EKONOMİ - 29 Nisan 2024 Pazartesi 15:48

Kaspersky, İstanbul Şeffaflık Merkezi’ni açtı

A
A
A

Şeffaflık Merkezi’nin açılışı, Kaspersky Kurucusu ve CEO’su Eugene Kaspersky’nin katılımıyla 12. Boğaziçi Siber Güvenlik Zirvesi’nde yapıldı. Merkez, şirketin iş ortakları ve müşterilerinin yanı sıra siber güvenlik alanındaki düzenleyicilerin tüm Kaspersky şirket içi ürünlerinin kaynak kodunu, yazılım güncellemelerini ve tehdit tespit kurallarını inceleyebileceği bir tesis olarak hizmet verecek. Ziyaretçiler, merkezde şirketin çözümlerine yönelik bağımsız denetimlerin sonuçlarını inceleyebilecekler ve Kaspersky çözümlerinde kullanılan yazılım bileşenlerinin listesine (Software Bill of Materials - SBOM) erişebilecekler.

Şirket, siber güvenlik sektöründe faaliyet gösteriyor. Akademik kurumlarla yapılan eğitim projeleri de faaliyetlerin önemli bir parçasını oluşturuyor. Kaspersky CEO’su Eugene Kaspersky ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci tarafından imzalanan Mutabakat Anlaşması, gelecekteki akademik programlarda karşılıklı teknolojik işbirliği için bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor.

Kaspersky, İstanbul Şeffaflık Merkezi’ni açtı

Kaspersky ve Boğaziçi Üniversitesi, Mutabakat Anlaşması’nın önemli bir bileşeni olarak, şirketin GTI’nın temellerinden biri olan Siber Kapasite Geliştirme Programı doğrultusunda, öğrencileri tedarik zincirindeki çözümlerin kalitesini ve güvenilirliğini değerlendirmeye yönelik metodolojiler ve teknikler konusunda eğitmeye odaklanacak bir Şeffaflık Laboratuvarı kuracak. Laboratuvarın çalışmaları aynı zamanda siber tehditleri tanıma konusunda yeterlilik geliştirmeye öncelik verecek. Şeffaflık Laboratuvarı, Kaspersky tarafından hem yerinde hem de çevrimiçi formatta sunulan uygulamalı eğitim seminerlerinden oluşacak.

İstanbul Şeffaflık Merkezi’nin açılışına ve Boğaziçi Üniversitesi ile imzalanan Mutabakat Anlaşması’na ilişkin görüşlerini paylaşan Kaspersky Kurucusu ve CEO’su Eugene Kaspersky, "Türkiye ile profesyonel ve ticari bağlarımız bugün daha da güçlendi. Uzun süredir devam eden iş birliğimizi geliştirmenin bir sonraki adımı olarak İstanbul’da Şeffaflık Merkezi açtık ve Boğaziçi Üniversitesi ile iş birliğimizi pekiştiriyoruz. Türkiye dijitalleşmesini sürdürürken ve tüm META bölgesinde bu trendin itici gücü olarak yer alıyor. Dijital yolculuklarının mümkün olduğunca sorunsuz olmasını sağlamak için yerel kuruluşlarla uzmanlığımız kapsamında bilgi paylaşımımızı geliştirmekten onur duyuyoruz” dedi.

