ASAYİŞ - 01 Aralık 2025 Pazartesi 21:18

Seçil Erzan’a 102 yıl 4 ay hapis ile 753 bin 880 lira adli para cezası

A
A
A
Seçil Erzan’a 102 yıl 4 ay hapis ile 753 bin 880 lira adli para cezası

Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın davasında karar çıktı. Mahkeme, Erzan’ı 102 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Ayrıca Erzan’ın 753 bin 880 lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmedildi.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi milyonlarca lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Seçil Erzan hazır bulundu. Duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları da katıldı.

"Annemi bir daha hiç göremeyecek miyim?’’

Duruşmada son sözü sorulan sanık Erzan, "Ben kimseyi aldatmadım. Ev hapsinde olsam kaçmam. Annemi bir daha hiç göremeyecek miyim? Kaçsam kaçardım. Tahliyemi istiyorum. Hakkaniyetli davranmanız için yalvarıyorum’’ ifadelerini kullandı.

102 yıl 4 ay hapis ile 753 bin 880 lira adli para cezası

Kararını açıklayan mahkeme, sanık Seçil Erzan’ı ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘güveni kötüye kullanma’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 102 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Erzan’ın 753 bin 880 lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmeden heyet, ‘özel belgede sahtecilik’ suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, sanık Erzan’ın bazı sanıklara yönelik ‘dolandırıcılık’ suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve kanaat verici delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatına hükmetti.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.