EKONOMİ - 08 Mart 2021 Pazartesi 12:38

Karabağ’ın kalkınması için yatırım ve finans desteği

A
A
A
Karabağ’ın kalkınması için yatırım ve finans desteği

Ziraat Bank Azerbaycan ASC Genel Müdürü Avni Demirci, Dağlık Karabağ’da özellikle üretim ve istihdam artırıcı yatırımları desteklemek üzere uygun şartlarda finansman imkanları üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Ziraat Bank Azerbaycan ASC Genel Müdürü Avni Demirci, Dağlık Karabağ’da özellikle üretim ve istihdam artırıcı yatırımları desteklemek üzere uygun şartlarda finansman imkanları üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Banka, ilk etapta Şuşa şehrinde bir şube açacak.



Karabağ’ın, Ermeni işgalinden kurtulması konusunda Türkiye’nin, Azerbaycan’a sağladığı destekleri, bölgenin ekonomik kalkınma sürecinde de devam ettirmesi büyük önem taşıyor. Ziraat Bankası bu konuda bir adım attı. Bankanın, Azerbaycan’da 5 yıldan bu yana faaliyet sürdüren kuruluşu Ziraat Bank Azerbaycan ASC, ilk etapta Şuşa şehrinde bir şube açacak. Ziraat Bank Azerbaycan ASC Genel Müdürü Avni Demirci, yapılacak çalışmaları Ekovitrin’e anlattı.



Genel Müdür Avni Demirci, Dağlık Karabağ’da özellikle üretim ve istihdam artırıcı yatırımları desteklemek üzere uygun şartlarda finansman imkanları üzerinde çalıştıklarını belirtti. Şu anda Azerbaycan’da 5 şubeyle hizmet veren banka, 2021 yılında 10, 2023 yılında da 15 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Demirci, “Karabağ’ın kalkınması için üzerimize düşeni yapacağız” diyerek şunları söyledi:



“30 yıldır kanayan bir yara olan Dağlık Karabağ sorunu çözüldü. Artık savaş bitti ve o bölgenin Azerbaycan sosyal ve ekonomik hayatına geri kazandırılması ve entegre edilmesi gerekiyor. Karabağ’ın ekonomik kalkınması, Azerbaycan için en az bölgenin işgalden kurtarılması kadar önemli bir konu. Savaş döneminde tüm Azerbaycan halkı nasıl tek yumruk gibi birleştiyse, işgalden kurtarılan bölgelerin kalkınması için yapılacak olan kalkınma programlarına iş dünyası da aktif olarak iştirak edecek ve bu bölgeninin kalkınmasına destek sağlayacak. Bu hepimizin borcu. Diğer taraftan, Ziraat Bank Azerbaycan olarak biz de finansal açıdan üzerimize düşeni yapmak için çalışmalara başlamış bulunuyoruz. İlk etapta Şuşa şehrinde bir şube açmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz ve kısa sürede sonuçlandıracağız. Ayrıca o bölgede özellikle üretim ve istihdam artırıcı yatırımları desteklemek üzere uygun şartlarda finansman imkanları üzerinde çalışmalarımız devam ediyor”.



“Üretim ve istihdam sağlayıcı yatırımların finansmanına ağırlık veriyoruz”


Banka olarak, Azerbaycan ekonomisinin gelişimi ve kalkınması için öncelikle üretim ve istihdam sağlayıcı yatırımların finansmanına ağırlık verdiklerini belirten Demirci, bankanın faaliyet alanları konusunda şu bilgileri verdi:



“Petrol dışı sektörlerden özellikle tarım alanındaki yatırımlar ile katma değer üreten ve üretime dönük her türlü yatırım bankamızın ilgilendiği alanlar. Bankaların asli faaliyeti olan kaynakların doğru alanlara yönlendirilmesi işlevini bir Azerbaycan bankası olarak layıkıyla yerine getirmeyi planlıyoruz. Kredilerin finansmanını kendi kaynaklarımızdan yapmakla birlikte farklı kaynaklar da kullanıyoruz.Bu kapsamda, Girişimciliği Geliştirme Fonu (SIF), İpotek ve Kredi Garanti Fonu (İKZF), Tarım Bakanlığı’na bağlı Tarım Kredi ve Kalkınma Ajansı (AKİA) gibi kurumlarla işbirliği yaparak girişimcilerin uygun şartlarda krediye ulaşmasını sağlıyoruz. Ayrıca Bankamızca Türkiye’den ithalat yapan firmalara yönelik Türk Eximbank kredileri sunuluyor. Tüm bunlara ek olarak Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme Ajansı (KOBİA) ile Ziraat Bank Azerbaycan arasında imzalanan momeranduma göre, Bankamız ile KOBİA arasında yakın iş ilişkileri kuruldu ve buna güzel bir örnek olarak Bakü Expo Center’de düzenlenen tarım fuarında ortak bir stand ile girişimcileri desteklemek üzere ortak bir proje düzenlendi”.



