşti. Sergide, genç sanatçılar eserlerini sergileme fırsatı buldu. 23 Mayıs tarihine kadar açık kalacak sergide resim, heykel, grafik tasarım ve seramik gibi farklı disiplinlerden özgün eserler yer alıyor. "Sizlere destek olmaktan mutluyuz" Serginin açılışında konuşan Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Böcek, genç sanatçılara verdikleri önemi dile getirerek "Türk gençliğinin Ata’sına duyduğu saygı ve minneti bu şekilde dile getirmesi, gönlünden, ruhundan kopan eserleri bizlerle paylaşması bizleri mutlu etti. Sanat ruhumuzu her zaman okşasın, geleceğe hep bu şekilde bakalım istiyoruz. Sizlere destek olmaktan çok mutluyuz" dedi. Üniversite ve belediye iş birliğiyle anlamlı sergi Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Zuhal Başbuğ ise "Türk gençliği Atatürk’ün izinde ilelebet yürüyecektir. Ata’mızın anıldığı tüm etkinliklerde olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu vesileyle Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, emeği geçenlere ve eserleriyle katkı sunan öğrencilerimize teşekkür ederim" diye konuştu. "Sanat, özgürlüğün en yüksek ifadesidir" Sergide eserleriyle yer alan Grafik Bölümü öğrencisi Yağmur Kaya, genç sanatçıların bu anlamlı günde yalnızca bir sergi değil, aynı zamanda bir duruş sergilediklerini vurgulayarak "Bu gün burada sadece bir sergi açmıyoruz. Aynı zamanda bir duruşu, bir anlayışı, bir duyguyu paylaşıyoruz. Sergimizin ismi Ata’ya Saygı olsa da içeriği özgür. Çünkü bizler fikirlerini özgürlük üzerine kurmuş bir liderin mirasçılarıyız. Sanatı da özgürlüğün en yüksek ifadelerinden biri olarak görüyoruz. Bu sergide resimden heykele, grafik tasarımdan seramiğe kadar birçok farklı disiplinden özgün ve çağdaş eserler yer alıyor. Bu sergiyi düzenleyerek hem büyük mirasa selam gönderiyor, hem de onun açtığı aydınlık yolda yürümeye devam ettiğimizi gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
Bursa CarrefourSA’dan Bursa’ya güçlü yatırım Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, perakende sektöründeki büyümesini istikrarlı adımlarla sürdürüyor. Bursa’da yeni açılan hiper marketi ile 32 markete ulaşan CarrefourSA, güçlü bayi ağı ve online marketi ile şehrin dört bir yanına yayılan bir perakende ekosistemine dönüştü. Kaliteli, güvenilir ve yenilikçi alışveriş deneyimini Bursa’nın her noktasına taşıyan CarrefourSA, yeni yatırımlarıyla şehirdeki varlığını güçlendirmeye devam edecek. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markası CarrefourSA, 74 ilde bin 250’den fazla mağazası ve bayileri dahil olmak üzere 15 bin kişiye ulaşan kadrosuyla müşterilerine doğru ürünü, doğru üreticiden, doğru fiyata ulaştırırken; organize gıda perakende sektörü açısından stratejik bir konumda bulunan Bursa’da büyümesini sürdürüyor. Bursa’da toplam 32 mağazaya ulaşan CarrefourSA, Ata Bulvarı Atapark’ta yeni açılan hiper formatlı marketiyle yenilikçi vizyonunu güçlü bir şekilde yansıtıyor. Sezonda 80 farklı balık türü ve deniz mahsulünün yer aldığı taze balık reyonu, veteriner hekim kontrolünde hizmet veren yüzde 100 yerli besi ürünlerin satışa sunulduğu kasap reyonu, dünya mutfaklarından lezzetler, organik, vegan, glütensiz ve diyabetik ürünler, geniş ürün çeşidi ile kahve reyonu, kişisel bakım ürünleri ve gıda dışı ürün reyonlarının bulunduğu hiper market geniş ürün yelpazesi ile dikkat çekiyor. CarrefourSA’nın fırın hizmetiyle sunduğu kendi üretimi unlu mamuller, tazelik ve çeşitlilik açısından öne çıkarken; Lezzet Arası restoranı da dünya mutfaklarından seçenekler ve sağlıklı alternatifler sunan menüsüyle hiper markete değer katan özel bir lezzet alanı olarak konumlanıyor. Online market hizmeti, geniş otopark alanı, dijital teknolojilerle donatılmış akıllı kasa ve teraziler gibi imkanlara da müşterilerine konforlu bir alışveriş deneyimi sunuyor. Lezzet Arası ile market fiyatına restoran deneyimi CarrefourSA Hiper’de yer alan Lezzet Arası Restoranı, 350 metrekarelik alanı ve kapsayıcı menüsüyle, dünya mutfaklarından seçenekleri ve sağlıklı alternatifleri bir araya getiriyor. Ev yapımı sulu yemekler, ızgaralar, meze ve salata büfeleri, müşterilerin kasap veya balık reyonlarından seçtiği ürünlerin şefler tarafından ücretsiz olarak pişirilip servis edilmesi, Lezzet Arası Restoranını alışverişle entegre bir gastronomi deneyimi haline getiriyor. "Bursa’da güçlü bir yatırım atağı başlattık" CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Bursa, bizim en eski mağazalarımızın bulunduğu illerimizden bir tanesi. Bursa bizim iç ev demek. Nilüfer ilçesindeki en eski mağazamızı inşaat sebebiyle kapatmak durumunda kaldık. Ama 5 yeni mağaza açarak Bursa’ya yatırımlarımıza hız verdik. Bursa’da toplam 32 mağazaya ulaştık ve 500 kişiyi istihdam ediyoruz. Yeni açtığımız 5 mağazaya 125 milyon lira yatırım yaptık. Restoran, taze gıda, balık ve kasap reyonuyla Bursa halkının ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılama hedefiyle yeni hiparmarketimizi açtık. Bursa’da olmaya ve büyümeye bu şehrin güzel insanlarına hizmet etmeye devam edeceğiz. Lezzet Arası Restoranı ile sulu yemekten ızgara yemeklere kadar günlük 100 çeşide kadar yemek çıkıyor. Taze gıda reyonunda çok geniş balık çeşitlerimiz ile sezonunda 80 çeşide varan balık satıyoruz. Uygun fiyatlarla dizayn edilmiş mağazamız gurme Bursalılara hitap edecek seviyede. Bursa’nın en iyi mağazası burası olacağı konusunda iddialıyız" diye konuştu.