GENEL - 17 Aralık 2020 Perşembe 14:10

Kızılay Azerbaycan ve Bosna Hersek’e toplamda 9 tır yardım gönderdi

A
A
A
Kızılay Azerbaycan ve Bosna Hersek’e toplamda 9 tır yardım gönderdi

Türk Kızılay, ihtiyaç malzemeleriyle doldurduğu 9 tırlık yardım konvoyunun 7 tanesini Azerbaycan’a, 2’sini ise Bosna Hersek’e uğurladı.

Türk Kızılay, ihtiyaç malzemeleriyle doldurduğu 9 tırlık yardım konvoyunun 7 tanesini Azerbaycan’a, 2’sini ise Bosna Hersek’e uğurladı. Kızılay Genel Başkanı Kınık, “Bugün İstanbul’dan iki farklı gönül coğrafyamıza iki konvoyu uğurluyoruz. Birisi Doğu’ya, Kafkaslara, Azerbaycan’a, Can Azerbaycan’a, diğeri Balkanlara, Can Bosna Hersek’e, Saraybosna’ya 9 tır insani yardım malzememiz yola çıkıyor” dedi.


Azerbaycan’daki çalışma alanını genişleten ve şimdiye kadar 3 sevkiyatla 19 tır insani yardım malzemesi gönderen Türk Kızılay, 7 tırlık yardımı daha Azerbaycan için hazırladı. Bosna Hersek’teki ihtiyaç sahipleri için de hazırlık yapan Kızılay, planladığı 2 tırı ihtiyaç malzemeleriyle doldurdu. İstanbul’dan Azerbaycan ile Bosna Hersek’e uğurlanan ve gıda malzemesi, ev eşyası, barınma malzemesi, kişisel koruyucu ekipman, kışlık kıyafet, hijyen malzemeleri, ilaç, tekerlekli sandalye, oyuncak, muhtelif tıbbi sarf malzemeleri yüklü 9 tır dolusu insani yardım malzemesi iki farklı yöne hareket etti. 9 tırlık malzeme konvoyu havadan görüntülendi.


Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, “Bugün İstanbul’dan iki farklı gönül coğrafyamıza iki konvoyu uğurluyoruz. Birisi Doğu’ya, Kafkaslara, Azerbaycan’a, Can Azerbaycan’a, diğeri Balkanlara, Can Bosna Hersek’e, Saraybosna’ya 9 tır insani yardım malzememiz yola çıkıyor. Bu malzemeler içerisinde gıda, ev eşyası, barınma, kişisel koruyucu ekipmanlar, kışlık kıyafetler hijyen malzemeleri, ilaç, tıbbi malzeme, tekerlekli sandalye, oyuncak ve muhtelif bir tıbbi saf malzemeleri yüklü 7 tır Azerbaycan’a gönderiliyor. Bosna Hersek’te bulunan ihtiyaç sahipleriyle bu kış ağır kış şartlarından etkilenmiş olan göçmen ve mültecilere dağıtılmak üzere de battaniye, hijyen malzemesi 2 tır Bosna’ya doğru biraz sonra yola çıkacak. Bu çerçevede Azerbaycan’a Karabağ’daki kardeşlerimize yardım elinizi uzatmak istiyorsanız Kızılay’ımızın 2868 Kısa mesaj hattına Azerbaycan yazarak SMS göndererek katkıda bulunabilir.