“Türkiye ile Azerbaycan ticaret hacmi 4 milyar doları aştı”


Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacminin 4 milyar doları aştığına dikkat çeken Demirci, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılmasına yönelik faaliyetlere ağırlık verdiklerini belirterek, “Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde Ziraat Finans Grubu bankalarının birinci önceliği o ülke ile Türkiye arasındaki ticaretin finasmanı ve bankacılık işlemlerine aracılık. Aynı misyonu Azerbaycan’da da sürdürüyoruz. İki ülke arasındaki ticaretin artırılması ve yerel para ile ticaret uygulamalarının geliştirilmesi konularında banka olarak üzerimize düşen her şeyi yapmaya gayret ediyoruz. Türkiye ile Azerbaycan arasında ticaret hacmi 4 milyar doları aşmış durumda. Banka olarak biz de bu ticaret hacminin hak ettiği daha yüksek seviyelere ulaşması için elimizden gelen tüm desteği gösteriyoruz. Özellikle iki ülke arasında ticaret yapan müşteriler için destek paketleri ile Türkiye’den ithalat yapan müşteriler için Türk Exim Bank kaynaklı ithalatçı kredileri ve işlem kolaylıklarını sayabiliriz. İki ülke arasındaki ticaretin hem artırılması hem de yerel paralar ile yapılması Cumhurbaşkanlarımız seviyesinde defalarca dile getirildi ve her iki ülke kuruluşlarının önüne hedef olarak konuldu. Bankamız kurulduğu günden bu yana yerel paralarla ticareti destekledi, buna aracılık etti ve iki ülke arasındaki ticaretin yabancı paralardan arındırılması konusunda üzerine düşen katkıyı verdi” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kadın cinayeti davasında mütalaa açıklandı: Sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet talebi Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sevgi Gülden Yalçıner davasında, duruşma savcısı tutuklu sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken, mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı başka bir tarihe erteledi. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar maktulün kardeşi Y.G. ile D.U., G.F.G. ve H.U. ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan kadının kardeşi Ş.G. ile K.U. ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin mütalaasında tutuklu sanıklardan Ş.G. hakkında "iştirak hâlinde tasarlayarak akrabayı kasten öldürme", K.U. ile D.U. hakkında ise "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı ayrıca bu sanıkların "konut dokunulmazlığının ihlali" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından da cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklardan Y.G. hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan ceza talep edilirken, G.F.G. ile H.U. hakkında beraat istendi. Sanıklar savunmalarında önceki beyanlarını yineleyerek beraat ve tahliye talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunma hazırlamak üzere süre istemesi üzerine mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 19 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Olayın geçmişi Çelebi ilçesine bağlı Karaağıl köyünde yaşayan Sevgi Gülden Yalçıner’den 25 Eylül 2024 tarihinde haber alınamaması üzerine ailesi tarafından güvenlik birimlerine kayıp ihbarında bulunuldu. İhbarın ardından jandarma ekipleri koordinesinde AFAD ve dalgıçların da katılımıyla köy çevresi ile Kızılırmak hattında geniş çaplı arama çalışması başlatıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından 13 Ekim 2024 tarihinde Yalçıner’in cansız bedenine, Karakeçili ilçesi Çeşnigir Köprüsü yakınlarında Kızılırmak içerisinde ulaşıldı. İlk incelemelerde cesedin vücuduna tel örgü ve taş bağlanarak suya bırakıldığı belirlendi. Soruşturma kapsamında Yalçıner’in kardeşleri Ş.G. ve Y.G. ile yeğeni G.F.G. ve K.U., H.U. ile D.U. gözaltına alındı. Şüphelilerden Ş.G., Y.G., K.U., H.U. ve D.U. tutuklanırken, G.F.G., D.U., Y.G. ve H.U. daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Ş.G. ve Y.G. hakkında "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek", G.F.G., K.U. ve D.U. hakkında ise "tasarlayarak öldürmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Hazırlanan iddianame, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek yargılama süreci başlatıldı.
Konya Başkan Altay: "Tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek" Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camisi’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu. Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti. "Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatları yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu" Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, "Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah cumartesi günü Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor" dedi. Cami aslına uygun olarak restore edildi Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar Camisi’nin yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini, kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: "Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah cumartesi günü de fiilen açılışını Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi." "Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, Konyalılara nasip oldu" Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, "En son ahşap külahı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükretsek ne kadar hamd etsek azdır" ifadelerini kullandı. "Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır" Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, "Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhidimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler" açıklamasında bulundu. "Birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum" Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Hatay’ın sembol yapısını ayağa kaldıran Başkan Altay’a teşekkür etti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi. Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, "O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekûn bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.