GÜNDEM - 06 Ekim 2024 Pazar 10:18

İstanbul’un illegal renkleri

A
A
A
İstanbul’un illegal renkleri

Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri birçok noktayı boyayan grafiticiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp renk kattıklarını belirtiyorlar.


Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da İkinci Dünya Savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde birçok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istedi. Dünyada bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacağını ifade ediyor.


Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz.



"Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin"


Grafitinin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. ’Sen terörist misin?’ diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu.



"Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor"


Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi.



"Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür"


Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticiler için zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür" diye konuştu.



İstanbul’un illegal renkleri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın ADÜ Teknokent’te akıllı antibiyotik çalışması ADÜ Teknokent’te çalışmalarını sürdüren Karya Farma HBX Ar-Ge ekibi, yeni nesil akıllı antibiyotik üzerinde çalışma yaptığını duyurdu. HBX-2371 metodolojisi adıyla tanımlanan bu yaklaşımın, klasik antibiyotiklerden farklı olarak tek yönlü bir etki yerine çoklu biyolojik etki ağları üzerinden çalıştığı belirtildi. Türkiye’de geliştirilen ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenen çok sayıda HBX patentinin ortak etki mekanizmalarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan çalışmaya ilişkin bilgi veren Karya Farma HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, "HBX-2371 metodolojisi adıyla tanımlanan bu yaklaşım, klasik antibiyotiklerden farklı olarak tek yönlü bir etki yerine çoklu biyolojik etki ağları üzerinden çalışıyor. Tek bir hedef değil, akıllı bir etki ağına sahip. HBX patentleri incelendiğinde; antibakteriyel, antiviral, antifungal, antiparazitik, antikanser, antitümör, yara iyileştirici, rejeneratif ve bağışıklık güçlendirici özelliklerin tek tek değil, birbirini tamamlayan sistemler halinde tasarlandığı görülüyor. Bu nedenle elde edilen ürünü ‘akıllı antibiyotik’ olarak adlandırdık" dedi. HBX-2371 metodolojisinin dikkat çeken yönlerinden birinin de etki mekanizmasını yalnızca mikrobiyal baskılama ile sınırlamaması olduğunu kaydeden Başlık, "Ağız yoluyla alınan bileşenler beyin-bağırsak ekseni üzerinden mide ve sindirim sistemi aracılığıyla biyo yararlanımı artırıyor. Kalp ve dolaşım sistemiyle hücresel seviyeye ulaştırılan çok katmanlı bir biyolojik bağlantı modeli öne çıkıyor. Bu yaklaşım, bağışıklık sistemini baskılanan bir savunma hattı olarak değil, yeniden düzenlenen ve yönlendirilen bir sistem olarak ele alıyor. Ürün tek bir bakteri ya da virüse odaklanmaz, direnç gelişimini tetikleyen agresif kimyasal baskı yerine dengeleyici etki oluşturur, yalnızca patojeni değil hasarlı dokuyu ve bağışıklık yanıtını da hedef alır" ifadelerini kullandı. Çalışmaya akademik destek sağlayan Prof. Dr. Sami Doğanlar ise bitki tabanlı ilaç geliştirme projeleri kapsamında Karya Farma HBX Ar-Ge ile yürütülen iş birliğini son derece değerli bulduklarını kaydederek "Yedi spesifik patente dayanan HBX-2371 metodolojisi, klasik antibiyotik yaklaşımlarının ötesinde, çok katmanlı ve yenilikçi bir biyoteknolojik perspektif sunmaktadır" dedi.
Kahramanmaraş Depremzedeler, yeni yıla yeni yuvalarında giriyor Kahramanmaraşlı depremzede çift, bir çok aile gibi yeni yıla yeni evlerinde girmenin mutluluğunu yaşıyor. Depremde kaybettikleri canlar için yeni yıla buruk girdiklerini anlatan Hasan ve Şazenuş Dingiş, devletin varlığını her zaman hissettiklerini, kendilerine verilen evden de çok memnun kaldıklarını söyledi. Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinin ardından evleri yıkılan veya ağır hasar alan vatandaşlar, teslim edilen yeni konutlara yerleşmeye devam ediyor. Şehirde yapımı tamamlanan Ebrar Sitesi’nde de bir çok aile gibi 67 yaşındaki Hasan ve 65 yaşındaki Şazenuş Dingiş çifti yeni yıla yeni yuvalarında girmenin mutluluğunu yaşıyor. Deprem sonrası yaşanan zorlu sürecin ardından teslim aldıkları yeni evlerinde ilk yeni yıllarını karşılamaya hazırlanan aile, bu yılbaşının kendileri için ayrı bir anlam taşıdığını belirtti. Yeni konutlarla birlikte kentte yaşamın normale dönmeye başladığını ifade eden vatandaşlar, yeni yılın Kahramanmaraş için yeniden ayağa kalkma yılı olmasını temenni etti. "Verdikleri evden de çok memnunuz" Türkiye’nin çok güçlü olduğunu belirten Şazenuş Dingiş, "Devletimiz her türlü yanımızdaydı. Yeni yıla buruk giriyoruz. Önceden karlar yağdığında çocuklar kartopu oynuyordu. Artık onlar cennette. Şu anda çocuklar az, inşallah gene çoğalırlar. Allah devletimizden razı olsun. Evimiz güzel elhamdülillah yeni yıla yeni evimizde giriyoruz" dedi. Bakan Murat Kurum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışmalarını takdir eden Dingiş, "Herkesten Allah razı olsun. Sıcak yatağımdan kalkıp balkondan bakıyorum soğuk günlerde işçiler inşaatlarda çalışıyorlar. Allah razı olsun verdikleri evden de çok memnunuz. Biz batmıştık devletimizin yanımızda olmasıyla yer yüzüne tekrar çıktık. Devletimiz yardım etti, Allah’ta yardım etti" ifadelerini kullandı. Sıcak yuvalarına kavuşan Hasan Dingiş ise, "Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun, konteynerde çadırda hepsinde oturduk faydalandık. Herkese çok teşekkür ederiz yeni yıla yeni evimizde giriyoruz" diye konuştu.