EĞİTİM - 26 Kasım 2025 Çarşamba 09:50

Pazarlama liderlerinden 2026 öngörüsü: En büyük yatırım yapay zekaya

A
A
A

Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen IAB Connect’te açıklanan araştırma sonuçları, pazarlama liderlerinin 2026’da yapay zekayı yalnızca içerik üretiminde değil, strateji ve kampanya yönetiminde de temel araç haline getireceğini gösterdi.

Dijital reklamcılık ve pazarlama iletişiminin 2026’ya yön verecek trendleri, Bahçeşehir Üniversitesi’nde (BAU) düzenlenen IAB Connect etkinliğinde ele alındı. Sektör profesyonellerini bir araya getiren etkinlikte, BAU İletişim Fakültesi ile IAB Türkiye (İnteraktif Reklamcılık Derneği) iş birliğiyle hazırlanan "Türkiye’nin Pazarlama Liderleri Eğilimler Araştırması 2025-2026" sonuçları açıklandı. Araştırma, pazarlama alanında yapay zekanın içerik üretiminin ötesine geçerek, marka stratejisinden kampanya yönetimine kadar tüm süreçlerin merkezine yerleştiğini ortaya koydu.
Araştırmanın Türkiye’de pazarlama liderlerinin 2026’ya hazırlıkta son derece net ve istikrarlı bir gündeme sahip olduğunu ortaya koyduğunu belirten BAU İletişim Dekanı Prof. Dr. Kemal Suher "Bulgular, pazarlamanın artık veri, yapay zeka ve teknoloji omurgası üzerinde şekillendiğini; performans ve kârlılık baskısının karar süreçlerini güçlü biçimde yönlendirdiğini gösteriyor. Ayrıca bu yıl, yapay zeka temelli araçların öncelikli kullanım alanlarında "strateji geliştirme" nin belirgin şekilde öne çıktığını görüyoruz. Bu da pazarlama fonksiyonunda yapay zekanın operasyonel bir destekten çıkıp doğrudan karar süreçlerine entegre olmaya başladığının güçlü bir göstergesidir. Kısacası: 2026 pazarlaması, dijitalleşmiş, veriye dayalı, çok kanallı ve yapay zeka ile güçlenen bir büyüme modeli üzerine kurulmuş durumda" dedi.

Pazarlama liderlerinden 2026 öngörüsü: En büyük yatırım yapay zekaya

"En büyük kırılma noktası yapay zeka destekli performans yatırımları olacak"

Araştırmanın yürütücülerinden BAU İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Şener, dijital pazarlamanın yeni döneminde en büyük kırılma noktasının yapay zeka destekli performans yatırımları olacağını söyledi. Ekonomik parametrelerin pazarlama liderlerini daha büyüme odaklı hale getirdiğini belirten Şener, markaların hem kârlılığı hem müşteri kazanımını artırırken uzun vadeli marka yatırımlarını da ihmal etmediğine dikkat çekti.
Şener, pazarlama profesyonellerinin hâlihazırda yapay zekayı süreçlerine entegre ettiğini ancak 2026’da kullanımın çok daha derinleşeceğini ifade etti. Buna göre; markalar, yapay zekayı yalnızca farklı içerik üretiminde değil; strateji oluşturma, veri analitiği, otomasyon, ölçümleme ve kampanya yönetimi gibi temel pazarlama fonksiyonlarında kullanmaya başlayacak.

Pazarlama liderlerinden 2026 öngörüsü: En büyük yatırım yapay zekaya

"En büyük engel, uzman iş gücü eksikliği"

Etkinlikte sunulan araştırma, Türkiye’deki pazarlama liderlerinin yapay zeka kullanımındaki en büyük engelinin bu alanda uzman iş gücü eksikliği olarak gördüğünü de ortaya koydu. Yapay zekanın sisteme entegrasyonunun değil, bu teknolojiyi gerçek anlamda bilen ve kullanabilen insan kaynağının yetersizliğinin sorun oluşturduğunu belirtildi. Altyapı ve maliyet ise ikinci temel engel olarak sıralandı.

