ASAYİŞ - 12 Kasım 2025 Çarşamba 15:07

İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çeşitli gazetecilere fon sağladığı iddiası

A
A
A
İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çeşitli gazetecilere fon sağladığı iddiası

 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında 'kurduğu suç örgütü ile yolsuzluk yapıldığı' iddiasıyla hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıkmaya devam ediyor. İddianamede, İmamoğlu'nun CHP'nin fiili genel başkanı gibi davranarak Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğü ve çeşitli gazetecilere fon sağlayarak PR yaptırdığı kaydedildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında kurduğu suç örgütü ile yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıkmaya devam ediyor.

Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çeşitli gazetecilere fon sağlayarak PR yaptırdığı belirtildi

Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesinin ardından Kemal Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğü, bu amaç doğrultusunda kamuoyu desteği sağlamak üzere çeşitli gazetecilere fon sağlayarak PR yaptırdığı, örgütün medya ve sosyal medya üzerindeki faaliyetlerini örgüt yöneticisi olduğu öne sürülen Murat Ongun'un organize ettiği ve Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak, Yavuz Oğhan ve Ruşen Çakır gibi gazetecilerle çeşitli televizyon kanallarının suç örgütü tarafından fonlandığı aktarıldı.

CHP'nin fiili genel başkanı gibi davrandığı ifade edildi

2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Genel Seçimleri'nde ‘Cumhurbaşkanı Adayı' olarak gösterilmeyen şüpheli İmamoğlu'nun, CHP'nin o dönem genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı parti içi gizli çalışmalarını hızlandırarak Kılıçdaroğlu'na yakınlığı ile bilinen CHP'li yöneticileri çeşitli vaatlerle yanına çektiğinin aktarıldığı iddianamade, İmamoğlu'nun bu konuda gizli toplantılar da yaptığı, internet üzerinde yapılan toplantılardan birinin kamuoyuna da yansıdığı, bu görüntülerde parti siyasetinde kendisinden daha üst konumumda bulunan kişilere emir ve talimatlar verdiği ve CHP'nin fiili genel başkanı gibi davrandığı kaydedildi.

İmamoğlu'nun o dönem delegeler ve ilçe belediye başkanları üzerinde mutlak hakimiyeti bulunmadığı için Akpolat ile birkaç belediye başkanıyla ittifak yapmak durumunda kaldığı aktarıldı

Hazırlanan iddianamede, şüpheli İmamoğlu'nun 8 Ekim 2023'de yapılan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde parti içi siyasette Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile ittifak yaptığı, Kılıçdaroğlu'nun aday gösterdiği Cemal Canpolat'a karşı Akpolat'ı aday gösterdiği yakın arkadaşı Özgür Çelik'i desteklediği belirtildi. İmamoğlu'nun o dönem delegeler ve ilçe belediye başkanları üzerinde mutlak hakimiyeti bulunmadığı için Akpolat ve onunla birlikte hareket eden birkaç belediye başkanı ile ittifak yapmak durumunda kaldığının ifade edildiği iddianamede, İstanbul'un en ‘zengin' ilçelerinden Beşiktaş'ın belediye başkanlığını yapan Rıza Akpolat'ın yolsuzluklarla büyük maddi güce ulaştığı, il başkanlığı seçimde oy kullanacak delegelere maddi menfaat sağladığı ve bu konuda vaatlerde bulunarak oy tercihlerini Özgür Çelik'ten yana kullanmalarını sağladığı ifade edildi.

İmamoğlu'nun 2024 yerel seçimlerinde birçok belediye başkanını kendisine tabi kıldığı, 5 Belediye Başkan adayını ise Akpolat'ı belirlediği aktarıldı

İddianamede ayrıca, 38. İstanbul İl Kongresi'nde ‘delegeleri satın alarak' desteklediği il başkanının seçilmesini sağlayan İmamoğlu'nun 2023'de yapılan CHP 38. Olağan Kongresi'nde Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısında aday olarak Özgür Özel'i belirlediği, İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde yaşanan sürecin benzerinin genel kurultayda da yaşandığı, ‘delegelerin satın alınarak' Özgür Özel lehine oy kullanmalarının sağlandığı ve CHP'de yaşanan genel başkan değişikliğinden sonra partinin kontrolünün tamamen İmamoğlu'na geçtiği aktarıldı. Ayrıca, 2024 Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerinde İstanbul ilçelerinde ve Türkiye genelinde il ve ilçe belediye başkan adaylarının birçoğunun İmamoğlu tarafından belirlendiği Eyüpsultan, Bakırköy, Üsküdar, Beylikdüzü, Kadıköy gibi ilçelerde İmamoğlu'nun kendisine bağlı kişileri aday gösterdiği, bazı ilçe belediye başkanlarını ise kendisine tabi kıldığı, öte yandan Avcılar, Sarıyer ve Bayrampaşa gibi belediye başkan adaylarının ise İstanbul il başkanlığı seçimleri ile olağan kurultaydaki rolünden dolayı Rıza Akpolat tarafından belirlendiği kaydedildi.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.