KÜLTÜR SANAT - 16 Ekim 2025 Perşembe 11:07

L’Oréal Türkiye cesur bilim kadınlarının hikayelerini okuyucularla buluşturdu

A
A
A
L’Oréal Türkiye cesur bilim kadınlarının hikayelerini okuyucularla buluşturdu

L’Oréal Türkiye cesur bilim kadınlarının hikayelerini geniş kitlelere duyurmak ve tanınmalarına destek olmak için Kırmızı Kedi Yayınevi iş birliğiyle "Bilimin İzinde Cesur Türk Kadınlarının Hikâyesi" adlı eseri okuyucularıyla buluşturdu. 34 bilim kadınının deneyimlerini, mücadelelerini ve başarılarını bir araya getiren kitabın satışından elde edilecek tüm telif gelirleri 8-12 yaş aralığındaki çocukların robotlarla geleceğe yönelik çözümler üretmesine destek olacak Bilim Kahramanları Derneği’ne bağışlanacak.



L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Millî Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü ve bu yıl 23. yılına ulaşan "Bilim Kadınları İçin" programı kapsamında bugüne kadar ödül alan bilim kadınlarının hikayeleri kitaplaştırılarak gelecek nesillerle buluşuyor. Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından hazırlanan "Bilimin İzinde Cesur Türk Kadınlarının Hikâyesi" adlı eser, bilimin dönüştürücü gücünü ve kadınların bu alandaki öncü rolünü görünür kılmayı amaçlıyor. Kitap, Türkiye’nin dört bir yanından çıkıp bilimin ışığında dünyayı değiştiren kadın bilim insanlarının hikâyelerini bir araya getiriyor.



Kadınların bilimdeki gücüne saygı duruşu


L’Oréal Türkiye, bugüne kadar 128 bilim kadınının projelerini ödüllendirdi. Programdan ödül alan 128 bilim kadınının 100’ü bugün profesör veya doçent olarak kariyerlerine devam ediyor. 128 bilim kadınının 34’ü deneyimlerini, mücadelelerini ve başarılarını "Bilimin İzinde Cesur Türk Kadınlarının Hikâyesi" kitabında anlatıyor.



Sosyal sorumluluk ve dayanışma


Kitabın satışından elde edilecek tüm telif gelirleri, 8-12 yaş aralığındaki çocukların robotlarla geleceğe yönelik çözümler üretmesine destek olacak Bilim Kahramanları Derneği’ne bağışlanacak.



Kitabın arka kapağında ise şu ifadeler kullanıldı:


"Unutma sen de yapabilirsin!..


Bilim, kimi zaman bir mikroskobun merceğinde, kimi zaman gece yarısı yanıp sönen bir laboratuvar ışığında, kimi zaman da bir genç kızın kalbinde filizlenen merakla doğar. Ama her zaman cesaret ister…


L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü ve 23. yılına ulaşan ’Bilim Kadınları İçin’ Programının desteklediği bu kitap, genç kızlara ’Sen de yapabilirsin!’ demeyi, yeni nesillere yol göstermeyi ve bilimin cinsiyet kalıplarıyla sınırlanamayacağını bir kez daha hatırlatmayı amaçlıyor.


Bilimin İzinde Cesur Türk Kadınlarının Hikâyesi, L’Oréal Türkiye’nin ’Bilim Kadınları İçin’ Programından ödül alan, cesaretleri ile bilim yolunda ilerleyen bilim kadınlarının yolculuğunu anlatıyor. Onlar, toplumun görünmez duvarlarını aşarak kendi ışıklarını çoğaltan, bilime tutkuyla bağlanan ve geride umut dolu bir iz bırakan kadınlar.


Her biri kendi alanında çığır açarken, aynı zamanda gelecek kuşaklara ’sen de yapabilirsin’ diyor. Çünkü bu hikâyeler yalnızca bilimsel başarıların değil; sabrın, inancın, hayallerin ve eşitlik arayışının hikâyeleri…


Bu kitap, bilimin yalnızca akılla değil; yürekle, azimle ve umudun en saf haliyle var olduğunu hatırlatıyor. Her sayfa, bilime adanmış bir ömrün yankısını taşırken, aynı zamanda yarını kuracak genç kızlara fısıldıyor: ’Hayallerinin peşinden git, çünkü senin bilime, bilimin de kadınlara yani sana ihtiyacı var.’"