Pazarlama liderlerinden 2026 öngörüsü: En büyük yatırım yapay zekaya

"Önümüzdeki 12 aya ışık tutuyor ve sektör için önemli bir yol haritası sunuyor"

Doç. Dr. Gül Şener şunları söyledi:

"Bu yılın en temel trendi şu: Kârlılık ve müşteri kazanımı gibi performans odaklı yatırımlar artık yapay zeka ve otomasyon destekli altyapılarla yapılıyor. Yapay zeka sadece içerik üretimi için değil, markanın strateji oluşturmasından kampanya yönetimine kadar çok daha makro ölçekte, kurumsal seviyede kullanılıyor. Türkiye’de pazarlama liderleri yapay zekanın önündeki en büyük engelin teknolojinin kendisi değil, uzman iş gücü eksikliği olduğunu söylüyor. 2026’da pazarlamanın her alanında yapay zekadan çok daha yoğun faydalanılacak; bu da şirketlerde yapay zeka yetkinliğine sahip çalışan ihtiyacını hızla artıracak. Araştırma önümüzdeki 12 aya ışık tutuyor ve sektör için önemli bir yol haritası sunuyor."

Etkinlikte düzenlenen panellerde " Geleceği Şekillendiren Trendler" "Veriyle Gelen Güç: Perakende Medya ile Yeni Nesil Reklamcılık", "2026 ve Ötesi: Dijital Dünyanın Geleceği" konu başlıkları da konuşuldu.

