POLİTİKA - 29 Ekim 2015 Perşembe 13:56

Mehdi Eker: “Türk Ekonomisi Son 12 Yılda 230 Milyar Dolardan 800 Milyar Dolara Yükseldi”

A
A
A
Mehdi Eker: “Türk Ekonomisi Son 12 Yılda 230 Milyar Dolardan 800 Milyar Dolara Yükseldi”

Türkiye’nin tarımsal hasılasını 23 milyar dolardan 61 milyar dolara çıkararak, dünyada yedinci, Avrupa’da ise en büyük tarımsal ekonomiyi yakaladıklarını ifade eden eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve AK Parti İstanbul 3’üncü Bölge Milletvekili Adayı M. Mehdi Eker, “Türk ekonomisi son 12 yılda, 230 milyar dolardan, 800 milyar dolara yükseldi” dedi.
Lise öğrencileri ve aileleri ile bir araya gelen eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve AK Parti İstanbul 3’üncü Bölge Milletvekili Adayı M. Mehdi Eker, Cumhuriyet tarihi boyunca tarım sektöründe kırılan üretim ve ihracat rekorlarından bahsetti.
Türkiye’nin tarımsal hasılasını 23 milyar dolardan 61 milyar dolara çıkararak, dünyada yedinci, Avrupa’da ise en büyük tarımsal ekonomiyi yakaladıklarını ifade eden Mehdi Eker, Türk ekonomisinin son 12 yılda, 230 milyar dolardan, 800 milyar dolarlara yükseldiğine dikkat çekti.
Eker ayrıca, “Gayri safi milli hasıla 3 kat büyümüştür. Kişi başına düşen milli gelir 2 bin 500 dolardan, 10 bin doların üzerine çıkmıştır. Bunda tarımın büyük katkısı bulunmakta. Avrupa’da birinci, dünyada da yedinci büyük tarım üreticisiyiz. Bu, Türkiye için bir iftihar meselesidir. Ancak biz bunla yetinmiyor, çiftçimizi her alanda desteklemeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Rekor seviyeye ulaşan üretim ve ihracat verilerine dikkat çeken Eker, “Süt üretiminde 18.6 milyon ton, kırmızı et üretiminde 1 milyon ton, tavuk eti üretiminde 1,9 milyon ton ve su ürünleri yetiştiricilik üretiminde 235 bin tonla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine bu dönemde ulaşıldı” ifadelerini kullandı.
Rekor seviyedeki büyüme ile ilgili açıklama yapan Eker, “Buğday üretimini 22,6 milyon tona, mısır üretimini yaklaşık 6,3 milyon tona, çeltik üretimini de 930 bin tona çıkardık. 48 milyon dolar buğday unundan gelir elde ederken, şu an 933 milyon dolar ülkemize girdi sağladık. Avrupa’da tarımsal hasıla bakımında 2002 yılında Avrupa’nın dördüncü büyük ülkesi iken, 2006’dan beri birinci ülke konumundayız” dedi.
Bu başarının günü birlik bir başarı olmadığını belirten Mehdi Eker, bu başarıları yapılan reformlar ve sağlanan önemli desteklerle yakalandığını söyledi.
"TARIM ARAZİLERİNİN BÖLÜNMESİNİ ÖNLEDİK"
Mehdi Eker, Türkiye’nin tarım sektöründe temel alt yapı probleminin, miras yoluyla tarım arazilerinin sürekli bölünmesi ve küçülmesi olduğunu belirterek, “2005-2006 yıllarında yaptığımız değişiklikle asgari arazi bölünmesine bir sınır getirdik. 2014 yılında yaptığımız düzenlemelerle de bu değişikliği kalıcı kılarak sorunu ortadan kaldırdık. Yaptığımız tüm bu yeniliklerle aynı zamanda Türkiye’nin gıda güvenliği de garanti altına aldık” şeklinde konuştu.
Verimliliği arttırmak için Türkiye’deki tarım arazilerinin haritasını çıkardıklarını ifade eden AK Partili Mehdi Eker, “Neresi ne kadar güneş alıyor. Hangi toprak yılda ne kadar ürün veriyor. Bunların tek tek haritasını çıkarıp çiftçilerimizi bu arazilere yönlendirdik” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİCİMİZE SON 13 YILDA 80 MİLYAR TL’YE YAKIN NAKİT HİBE VERDİK”
Mehdi Eker, “2002 yılında tarım sektörüne verilen toplam destek 1,8 Milyar TL idi. Bunun da yüzde 80’den fazlasını üretime bakılmadan sadece tapuya verilen doğrudan gelir desteği oluşturuyordu. Biz 52 yeni çeşit destek başlattık. Destekleri, verimlilik, kalite ve kırsal kalkınmayı esas alarak yeniden düzenledik. Tarımsal destek alanını genişleterek, Türkiye’nin her yerine yaydık. 2015 yılında üreticilerimize 10 Milyar TL destek veriyoruz. Son 13 yılda Türk çiftçisine yaklaşık 80 milyar TL nakit hibe destek sağladık” dedi.
Tarımsal kredilerde faizleri düşürdüklerine de işaret eden Eker, 2002’de Ziraat Bankası’nın tarımsal kredi faizinin yüzde 59’u bulduğunu, şu anda faizin sıfır ile 8,25 bandında gerçekleştiğini vurguladı.
Eker, böylelikle tarımsal kredide gerçek bir artış yaşandığını, 2002’de 529 milyon lira olan kredi meblağının, 2014’te 22,8 milyar liraya çıktığını ifade ederek, “Bu reformların başında tarım sektörünün neredeyse 100 yıla yakın temel sorunu olan miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesi konusu gelir. Bu Türkiye’nin medeni hukukuyla, miras hukukuyla ilişkili bir konudur. Biz, 2005-2006 yıllarında bir değişiklik yaptık. Asgari bölünmeye bir sınır getirdik, bir limit getirdik. 2014 yılında yaptığımız düzenlemelerle bu soruna kalıcı olarak sonlandırdık. Bu düzenlemeler ile Türkiye’nin gıda güvenliği garanti altına alınmıştır” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.