EKONOMİ - 21 Mayıs 2025 Çarşamba 09:08

İstanbul 9 yıl sonra dünya kongre şehirleri sıralamasında ilk 20’de

A
A
A
İstanbul 9 yıl sonra dünya kongre şehirleri sıralamasında ilk 20’de

İstanbul, 2024’te katılımcı sayıları 50 ila 7 bin 300 arasında değişen 86 uluslararası kongreye ev sahipliği yaparak, dünya kongre şehirleri sıralamasında dünyada ve Avrupa’da birer sıra daha yukarı çıktı.



İstanbul Ticaret Odası’ndan (İTO) yapılan açıklamaya göre, geçtiğimiz yıl İstanbul’da yapılan büyük kongre sayısı bir önceki yıla göre 14 adet artış gösterdi. Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre İstanbul, geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında üç sıra ilerleyerek 2015’ten bu yana ilk kez ilk 20 şehir arasına girdi. İstanbul, kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 15’inci, dünyada ise 20’nci sırada yer aldı. Kongre turizminde ilk 10’u hedefleyen İstanbul, bu hedefine daha önce bir kez 2015’te ‘dünya 8’inciliği’ ile ulaşmıştı.


ICCA listesinde 2024 yılında Viyana, dünyada 154 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 153 kongre ile Lizbon, 144 kongre ile Singapur izledi.


ICCA’nın raporuna göre İstanbul, ilk kez açıklanan ‘2024 Yılı Tıp Bilimleri Toplantıları İçin En İyi 8 Şehir’ listesinde de dünyada 8’inci sıraya yerleşti.


"Hedefimiz katma değerimizi artırmak"


İTO ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, "Adım adım hedefe İstanbul kongre sıralamasında 2017 yılında dünya genelinde 133’üncü sıradayken, bugün Avrupa’da 15’inci, dünyada ise 20’nci sırada. Hedefimiz, kalıcı olarak ilk 10’a girmek ve katma değerimizi artırmak" ifadelerini kullandı.


Avdagiç, İstanbul’un küresel kongre pazarında ‘toplantı mekanları’, ‘otel olanakları’ ve ‘uluslararası erişilebilirlik’ olmak üzere 3 önemli avantaja sahip olduğunu vurguladı.


Avdagiç, "İstanbul, Avrupa şehirleri sıralaması yapan uluslararası CityDNA’nın toplam geceleme sayısına göre belirlediği ‘2024 Yılı Avrupa Konaklama İstatistiklerinde En İyi Performans Gösteren Destinasyonlar’ sıralamasında, Londra’dan sonra 2’nci sıraya yerleşti. Yine CityDNA’nın ‘Avrupa Destinasyonlarına Yönelik Uluslararası Seyahatlerdeki Artış’ istatistiklerinde de İstanbul ve Antalya ilk 4’te yer aldı. Avrupa’nın en çok büyüme gösteren şehirleri arasında ülkemizden iki şehrin birden olması gurur verici" değerlendirmesinde bulundu.


Avdagiç, önümüzdeki aylarda, CityDNA’nın bir sonraki genel kurulunun İstanbul’da gerçekleşmesini planladıklarını kaydetti.


"54 en önemli ‘fikri sermaye’ lideri ile temasa geçiyoruz"


Avdagiç, "Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV) ve ICVB olarak küresel turizm ve kongre sektörlerinde İstanbul’u temsil ediyoruz. Geçtiğimiz yıla kıyasla 14 adet artan kongre sayımızın 2025 ve 2026 yıllarında daha da artması için çalışmalarımız sürüyor. Aynı şekilde, 2025 yılında şehrimize kazandırdığımız ve bizim destek verdiğimiz 15 uluslararası kongreye ve 2026 yılında ise aralarında Uluslararası Kulak Burun Boğaz Dernekleri Federasyonu’nun 8 bin 500 katılımcılı uluslararası kongresinin de yer aldığı 3 kongreye ev sahipliği yapacağız. 2025 yılı ve sonrasında da İstanbul’a alınması için ICVB olarak adaylık çalışması yaptığımız ve katılımcı sayıları 500 ile 5.000 arasında değişen 7 uluslararası kongre mevcut" bilgisini verdi.


Avdagiç, ‘Fikri Sermaye’ ve ‘İstanbul Turizm Endeksi’ projeleri ile İstanbul’un kongre turizminde ilk 10’da kalıcı olarak yer almasına ciddi destek sağladıklarını söyledi.