Azerbaycan Türkiye İşadamları Birliği Başkanı Cemal Yangın ise “Bugüne kadar Kızılay’la iş adamları birliklerinin çeşitli defalarda yardımları olmuştu. Ancak bugünkünün çok önemi var. Çünkü Can Azerbaycan için bugün 7 tırı yola çıkarttık. İş adamları birliğimizle Kızılay’ın yaptığı bu büyük buluşma desteğine Kızılay’a minnettarlığımı bildirmek istiyorum, çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESO, Avrupa İşletmeler Ağı’nda Türkiye’ye örnek gösterildi Eskişehir Sanayi Odası Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi iyi uygulama örneği olarak gösterildi. Eskişehir Sanayi Odası’nın ortak olarak yer aldığı Avrupa İşletmeler Ağı’nın, Türkiye Ulusal Toplantısı İstanbul Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. KOSGEB, Avrupa Yenilik Konseyi ve KOBİ Yürütme Ajansı (EISMEA), Avrupa İşletmeler Ağı içerisinde yer alan sanayi ve ticaret odalarının katıldığı toplantıda, Eskişehir Sanayi Odası tarafından yürütülen Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi’nin çalışmaları iyi uygulama örneği olarak paylaşıldı. Yeşil Dönüşüm için en çok çalışan kurum Toplantıda Eskişehir Sanayi Odası (ESO) adına sunum yapan ESO Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Öztürk, yaklaşık üç yıl önce kurulan Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi tarafından üye firmalar için sağlanan hizmetler hakkında katılımcılara geniş bilgi verdi. Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda en aktif çalışan kurumlardan biri olan ESO’nun yeşil dönüşüm, karbon ayak izi hesaplaması, sürdürülebilirlik raporlaması gibi alanlarda sunmuş olduğu eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin paylaşıldığı sunumda ayrıca önümüzdeki dönemde iş dünyasını bekleyen karbon senaryoları da katılımcılara aktarıldı. İstanbul Sanayi Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Avrupa Yenilik Konseyi ve KOBİ Yürütme Ajansı (EISMEA) Sektör Başkanı Muriel de Grande, Avrupa Yenilik Konseyi ve KOBİ Yürütme Ajansı Türkiye Sorumlusu Georgios Roussos da katıldı.
Bingöl Bingöl’de "Sesimin Yankısı" yarışması düzenlendi Bingöl’de ön elemeleri başlayan "Sesimin Yankısı" yarışması büyük talep gördü. Bingöl ve bölgeden yaklaşık 100 kişinin başvurduğu yarışmada finalistler 20 Mayıs’ta sahne alacak. Bingöl’de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle, Gençlik Hizmetleri Birimi’nin de koordinesinde “Sesimin Yankısı” yarışmasının ön elemelerine start verildi. Bingöl ve bölgeden 100 kişinin başvuruda bulunduğu yarışmanın ön elemeleri gençlik merkezi konferans salonunda başladı. Müzik öğretmenleri Yunus Elhazar, Fatma Polatoğlu, Almila Ulusoy ve Bahar Zorlu’nun jüri olarak görev aldığı yarışmanın finali 20 Mayıs’ta gerçekleşecek. Birinciye 10 bin TL ve diğer finalistlere de çeşitli sürpriz ödüllerin verileceği yarışmanın Bingöl ve bölgede kabul gördüğünü belirten Gençlik ve Spor İl Müdürü Mustafa Loğoğlu, "İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle birlikte bir protokol çerçevesinde bu yarışmanın icra edilmesiyle ilgili gerekli çalışmaları yaptıktan sonra duyuruya ve ilana çıktık. Türkiye’nin her tarafından müracaatların yapılabildiği yarışmaya hem Bingöl’ümüzde hem de bölgemizde kabul gördüğünü gördük. Yaklaşık 100 civarında gencimiz bu yarışmaya müracaat etti. Öğrencilerimizin değerlendirmeleri yapılıyor. En son 20 Mayıs itibarıyla 10’a kalan gencimiz final yarışmasına katılacaklar. Finalde tamamlandıktan sonra birinci ilan edilecek. Birinciye 10 bin TL nakit para ödülümüz var. Ondan sonraki yarışmacılar için de sürpriz ödüllerimiz olacak" dedi. Gençlerin hayalini gerçekleştirmek adına bu projeyi hazırladıklarını belirten müzik öğretmeni ve jüri üyesi Fatma Polatoğlu, "Projemizin amacı, gençlerin sosyalleşmesi ve kendilerini daha iyi ifade etmeleri açısından önem arz ediyor. Amacımız budur. Aynı zamanda gençlerimizin belki bir hayali vardır sahneye çıkmak hayali. Bunu da gerçekleştirmek adına bu projeyi yürütüyoruz" şeklinde konuştu. Ses yarışmasına katılan üniversite öğrencisi Aygül Emiroğlu, "Hakkariliyim, Bingöl’de üniversite okuyorum. Hocalar böyle güzel bir yarışma düzenlemişler, biz de katılmak istedik. Yeteneğimin olduğunu düşünüyorum, zamanında değerlendirmedim. Katkı sunan hocalarımıza teşekkür ediyorum, hayırlısı neyse o nasip olur inşallah" diye konuştu. Yarışmada emeği geçenlere teşekkür eden Kesire Kılıç ise, "Şarlıurfalıyım, burada üniversite okuyorum. Sesimi haykırmak için geldim. Ön elemelere katıldık. Umarım finale kalır, birinci olurum" diye konuştu.