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.
Gaziantep Şahin’den üniversite öğrencilerine yeni müjde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, üniversite öğrencilerine yönelik yeni bir müjdeyi paylaştı. Öğrenci dostu şehir vizyonuyla çalışmalarını ve desteklerini aralıksız sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, üniversite öğrencilerine yönelik yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Bu kapsamda Yılmazoğlu Kız Öğrenci Yurdu’nu ziyaret eden Başkan Fatma Şahin, öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti, talep ve beklentilerini dinledi. Ziyaret sırasında, sabah erken saatlerde ders ve sınavları için yurtlardan ayrılmak zorunda kalan öğrencilerin taleplerini değerlendiren Başkan Şahin, yeni yıldan itibaren devlet yurtlarında kalan üniversite öğrencilerine sabahları ücretsiz çorba ve simit ikramı yapılacağını müjdeledi. "Öğrencilerimiz, gençlerimiz mutluysa şehir mutlu oluyor" Yeni müjde hakkında açıklamada bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, en önemli şeyin öğrencilerin huzur ve mutluluğu olduğunu belirterek, "Kent, eğitim şehri, bilim şehri, spor şehri, kültür ve sanat şehri olma hedefiyle bu yolculukta devam ediyor. 4 üniversitemiz var. Bizim açımızdan üniversite öğrencilerimizin huzuru, mutluluğu ve bütün yapmak istediği her şeye ulaşılabilirliği. Öğrencilerimiz sabah erkenden sınavlara gidiyor. Bu sınavlara giderken çok hızlı bir şekilde bir şeyler atıştırması gerekiyor. Yurtlarımızın içine de birer çorba çeşmesi kuralım dedik. Yurtlarımızın içine hem çorba çeşmesi koyacağız hem de çay-simit bölümü oluşturacağız. Öğrencilerimiz sınava hazırlanırken, gidip gelirken ihtiyacı olan bu çay, simit, çorbayı içerek sınava hazırlansınlar, gitsinler gelsinler. Günün sonunda öğrencimiz mutlu olsun, öğrenci dostu bir şehir olalım. Öğrencilerimiz, gençlerimiz mutluysa şehir mutlu oluyor. Şehir mutlu olunca biz mutlu oluyoruz. Onlar bizden ne talep ediyorsa gücümüz ölçüsünde, imkanlarımız ölçüsünde bu desteği vermeye çalışıyoruz" dedi.
İstanbul Trendyol 1 Lig’de 20-22. hafta programı açıklandı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Trendyol 1. Lig’de 20-22. hafta müsabakalarına ilişkin programı açıkladı. Trendyol 1. Lig’de 20, 21 ve 22. haftalarda oynanacak müsabakaların programı belli oldu. TFF’nin sitesinden yapılan açıklamaya göre, söz konusu haftaların programı şu şekilde: 20. hafta 9 Ocak Cuma 14.30 Vanspor FK - Boluspor 20.00 Amed Sportif Faaliyetler - Çorum FK 10 Ocak Cumartesi 13.30 Serikspor - İstanbulspor 16.00 Adana Demirspor - Esenler Erokspor 19.00 Sakaryaspor - Bandırmaspor 11 Ocak Pazar 13.30 Ankara Keçiörengücü - Hatayspor 13.30 Sarıyer - Iğdır FK 16.00 Sivasspor - Erzurumspor FK 19.00 Pendikspor - Bodrum FK 12 Ocak Pazartesi 20.00 Manisa FK - Ümraniyespor 21. hafta 16 Ocak Cuma 20.00 Çorum FK - Adana Demirspor 17 Ocak Cumartesi 13.30 Hatayspor - Manisa FK 13.30 Bandırmaspor - Pendikspor 19.00 Esenler Erokspor - Vanspor FK 18 Ocak Pazar 13.30 Erzurumspor FK - Amed Sportif Faaliyetler 16.00 Boluspor - Sarıyer 19.00 Ümraniyespor - Serikspor 19 Ocak Pazartesi 14.30 Iğdır FK - Sakaryaspor 17.00 İstanbulspor - Ankara Keçiörengücü 20.00 Bodrum FK - Sivasspor 22. hafta 23 Ocak Cuma 20.00 Adana Demirspor - Bandırmaspor 24 Ocak Cumartesi 13.30 Serikspor - Esenler Erokspor 13.30 Ankara Keçiörengücü - Boluspor 16.00 Vanspor FK - Iğdır FK 19.00 Pendikspor - Erzurumspor FK 25 Ocak Pazar 13.30 Hatayspor - Ümraniyespor 13.30 Sarıyer - Çorum FK 16.00 Sivasspor - Amed Sportif Faaliyetler 19.00 Manisa FK - İstanbulspor 26 Ocak Pazartesi 20.00 Sakaryaspor - Bodrum FK
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.