GÜNDEM - 18 Nisan 2025 Cuma 12:32

Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları arasında "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" protokolü imzalandı

A
A
A
Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları arasında "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" protokolü imzalandı

Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" protokolü düzenlenen törenle imzalandı. Protokolle öğrencilerin düzenli sağlık izlemleri yapılması, okul ortamlarında bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu önlemler geliştirilmesi ve okulların "sağlıklı yaşam merkezlerine" dönüşmesi hedefleniyor.


Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" protokolü düzenlenen törenle imzalandı. Törene Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Valisi Davut Gül, çok sayıda davetli katıldı. Programda çocuklar ayrıca çeşitli gösteriler sergiledi. Çocukların gösterileri alkış aldı. Törende programının tanıtımı da yapıldı. İmzalanan iş birliği protokolüyle Türkiye genelinde çocuk sağlığına yönelik kapsamlı bir seferberlik başlatıldı. Programla birlikte, okul çağındaki çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal sağlıklarını geliştirmeye yönelik eğitimler, uygulamalar ve sağlık hizmetleri entegre bir yaklaşımla yürütüleceği, bu kapsamda öğrenciler, sağlık bilgilerini artırmaları ve çevreleriyle paylaşmaları amacıyla "Sağlık Elçisi" ilan edilerek bu dönüşümün bir parçası haline getirileceği kaydedildi. Protokol sayesinde öğrencilerin düzenli sağlık izlemlerinin yapılması, okul ortamlarında bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu önlemler geliştirilmesi ve okulların "sağlıklı yaşam merkezlerine" dönüşmesi hedefleniyor. Ayrıca hazırlanan materyaller, saha uygulamaları ve sürdürülebilir eğitim içerikleriyle Türkiye’nin tüm çocuklarının sağlıklı bir geleceğe hazırlanması amaçlanıyor.



"Sağlıklı kalmak için bilinçli olan kendini geliştiren bir toplum hedefindeyiz"


Törende bir konuşma yapan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu sağlıklı kalmak için bilinçli olan kendini geliştiren bir toplum hedefinde olduklarını ifade ederek, "35 yıl ilkokul öğretmenliği yapmış bir annenin evladı olarak önce öğretmenlerime, bizim geleceğimizi oluşturan öğretmenlerime, sabrın, bilginin, özverinin mesleği olan öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum. Biz bugünün, yakın dönemin sağlığını yönetiyoruz. Onlar toplumun geleceğinin sağlığını inşa ediyorlar. Hepsinin emeklerine sağlık. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli ile Sağlıklı Türkiye Yüzyılı programını başlattık. Sağlıklı kalmaya öncelik tutuyoruz. Koruyan, kendisinin bedenine bakan ve sağlıklı bir toplum oluşması için beslenmesinden hareketine, alışkanlıklarından günlük yaşamına kadar her konuda sağlıklı kalmak için bilinçli olan kendini geliştiren bir toplum hedefindeyiz. Bunun başında toplumun eğitimi, kendini geliştirmesi gerekiyor. Bu nedenle koruyucu sağlığın temeli olan Aile Hekimliğini ve bu Aile Hekimliği ile beraber sağlıklı hayat merkezlerimizin çok daha fazla kullanılmasını, oradan sağlığın kültürünün oluşturulmasını amaçlıyoruz" dedi.



