GÜNDEM - 08 Mart 2024 Cuma 10:53

Savunma sanayii kadın girişimcilere emanet

A
A
A

Türkiye’de üretim yapan kadın girişimciler, savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltıyor. Dev projelerde imzaları bulunan kadınlar, yerli ve milli üretime destek veriyor. Savunma sanayiinin kadına önem verdiğini belirten girişimciler, tüm kadınların savunma sanayiinde çalışması için cesaretli olması gerektiğini söyledi. Kadın girişimciler, "Üretimlerimizin yerlilik oranı yüzde 50‘yi aşmış durumda şu anda. Hedefimiz birkaç yıl içerisinde tüm üretimi Türkiye’de yapabilecek şekilde yüzde 100’e ulaştırmak" dedi.

Türkiye, savunma sanayiinde her geçen gün dev projelere imza atıp, yeni ürünler geliştirmeye devam ediyor. Son yıllarda kadın girişimlerin üstlendiği roller savunma alanında giderek artıyor. Yerli ve milli projeleri ile atılım içindeki savunma sanayiinde olan kadın girişimciler, savunma alanında dışa bağımlığı azaltıyor. AYROTEC Mühendislik Genel Müdürü Çiğdem Akbaş yerli ve milli olarak üretilen zorlu koşullara dayanan klavye, ekran ve yer kontrol istasyonlarının üretimini yaparken, Özen İş Makina Genel Müdürü ve SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Okyay ise kalıp makine ve mekanik parça tasarım imalatının yanı sıra Altay tankı, Fırtına, Boran, Atmaca, Kirpi ve milli motor projelerinde görev alıyor. Derinsu Savunma Genel Müdürü Özlem Çeliker de birçok önemli büyük firma ile çalışarak dışa bağımlılığı azaltmada rol alıyor. Kadın girişimler, kadınların korkmadan savunma alanında ol

ması gerektiğine vurguluyor.

ASELSAN’a zorlu koşullara dayanan klavye üretimi yapan AYROTEC Mühendislik Genel Müdürü Çiğdem Akbaş, ”AYROTEC 2017 sonunda kuruldu. Biz başlangıç olarak hep savunma ve havacılığı hedeflemiştik. 7 yıldır da aslında savunma ve havacılıkta büyük firmalarla birlikte ürünler geliştiriyoruz. Onlar için ürünler üretiyoruz. İnsan sistem ara yüzü üzerine çalışmalarımız var bizim. Operatör konsolları, klavyeler, ekranlar, yer kontrol istasyonları bilgisayarlar gibi ürünler tasarlıyor ve geliştiriyoruz. ASELSAN ve HAVELSAN için millileştirme çalışmaları yapıyoruz. Klavyeler ve joystickler üretiyoruz onlar için. Ürünlerimiz askeri koşullara dayanıklı ürünler. Askeri koşullar deyince tabii pek çok ortam var.

Eksi 40, artı 85 gibi yani hem kutuplarda hem de çöllerde kullanabileceğiniz ürünler. Titreşim şok gibi çok zorlayıcı koşullar var. Bu ürünler herhangi bir tankın üzerinde, herhangi bir topun üzerinde kullanılabiliyorlar. Bir de işin elektromanyetik tarafı var.Ürünlerimizin elektromanyetik sızdırmazlığı sayesinde dışarıya dalga yayılımı yok. Hem de dışarıdan gelen dalgalara karşı dirençli bir ürün. Dolayısıyla askeri koşullara karşı yüksek dayanımlı bir ürün diyebiliriz klavye ve joystickler için. AYROTEC için yerli ve milli olmak çok önemli. Tüm tasarımlarımız milli bir şekilde yapılıyor. Üretimlerimizin de yerlilik oranı yüzde 50‘yi aşmış durumda şu anda. Hedefimiz birkaç yıl içerisinde tüm üretimi Türkiye’de yapabilecek şekilde yüzde 100’e ulaştırmak. Bir kadın girişimci ve mühendisi olarak tüm kadınları cesaretli olmaya davet ediyorum. İlk adımı attıktan sonra ve kendinize güvendikten sonra inanın yolunuz açık olacak” dedi.

“10 yıldır savunma sanayiinde üretim yapmaktayız”

Savunma sanayisine 10 yıldır üretim yaptıklarını belirten Özen İş Makina Genel Müdürü ve SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Okyay ise, “Cam, makine, enerji ve otomotiv gibi sektörlere kalıp makine ve mekanik parça tasarım imalatı yapmaktadır. Üretimde 50 yıllık bir tecrübe ve ihracat yapan bir firma olarak savunma ve havacılık sektöründe büyümeyi hedefledik. Bölgemizde bu sektörde öne çıkan bir firma olarak hedef koyduk. Hedefimiz doğrultusunda da yürümeye başladık.