Samsun ‘Mikroplastik’ tehlikesi Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, hayatın her aşamasında kullanılan ‘mikroplastiğin’ halk sağlığı sorunu ve en ciddi çevre kirleticisi olduğunu belirterek, “İnsanın üreme sistemi üzerine olumsuz etkileri olabileceği, otoimmün hastalıklara yol açabileceği ve Alzheimer gibi hastalıkları tetikleyebileceği şeklinde düşünceler mevcut” dedi. ’Mikroplastik’ tehlikesine dikkat çeken Uzm. Dr. M. Emin Dinççağ, “Mikroplastik, günümüzün en önemli halk sağlığı sorunu, en ciddi çevre kirleticisidir. Günümüzün en önemli çevre kirleticisi olan mikroplastik, yediğimiz içtiğimiz gıdadan, içme suyumuza, anne sütüne kadar yapılan tıbbi araştırmalarda her yerde karşımıza çıkmaktadır. Henüz insan sağlığı için yol açacağı sağlık problemleri net olarak bilinemese de, otoimmün hastalıklara, Alzheimer hastalığında, üreme sistemini etkileyen hormonları bozduğu konusunda bilgilerimiz var. Ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızdadır” diye konuştu. Dünya nüfusunun hızla arttığını hatırlatan Dinççağ, “İnsanoğlunun turistik ve hareketli yaşamı, endüstriyel üretim ve tüketimin artması, daha iyi yaşam kalitesi beklentileri hızla çevrenin kirlenmesine ve ekosistemlerin bozulmasına yol açıyor. Hava kirliği, deniz kirliliği, toprağın bilinçsizce kirletilmesi, yanlış tarımsal politikalar yanında endüstri için ucuz, hafif ve kolay elde edilen bir madde olan plastiğin daha çok kullanılması günümüzde en ciddi çevre kirliliğine neden olmuştur. Son zamanlarda plastiğin yol açtığı çevre felaketi daha çok gündeme gelmekte ve artık bir önlem alınmasının kaçınılmaz olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Zira yapılan birçok araştırmada, anne sütünden, içtiğimiz suya, yediğimiz balığın bünyesinde, ergenlerden alınan kan örneklerinde mikroplastiğe rastlanması ve gittikçe önlenemeyen plastik kullanımı önlem alınmasının gerekli olduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu. Dr. Dinççağ, şöyle devam etti: “Özellikle çevreye saçılan mikroplastiğin dünyanın en uzak ve bakir yörelerinde tespit edilmesi, sular ile denizlere taşınması ve balıkların ve diğer deniz ürünleri ile karıştırılarak balıklar için gıda ürünü gibi balığın bünyesine taşınması ve oradan insan vücuduna besin olarak geçmesi, su içtiğimiz pet şişeler ile yine insan vücuduna girmesi alarm verici bir tespit olarak karşımızdadır. Banyo perdelerinden paspaslara, ev gereçlerinden birçoğundan giysilerimize, diş fırçasından çocuk oyuncaklarımıza, kozmetik ürünlerden diş macununa, peynir kaplarımızdan alışveriş poşetlerine her şeyde hayatımızda olan plastik ve mikroplastik insan sağlığını da olumsuz olarak etkilemektedir. Henüz çok aydınlatıcı veriler olmamasına rağmen insanın üreme sistemi üzerine olumsuz etkileri olabileceği, otoimmün hastalıklara etken olabileceği ve Alzheimer gibi hastalıkları tetikleyebileceği şeklinde düşünceler mevcuttur.” Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğden bahseden Dinççağ, “Plastiğe temas eden gıdalarla ilgili tedbirlerin alınması için üreticiye Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikler, süre verilerek Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Avrupa Kimyasal Ajansının(ECHA) önerileri ile Avrupa Parlamentosu’na ve Konseyi’ne bu alanda kısıtlamalar yapılmasına dair tavsiyeleri sürekli gündemde olmuştur. 2023/2055 Avrupa Birliği Yönetmelikleri mikroplastikler üzerine kısıtlamalar getirmektedir. Sentetik polimer mikro partikülleri kendi başlarına maddeler olarak belirli bir oranın üzerinde üretimde kullanılmaları yasaklanmıştır. Yılda 42 bin ton mikroplastiğin havaya, toprağa, suya ve okyanuslara karıştığı ve bu tehlikenin önlenmesinin insan hayatı için çok önemli olduğu artık günümüzde çok ciddi düşünülen çevre sorunlarındandır” ifadelerini kullandı.