ASAYİŞ - 18 Nisan 2024 Perşembe 01:12

Sarıyer’de bıçaklanarak yol kenarına atılan taksicinin cenazesi Adli Tıp Kurumundan alındı

A
A
A
Sarıyer’de bıçaklanarak yol kenarına atılan taksicinin cenazesi Adli Tıp Kurumundan alındı

İstanbul Sarıyer’de aracına binen yabancı uyruklu şahıs tarafından bıçaklanarak öldürülen taksicinin cenazesi ailesi tarafından Adli Tıp Kurumundan alındı.


Sarıyer Tarabya Mahallesi Pamuk Sokak’ta yabancı uyruklu bir şahıs, taksici Yaşar Yanıkyürek’in (58) kullandığı 34 TFY 89 plakalı ticari taksiye binmişti. Taksici ve yabancı uyruklu şahıs taksi ücreti konusunda tartışmıştı. Şahıs, Yanıkyürek’i 5 yerinden bıçaklayarak araçtan atıp, araçla birlikte kaçmıştı. Olay yerinde hayatını kaybeden taksici Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. İki oğlu ve yakın akrabaları ve meslektaşları Adli Tıp Kurumuna akın etti. Burada yapılan işlemlerin ardından taksicinin cenazesi ailesine teslim edildi.


İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün saat 14.30 sıralarında aracına aldığı yolcusuyla Avrupa Yakası Sarıyer’de ormanlık alanda yolcusu tarafından 5 yerinden bıçaklanarak öldürülen Yaşar Yanıkyürek abimiz için buradayız. Bizler meslektaşları olarak şunu özellikle istiyoruz, pek çok kez oldu ilk değil, son da olmayacak yetkililerden acilen can ve mal güvenliğimiz için bir çare istiyoruz. En son İzmir’deki Oğuz Erge abimiz bugün, Yaşar abimiz yarın kim olacak bilmiyoruz” dedi.




Sarıyer’de bıçaklanarak yol kenarına atılan taksicinin cenazesi Adli Tıp Kurumundan alındı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Konteynerinin bulunduğu arazi satılan kadın sokakta kaldı, gözyaşlarına boğuldu Antalya’nın Serik ilçesinde belediye tarafından yaptırılan konteyner evde yaşayan ve kardeşi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle evden kovulduğunu söyleyen kadın, 5 gündür parklarda yaşıyor. Annesine bakması karşılığında, arsasının içine belediyenin desteğiyle konteyner yaptırılmasına izin verilen Durdu Bodur, tam hayatını düzene soktuğunu düşünürken, kardeşi tarafından kaldığı evin arsasını satışa çıkartıldı. İddiaya göre kardeşi tarafından sokağa atılan kadın, üniversitede okuyan kızını mezun etmek için halde günde 12 saat çalıştığını anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Durdu Bodur, "Kızım üniversiteden ziyarete geldi, arkadaşının yanında kalıyor. Ben kızımı evime götürüp bir poğaça yediremiyorum, ağırlayamıyorum ve ben burada parkta kalıyorum" dedi. Mahalle muhtarının bilgisi var Annesinin arsasında yaşamaya izin verdiğini ve tek şartının kendisine bakması olduğunu söylediğini belirten Durdu Bodur (53), bir süre sonra kız kardeşinin alanı satacaklarını söyleyerek yaşam alanından çıkmasını istediklerini ifade etti. Bodur, "30 yıldır Antalya’da yaşıyordum. Anneme buraya gelip yerleşeceğimi söyledim. O da tamam dedi ve ‘tek şartım bana bakman’ dedi. Ben de tamam dedim. Tüm kardeşlerimle konuştuk. Belediye sayesinde subasman döktürdük ve konteyner koydurduk. Orada yaşıyordum ve hayatımı düzene sokmuştum. Bu kez kardeşim evden çık, tarlayı satacağız demeye başladı. Annemi formaliteden oraya getirdiler, ikametgahı belli. Muhtarımız her şeyi biliyor" diye konuştu. "Herkes sesimi duysun" Kardeşinin kendisini geçtiğimiz Ramazan aynın Kadir Gecesi günü zor kullanarak sokağa attığını iddia eden Durdu Bodur, şöyle konuştu: "Kardeşim, beni ’anlaşmaya uymadı, anneme bakmadı’ diye Kadir Gecesi sokağa attı. Bütün mercilere şikayetimi yaptım. Ölüm tehdidi aldığımı, beni bıçakla kovaladığını söyledim. En son Cuma günü bıçakla beni kovaladı ve ‘buraya giremezsin’ dedi. ‘Sen annene bakmadın, nereye gidersen git’ dediler. Ne yapacağımı bilmiyorum. İş kıyafetimle kaldım ortada. Halde çalışıyorum, tek amacım üniversitede okuyan kızımın tahsilini bitirtmek, 1 yılı kaldı. Dedim ki, ‘1 yıl müsaade edin, çocuğumu mezun edeyim’. Günde 12 saat çalışıyorum. Kardeşim, beni çalışıyorum diye sokağa atıyor. ‘Çalışmayacaksın, annenin yanında oturacaksın’ diyor. Annem çok şükür yatalak değil, mağdur durumda değil. Her şeyini yapabiliyor. Çocuğum şu an üniversiteden ziyarete geldi, arkadaşının yanında kalıyor. Ben kızımı evime götürüp bir poğaça yediremiyorum, ağırlayamıyorum ve ben burada parkta kalıyorum. Herkes sesimi duysun istiyorum, bana yardım etsinler, ne yapacağımı bilmiyorum."