"Bugün yaptığımız iş gelecekteki toplum sağlığını aynı zamanda sağlıklı bir toplumu oluşturacaktır"


Sağlıklı Hayat Merkezlerinde insanların sağlık kültürünü artırmak için saha programını başlattıklarını ifade eden Bakan Memişoğlu, "Sağlıklı Hayat Akademisi’nde insanlar nasıl sağlıklı kalabileceğini buralardan çok daha fazla öğrenecektir. Toplumumuzun en büyük risklerinden 3 tanesi var. Bunların bir tanesi kilo, kötü beslenme, kötü alışkanlık ve hareketsizlik. Bu 3 risk maalesef toplumuzun önünde. Bunu sadece sağlıkçılar olarak sadece sağlık hizmetleri ile başarma şansımız yok. Bunu toplumun her kesiminin bireyi, çabasıyla bize katkısıyla başarabiliriz. Çocuklarımızın sağlık bilincini ve kültürünü artırmak amacıyla oluşturduğumuz bu program esasında farklı amaçla güdüyor. Sınıflarda veya derslerde öğrendikleri sağlık bilgisinin aynı zamanda covidde, depremde kahramanlıklar gösteren, onlarla gurur duyduğum sağlık çalışanlarının abileri ve ablalarıyla birlikte burada ambulanslara, UMKE araçlarına, acil durum hastanelerine dokunarak ve bugünü hayatlarının en önemli anılarından bir tanesi olarak çocuklarımızın sağlığı ve sağlıkçıyı aynı zamanda koruyucu sağlığı benimsemesini amaçlıyoruz. Bugün yaptığımız iş gelecekteki toplum sağlığını aynı zamanda sağlıklı bir toplumu oluşturacaktır. Ben çocuklarımıza seslenmek istiyorum. Sizden bir söz almak istiyorum. Bugün eğitim aldınız, ablalarınız, abileriz ve ambulanslar geldi. Kıyafetleri giydiniz, öğrendiniz. Bundan sonra hepiniz sağlık elçisi olacaksınız. Ben Sağlık Bakanı olarak sizlere bazı görevler vermem gerekiyor. Her sabah kalktığınızda elinizi yüzünüzü yıkacak mısınız? Dişlerinizi fırçalayacak mısınız? Düzgün beslenecek misiniz? Ailenizde sigara içen kim varsa, etrafınızda kim varsa Sağlık Bakanı beni sağlık elçisi ilan etti. Bu sizin sağlığınıza zararlı. Lütfen içmeyecek misiniz diyecek misiniz? Söz mü? Kilolu olanı, hareket etmeyene ben artık sağlık elçisiyim, lütfen düzgün ve sağlıklı beslen diyecek misiniz? Bundan sonra siz bizim için sağlık elçisisiniz. Hayırlı uğurlu olsun. Artık geleceğimizin sağlığı emin ellerde" şeklinde konuştu.



"Temel paradigması beceri odaklı olan toplumsal hayatta bunu beceriye dönüşmek olan bir program mantığı belirledik"


