GÜNDEM - 20 Mayıs 2025 Salı 17:40

İlim Yayma Ödüllerinin 4.’sünün lansmanı İstanbul’da yapıldı

A
A
A
İlim Yayma Ödüllerinin 4.’sünün lansmanı İstanbul’da yapıldı

Bu yıl 4’üncüsü düzenlenecek İlim Yayma Ödülleri’nin lansmanı yapıldı. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Bilal Erdoğan, "Bu ödüllere aday olabilecek bütün araştırmacıların, akademisyenlerin aday olmaya teşvik edilmelerini arzu ediyoruz" dedi.


İlki 2019’da gerçekleştirilen ve iki yılda bir düzenlenen İlim Yayma Ödülleri’nin 4’üncüsü için Beşiktaş’ta bir otelde lansman yapıldı. Programa İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, İlim Yayma Vakfı Başkanı Yusuf Tülün, İlim Yayma Ödülü Komisyon Başkanı Prof. Dr. İdris Sarısoy ile birçok medya temsilcisi katıldı. İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Yayın Koordinatörü İrfan Altıkardeş de lansmanın davetlileri arasındaydı. Törende ‘Büyük Ödül’ olarak 5 milyon TL, ‘Mühendislik, Doğa ve Sağlık Birimleri’ ile "Sosyal Bilimler" kategorilerinde ise 2’şer milyon TL ödül verileceği öğrenildi. Törenle ilgili bir konuşma yapan Erdoğan, akademisyenlerin "Mühendislik", "Doğa ve Sağlık Bilimleri" ile "Sosyal Bilimler" alanındaki ödüller için İlim Yayma Ödülleri web sitesi üzerinden dijital başvurularının 16 Mayıs itibarıyla alınmaya başlandığını anlattı.



"Akademisyenlerin İlim Yayma Ödülleri web sitesi üzerinden dijital olarak başvurularını kabul etmeye başladık"


2019 yılında verilmeye başlanan ödüllerin 3 kategoriden oluştuğunu belirten İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, "İlim Yayma Ödüllerinin dördüncüsü için bir aradayız. İnşallah üç ödüldeki tecrübe ve başarı bizleri dördüncü ödülle ilgili gerçekten daha da heyecanlandırıyor. Özellikle başvuruların 16 Mayıs itibariyle açıldığını, mühendislik, doğal sağlık bilimleri ve sosyal bilimler ödülüne aday olmak isteyen akademisyenlerin İlim Yayma Ödülleri web sitesi üzerinden dijital olarak başvurularını kabul etmeye başladık. Dolayısıyla sizler aracılığıyla bu ödüllere aday olabilecek bütün araştırmacıların, akademisyenlerin aday olmaya teşvik edilmelerini arzu ediyoruz. Ödüllerimiz aday olma ve aday gösterilme usulüyle verildiği için çok katmanlı bir değerlendirme sürecinden sonra verildiği için ne kadar çok aday olur veya aday gösterilirse ödül sahiplerimizin de düzeyi o kadar artacak demektir. Bu bakımdan az önce söylediğim iki ödül, yani 2 milyonluk ödülümüz olan Mühendislik, Doğal Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler ödüllerimiz için başvuru süreci açılmıştır. Sizlerin aracılığıyla bütün araştırmacı ve akademisyenlerimizin bu yarışmaya aday olabileceklerini hatırlatmak istiyoruz. 5 milyon liralık büyük ödülümüz içinse özellikle rektörlerimiz aday göstermek suretiyle ödüle aday kişiler belirleniyor. Ödül komisyonumuz rektörlüklerimizi ziyaret etti. Türkiye’deki bütün akademisyenlerimize mektup göndermek suretiyle bu süreci tanıttılar. Yine sizler aracılığıyla üniversite rektörlerimizin, organize sanayi bölgesi başkanlarının ve onur kurulu üyelerimizin büyük ödüle aday göstermelerini hatırlatmış oluyoruz" diye konuştu.