Son 10 yıldır savunma sanayiinde üretim yapmaktayız. Makine Kimya, ROKETSAN, ASELSAN, BMC, bu firmalarımızın yerli ve milli projelerinde görev almaktayız. Makine Kimya’nın yüzde 20’lik-81’lik havanlarında, Fırtına, Altay tankının silah sistemlerinde, yine Boran’nında. ROKETSAN’nın Atmaca sisteminin silah sisteminde, Cirit’te, Hisar’da, yine BMC’nin tank taşıyıcı projesinde Kirpi’sinde, öbüsünde, TEI’nin milli motor projelerinde yer aldık. Ben hem sanayici kadın kimliğimle hem de firmamı savunma ve havacılık sektörüne iten bir yönetici olmaktan gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

“Umarım gelecekte de daha fazla kadınımız sanayi alanında yer alır”

Kadınların daha çok savunma alanında yer alması gerektiğine vurgu yapan Okyay, “Her şey bir hayalle başlar felsefesine inananlardanım ben. Önce hayal ettim. Firmamızın bu ekosistemde yer almasını çok istedim. Sonrasında bu fikre tutkuyla bağlandım. Gerçekten bunun için çok çaba sarf edip emek gösterdim. Sonrasında da bugün olduğumuz yere geldik. Tabii gideceğimiz çok yol var. Yapacağımız daha çok iş var.

Bu sektörün içinde olmak bize manevi haz verdiği için olmaya da devam edeceğiz. Ben kadınlarımıza önce kendilerine inanmalarını, inandıkları iş içinde çok çalışmalarını ve emek sarf etmelerini öneriyorum. Her şey bir inançla başlar. Önce kendinize inanın, sonrasında da o inanç içinde çalışın, gerekirse gerekli savaşları verin. Bir bakmışsınız ki olacak. Ben başarının böyle geldiğine inanlardanım. Umarım gelecekte de daha fazla kadınımız sanayi alanında yer alır, bu sektörde olur” diye konuştu.

Derinsu Savunma Genel Müdürü Özlem Çeliker de, “Başta savunma sanayii olmak üzere pek çok sektöre talaşlı imalat yapmaktayız. Siensi tezgahlarımız var. Lazer kesim de yapmaktayız. Savunma sanayiinde pek çok büyük firmaya iş yapıyoruz. Şu an TÜBİTAK’a vermiş olduğumuz bir projemiz de var. Onaylandığında sektör paydaşlarımızla paylaşacağız. Savunma sanayiinde kadın girişimcilere açık yüreklilikle korkmadan bu sektöre girebileceklerini söyleyebilirim.

Şimdiye kadar erkek egemen gibi görünen bir sektör olsa da savunma sanayii sektörü kadına çok değer veren bir sektör. Kadın arkadaşlarda gerek yönetici pozisyonlarında gerek girişimci statüsünde sektörde keyifle çalışabiliyor. Bir kadın girişimci olarak, kadın mühendis olarak yer alabilirsiniz. Bütün sektör çalışanlarının Kadınlar Günü’nü kutluyorum” dedi.