Kaspersky, İstanbul Şeffaflık Merkezi’ni açtı

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci de son dönemde özellikle yapay zeka, veri bilimi ve siber güvenlik alanlarında ortaya konan projeler ile ulusal ve uluslararası iş birliklerinin arttığını vurguladı. Rektör Prof. Dr. İnci, Kaspersky iş birliğiyle kurulacak Şeffaflık Laboratuvarı’nın bu alanda ilerlemek isteyen öğrencilere katkı sunacağını belirterek, "Ülkemizi sadece bir teknoloji pazarı olarak görmek yerine, ülkemize yatırım yapan ve teknoloji transferini teşvik eden şirketlere öncelik verilmesinin önemini vurgulayan bu anlaşma, milli teknoloji girişimimiz çerçevesinde büyük değer taşıyor. Küresel siber güvenlik şirketleri çoğu zaman ülkemizi sadece kendi ürünleri için bir pazar olarak algılıyor ve ülkenin gelişimine yatırım yapmayı düşünmüyor. Ancak Kaspersky ile yapılan iyi niyet anlaşması, ülkemize yatırım yapma kararlılığını ortaya koyarak öncü bir örnek teşkil ediyor. Bu iş birliğiyle üniversitemiz Teknoloji Transfer Ofisi ve Kaspersky, genç yeteneklerimize siber güvenlik alanında araştırma yapma olanağı sağlayacak ortak bir laboratuvar kuracak. Bu girişim hem alandaki yeterliliklerini artıracak hem de yurt içinde yeni siber güvenlik girişimlerinin ortaya çıkmasına katkı sağlayacak. Bu iş birliği için üniversitemizin tercih edilmesi, siber güvenlik alanındaki liderlik konumumuzun bir kanıtıdır. Rektör olarak göreve başladığım 2021 yılından bu yana, özellikle teknolojik alanlarda, dünyaca ünlü üniversitelerden doktorasını almış değerli bilim insanlarının bünyemize kazandırılması konusunda önemli ilerlemeler kaydettik. Ayrıca Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü’nü kurarak teknolojik ilerlemeye olan bağlılığımızı daha da güçlendirdik. Bununla beraber düzenlediğimiz siber güvenlik kampları gibi girişimlerle siber güvenlik alanında genç yetenekleri sürekli olarak yetiştirdik. Sanayi-üniversite işbirliği vizyonumuzla akademik dünyada artan başarımızı sürdürerek oyunun takipçisi değil, oyunun kurallarını değiştiren olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar ise "16 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Kaspersky olarak getirdiğimiz en büyük fark, çalıştığımız iş ortaklarımızla birlikte teknik ekibin yetiştirilmesine ciddi bir yatırım yapıyoruz. Türkiye’de en büyük açığı siber güvenlik iş gücünde görüyoruz. Dolayısıyla bu iş gücünü geliştirmek, siber güvenlik farkındalığını artırmak için işbirliklerinde bulunuyoruz. Bugün Boğaziçi Üniversitesi ile bunlardan birini gerçekleştirdik. Şeffaflık Merkezi’nde siber güvenlik ile ilgili üst seviyede eğitimler verilecek" ifadelerini kullandı.

