SAĞLIK - 10 Eylül 2019 Salı 13:59

Tiroit hastalığına dikkat

A
A
A
Tiroit hastalığına dikkat

Doç.

Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, tiroit nodüllerinin boyutlarındaki artışın kanser ihtimalini artırdığını söyledi.


Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Tiroit bezi vücudumuzun metabolizmasını sağlar. Tiroit bezi fazla çalıştığında, çarpıntı terleme titreme, ishal gibi belirtiler gösterir. Az çalıştığında kabızlık, saç dökülmesi, seste kalınlaşma, vücudun su toplaması, halsizlik ve yorgunluk belirtileri gösterir. Muayene ve boyun ultrasonu sonucu saptanan tiroit Nodülleri Kanser açısından risk oluşturur, Bu nodüllerin takip edilmesi gerekir. Nodüller orta yaş bayanlarda daha sıklıkla görülür. Ortalama her üç kadından birinde Nodül saptanabilir, bu nodüller takipsiz kaldığında kansere dönerek vücuda yayılabilir” dedi.


Doç. Dr. Yıldırım, tiroit hastalığı hakkında şu bilgileri verdi:


“Nodül boyutlarında hızlı bir artış kanser ihtimalini artırır, çocukluk döneminde radyasyona maruz kalmak kanser ihtimalini artırır, ailesinde tiroit kanseri olanlarda risk taşır, nodüllerin Boyun ultrasonunda Kanser belirtileri taşıması, tiroit bezindeki Nodüllerin tek sayıda veya çok sayıda olması, nodüllerin kistik yapıda veya solid olması, hormon salgılayıp salgılamadığı kanser olasılığını değiştirmektedir. Elimizle yapılan Boyun muayenesinde Nodül saptanan hastalar mutlaka ultrasonografi ile kontrol edilmelidir. Bu hastaların birçoğunda herhangi bir semptom yoktur. Hastaların herhangi bir şikayeti de yoktur tesadüfen muayene esnasında ele gelebilir. Tüm nodüllerde kanser ihtimali yüzde 5 civarındadır. Tesadüfen saptanan bu nodüller ultrason ile kontrol edilerek Şüpheli bulgu varlığında ince iğne biyopsisi ile kontrol edilmelidir. Çocuk yaşta saptanan nodüller, ultrasonografide şüpheli bulgusu olanlar, ailesinde tiroit kanseri olanlar, erkek cinsiyette ve 45 yaş sonrası görülenler, daha önce tiroit ameliyatı olanlar, son Altay bir yılda nodülün boyutunda belirgin artış saptananlar, nodüllerde düzensiz sınırların olması, ince iğne biyopsisinde mutasyon saptanması, nodülün soluk borusuna baskı yapması, nodül de kalsifikasyonların olması, nodülün çevre dokulara yapışık olması, boyunda tiroid ile ilişkili lenf nodülleri de olması risk taşır. Boyunda Nodül saptanan hastalar yukarıda saydığımız belirtileri taşıyorsa daha yakından takip edilmeli, bu nodüllerin kansere dönme ihtimali daha fazladır. Gerekli durumda geç kalınmadan tiroid (guatr) ameliyatı olmalıdır. Eğer risk taşıyan belirtiler yoksa, bu nodüller muhtemelen Selim’dir periyodik takip etmek gerekir.”