 Zöhre Alagöz 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Datça’da sahilde görülen balık ölümlerinde tehlikeli bir bulguya rastlanmadı Muğla’nın Datça ilçesinde dün sabah saatlerinde sahile vuran çok sayıda ölü balık, vatandaşlar arasında tedirginliğe neden olurken, Datça İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin bölgede yaptığı incelemeler sonucunda halk sağlığını tehdit eden herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Burgaz mevkiinde sahil şeridi boyunca özellikle belirli bir kesimde yoğunlaştığı gözlenen balık ölümlerinde, mercan balıkları başta olmak üzere farklı tür ve boyutlarda balıkların kıyıya vurduğu görüldü. Sahilde oluşan manzara vatandaşları şaşırttı. Olayın ardından İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri hızla bölgede inceleme başlattı. Müdürlük bünyesindeki su ürünleri mühendisleri tarafından yapılan yerinde kontrollerde, kıyıya vuran balıkların büyük kısmının aynı türden olduğu ve mercan balıklarının avlanabilir boy sınırının altında, yaklaşık 13 santimetreden küçük olduğu tespit edildi. Yapılan değerlendirmelerde, balık ölümlerinin denizde faaliyet gösteren trol tekneleri tarafından avlanması yasak boydaki balıkların tekrar denize bırakılması sonucu meydana gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruldu. Yetkililer, mevcut sonuçlara rağmen olayla ilgili somut bir delil bulunmadığını, bu nedenle kesin bir tespit ya da cezai işlem uygulanmasının söz konusu olmadığını belirtti. Yapılan incelemelerde balık ölümlerinin zehirlenme, çevresel kirlilik ya da halk sağlığını tehdit eden herhangi bir durumla bağlantısının bulunmadığı vurgulandı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, vatandaşların endişe etmesini gerektirecek bir durumun olmadığını belirterek, gelişmelerin takip edilmeye devam edileceğini bildirdi.
Gaziantep Tedavi edilmeyen inflamatuvar bağırsak hastalıkları ciddi sorunlara neden olabilir SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı / Gastroenteroloji Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Sezgin Barutçu, tedavi edilmeyen veya kontrolsüz seyreden inflamatuvar bağırsak hastalıklarının bazı ciddi sorunlara neden olabileceğini söyledi. Doç. Dr. Barutçu, "İnflamatuvar bağırsak hastalıkları; Crohn hastalığı ve ülseratif kolit vb. gibi, bağırsaklarda uzun süreli iltihaba yol açan kronik hastalıklardır. Bu hastalıklar bağışıklık sisteminin bağırsaklara aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar" dedi. Genellikle genç yaşlarda başlayan ve dönem dönem şiddetlenebilen inflamatuvar bağırsak hastalıklarının belirtilerinin kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte en sık karın ağrısı, ishal (Bazen kanlı), kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk ve makatta ağrı görüldüğünü kaydeden Do. Dr. Barutçu, bağırsak dışında eklem, göz, cilt ve karaciğer vb. gibi birçok sistemin de etkilenebileceğini belirtti. "Tedavideki temel amaçlarımız iltihabı azaltmak, şikayetleri gidermek, hastalığın alevlenmesini engellemek ve kişinin normal yaşamına devam etmesini sağlamaktır" diyen Doç. Dr. Barutçu, "Tedavi edilmeyen veya kontrolsüz seyreden inflamatuvar bağırsak hastalıkları bazı ciddi sorunlara neden olabilir. Bağırsaklarda iltihap olduğunda besinlerin emilimi bozulur, bu da vitamin-mineral eksikliklerine ve ciddi kilo kaybına neden olabilir. Özellikle Crohn hastalığında, bağırsak duvarı kalınlaşarak darlık oluşturabilir. Bu durum yemeklerin geçişini zorlaştırır ve cerrahi gerektirebilir. Uzun süren bağırsak kanamaları demir eksikliği anemisine yol açabilir. Crohn hastalığında bağırsak ile başka organlar arasında istenmeyen geçiş yolları (Fistül) oluşabilir. Bu durum ağrı, akıntı ve enfeksiyon riskine yol açar. Uzun yıllar devam eden ülseratif kolit veya tüm kalın bağırsağı tutan Crohn hastalığında kolon kanseri riski artabilir. Bu nedenle düzenli kolonoskopi kontrolleri önemlidir. Günümüzde çok gelişmiş ilaçlar sayesinde hastalık çoğu zaman kontrol altına alınabilmekte ve olumsuz sonuçların önüne geçilebilmektedir. Düzenli takiplere gitmek, doktorun önerdiği ilaçları aksatmamak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları tedavinin önemli parçalarıdır" dedi. Doç. Dr. Barutçu, uzun süren ishal veya karın ağrısında, dışkıda kan görülmesi durumunda, açıklanamayan kilo kaybı yaşandığında, ateş ve halsizlik şikâyetlerinin devam etmesi halinde inflamatuvar bağırsak hastalıkları açısından mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerektiğini söyledi.