Siber güvenlik ortamının evrimini sürdürdüğü günümüz koşullarında, Kaspersky dijital ekosistemleri koruma ve bireylerle kurumların dijital dünyada güvenli bir şekilde gezinmelerini sağlama görevini sürdürüyor. İstanbul’daki Şeffaflık Merkezi, Kaspersky GTI’ın bir parçası olarak zincirdeki 12’inci merkeze karşılık geliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Mayıs karı Anzer Balı’nın üretimine yarayacak Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı Anzer Yaylası’na Mayıs ayında yağan karın dünyaca ünlü Anzer Balı üretimine de olumlu yansıyacağı belirtildi. Rize’nin İkizdere İlçesi’ne bağlı Anzer Yaylası’na geçtiğimiz günlerde kar yağdı. Yağan kar yaylanın dünyaca ünlü balı olan Anzer Balı’nı akıllara getirdi. Şifa olarak bilinen ve satışı noktasında hastalara öncelik tanınan bal üretiminin kardan etkilenip etkilenmeyeceği merak konusu oldu. 40’ı endemik olmak üzere 400’ü aşkın çiçek türünün olduğu 2 bin 300 rakımdaki Anzer Yaylası’nda mevsim şartları değişince balında tehlikeye girme ihtimali hem üreticileri hem de tüketicileri korkuturken, Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muzaffer Deniz Mayıs ayında Anzer’e yağan karın Anzer Balı’na zararı olmayacağını, hatta toprağın ıslanması nedeniyle çiçeklerin daha fazla açmasını sağlayacağını söyledi. Yeni bal sezonunun Anzerli arıcılar için verimli geçeceğini düşündüklerinin altını çizen Deniz “2 gün önce Rize’nin yüksek kesimli yaylalarına ve bunlardan bir tanesi olan Anzer Yaylası’na kar yağdı. Sezon itibariyle yağan bu karın Anzer balı üretimine zararlı etkisi olacağını düşünmüyoruz. Zaten çiçekler daha açmamış. Ot ve çimenlerin büyümeleri daha yeni başladı. Bunun faydası olacağını düşünüyoruz. Toprağın tekrar ıslanması çiçeklerin daha fazla açmasına sebep olacağının kanaatindeyiz. Mayıs sonu itibariyle arıcılarımız kovanlarını taşıyacaklar. Yeni sezonun bal hasat dönemi Ağustos ayının 15 ile 20’si olması nedeniyle bu zaman zarfında değişken olacaktır. Şuan da sezon itibariyle gözlemlediğimiz yeni sezonun verimli geçeceği yönündedir” şeklinde konuştu.
Manisa Minik öğrenciler asma yaprağı topladı Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Mustafa Beşikçioğlu anasınıfı öğrencileri, yöresel ürün olan asma yaprağı topladı. Minik öğrenciler, öğretmenleri Gülten Karaman ve Yasemin Aşık ile birlikte Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Alaşehir Yeşilyurt Bağcılık Araştırma Merkezi’nde yetiştirilen üzüm bağlarını yerinde inceleyerek, sarmalık yaprak topladı. Gönüllü tarım öğretmenleri Ziraat Yüksek Mühendisi Yasemin Aşık, asmalardan yaprak toplamadan önce öğrencilere hangi yaprakların alınacağını ve üzümlerin beslenebilmesi için dalların zarar görmemesi gerektiğini anlattı. Öğrenciler ilk kez topladıkları yaprakları sarma yapacaklarını belirtirken, yöresel ürünleri de yakından tanıma fırsatı buldu. Ana sınıfı öğretmeni Gülten Kahraman, "En iyi öğrenme yaparak ve yaşayarak öğrenmedir. Bunun için de Bağcılık Araştırma Merkezi’ne ziyarete geldik. Burada çocuklarımızla ilçemizin yöresel ürünü olan asma yapraklarını topladık. Yaprağın toplanmasını, değerlendirilmesini öğrendik. Yaprağın insan vücuduna olan yararlarını öğrendik. Çocuklarla beraber yaprak toplayarak bir farkındalık oluşturmak istedik" dedi. Gönüllü Tarım Öğretmeni Ziraat Yüksek Mühendisi Yasemin Aşık ise "Ben anasınıfı öğrencilerine gönüllü olarak tarım dersi veriyorum. Bugün çocuklarımızı araziye getirdik ve araziyi görsünler, dokunsunlar, yaşansınlar istedik. Üzümün diyarında üzümlerle iç içe olsunlar diye böyle bir uygulama yaptık. Öğrencilerimizin yaprak nasıl toplanır, sofralarımızda yediğimiz sarmanın nereden, nasıl geldiğini küçük yaşta öğrenmeleri onların hiç unutmayacakları bilgi ve kazanımlar olacaktır" diye konuştu. Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Alaşehir Yeşilyurt Bağcılık Araştırma Merkezi Sorumlu Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Mahmut Aşık, "Manisa’da yaprak toplama zamanı geldi. Özellikle yaprak toplama da ilaçlama ve hasat süresi içinde yer alıyor. O zamanı mutlaka iyi ayarlamamız gerekir. Bugün Mustafa Beşikçioğlu anasınıfı öğrencilerini misafir ettik. Amacımız yaprak toplamada bir farkındalık oluşturmak" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Görenler şaşırıyor: Martı ile esnafın tebessüm ettiren dostluğu Kocaeli’de tekel bayisine gelen martı, kendisini balıkla besleyen işletme sahibinin yanından bir yıldır ayrılmıyor. Her gün dükkanın önündeki elektrik direğinde esnafı bekleyen martı, görenlerin ilgisini çekiyor. İzmit’te tekel bayisi işleten Erhan Parlak, geçtiğimiz yıl balık tuttuktan sonra geldiği dükkanında martı ile karşılaştı. Parlak, kovasında bulunan balıklarla martıyı besledi. Ertesi gün de dükkana gelen martı, yine Erhan Parlak tarafından balıkla beslendi. Bunu alışkanlık haline getiren martı, o günden sonra düzenli olarak Parlak’ın dükkanına gelmeye başladı. Bu durum çevre sakinlerinin de ilgisini çekti. Şimdilerde tekel bayisi önündeki elektrik direğinde bekleyen martı, Parlak’ı gördüğünde aşağı inerek, hemen yanına gidiyor. Genellikle istavrit ve ciğer ile beslenen martı, zaman zaman dükkandan çıkan Parlak’ı takip ediyor, o nereye giderse peşinden gidiyor. Erhan Parlak ve martının dostluğu yüzlerde tebessüm oluşturuyor. "Beni beklediğini gördüm" Martı ile bağını anlatan Erhan Parlak, "Bir gün balık tutmadan geliyordum. Martının dükkanın önünde dolaştığını gördüm. Çok da tatlıydı. Elimde balık vardı. Kovadan ona birkaç balık verdim. Hoşuna gidince birkaç kez daha balık verdim. Yaklaşık 10-15 balık yedi. Ben bir günlük bir şey sandım. Sonra gitti, ertesi gün onu hiç beklemiyordum. Dükkanı açtım ve beni beklediğini gördüm. Dolapta tuttuğum balıklar vardı. Balıkları yedi. Sonra düzenli olarak gelmeye başladı" dedi. "İnsanlar kedi, köpek besler ama benim arkamdan martı geliyor" Zaman zaman martının kendisinin takip ettiğini söyleyen Parlak, "Ben nereye gitsem peşimde geliyor. İnsanlar kedi, köpek besler ama benim arkamdan martı geliyor. Alıverişe giderken de peşimden geliyor, herkes de bakıyor. Her gelişinde bir paket ciğerin yarısını götürüyor" diye konuştu.