Pazarlama liderlerinden 2026 öngörüsü: En büyük yatırım yapay zekaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Bağımlılıktan kurtulmak isteyen 219 kişi YEDAM’a başvurdu Samsun’da 2025 yılının ilk 11 ayında 219 kişi Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığından kurtulmak için başvurdu ve destek aldı. Yeşilay, kurulduğu günden beri topluma bağımlılıkla ilgili önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütüyor. Değişen şartlar, yapılan araştırmalar ve toplumdan gelen talepler neticesinde Yeşilay, 2013 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle yürütmekte olduğu önleyici ve koruyucu çalışmalara tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerini ekledi. Türkiye’de 81 ilde ve KKTC’de olmak üzere 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi hizmet veriyor. YEDAM’la amaçlanan alkol, madde bağımlısı olan bireylerin hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal hizmet desteğinin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik edilmesi. Bu kapsamda da YEDAM kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının iş birliğinde bağımlılık sorunu olan bireylere ücretsiz psikososyal destek veriliyor. Bağımlılık sorunu olan bireylere yeni bir dünya yerine kendi dünyalarını yaşanılır kılacağı bir seçenek sunuluyor. Tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığı alanında problem yaşayan bireylere ücretsiz ve gizlilik esasıyla çalışarak psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamanın yanı sıra bireylerin ailesine de destek vererek bozulan yaşam düzenlerinin onarılmasını ve ilişkilerinin sağlıklı devam etmesi amaçlanıyor. YEDAM’dan destek almak isteyen kişiler 115 numaralı danışma hattını arayarak başvuru yapabiliyorlar. Samsun’da 2020’de hizmet vermeye başlayan YEDAM’da açıldığı günden bu yana toplam 1041 ilk başvuru alındı. 2025 yılının ilk 11 ayında ise toplam 219 yeni danışan başvurusu alınıp, 273 danışanın psikoterapi ve sosyal hizmet görüşmelerine düzenli olarak devam edildi. Ayrıca bu süre zarfında 127 aile ile aile görüşmeleri yürütüldü, 31 atölye ve 35 grup terapisi düzenlendi.
Ankara Yürüyemiyordum dedi, şimdi ayağa kalktı: Dirençli tüberkülozda yüz güldüren sonuç Tüberküloz hastası 15 yaşındaki Miskine Erkmen, aylar süren tedavisinin ardından evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. İlaca dirençli tüberküloz hastalığı kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde bulaşıcılığı daha da fazla olan bu hastalık tedavi edilmezse insan hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, hem doktorları hem de hastaları bu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu konusunda uyarıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerinden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi olan 15 yaşındaki Miskine Erkmen taburcu olup evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Prof. Dr. Aslınur Özkaya Parlakay, hastanın 15 yaşında olduğu ve ilk şikayetlerinin 2024’te başladığını aktararak, "Şikayetleri takiben başvurduğu sağlık kuruluşları tarafından tüberküloz tanıtısı alıyor, tedavisine başlanıyor. Ama tedaviye rağmen semptomlarında, bulgularında artış gözlüyoruz. Bu nedenle de bakanlığımızın bize belirlediği çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerimizden biri olduğumuz için bize sevk oluyor hastamız" dedi. "İlaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor" Tüberküloz tedavisinin uzun bir süreç olduğuna dikkati çeken Parlakay, "Özellikle ilaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor. Dolayısıyla iki ileri bir geri, bir ileri iki geri gittiğimiz dönemler oluyor. Artık Miskine’nin tedavisinin sonuna yaklaştığımızı ümit ediyoruz. Ama tabii takip etmeye devam edeceğiz. Merkezimizde takiplere devam edecek. Ama şu anda yüz güldürücü bir yere ulaştığımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Buraya geldiğimde kilo almaya başladım" 15 yaşındaki hasta Miskine Erkmen, aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti. Önce Diyarbakır’da 4 ay tedavi görüp taburcu olduğunu sonrasında Ankara’ya geldiğini anlatan Erkmen, "Uçak, acil ve ambulans ayarladılar. Sonra Ankara’ya geldim. Buraya geldiğimde kilo almaya başladım. Kendimi daha iyi hissettim. Şu an iyiyim. Çok kötüydüm. Yürüyemiyordum. Yemek yiyemiyordum. Baya halsizdim" diye konuştu.
Niğde Niğde’de meralara yeni hayvan içme suyu alanı kazandırıldı Niğde Orman İşletme Müdürlüğü tarafından Ulukışla ilçesine bağlı Beyağıl köyünde meraların verimliliğini artırmaya yönelik yürütülen ıslah çalışmaları kapsamında hayvanlar için yeni bir hayvan içme suyu alanı kazandırıldı. Bölgede hayvancılıkla uğraşan yetiştiricilerin daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir otlatma imkanına kavuşması amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında Beyağıl köyünde 17 bin dönümlük merada kapsamlı çalışma yapıldı. Niğde Valiliği’nden yapılan açıklamada; yürütülen ıslah faaliyetlerinin yalnızca hayvan yetiştiriciliğine değil, aynı zamanda mera ekosisteminin güçlendirilmesine önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Açıklamada; "Bu çalışma ile hem mera ekosisteminin güçlendirilmesi hem de bölgede hayvancılıkla uğraşan yetiştiricilerimizin daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir otlatma imkanına kavuşması amaçlanmıştır. Doğanın sessiz sakinleri artık daha temiz, daha güvenli ve bereketli bir su kaynağına erişebilmektedir. Bizler için küçük görünen bu iyileştirme; bu topraklarda otlayan her can için yaşamın devamına açılan kıymetli bir adımdır. Doğal kaynaklarımızı korudukça, doğa da bize nefes olmaya devam edecektir" ifadelerine yer verildi. 17 bin dönümlük merada kapsamlı yenileme Ulukışla’nın Beyağıl Köyü’nde uzun yıllardır hayvancılık yapan Fatih Özel; yürütülen mera iyileştirme çalışmalarının bölge hayvancılığı açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Yaklaşık 17 bin dönümlük mera alanında yapılan yatırımların üreticilerin işini kolaylaştırdığını söyleyen Özel; Kayseri Orman Bölge Müdürlüğü ve Niğde Orman İşletme Müdürlüğü’nün desteğiyle 6 noktaya hayvanların su içmesi için alan, 2 noktaya ise koyun yıkama alanı yapıldığını ifade etti. Meralardaki verim artışının hem kaynak sularına hem de hayvan sağlığına olumlu yansıdığını aktaran Özel, kuraklık nedeniyle zarar gören küçükbaş hayvanların yapılan alanlardan büyük fayda gördüğünü dile getirerek şunları söyledi; "Meralarımız ve kaynak sularımız çok güzel oldu. Kurak havanın etkisiyle koyunlarımız zarar görmüştü. Yapılan alanlar bize çok büyük fayda sağladı. Hem hayvanlarımız daha temiz suya ulaşıyor hem de otlatma alanlarımız daha verimli hale geldi."