Günümüzde teknolojinin sağladığı imkanlar ile beraber tiroit bezindeki sadece kanserleşmiş bölümün alınarak sağlam dokuların korunabildiğini ifade eden Dr. Yıldırım, “Hastaların devamlı hormon kullanmasına gerek kalmayabilir. Kalsiyum metabolizmasını düzenleyen para tiroit bezleri korunur. Ses teli felcini önlemek için sinir monitörü kullanılır. Boyunda iz kalmasın diye küçük kesiler yapılır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Avrupa’da Türk kadın gücü sahaya çıkıyor Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınlarından oluşan Türk Diasporası Kadınlar Birliği kuruluyor. Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınları ilk kez tek bir güçlü çatı altında birleşiyor. Bu tarihi adımın öncülüğünü, Almanya’da yaşayan iş insanı Jasmin Şahin üstleniyor. Uzun süredir üzerinde çalıştığı projeyi artık resmiyete kavuşturma aşamasına gelen Kurucu Başkan Jasmin Şahin, yönetim kadrosu ve Avrupa’daki etkili Türk kadınlarıyla defalarca toplantılar yaparak hem yakın plan hem orta vadeli hem de uzun vadeli bir yol haritası oluşturduklarını ifade etti. Şahin, kurulacak yapıya üyeliğin, herhangi bir statü şartına bağlı olmadığını vurgulayarak, şu sözleri kaydetti: "Türk Diasporası Kadınlar Birliği; yalnızca işveren kadınların, sadece akademisyenlerin ya da sadece girişimcilerin oluşturduğu bir platform değildir. Bu birlikte 18 yaşını geçmiş her Türk kadını yer alacak. Emekliler, çalışanlar, işçiler, öğrenciler, akademisyenler, ev kadınları, profesörler, girişimciler. Yani Avrupa’daki Türk kadınının tüm renkleri, tüm temsil grupları tek çatı altında birleşecek." Tek hedeflerinin Avrupa’da Türk kadınının sesini güçlü bir şekilde duyurmak olduğunu dile getiren Jasmin Şahin, "Kadın gücünün bu topraklarda hissedilmesi, görünmesi ve etkisinin artması için çalışıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki dezavantajlı kadınlara destek olmak, onları güçlendirmek, balık tutmayı öğretmek, iş ve üretim fırsatları yaratmak temel misyonumuz. Üreten kadınların ürünlerini Avrupa pazarına taşıyacak projeleri de hazırladık" ifadelerini kullandı. Hazırlıkları son aşamaya gelen Türk Diasporası Kadınlar Birliği, önümüzdeki hafta resmen kurulmuş olacak. Avrupa’da kadın odaklı en geniş kapsamlı Türk sivil oluşumu olmaya aday bu birlik, daha şimdiden büyük bir heyecan ve umut yaratmış durumda.
Ankara AFAD’dan gönüllülerine sertifika ve kimlik teslim töreni Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri Kimlik Töreni düzenlendi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında akreditasyon sürecini başarıyla tamamlayan ekiplerin ve 81 ilden gelen Destek AFAD Gönüllülerinin katılımıyla AFAD Başkanlığında ‘Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri Kimlik Teslim Töreni’ düzenlendi. Programa, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Sevim Sayım Madak, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan ve gönüllüler katıldı. "Gönüllülük kavramıyla çerçeve daha da genişlemiştir" Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri kimlik kartlarını takdim etmek üzere bir araya geldiklerini belirten AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "4 kavramdan bahsetmek isterim. Aslında belki de bu süreci özetleyen temel kelimeler, temel kavramlar arasında yer alan bu kavramlardan birisi; imece, diğeri gönül kelimesi gönül kavramı ve bu kavramlardan doğmuş olan gönüllü kavramı ve en nihayet akreditasyon kavramı. İmece; bizim kadim kültürümüzde, geleneğimizde yeri olan, insanlarımızın hiçbir karşılık beklemeden birbirlerinin yardımına koştuğu süreçleri ifade eder. Bir insanın, bir ailenin ihtiyacı olduğunda diğer komşuları o mahallede köyde yaşayanlar hiçbir teklif beklemeden bazen haberli bazen habersiz bu vatandaşlarımızın yardımına koşarlar ve belki de günlerce sürecek bir iş, 1 gün içerisinde bitirilir. Bunun hep birlikte mutluluğu yaşanır. Gönül kavramı; diğer insanlarda tek bir kelimeyle karşılığı olmayan, birçok anlamı içinde barındıran bir kelimedir. Kalp, ruh, duygu, arzu, istek gibi birçok anlamlı kelimeyi bünyesinde barındırır. Bu da aslında bizim sahip olduğumuz kültür ve medeniyet değerlerinin doğurduğu bir kelimedir, kavramdır. Bir işe gerçekten içtenlikle ve arzu, istekle ve kalben, ruhen katılım sağlamak, isteklilik göstermek anlamına gelir. Bu kelimeden doğmuş olan gönüllük kavramı hem imeceyle hem gönül kavramıyla bir bütünlük arz edecek şekilde hiçbir karşılık beklemeden insanların birbirinin yardımlarına kavuşmasıdır. Hatta gönüllülük kavramıyla çerçeve daha da genişlemiştir" diye konuştu. "Salondaki bütün gönüllere, bütün gönüllülere ihtiyacımız var" 5 Aralık Dünya Gönüllüler günü vesilesiyle tüm gönüllüleri tebrik eden İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, şöyle konuştu: "AFAD bir koordinasyon kurumu. AFAD, afet yönetimiyle ilgili bir işi kendisi yapacak diye bir şey yok. Dünyaya baktığımızda afet yönetiminin büyük çoğunlukla gönüllüler üzerinden yürüdüğünü de görüyoruz zaten. Şu ana kadar akredite ettiğimiz ekip sayısı 16 bini geçti. Benim resmi olarak şu anda AFAD’daki arama kurtarma eleman sayım kaç? Sadece 3 bin 500. Bin 200 daha alacağız. İşte 4 bin 500, 5 bine yaklaşacağız 5 bin bile olmayacağız. Bu bize yeter mi arkadaşlar? Yetmediğini 6 Şubat depreminde Rabbim hepimize öğretti. Bu sayıların yetmediğini, yetmeyeceğini sadece bu hizmeti kamu eliyle, kamu görevlisi eliyle yapamayacağımızı en büyük delili, ispatı 6 Şubat depremleriydi. Az önce sayı verildi. Dendi ki 6 Şubat depremlerinde 32 bin 500 arama kurtarma görevlisi sahada çalıştı. Doğru mu? Doğru. AFAD’ın elinde resmi çalışan kaç tane arama kurtarma elemanı vardı? 2 bin 200-2 bin 500. Gerisi, bir kısmı diğer kamu kuruluşlarından, emniyetin PAK’ı, Milli Eğitim’in arama kurtarma, cezaevlerinin arama kurtarma ekipleri. Diğeri de 14 bini de dünyanın çeşitli ülkelerinden bizim yardımımıza koşan dost ve kardeş ülkelerin gönüllüleri ve sivil toplum kuruluşları. Bizim bir hesabımız var. 6 Şubat depreminde 30 bin bina enkaz oldu. 25 kişidir bizim ekipler. Ekipler 25 kişi 8 saat çalıştı biz dinlenelim sonra 16 saat sonra gelip mesaiye devam ederiz diye bir kavram yok. Orada kesintisiz bir hizmete ihtiyaç var. Yani aynı enkazın başında 3 ayrı ekibe ihtiyacınız var. 75 kişi enkaz başına 30 binle çarparsanız 1 milyon 900 bin küsur arama kurtarmacıya aynı anda bütün enkazlara ulaşıp çalışma yapabilmeniz için ihtiyacınız var. Bu kadar insanı resmi olarak istihdam etme şansınız var mı? Yok. İşte o zaman salondaki bütün gönüllere, bütün gönüllülere ihtiyacımız var." Konuşmaların ardından AFAD gönüllülerine kimlikleri ve sertifikaları teslim edildi.