Gaziantep Gaziantep Büyükşehir’den evde fizik tedaviyle hayata dokunan hizmet Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Evde Sağlık Hizmetleri Birimi aracılığıyla yürüttüğü evde fizik tedavi uygulamalarıyla, hareket kısıtlılığı bulunan bireylerin sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırarak yaşam kalitelerini artırıyor. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2019 yılından bu yana hizmet veren Evde Sağlık Hizmetleri Birimi, sağlık hizmetlerini vatandaşların evlerine taşıyarak önemli bir ihtiyaca yanıt veriyor. Bu kapsamda sürdürülen Evde Fizik Tedavi Hizmeti, özellikle hareket kısıtlılığı bulunan bireylerin günlük yaşam aktivitelerini desteklemeyi ve fonksiyonel bağımsızlıklarını artırmayı hedefliyor. Evde Fizik Tedavi Hizmeti, parkinson hastaları, omurilik felci olan bireyler, inme geçiren hastalar, omurilik yaralanmaları sonucu tekerlekli sandalyeye bağımlı yetişkinler, kas erimesi yaşayan hastalar ile doğumsal anomalilerden spina bifida tanısı bulunan çocuklara yönelik olarak sunuluyor. Hizmet kapsamında hastaların bireysel ihtiyaçlarına uygun şekilde profesyonel fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları gerçekleştiriliyor. Hizmetten yararlanabilmek için hastaların "Evde Fizik Tedavi Hizmetinden Faydalanabilir" ibareli sağlık raporuna sahip olması gerekiyor. Bu rapor, fizik tedavi uzmanı tarafından yapılan değerlendirme sonucunda düzenlenerek hastanın ev ortamında tedaviye uygunluğu belirleniyor. Bugüne kadar 102 bin 148 seans fizik tedavi hizmeti verildi Büyükşehir tarafından yürütülen hizmet, 14 araç ve 28 kişilik uzman ekip ile sahada aktif olarak sürdürülüyor. 2019 yılı Ekim ayından bu yana toplam 102 bin 148 seans fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti verilirken, ortalama 30 dakika süren seanslarla günlük yaklaşık 154 hastaya evlerinde ulaşılıyor.
Muğla Muğla’da üretim kooperatifçilikle güçleniyor Dünya Kooperatifçilik Günü dolayısıyla Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, kentin lokomotif kooperatiflerini ziyaret ederek üreticilerle bir araya geldi. Ziyaretlerde "birlikten kuvvet doğar" mesajı verildi. Tarımsal kalkınmanın ve yerel üretimin temel taşı olan kooperatifçiliği desteklemek amacıyla sahaya inen Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü’nü üreticilerle kutladı. Program kapsamında S.S. Kızılyaka Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve S.S. Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ziyaret edilerek, bölge tarımı için stratejik öneme sahip çalışmalar yerinde incelendi. Ziyaretlerin ilk durağında S.S. Kızılyaka Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönetimi ve üyeleriyle buluşan Baydar, kooperatifin bölgedeki hayvancılık faaliyetlerine sunduğu katkıları takdirle karşıladı. Özellikle süt üretimi ve pazarlanması noktasında sağlanan başarıdan dolayı kooperatifi tebrik eden Baydar, üreticilerin taleplerini dinleyerek karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Günün bir diğer önemli ziyareti ise S.S. Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne gerçekleştirildi. Bu kooperatifin kadın gücünü destekleyen ve kadın üreticileri ekonomiye dahil eden projeleri, ziyaretin odak noktası oldu. İl Müdürü Baydar, kadın emeğinin kooperatif çatısı altında birleşmesinin bölge ekonomisi için örnek teşkil ettiğini ifade etti. Ziyaretler sonrası açıklamalarda bulunan İl Müdürü Seyfettin Baydar, kooperatifçiliğin sadece bir iş modeli değil, aynı zamanda bir dayanışma kültürü olduğunu belirtti: "Üretici dayanışmasını ve ortak emeği esas alan kooperatifçilik anlayışını güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız sahada kararlılıkla devam ediyor. Üreticimizin emeğinin değer bulması için her zaman yanlarındayız" ifadesi kullanıldı.
Antalya ASAT’tan kanalizasyon hattı temizliği ve kapak düzenleme çalışması Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, çevre ve insan sağlığını korumak, altyapı sistemlerinin verimliliğini artırmak amacıyla yürüttüğü kanalizasyon hattı temizliği ve kapak düzenleme çalışmaları kapsamında yaklaşık 80 milyon TL’lik yatırım gerçekleştiriyor. Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı, kanalizasyon hatlarında zamanla oluşan yağ, tortu birikimi ve dış etkenlerle taşınan malzemelerin hat kesitlerini daraltarak tıkanma, taşma ve kötü koku gibi sorunlara neden olabileceğini dikkate alarak temizlik çalışmalarını periyodik olarak sürdürüyor. Bu çalışmalar sayesinde altyapı sisteminin sağlıklı, güvenli ve kesintisiz şekilde çalışması sağlanırken, çevre ve halk sağlığının korunmasına da önemli katkı sunuluyor. 5 ilçede 502 kilometrelik hat temizliği Proje kapsamında Antalya merkezde yer alan 5 ilçede, toplam 80 mahallede Q200 ile Q800 çapları arasında değişen 502 kilometrelik kanalizasyon hattı temizleniyor. Ayrıca 9 bin adet parsel bağlantı bacasının temizliği ve 5 bin adet kanalizasyon kapağının yol ve kaldırım kotuna getirilmesi çalışmaları da sürdürülüyor. Trafik konforu ve hızlı müdahale için önemli düzenleme Kanalizasyon kapaklarının yol ve kaldırım kotuna uygun hale getirilmesi, araç ve yaya trafiğinde konforu artırırken, ASAT ekiplerinin muhtemel arızalara daha hızlı müdahale edebilmesine imkân tanıyor. Bu düzenleme ile güvenli ulaşım sağlanırken, arıza süreçlerinde yaşanabilecek zaman kaybı da en aza indirilmiş oluyor.