SPOR - 26 Kasım 2025 Çarşamba 00:35

Okan Buruk: "Hakemin kırmızı kartı vermediği oyuncu golü attı"

A
A
A

 Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Union Saint-Gilloise maçının hakemi Jose Maria Sanchez'in yönetiminin çok kötü olduğunu belirterek, "Hakemin kırmızı kartı vermediği oyuncu golü attı. İspanyol hakemin çok kötü maç yönettiğini söyleyebilirim. Bu mağlubiyeti hakeme ve eksiklere de bağlamak istemiyorum. Bu 11 ile de daha iyisini yapabilirdik. Kendi hatalarımızı gözden geçirmeliyiz. Hakemin çok büyük hata yaptığını söylemek gerekiyor" dedi.

UEFA Şampiyonlar Ligi'nin 5. haftasında Galatasaray evinde karşılaştığı Belçika ekibi Union Saint-Gilloise'a 1-0 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, sözlerine rakibi tebrik ederek başladı. Belçika takımının iyi savunma yaptığını belirten Buruk, "Savunma gücü yüksek bir takımdı. İkinci yarı buldukları gol sonrası savunmayı daha da güçlendirdiler. İlk yarı bence oyun içerisine daha iyi girebilirdik, üretken olabilirdik. Çok acele kararlar verdik. Maç öncesinde oyuncularımdan daha sakin, tempoyu çok yükseltmemelerini söyledim. İlk yarıda baskı altında paslar verdik, uzun toplar oynadık. İkinci yarı daha sakindik. Rakip kaleye daha çok gitmeye başlamıştık. Yediğimiz golde 9 oyuncumuz ceza saha içerisindeydi. Rakipten çok alana koşulduğu, 9 oyuncuyla birlikte yediğimiz gol üzücüydü. Rakibimizi daha da güçlendirdi. Oyun çok durdu. Hakemin vermediği kırmızı kart, hakem için çok önemli bir hata. Kırmızı kartı vermediği oyuncu golü attı. 4-5 kere de oyun oynanırken, tehlikeli sakatlık yokken oyunu durdurdu. İspanya'da hakemlerin yönetimleri gündemdir. Bu sene özellikle çok gündeme geldi. Bu akşam da İspanyol hakemin çok kötü maç yönettiğini söyleyebilirim. Bu mağlubiyeti hakeme ve eksiklere de bağlamak istemiyorum. Bu 11 ile de daha iyisini yapabilirdik. Kendi hatalarımızı gözden geçirmeliyiz. Hakemin çok büyük hata yaptığını söylemek gerekiyor. Devamında da kırmız kartı göstermediği oyuncu, golü atan oyuncuydu. Bu kadar büyük hatayı da UEFA cezalandıracaktır diye düşünüyorum" diye konuştu.

"Yunus bu tür rakiplere karşı savunmaları açabilecek bir oyuncu"

Aynı bölgedeki oyuncuların sakatlanmasının hesaplanacak bir şey olmadığını ifade eden sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Yunus gibi çok kritik bir oyuncu yoktu. Osimhen'in, Singo'nun, Lemina'nın olmayışı çok önemli ve kritik ama Yunus özellikle bu tür rakiplere karşı savunmaları açabilecek bir oyuncu. Bunu Bodo/Glimt maçında Osimhen ile birlikte çok net yapmışlardı. Savunma anlamında rakibimize çok büyük pozisyonlar vermedik. Üretkenlik anlamında zorlandık. Milli takıma oyuncu gönderiyoruz, göndermek zorundayız. Milli takımda oyuncuları bize göre daha hor kullanıyorlar. Siz parasını, maaşını ödüyorsunuz ama onlar istediği gibi kullanıyorlar. Bu da takımları zorlayan unsurlardan biri. Milli takımda oynamak çok önemli bir şey. Her oyuncu yüzde 100'ünü vermeye çalışıyorlar. Milli duygu farklı bir şey. Bu dönüşte Jakobs'un, Osimhen'in sakat dönmesi bu anlamda bizim için zorlaştı" şeklinde konuştu.

"Benim için en kritik eksik aslında Eren'di"

En kritik eksik oyuncusunun Eren Elmalı olduğunu söyleyen Okan Buruk, "Doğru bir zamanlama mıydı? Şampiyonlar Ligi'nde bir oyuncumuz eksildi. Saygı duyuyorum ama Eren'in 5 sene önce yaptığı küçük hatadan dolayı Şampiyonlar Ligi maçında oynamaması da bence Türk futbolu açısından da bugün çok kritik bir oyuncuydu. Belki Jakobs ile başlamayacaktım, Eren ile başlayacaktım. Bu tür şanssızlık da yaşadık. En kritik bölgelerimizden biri. Futbolun içinde bu var. Devre arasında bunu telafi etmek zorundayız. Onun öncesinde Şampiyonlar Ligi'nde 3 maç daha oynayacağız. Hedeflerimiz devam ediyor. Kalan 3 maçı da kazanmak için elimizden geleni yapacağız. İnşallah tam kadro olarak bu maçlara çıkacağız. Bugün sakatlık sonrası değişiklik yapabildik. O da beni zorladı. Bunu da bahane olarak düşünmeyin. Her türlü oynayan oyuncular daha iyisini yapabilirdi. Bunu kendi içimizde düşünüp, analizi doğru bir şekilde yapmamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

Afrika Kupası başladığı dönemde kendileri için zorluk olacağını aktaran Buruk, "Afrika Kupası, bizim için bu da ayrı zorluk. 4 oyuncumuz Afrika Kupası'nda yer alabilir. Kasımpaşa maçında bu oyuncularımız olmayacak. Antalya deplasmanında olacak gibi gözüküyorlar. Dönüşleri ne zaman elendiklerine bağlı. Bir sonraki Avrupa maçlarına yetişeceklerini düşünüyoruz. 4 oyuncunun gitmeleri zor olacak" dedi.

"Lemina, Osimhen ve Yunus'u derbiye yetiştirmeye çalışacağız"

Trendyol Süper Lig'in 14. haftasında pazartesi günü Fenerbahçe ile oynayacakları derbi öncesinde sakatlıkları bulunan futbolcuların yetişip, yetişmeyeceğiyle ilgili soruya 52 yaşındaki teknik adam, "6 günlük bir süre var. Lemina, Osimhen ve Yunus'u oraya yetiştirmeye çalışacağız" diye cevap verdi.

Son olarak Yusuf Demir'in kadroda olmamasına açıklık getiren Buruk, "Yusuf son maç sonrasında dizinde ağlarını olduğunu söyledi. Bir sonraki gün antrenmana çıkmadı. Kontrolleri yapılıyor. Antrenman çıkmadığı için kadroda olmadı. İdari olarak bir şey yok. Bir şey de yaşanmadı. Bir moral bozukluğu da üzerinde oldu. Bizim de beklentimiz daha çok. Geçen maç Kazımcan örneğini vermiştik. Yusuf'un da yapacağı biraz daha üstüne koymak ve daha çok çalışmak. Şans bulmak için iyisini yapacak" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort - Enes Gümüş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.