Avdagiç, İstanbul’a kongre alım sürecinin daha verimli yapılması amacıyla Fikri Sermaye Araştırma Projesinin çalışmalarına başladıklarını kaydetti. Avdagiç şunları söyledi: "İstanbul’a uluslararası büyük çaplı toplantıları getirme potansiyeline sahip olan 54 en önemli ‘fikri sermaye’ liderini tespit ettik. Bu sene başlattığımız ikinci etapta ise, bu liderlerle iletişime geçiyor ve büyük çaplı uluslararası kongrelerin getirilmesi için lobi faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Projemizin sonucunda, fikri sermaye lideri sayımızı 70’e çıkarmayı ve İstanbul’a gelecek 5 yılda büyük çaplı önemli uluslararası kongrelerin alınmasını hedefliyoruz."


"İstanbul için kapsamlı bir Turizm Endeksi geliştirmeyi hedefliyoruz"


Avdagiç, ‘İstanbul Turizm Endeksi’ projesi ile de İstanbul için kapsamlı bir Turizm Endeksi geliştirmeyi ve kentin turizm stratejisi ve politikalarını şekillendirecek önemli bir araç oluşturmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.


Avdagiç, 2025’in kalan ikinci yarısında İstanbul’da, aralarında ICVB’nin destek verdiği kongrelerin de bulunduğu ve katılımcı sayıları 100 ila 2 bin arasında olan toplam 23 uluslararası kongre düzenleneceğinin bilgisini verdi.


Öne çıkan kongreler arasında; haziran ayında, Psikoterapi Entegrasyonunu Araştırma Derneği Yıllık Toplantısı, Kuzey Amerika Radyoloji Derneği Spotlight Kursu, Uluslararası Görsel Metotlar Konferansı, temmuz ayında Avrupa Biyokimya Dernekleri Federasyonu Toplantısı, Avrupa Planlama Okulları Derneği Kongresi, Dünya Ekokardiyografi ve İlgili Teknikler Kongresi, ağustos ayında Dünya Tıp Hukuku Kongresi, eylül ayında Avrupa Vasküler Cerrahi Derneği Yıllık Toplantısı, Avrupa Nöroradyoloji Derneği Yıllık Toplantısı, ekim ayında da Avrupa Jinekolojik Endoskopi Derneği Yıllık Uluslararası Kongresi yer alıyor.



