EKONOMİ - 19 Aralık 2025 Cuma 10:58

L’Oréal Grup, CDP’den üst üste 10’uncu kez üç ’A’ notunu aldı

A
A
A
L’Oréal Grup, CDP’den üst üste 10’uncu kez üç ’A’ notunu aldı

Dünyanın önde gelen tekno-güzellik şirketlerinden L’Oréal, dünyanın en kapsamlı çevresel raporlama platformlarından Carbon Disclosure Project (CDP) tarafından iklim değişikliğiyle mücadele, ormanların korunması ve su güvenliği alanlarındaki performansı ve kurumsal şeffaflığı sayesinde üst üste 10’uncu kez 3A notu almaya hak kazandı.



2025 yılında CDP’ye raporlama yapan 22 bin 100 şirket arasından yalnızca 23’ü 3A notu alabilirken, L’Oréal bu notu 10 yıldır aralıksız aldı. Bununla birlikte, şirketin sürdürülebilirliği uzun vadeli iş stratejisinin merkezine yerleştirdiği ve tüm değer zincirine entegre ettiği belirtildi.



Şirketin 2024 yılına ait sürdürülebilirlik performansı, çevresel dönüşüm alanında kaydedilen somut ve ölçülebilir ilerlemelerle öne çıkıyor. Grup, faaliyet gösterdiği tesislerinde yüzde 97 oranında yenilenebilir enerji kullanımına geçti. Formül ve ambalajlarında kullandığı biyo-bazlı içerik ve malzemelerin yüzde 92’si sürdürülebilir ve izlenebilir kaynaklardan temin ederken, endüstriyel süreçlerde kullanılan suyun yüzde 53’ü geri dönüştürülmüş veya yeniden kullanılmış kaynaklardan sağlandı.



"L’Oréal, sürdürülebilirlikte istikrarını liderlik vizyonuyla sürdürüyor"


L’Oréal Grup Kurumsal Sorumluluk Direktörü Ezgi Barcenas ve Operasyon Direktörü Antoine Vanlaeys, bu önemli başarıyla ilgili yaptıkları ortak açıklamada sürdürülebilirliğin L’Oréal’in iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Barcenas ve Vanlaeys, bu başarının, sürdürülebilirliği iş stratejisinin kalbine yerleştiren yaklaşımlarının ve ekiplerin özverili çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirterek, inovasyon ve güçlü iş birlikleriyle daha sürdürülebilir bir gelecek için kararlılıkla ilerlemeye devam edeceklerini ifade etti.



L’Oréal Grup CEO’su Nicolas Hieronimus ise dünyanın en büyük güzellik şirketlerinden biri olarak gerçek ve kalıcı bir etki oluşturma sorumluluğuna sahip olduklarını belirterek şunları söyledi: "CDP’den üst üste 10’uncu kez 3A notu alan tek şirket olmak, sürdürülebilirliğin iş modelimize ne kadar derinlemesine entegre edildiğinin güçlü bir göstergesi. Bu başarıda emeği geçen ve dünyayı harekete geçiren güzelliği oluşturmak için durmaksızın çalışan tüm ekiplerimize ve değer zincirimiz boyunca katkı sunan iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum."



Şeffaflık ve güçlü veri, uzun vadeli değer oluşturuyor


CDP’nin değerlendirme süreci; TCFD çerçevesiyle uyumlu, bağımsız ve titiz bir metodolojiye dayanıyor. Bu süreçte şirketlerin çevresel riskleri anlama düzeyi, raporlama kalitesi, iddialı hedefleri ve doğrulanmış aksiyonları kapsamlı şekilde analiz ediliyor. CDP, dünyanın önde gelen çevresel veri havuzunu yöneterek net-sıfır ve doğa-pozitif bir küresel ekonomiyi destekleyen yatırım ve tedarik kararlarına rehberlik ediyor. 2025 yılında, toplam 127 trilyon dolar varlığı yöneten 640 yatırımcı, çevresel etki, risk ve fırsatlara ilişkin veri toplanması amacıyla CDP’ye başvurdu.



