SAĞLIK - 24 Nisan 2024 Çarşamba 10:35

“Sıtma tedavisinin gecikmesi ölümcül olabilir”

A
A
A
“Sıtma tedavisinin gecikmesi ölümcül olabilir”

Ülkemizde tanı konulan sıtma vakalarının hepsinin kaynağının başta Afrika olmak başka ülkeler olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer, “Sıtmanın etkin bir tedavisi olsa da, gecikilmesi halinde ölümcül olabilir. Bu nedenle sıtmanın yaygın görüldüğü yerlere seyahat edecek kişiler, o bölgelere gitmeden verilmeye başlanan koruyucu ilaçları alarak önlem almalıdır” dedi.


İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer, 25 Nisan Dünya Sıtma günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.



Sıtmanın tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Sıtma, anofel cinsinden dişi sivrisinekler tarafından insana aktarılan, Plasmodium cinsi kan parazitleri tarafından oluşturulan bir enfeksiyon hastalığıdır. Anofel cinsi dişi sivrisineklerin sokmasıyla insana bulaşan beş ayrı Plasmodium (kan paraziti) bulunmaktadır. Sivrisinekler tarafından vücuda giren parazitler, öncelikle kırmızı kan hücrelerini enfekte eder” diye konuştu.



“Şiddetli sıtma zamanında tedavi edilmezse ölümcül olabilir”


Sıtmada görülebilecek belirtilerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Özer, şu bilgileri paylaştı: “Paraziti alan kişide meydana gelen ilk belirtiler baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, karın ağrısı, karın krampları ve kas ve eklem ağrısıdır. Bu tipik olmayan belirtilere daha sonra yüksek ateş, üşüme, titreme, terleme, iştahsızlık, kusma ve giderek artan halsizlik eklenir. Hastalık bu aşamada fark edilir ve tedavisine başlanırsa, ilerlemez ve kötüye gidiş olmaz. Ama fark edilmezse ve tedavi başlanmazsa vücuttaki kan parazitleri çoğalmaya devam eder. Hastalık günler hatta saatler içerisinde şiddetli sıtmaya dönüşebilir. Şiddetli sıtmada genellikle koma (serebral sıtma), metabolik asidoz, ağır anemi, hipoglisemi, akut böbrek yetmezliği, akciğer ödemi bulgularından biri veya daha fazlası gelişebilir. Şiddetli sıtma tedavi edilmezse hastaların büyük çoğunluğu kaybedilir.”



“Yüksek ateş görülebilir”


Sıtmalı hastanın 3-4 günde bir yükselen ateşinin olmasının tipik olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Ateşsiz günlerde tamamen normal olan hasta, ateşin yükselmesi ile birlikte şiddetli kas ağrıları, aşırı halsizlik ve bazen kanamalarla seyreden ateşli döneme girer. Sıtmanın türüne göre değişirse de bu ateşli dönem yaklaşık 4-5 gün sürer. Sonra aşırı terleme ile birlikte ateş düşer ve yine ateşsiz dönem başlar” dedi.



“Sivrisineklerden bulaşır”


Sıtmanın insana nasıl bulaştığına değinen Dr. Öğr. Üyesi Dr. Özer, “Sıtma genellikle insana enfekte dişi anofel cinsi sivrisineklerin sokmasıyla bulaşmaktadır. Kanında paraziti taşıyan kişilerin kanını emen anofeller, kendi vücutlarına paraziti alır, büyütür ve başka bir insanı sokarak bu paraziti taşımış olurlar. Sivrisinekler dışında kan transfüzyonu, organ transplantasyonu, greftler ve kontamine enjektör veya iğnelerin ortak kullanımı ile de bulaşabilmektedir. Ayrıca anneden, enfekte eritrositlerin plasenta yoluyla doğum öncesi veya doğum esnasında bebeğe geçişiyle de bulaşabilir” ifadelerini kullandı.