İstanbul 9 yıl sonra dünya kongre şehirleri sıralamasında ilk 20’de

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Çambaşı Kayak Merkezi’nde yapay karlama sistemi ile sezon uzatılıyor Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin kış turizmi alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Çambaşı Kayak Merkezi’nde kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi ile kayak sezonu uzatılıyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 2019 yılında göreve gelmesini ardından bungalov evleri, telesiyejleri, kayak pistleri, 5 yıldız konforunda oteli ile Ordu turizmine kazandırdığı Çambaşı Kayak ve Dinlenme Tesisleri, ilklere imza atıyor. Bu çerçevede Karadeniz Bölgesi’nde ilk ve tek olma özelliği taşıyan 2 adet son teknoloji yüksek kapasiteli kar yapma makinesi Çambaşı Kayak Merkezi’ne kazandırıldı. Satın alınan makineler, kayak pistleri ve kızak alanlarında aktif olarak kullanıma sunuldu. Yapılan bu çalışma ile bölgedeki kış turizmi altyapısında önemli bir eksikliği de giderilmiş oldu. Karadeniz’de ilk kez bu ölçekte kullanılan kar yapma sistemiyle Çambaşı Kayak Merkezi, bölge turizmine ve ekonomiye katkı sağlayacak. Çambaşı Kayak Merkezi’ne kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi teknolojisi ile ön plana çıkıyor. Çevre dostu makineler, kar üretimini enerji verimli bir şekilde gerçekleştirmekte ve çevreye minimum etki bırakıyor. Bu sayede doğal kar şartlarını taklit edebiliyor. 4 adet su bölümü, 90 adet su nozulları ve 8-40 bar su çalışma basıncı gibi üst düzey donanım özelliklerine sahip makineler, 480 litre/dakika su tüketimi ile 83 metreküp/saat kar üretme kapasitesine sahip. Aşınmaya dayanıklı seramik su nozulları kar püskürtme tabancasının performansını önemli ölçüde arttırıyor. Ayrıca, çok düşük gürültü seviyesi ile ön plana çıkan, ultra hafif tasarımı ve tekerlekli şasiler ile makineler farklı noktalara hızlıca taşınabiliyor. Suni karlama makineleri manuel 360 derece döndürülebilirken, çalışma esnasında ise 120 derece salınım yapabiliyor. 40 metreye kadar kar püskürtebilen makineler, eksi 1 derece ile eksi 14 derece sıcaklığında kar üretebiliyor. Sezon süresi uzuyor Bu teknoloji sayesinde doğal kar yağışının yetersiz olduğu dönemlerde dahi pistlerin açık tutulması mümkün olacak. Makineler sayesinde sezon süresi uzatılarak hem sporcular hem de ziyaretçiler için kesintisiz ve güvenli kış turizmi sağlanacak. Tüm bu çalışmalarla ziyaretçi sayısının artırılması hedeflenirken Çambaşı Kayak Merkezi’nin bölgesel değil ulusal ölçekte rekabet edebilir hale gelmesinin de önü açılacak.
Erzincan Erzincan’da manda yetiştiriciliği için araştırmalar sürüyor Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Üzümlü ilçesinde gerçekleştirdiği işletme ziyaretinde manda yetiştiriciliğinin il tarımı açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. İl Müdürü Koçaker, Üzümlü ilçesine bağlı Denizdamı Köyü’nde üretici Kenan Tiryaki’ye ait işletmede incelemelerde bulundu. Toplam 27 manda ve 28 inekten oluşan büyükbaş hayvan işletmesini ziyaret eden Koçaker, işletmede yürütülen faaliyetler hakkında üreticiden bilgi aldı. Ahır şartları, hayvan sağlığı, besleme uygulamaları ve üretim kapasitesi yerinde incelendi. Ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın manda yetiştiriciliği açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, il genelindeki sulak alanların bu üretim modeli için büyük avantaj sunduğunu ifade etti. Manda sütünün besin değeri bakımından son derece zengin olduğunu vurgulayan Koçaker, bu ürünün hem insan sağlığı hem de katma değerli üretim açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Erzincan’da manda yetiştiriciliğinin köklü bir geçmişe dayandığını hatırlatan Koçaker, son yıllarda manda varlığında yaşanan azalmanın nedenlerine yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından manda yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla çeşitli destekleme ve hibe programlarının uygulandığını belirten Koçaker, üreticilerin bu desteklerden en üst düzeyde faydalanmasının hedeflendiğini kaydetti. Koçaker ayrıca, manda yetiştiriciliği konusunda tecrübeli üreticilerle sahada birebir görüşmelerin sürdüğünü, elde edilen veriler doğrultusunda üretimin yeniden canlandırılmasına yönelik planlamalar yapıldığını ifade etti. Erzincan’da manda varlığının artırılması, yerel üretimin güçlendirilmesi ve kırsal kalkınmaya katkı sağlanması amacıyla çalışmaların kararlılıkla devam edeceği vurgulandı.