"İlim Yayma Ödülleri Türkiye’nin en büyük akademik ödülü"


İlim Yayma Ödüllerinin Türkiye’nin en büyük akademik ödülü olduğunu ifade eden Erdoğan, "Veriliş şekli itibariyle, başvuru alması itibariyle, değerlendirme süreçlerinin detaylı olması, incelikleri itibariyle dünyanın sayılı akademik ödüllerinden bir tanesi. Çok özgün bir akademik ödül. Türkiye’de İlim Yayma olarak hem cemiyet hem vakıf olarak 75 yıla yaklaşan tarihimizde binlerce öğrenciye, öğretmene, akademisyene ve akademisyen adayına yurt, kurs, barınma, proje destekleriyle destek olmuş, 2010 yılında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’ni kurmuş, eğitimin çınarı olan Türkiye’de İlim Yayma’nın gerçekten yakışır projesi, Türkiye’nin en büyük ödülleri. Bir yandan Türkiye’deki üst düzey akademik çalışmayı, bilimsel araştırmayı ödüllendirmeyi öngörüyoruz, hedefliyoruz. Diğer taraftan da bu vesileyle parlak, genç dimağların, akademisyen namzeti gençlerimizin, çocuklarımızın kariyer olarak bu itibarlı, bu şerefli çok önemli yolu seçmelerimizi teşvik etmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.



"74 yılı geride bırakıyoruz"


İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün ise, "İlim Yayma Ödülleri’nin dördüncüsüne hazırlık yapıyoruz. Burada benim en çok önemsediğim şey, biz 1951 kuruluşlu bir sivil toplum kuruluşuyuz. Baba ocağıyız, bizden neşet etmiş, bizden doğmuş bir sürü sivil toplum kuruluşu bize onur veriyor, gurur veriyor. Şu anda Türkiye’nin 81 vilayetinde 185’in üstündeki şubelerimizle, 100’ün üstündeki gençlik merkezlerimizle her türlü gayretlerimizle, çabamızla 74 yılı geride bırakıyoruz inşallah 11 Ekim’de. Önümüzdeki süreç içinde de, 2025-2026, 11 Ekim’de başlayıp, 11 Ekim’de sona erecek olan 75 yılımızda da böyle güzel bir çalışmanın içinde de birlikte olmak bizim için şeref verici. Bu konuda en çok sevindiğim şeylerden bir tanesi şahsen, kanaatimce insan kaynaklarının zenginliği, çeşitliliği baskı altına alınmış, öğretilmiş çaresizliklerin sınırladığı zihinlerin özgürlüğü tatması, bilimsel çalışmaların yaygınlaşması, bilimsel çalışmaların rehberliğinde, bilim adamların rehberliğinde ülkemizin değişik alanlarda, farklı alanlarda yürüyüşünün şahlanışa geçmesi beklentimizdir" şeklinde konuştu.



"31 Temmuz’a kadar başvuru yapılabilecek"


İlim Yayma Ödülleri Ödül Komisyonu Başkanı Prof. Dr. İdris Sarısoy, verilen ödüllerin toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamasını hedeflediklerini belirterek, "Biz, "Sosyal Bilimler", "Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri" ve "Büyük Ödül" olmak üzere 3 ödül veriyoruz. Dünyamızda yaşadığımız sorunlara evrensel düzeyde çözüm getirmiş akademisyenlerimizin İlim Yayma Ödülleri’ne aday olması ya da aday gösterilmesini istiyoruz. Rektörlerimize yoğun ziyaretler gerçekleştirerek bu hususta desteklerini istedik" dedi.


Başvuru sürecinin 31 Temmuz’a kadar sürdüğünü söyleyen Sarısoy, basın mensuplarından ödüllerin özellikle akademik dünyada ve gençler arasında tanınmasına katkı sağlamasını arzuladıklarını ifade ederek, "Bu sene gerçekleştireceğimiz dördüncü ödülde de gerçekten akademide bilinirlik anlamında belirli bir seviye ulaşmış olacağız. Biz bu ödülleri bilimin evrenselliği ilkesine göre yönetiyoruz. İnşallah basın mensuplarımızın vasıtasıyla bu ödüller daha geniş kitlelere ulaşacaktır" diye konuştu.



İlim Yayma Ödüllerinin 4.’sünün lansmanı İstanbul’da yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.