ASAYİŞ - 23 Ocak 2025 Perşembe 12:30

Menajer Ayşe Barım soruşturmasında oyuncu Nedim Saban ifade verdi

A
A
A
Menajer Ayşe Barım soruşturmasında oyuncu Nedim Saban ifade verdi

Menajer Ayşe Barım hakkında sosyal medyadaki iddialara yönelik yürütülen soruşturma kapsamında oyuncu Nedim Saban, tanık sıfatıyla savcılığa ifade verdi.

Savcılık ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Saban, “O konuya ilişkin de sorular soruldu ama bu konuda duyarlı olduğum için, tiyatro konusunda duyarlı olduğum için çok tweet attım, sadece bu olayla ilgili değil ve konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Serenay Sarıkaya gibi bazı sanatçıların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medya platformlarındaki paylaşım ve haberlerdeki iddialar ihbar kabul edilerek maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmanın ’çalışma hürriyetinin ihlali’ ve ’şantaj’ gibi iddialara ilişkin olduğu öğrenilirken, Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri de uygulanmıştı.

Oyuncu Deniz Işın, mağdur sıfatıyla ifade vermişti

Geçtiğimiz günlerde tanık sıfatıyla ifade veren Serenay Sarıkaya’nın ardından Deniz Işın da ’mağdur’ sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na gelmiş, burada yaklaşık 30 dakika ifade veren Işın, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandırmadan adliyeden ayrılmıştı.

Oyuncu Nedim Saban, tanık sıfatıyla ifade verdi

Son olarak bugün ise oyuncu Nedim Saban’da yürütülen soruşturmaya ilişkin, ’tanık’ sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.

“Konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum”

İfadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Saban, “Ben daha çok sektörle ilgili konuştum. Tabii sayın savcının dosyadaki gizliliği de ifadem” dedi. Basın mensuplarının Ayşe Barım hakkında attığı tweetlere ilişkin ise Saban, “O konuya ilişkin de sorular soruldu ama bu konuda duyarlı olduğum için, tiyatro konusunda duyarlı olduğum için çok tweet attım, sadece bu olayla ilgili değil ve konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum. Öğrenci de yetiştirdiğim için öğrencilerim mutluluğunu ve mutsuz olunca daha da mutsuz oluyorum. O yüzden duyarlı olduğum bir konu. Konu tiyatro olunca daha duyarlı oluyorum. Çok sinema ve dizi sektörünü bilmediğim için bu konuda konuşmadım, daha çok tiyatro da yaşanılan oyuncularımızın daha da mutlu olabilmesi için düşündüğüm şeyleri söylemek için geldim” diye konuştu.

“Piyasada faaliyet gösteren belirli sayıdaki menajerlik şirketleriyle çalışmamaları halinde kendilerine iş imkanı doğmayacağını dile getiriyorlardı”

Öte yandan Nedim Saban’ın savcılıkta verdiği ifade de ortaya çıktı. Savcılıkta 1 saat süren ifadesinde Saban, “Şu an oyunculuk ve yapımcılık mesleği ile uğraşıyorum. 43 yıldır oyunculuk yapmaktayım. Benim herhangi bir menajerlik veya yapım şirketiyle aramda devam eden bir sözleşme bulunmamaktadır, Ayşe Barım’ı tanımıyorum, kendisiyle 10 yıl önce bir proje ile ilgili bir kez telefon görüşmemiz oldu. Onun dışında kendisiyle bir tanışıklığım veya arkadaşlığım bulunmuyor. Barım’ın kendisine ait menajerlik şirketiyle çalışmayan oyuncuların yer aldıkları projelerden zorla çıkardığına bizzat şahit olmadım. Aynı şekilde birlikte aynı mesleği yaptığımız oyuncu veya tiyatrocu arkadaşlarımızdan da bu şekilde mağduriyet yaşadıklarına dair bizzat bir duyum almadım ancak benim eğittiğim tiyatro ve oyunculuk öğrencilerimin eğitim devam ettiği sırada bana bu işin ne kadar eğitimini alırsak alalım, piyasada faaliyet gösteren belirli sayıdaki menajerlik şirketleriyle çalışmamaları halinde kendilerine iş imkanı doğmayacağını dile getiriyorlardı. Zira biz, sektörümüze her yıl yüzlerce yeni genç oyuncu kazandırmamıza rağmen, sektörde şu an var olan birkaç oyuncu dışında diğer oyunculara hiçbir projede yer verilmemesi sebebiyle bu yeni genç oyuncuların yanı sıra, sınırlı sayıdaki diğer oyuncuların dışında kalan meslektaşlarımız hiçbir şekilde iş imkanı bulamamaktadır. Sosyal medya hesabımdaki paylaşımları yapma sebebim, daha önceden de gündeme getirmiş olduğum sorunları dile getirmekti” ifadelerini kullandı.

“Menajerlik şirketlerinin tiyatro sektörüne de el atması nedeniyle bizim oyuncularımızı istihdam etme ve seyirciye ulaşma imkanı azaldı”

İfadelerinin devamında Saban, “Bunların bırakın tek elde toplanmasını, birbirleriyle arkadaşlık ilişkisi içerisinde olmaları bile sektör açısından olumsuz bir durumdur. Ancak mevcut duruma baktığımız zaman, bu üç unsurun birçok menajerlik ve yapım şirketleri tarafından tek elde toplandığını görmekteyiz. Bu da, birkaç menajerlik şirketi dışındaki menajerlere bağlı çalışan diğer meslektaşlarımızın, iş imkanlarını kısıtlamaya yol açmaktadır. Ayşe Barım’ın kendisine ait yapım şirketi üzerinden tiyatro sektörüne de, yapım yapmaya başlaması ve bilinen tüm oyuncuları elinde bulundurması sebebiyle bizim tiyatro salonunda yer bulma imkanımız oldukça kısıtlanmıştır. Söz konusu menajerlik şirketlerinin tiyatro sektörüne de el atması nedeniyle bizim oyuncularımızı istihdam etme ve seyirciye ulaşma imkanı azaldı” diye konuştu.

Gamze Şenyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.