CDP CEO’su Sherry Madera ise A Listesi’nde yer alan şirketlerin çevresel hedeflerle ticari başarının birlikte ilerleyebileceğini kanıtladığını belirterek, yüksek kaliteli çevresel verilerin şirket liderlerinin uzun vadeli rekabet gücünü koruyan, sermayeyi çeken ve doğal sistemleri güvence altına alan kararlar almasını mümkün kıldığını vurguladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da emniyet bünyesine alınan yeni araçlar törenle teslim edildi Van İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde hizmet verecek araçlar için anahtar teslim töreni düzenlendi. İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi içerisinde bulunan helikopter pistinde gerçekleştirilen törende, Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kullanılacak araçların anahtarları personele teslim edilirken, araçların kent genelinde güvenlik ve asayiş hizmetlerinin daha etkin yürütülmesine katkı sağlaması hedefleniyor. Programda bir konuşma yapan Van Valisi Ozan Balcı, kentin emniyet ve güvenliğinin temin edilmesine sundukları katkılardan dolayı Emniyet Teşkilatına teşekkür etti. Vali Balcı, "Bu vesileyle, söz konusu araçların ilimize kazandırılmasında emeği ve desteği bulunan İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya başta olmak üzere, İçişleri Bakanlığımızın kıymetli mensuplarına, Emniyet Genel Müdürlüğümüze ve Jandarma Genel Komutanlığımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sadece son 3 yıl içerisinde yaklaşık 600 araç Van’ımıza kazandırılmıştır. Bu yıl ise 200’e yakın aracın daha temin edilmesi sağlanmıştır. Söz konusu araçlar, Van’ın emniyet ve asayiş hizmetlerinde kullanılacaktır" dedi. Emniyet teşkilatının görevini etkin, hızlı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirebilmesi; sahip olduğu teknik altyapı, lojistik imkânlar ve özellikle araç filosunun güncel ve güçlü olmasına doğrudan bağlı olduğunu dile getiren İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu ise "Bu bilinçle son iki yıl içerisinde emniyet hizmetlerinin niteliğini artırmaya yönelik önemli bir yenileme ve güçlendirme sürecine girilmiştir. Yapılan çalışmalar sayesinde bakım, onarım ve yakıt giderlerinde de önemli ölçüde tasarruf sağlanmıştır. Gerçekleştirilen iyileştirmelerle ekiplerin olaylara intikal süresi düşmüş, sahadaki görünürlükleri artmış ve vatandaşlara sunulan hizmetin kalitesi daha da yukarıya çıkarılmıştır" diye konuştu. Program, hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene; Van Valisi Ozan Balcı, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mücahit Avkıran, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Vali yardımcıları, kaymakamlar, kurum amirleri ile STK temsilcileri katıldı.
Diyarbakır DİSİDER Başkanı Akbaş’tan 2026 yılı asgari ücret değerlendirmesi Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu başkanı Şeyhmus Akbaş, 2026 yılı asgari ücretine ilişkin sosyal ve ekonomik değerlendirmelerde bulundu. DİSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, işveren ve işçi sendikalarına, 2026 yılı asgari ücretinin belirlenme sürecinin yalnızca bir ücret tespiti olmadığını, aynı zamanda sosyal dengeyi, çalışma barışını ve üretimin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen hayati bir konu olduğunu aktardı. Akbaş, "Çalışanlarımızın artan yaşam maliyetleri karşısında alım gücünün korunması, sosyal adaletin temel gereklerinden biridir. Asgari ücret, bir çalışanın ailesiyle birlikte insanca yaşayabileceği bir düzeyi hedeflemelidir. Bu yaklaşım, toplumsal huzurun ve çalışma barışının vazgeçilmez unsurudur. Öte yandan iş dünyası yüksek maliyetler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar, enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar nedeniyle ciddi bir baskı altındadır. Asgari ücret artışlarının işveren üzerinde tek başına ağır bir yük haline gelmesi, işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırmakta; istihdam kaybına ve kayıt dışılığa zemin hazırlayabilmektedir" dedi. Akbaş, asgari ücret belirlenirken çalışanların temel ihtiyaçları ve yaşam standartları, işletmelerin ödeme gücü ve rekabet şartları, enflasyon ve ekonomik büyüme verileri birlikte ve bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: ’’Hükümetimizin bu sürece kayıtsız kalmayacağına olan inancımızla; özellikle asgari ücret üzerindeki vergi ve sigorta primi yüklerinin azaltılması, devletin sürece daha güçlü destek vermesi büyük önem taşımaktadır. Ücret artışlarının yalnızca işverene yüklenmeden, kamu desteğiyle paylaşılması; hem çalışanı koruyan hem de istihdamı sürdüren kalıcı bir çözüm sunacaktır. Sosyal devlet anlayışı ile güçlü bir üretim ekonomisi arasında kurulacak sağlıklı denge; emeğin karşılığını aldığı, işletmelerin ise büyüyerek istihdam oluşturmaya devam ettiği bir yapıyı mümkün kılacaktır. Bu çerçevede, asgari ücretin sosyal adalet ile ekonomik gerçeklerin buluştuğu ortak akıl zemininde belirlenmesi çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca, sürece verdikleri emek ve gösterdikleri yoğun çaba için başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan olmak üzere katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ederiz.’’