“Türkiye’de yerel kaynaklı sıtma görülmüyor”


Sıtmanın, Afrika kıtasında halen çok yaygın olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Özer, şunları söyledi: “Ülkemizde, cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yapılan etkin sıtma mücadelesi sayesinde yerel kaynaklı sıtma vakası görülmemiştir. Ülkemizde tanı konulan sıtma vakalarının hepsinin kaynağı, başta Afrika olmak başka ülkelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2000 yılından beri dünya genelinde sıtma vaka sayısı ve ölümlerinde düşüş olduğunu bildirmektedir. DSÖ, 2016 yılında sıtma vaka sayısının 216 milyona, ölüm sayısının da 3 milyon 445 bine düştüğünü tahmin etse de, sıtma dünyada halen önemli bir enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan Dünya Sıtma Raporu’na göre 2016 yılında sıtma vakalarının yüzde 90’ı Afrika’da, yüzde 7’si Güney-Doğu Asya’da ve yüzde 2’si de Doğu Akdeniz Bölgesi’nde görülmüştür.”



“Sıtmanın kan tahlilleri yoluyla tanısı kolaydır”


Tanı sürecinin kolay olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Günümüzde sıtmanın kan tahlilleri yoluyla tanısı kolaydır ve kısa sürede tanı konulabilir. Etkin bir tedavisi vardır. Sıtmanın yaygın görüldüğü yerlere seyahat edecek kişilere, o bölgelere gitmeden verilmeye başlanan koruyucu ilaçlar mevcuttur. Açık olan vücut bölgelerine sivrisinek kovucularının sürülmesi ise bir diğer korunma yöntemidir” şeklinde konuştu.



“Sivrisineklerden korunmanın yolları”


Sivrisineklerin, nemli ve sıcak iklim bölgelerinde, hijyen koşullarının uygun olmadığı yerlerde kolayca yuvalandıklarını ve ürediklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Özer, “En sık sıtma hastalığına neden olurlar. Ama sıtma dışında Dang humması, sarı humma, filaryazis (fil hastalığı), çeşitli ensefalitlere de (beyin ve beyin zarı enfeksiyonları) neden olabilirler. Sivrisineklerle mücadele yöntemlerinin başında, sivrisinek larvalarının bulunduğu bataklık gibi ortamların kurutulması, çeşitli kimyasallarla etkili ilaçlama yöntemlerinin sık aralıklarla uygulanması, sivrisineklerin sık bulunduğu ortamlarda cibinlik kullanımının yaygınlaştırılması, çalışırken vücudun açık yerlerinin ilaçlanması ve mümkünse kapalı kıyafetler veya açık renkli giysiler giyilmesi, el, kol ve yüz koruyucularının kullanılması önerilir” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Kar yağışını duyan soluğu burada aldı Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, Karabük’ün yüksek kesimlerine akın ederek ateş yakıp fotoğraf çektirirken karın keyfini doyasıya çıkardı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı gecenin ilerleyen saatlerinde de etkisini sürdürdü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarısının ardından özellikle yüksek rakımlı bölgelerde başlayan kar yağışı, Safranbolu-Bartın kara yolunu beyaza bürüdü. Karayolları ekipleri, daha önce yaptıkları hazırlıklar kapsamında bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, bin 30 rakımlı Ahmetusta Geçidi’ne akın etti. Bölgeye gelenler ateş yakarak ısınırken, bol bol fotoğraf çektirip karın keyfini çıkardı. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri de bölgede denetim yaptı. Ekipler, kış lastiği bulunmayan sürücüleri olası olumsuzluklara karşı uyararak, bölgeyi terk etmeleri gerektiğini bildirdi. Sürücülere kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyarılarda bulunuldu. Ahmetusta mevkiinde kar yağışının fazla olduğunu öğrendikten sonra eşi ve arkadaşları ile bölgeye geldiklerini ifade eden Selver Yıldırım, araçta kış lastiği bulunmasına rağmen gelmekte zorlandıklarını belirtti. Yıldırım, kar yağışı sonradan bölgedeki atmosferi güzel bulduğunu aktararak çok eğlendiklerini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesinden kar için Safranbolu’ya Doğan marka otomobille gelen Alperen Demirkul, "Çok mutluyuz. Aracımızla gelirken biraz zorlandık ama burası beklentimizi karşıladı. Bütün gençler burada. Ekipler de çalışmalarını sürdürüyor" diye konuştu.