Ardından kürsüye çıkan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Biz Milli Eğitim Bakanlığız. Biz eğitim veriyoruz. Temel parametremiz insanın sağlıklı bir biçimde hayatına devam edilmesi. Sağlıklı bir insan sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir dünya. Ve biz de bunu temin etmek için kendi üzerimize düşen sosyal sorumluluk alanında hizmet vermekte çaba sarf ediyoruz. Her işin merkezine insanı koyuyoruz. İnsanın hem vücut bütünlüğünü hem de ruh sağlığının sağlıklı bir biçimde işleyebilmesi için biz üstümüze düşeni yapmak durumundayız. Çocuklarımızın vücut bütünlüğünün temel yaşam hürriyetlerinin sağlanabilmesi, yaşamını devam ettirebilmesi ve yaşam fonksiyonlarını eksiksiz bir biçimde yürütebilmesi için çocuklarımızı, gençlerimizi yetiştirmeye çaba sarf ediyoruz. Eski müfredatlarımız kazanım odaklıydı. Çocuklarımıza bilgi vermeyi, çocuklarımızı bilgiyle donatmayı hedefliyordu. Sadece bilgi vermek yeterli değil, bilginin yaşam becerilerine dönüşmesi lazım. Dolayısıyla temel paradigması beceri odaklı olan toplumsal hayatta bunu beceriye dönüşmek olan bir program mantığı belirledik. İkincisi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle biz başka şeyler de yaptık. Programların odağına önce birey önce insan. Nasıl bir insan ? Akıl ve ruh dinginliği olan akıl ve ruh sağlığı yerinde olan bireyler yetiştirmek istiyoruz. Bu bireyler güçlü ve sağlıklı bir toplum inşa edecekler. Ve sağlıklı bir toplum inşa edildikten sonra da ülkemiz, dünyada sağlık bir dünyanın inşası için mücadele eden güçlü bir ülke haline dönüşmüş olacak. Bizim silsilemiz bu şekilde. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle odağında sadece bu yok. Sağlıklı bir toplumun inşa edilebilmesi için yek değerinin hukukuna saygı gösteren, yek değerinin bireysel özelliklerine hoşgörüyle yaklaşan, kimseye iftira atmayan, kimseye hakaret etmeyen, kimse hakkında yalan konuşmayan yöneticiler yetiştirmek istiyoruz. Sağlıklı toplumun aklıselim insanın varacağı nokta burasıdır. Biz eğitim ve öğretim programların da istiyoruz ki, çocuklarımız hem kendi vücut sağlıklarını düşünsünler hem kendi vücut sağlıkları için gerekli olan şeyleri öğrensinler ve hayata geçirsinler hem de güçlü bir toplum, güçlü bir devlet için yek değerinin temel hak ve hürriyetlerine saygı gösteren; yek değerinin düşüncelerine, bireysel farklılıklarına hoşgörüyle yaklaşan, onu ötekileştirmeyen ayrıştırmayan bir bakış açısıyla çocuklarımızı yetiştirmek arzusundayız" diye konuştu. Öte yandan konuşmalardan sonra iki bakan, çocuklarla birlikte stantları gezdi.



Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları arasında "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" protokolü imzalandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Oyuncak tabancayla polisi alarma geçirdi Aksaray’da bunalıma giren genç, oyuncak tabancayla pencereye çıkıp hem kendine hem de polise tabanca doğrulttu. Tabancanın oyuncak olduğundan habersiz olan polis, çelik yeleklerini giyerek evin içine sızdı. Odadan çıkan şahıs polisin apansız müdahalesiyle etkisiz hale getirildi. Olay geçtiğimiz gece yarısı Paşacık Mahallesi 1613 Sokak Sahra Apartmanı’nın 1. katında yaşandı. Edinilen bilgeye göre, bunalıma girdiği iddia edilen 23 yaşındaki B.İ., ailesiyle birlikte yaşadığı dairenin odasına kendini kilitledi. Önce oda içinde bağırıp çağıran şahıs daha sonra eline geçirdiği oyuncak tabancayla pencereye çıkıp bağırmaya başladı. Pencereden bağıran eli tabancalı şahsı gören mahalle sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi şahsın elindeki tabancanın oyuncak olduğundan habersiz herhangi bir olumsuzluğa karşı geniş güvenlik önlemleri alarak olaya müdahale etmek istedi. Elindeki tabancayı kimi zaman kendi kafasına, kimi zaman da polis ekiplerine doğrultan şahıs tedirginliğin dozunu artırınca ekipler üzerine çelik yelek giydi. "Allah’ın oğlu musun da derdime derman olacaksınız?" Şahsı ikna edip sakinleştirmek için uzun süre dil döken polis ekiplerine olmadık sözler sarf eden B.İ., "Hangi biriniz derdime derman oldunuz lan? Lan bırakın lan, Allah’ın oğlu musunuz da derdime derman olacaksınız? Ben cehennemimi oluşturmuşum zaten, siz beni kurtaramazsınız. Sen kimsin ben seni nereden tanıyorum ya? Ya ne konuşacağım da, Allah mısın da ben seninle konuşacağım? Sen bana neyin faydasını sunacaksın da ben seninle konuşacağım?" dedi. Bir türlü ikna olmayan şahıs bir ara ellerini semaya açıp dua etti. Şahıs apansız müdahaleyle etkisiz hale getirildi Şahsın pencereden odaya girmesi üzerine çelik yelekli sivil polis memurları şahsın ailesinin kapıyı açmasıyla daireye girerek pusuya yattı. Gencin odadan çıkmasını bekleyen polis memurlarının kimisi yan odaya, kimisi de kapının arkasına geçerek saklandı. Şahsın odadan çıkması üzerine hem arkadan hem de önden apansız bir müdahalede bulunan polis memurları şahsı anında etkisiz hale getirmeyi başardı. Hemen yere yatırılan şahsa bir yandan ters kelepçe takılırken öte yanda polis memurlarınca üst araması yapıldı. Yakalanmasına rağmen bağırmaya devam eden şahıs kelepçelenip üst aramasından sonra ayağa kaldırıldı. "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim. Ben de Atatürk’ün oğluyum" Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan şahıs apartmandan çıkarılırken de bağırmayı sürdürdü. Merdivenlerden inerken, "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim" diyen B.İ. apartmandan çıkarılırken fark ettiği basın mensuplarına da "Çekmeyin" diye tepki gösterdi. Yakalanmadan önce polis memurlarına olmadık sözler sarf eden şahıs, elleri kelepçeli olarak dışarı çıkarıldığında sanki onca lafı kendisi etmemiş gibi polis memurlarına, "Ağabey ben kötü bir insan değilim. Beni öyle şey yapmayın ağabey. Annem ile bir görüşeyim gitmeden. Ağabey bir dakika annemle görüşeyim. Ben Atatürk’ün oğluyum. Biz Türkoğlu Türk’üz, Atatürk’ün oğluyuz" dedi. Ele geçirilen tabancayı inceleyen polis ekipleri tabancanın oyuncak olduğunu belirledi. Gözaltına alınan şahıs daha sonra polis otosuna bindirilirken, ifadesi alınmak üzere Aksaray Polis Merkezi Amirliğine götürüldü. Şahsa ifadesinin ardından Kabahatler Kanunu çerçevesinde idari işlem yapıldı.
Kastamonu Kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarptı: 9 yaralı Kastamonu-İnebolu karayolu üzerinde kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen 3 araca çarptı. Toplam 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 9 kişi yaralandı. Kaza, Kastamonu-İnebolu karayolu Öz Bereket Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, E.K. (21) idaresindeki 60 ES 842 plakalı Opel marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kırmızı ışıkta bekleyen A.F.T. (20) yönetimindeki 37 EK 030 plakalı Fiat-Tofaş marka otomobil ile H.T. (47) yönetimindeki 34 CNY 979 plakalı Fiat marka otomobile ve R.H.A. (26) idaresindeki Honda marka otomobile çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında Fiat-Tofaş marka otomobilde bulunan yolcular araçta sıkıştı. Adeta can pazarının yaşandığı feci kazada olay yerine itfaiye, sağlık ve trafik ekipleri sevk edildi. İtfaiye ve sağlık ekiplerinin çalışmasıyla araçta sıkışan yaralılar çıkartılarak ambulansa taşındı. Kazada araç sürücüleri E.K. (21) ve A.F.T. (20) ile araçlarda yolcu olarak bulunan A.T. (71), N.T. (53), E.