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aylık üretici ve market fiyat çalışmasına dair açıklama yaptı. Bayraktar, açıklamasında Aralık ayında üretici market fiyatlarındaki farklılıklarla girdi maliyetlerinde yaşanan değişimleri aylık ve yıllık olarak değerlendirdi. TZOB olarak bazı önemli ürün ve gıdalardaki aylık fiyat değişiklikleri ve spekülatif hareketler konusunda kamuoyunu bilgilendirmek üzere üretici ve market fiyat çalışmasını yaklaşık 20 yıldır her ay gerçekleştirdiklerini belirten Bayraktar, gerçekleştirilen çalışmada Türkiye genelinde beş bölgeden Ziraat Odalarının kanalı ile fiyatlar alınarak yapıldığını sözlerine ekledi. TZOB’un paylaştığı rakamların tüm bölgelerdeki farklı satış kanallarından alınan fiyatların ortalamasına dayandığını da kaydeden Bayraktar, "Rekolte, paketleme-ambalajlama, depolama ve işçilik maliyetleri, nakliye giderleri, ihracat akışı, aracı kârları, fire gibi zincirin tüm aşamaları fiyat oluşumunu etkilemektedir. Dolayısıyla üretici market fiyat makasının varlığı inkâr edilemez bir gerçektir. Önemli olan bu farkın nedenlerini doğru değerlendirmektir. Bu makasın fazla açıldığı durumlarda spekülatif faaliyetleri göstererek ilgili kurumların harekete geçmesini sağlamaktır" açıklamasında bulundu. "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Bayraktar, yıllık üretici market arasındaki fiyat farklılıklarını açıklayarak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda; 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu. Geçen yıla göre bu yıl markette en fazla fiyat artışı yüzde 133,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını, yüzde 110,4 ile elma, yüzde 106,6 ile fındık, yüzde 100,8 ile Antep fıstığı izledi. Geçen yıla göre bu yıl markette fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 40,6 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 39,8 ile marul, yüzde 39,5 ile karnabahar ve yüzde 29,1 ile kuru soğan takip etti. 2025 yılında, üreticide takip edilen 33 ürünün 16’sında fiyatlar artarken, 15 üründe fiyat düşüşü yaşandı. 2 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Geçen yıla göre bu 2025’te üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 343,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 160,4 ile Antep fıstığı, yüzde 159,3 ile kuru kayısı, yüzde 125,4 ile fındık izledi. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 58,8 ile sivri biber görüldü. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 56,3 ile karnabahar, yüzde 54,8 ile marul, yüzde 51,2 ile kuru soğan takip etti." "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü" Aralık ayı üretici-market fiyat değişimine de değinen Bayraktar, "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat farkını, yüzde 245,6 ile mandalina, yüzde 238,5 ile kabak, yüzde 238 ile yeşil soğan takip etti. Havuç 4,2 kat, mandalina 3,5 kat, kabak ve yeşil soğan 3,4 kat fazlaya markette satıldı. Üreticide 8 lira olan havuç 33 lira 93 kuruşa, 10 lira 50 kuruş olan mandalina 36 lira 29 kuruşa, 19 lira 25 kuruş olan kabak 65 lira 17 kuruşa, 12 lira 75 kuruş olan yeşil soğan 43 lira 10 kuruşa satıldı. Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürün; markette kabak, üreticide mandalina olurken, fiyatı en fazla düşen ürün; markette Ayçiçek yağı, üreticide beyaz lahana oldu" diye konuştu. "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı görüldü" Market fiyatlarındaki değişime ilişkin de konuşan Bayraktar, "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Aralık ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 97,5 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 77,3 ile domates, yüzde 75 ile salatalık ve yüzde 53,3 ile patlıcan takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,1 ile ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağındaki fiyat düşüşünü yüzde 12,2 ile toz şeker, yüzde 11,2 ile portakal, yüzde 5,1 ile ıspanak izledi" bilgisini paylaştı. "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı oldu" Bayraktar, aynı şekilde üreticideki ürünlerin fiyat değişimlerini de paylaşarak, "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı olurken, 15’inde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Aralık ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 38,1 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 28,5 ile marul, yüzde 27,3 ile havuç ve yüzde 18,9 ile pırasa izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 69,4 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 56,6 ile salatalık, yüzde 50,6 ile patlıcan, yüzde 44,5 ile kabak takip etti. Seralarda güzlük sezon bitti ve baharlık sezon için dikimler yapıldı. Ürünler henüz hasat olgunluğuna gelmediğinden bu geçiş aşamasında arz azaldı ve salatalık, patlıcan, kabak ve domateste üretici fiyatları arttı. Kuru soğan, patates, portakal, havuçta talep olmayışı fiyatların düşmesine sebep oldu. Lahana ve marulda arz artış sebebiyle fiyatlar düştü" ifadelerine yer verdi. Aralık ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere de değinen Bayraktar, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Aralık ayında, Kasım ayına göre amonyum sülfat gübresi yüzde 4,4, amonyum nitrat yüzde 2,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,8, oranında artarken, ÜRE gübresi yüzde 0,4, DAP gübresi yüzde 0,1 azaldı. Geçen yılın Aralık ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 50,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 46,3, DAP gübresi yüzde 41,1, amonyum nitrat yüzde 33,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 32,9 oranında arttı. Aralık ayında Kasım ayına göre süt yemi yüzde 2,6, besi yemi yüzde 2,2, son bir yılda süt yemi yüzde 29, besi yemi ise yüzde 30,6 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları geçen aya göre yüzde 19,4 oranında artarken, yıllık yüzde 27,1 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 6,6 oranında azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 21,9 oranında arttı."