Ş. (21), N.Ç. (24), A.T. (26), S.T. (42) ve 2 yaşındaki A.S.T. yaralandı. Yaralılar, sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazanın ardından trafik ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemleri alarak incelemelerde bulundu. Kaza yapan araçların kaldırılmasının ardından yola saçılan araç parçaları temizlendi. Kaza nedeniyle trafik, bir süreliğine durdu ve uzun kuyruk oluştu. Yolun temizlenmesinin ardından trafik tekrar normale döndü.
Gaziantep Fatih Tekke: "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim" Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, 3-0 kaybedilen kupa finalinin ardından, "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık" dedi. Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, Galatasaray’a karşı 3-0 kaybedilen Ziraat Türkiye Kupası finalinin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Finali ve kupayı kaybettiklerini için çok üzgün olduklarını söyleyen Fatih Tekke, takımın performansı nedeniyle özür diledi. Maç sonu açıklamalarda bulunan Fatih Tekke, "Galatasaray takımını tebrik ediyorum. Taraftarlarımızı üzdüğüm için ben de çok üzgünüm. Onların yaşadığı duyguyu ben de yaşıyorum. Maç her iki devrenin ilk dakikalarında bitti. Küçük bir hata bize pahalıya mal oldu. Batogov’un sakatlanması sonrası Okay ikinci yarıya başladık. Sonrasında ilk dakikada yediğimiz ikinci golle fark ikiye çıktı. Daha sonra toparlamaya çalıştık ama olmadı. Uzun toplarda ve ikinci toplarda kazanılan pozisyonlar ve sonuç iki maçta da mağlubiyet. Performans olarak yüksekte olmamız gerekiyordu ama olmadı. Tüm sezonun telafisi olacak bir maçtı. Gelecek sezon için ciddi bir enerji ve emek harcıyoruz. Bu sezon böyle bitti. Bundan sonra daha genç oyunculara şans vereceğim. Gelecek yılın takımını oluşturmak için çalışacağız. Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık. Seneye çok daha dinamik bir takım olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek" Avrupa hedefi ile ilgili de konuşan Fatih Tekke, "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek. Özellikle transfer durumlarını etkileyecek. Önemli oyuncuları izliyorduk ve bu durum bizim için dezavantaj. Bizim hedefimiz net iyi oyuncular almak. Her anlamda iyi olabilecek yada alanında iyi oyunculara almamız gerekiyor. Camia olarak bu sezonu mutlu geçirmedik. Trabzonspor tekrar yarışan bir takım olması lazım. Tartışılmayacak bir kadro kurmamız gerekiyor. Bir aydır bu konuda çalışıyoruz. Ama bunu belli şartları var. Bazen oyuncu istemiyor, bazen maddi sıkıntılar oluyor, bazen menajer sorun oluyor. Opsiyonlu mevkiler olup her oyuncunun iyi olması gerekiyor. Herkes tarafından kabul görecek çok iyi futbolcular ve takım kurmak zorundayız. Seneye başarılı olmak istiyorsak bu şart" şeklinde konuştu. "İkinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var" Seremoniye çıkmama ile ilgili soruya da cevap veren Tekke, "Ben 1994 yılında futbola başladım. Şu an 2025’teyiz. Hiçbir olumsuz durumum yok. Hakemlerin bir çoğunu tanımam bile. Ama ikinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var. Bundan ben de bıktım. İnsan bir şey söylememi bekliyor. Bana da gına geldi. Kadromuz ve gücümüz belli. Mücadeleye devam ediyoruz. Daha fazla mücadele ettiğimizde kimse ne istiyorsa yapabilir" ifadelerini kullandı. Takımın oyunu ile ilgili ve Batagov’un sakatlanmasının takım oyunu nasıl etkilediğiyle ilgili soruya da cevap veren Fatih Tekke, "Skor üzerinden konuşulunca rakibimiz özellikle 2-0’dan sonra farkı da arttırabilirdi. Oyuncularımızın bir an önce gol bulalım düşüncesi panik oluşturdu. İki maçta da farklı formasyonlarla birebir oynatmayı düşündüm. Ama bazı oyunculardan o performansı alamadık. Oyuncularımı da suçlayamam. Benim özellikle birebir vermem tartışılabilir. Birebir oynatmak riskliydi. Bu riski de ben aldım. Batogov bu iki maçın en iyi performans gösteren oyuncuydu Osimhen’e karşı. Bugün biraz daha yüksek oynamamız gerekiyordu" diye konuştu.