SPOR - 08 Mayıs 2025 Perşembe 11:17

Trendyol Süper Lig’de 35. haftanın hakemleri açıklandı

A
A
A
Trendyol Süper Lig’de 35. haftanın hakemleri açıklandı

Trendyol Süper Lig’de 35. hafta oynanacak maçlarda görev alacak hakemler belli oldu. Trabzonspor-Galatasaray maçını hakem Atilla Karaoğlan yönetecek.

Trendyol Süper Lig’de 35. hafta heyecanı yarın, 10 Mayıs Cumartesi, 11 Mayıs Pazar ve 12 Mayıs Pazartesi günü oynanacak maçlarla yaşanacak. Bu haftada oynanacak müsabakaları yönetecek hakemler, Türkiye Futbol Federasyonu’nun resmi internet sitesinden duyuruldu. Buna göre Trabzonspor ile Galatasaray arasında oynanacak karşılaşmada hakem Atilla Karaoğlan düdük çalacak. Başakşehir - Fenerbahçe müsabakasında ise Burak Pakkan görev yapacak.

Trendyol Süper Lig’de 35. hafta programı ve görev alacak hakemler şöyle:

Yarın

20.00 RAMS Başakşehir - Fenerbahçe: Burak Pakkan

20.00 Gaziantep FK - Corendon Alanyaspor: Kadir Sağlam

10 Mayıs Cumartesi

16.00 Konyaspor - Çaykur Rizespor: Ozan Ergün

16.00 Eyüpspor - Kasımpaşa: Adnan Deniz Kayatepe

19.00 Trabzonspor - Galatasaray: Atilla Karaoğlan

11 Mayıs Pazar

16.00 Sivasspor - Bodrum FK: Ümit Öztürk

19.00 Beşiktaş - Adana Demirspor: Çağdaş Altay

19.00 Göztepe - Atakaş Hatayspor: Abdullah Buğra Taşkınsoy

12 Mayıs Pazartesi

20.00 Kayserispor - Antalyaspor: Arda Kardeşler

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Sağlık Bakanı Memişoğlu: "4 yıldır ertelenen ÇÖZGER, engelli ve ilaç raporları hızlıca yenilenecek" Bolu’da 3 yeni hastanenin yapılacağı müjdesini veren Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı’nca Şam’da 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi’nin inşaatı için protokoller imzalandığını duyurdu. Ayrıca Bakan Memişoğlu, geliştirilen sistemle Covid-19 pandemisi sürecinde 4 yıldır ertelenen ÇÖZGER, engelli ve ilaç raporlarının hızlıca yenilenmesinin sağlanacağını söyledi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Halk Sağlığı Genel Müdürü Muhammed Emin Demirkol ile birlikte Bolu’yu ziyaret etti. İlk olarak Valiliğe gelen Bakan Memişoğlu’nu, Bolu protokolü karşıladı. Valilik binasında Vali Abdulaziz Aydın’ın makamında gerçekleşen ziyarette, kentteki sağlık hizmetleri ve projelerle ilgili değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantının ardından Bakan Memişoğlu, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bolu’da 400 yataklı yeni bir hastane inşa edileceği müjdesini veren Bakan Memişoğlu, 2002 yılında hizmete giren Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi için de 200 yataklı yeni bir acil durum hastanesinin yapılması hayata geçirileceğini duyurdu. Bakan Memişoğlu, Covid-19 pandemisi sürecinde ertelenen ÇÖZGER, engelli ve ilaç raporlarının güncellenmesi için MHRS sistemi üzerinden randevu alınarak bu raporların hızlıca yenilenmesi sağlanacağını söyledi. Bakan Memişoğlu ayrıca Sağlık Bakanlığı’nca Şam’da 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi’nin inşaatı için protokoller imzalandığını duyurdu. "Bu bölgenin merkezi olan Bolu’daki iş yükünün de azalacağını öngörüyoruz" Bolu’da yapımı planlanan 3 yeni hastaneyle ilgili müjde veren Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı programımız kapsamında 49. ilimizi ziyaret ediyoruz. Biz, koruyan, gelişen, geliştiren ve üreten sağlık modelimizle daha iyi sağlık hizmeti sunmak; Türkiye’yi sağlık alanında dünyanın en önemli ülkelerinden birisi yapmak için çalışıyoruz. Bolu, sağlık hizmetleri konusunda geçmişten beri kültürü olan, tıp fakültesi bulunan ve bunu en iyi şekilde sunan illerimizden bir tanesi. Ancak fiziki yapılar olarak yenilenmeye ihtiyaçları var. Bugün onları değerlendireceğiz. Sağlık hizmet sunumunu değerlendireceğiz. Merkez İzzet Baysal Devlet Hastanemizde, yerinde inşallah 400 yataklı, çok kısa zamanda insanlarımızın hizmetine sunacağımız hastanemizi planladık, yatırımı aldık. Çok kısa zamanda da projesini bitirip, inşallah inşaatına başlayacağız. Malum, biliyorsunuz orada kadın doğum bloğunun inşaatı devam etmekte. Onun da hızlandırma sürecini yaşadık. Bunun yanında fizik tedavi hastanemizi de yeniliyoruz. Orada bir müteahhit yenilenmesi oldu. O da inşallah Temmuz’da ihalesi yapılarak sağlık hizmetlerini en kısa zamanda sunar hale getireceğiz. Bunun yanında gerçekten İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanemiz, bölgemizin en iyi sağlık hizmeti sunan; sağlık çalışanlarını ve hekimlerini çok iyi yetiştirmiş, büyük hizmetler sunan, bilim ve araştırma da yapan bir hastanemiz. Bu da bölgemize hizmet veriyor. Bu hastanemiz de zamanında, 2002 yılında hizmete sunulmuş; kapasitesini artırarak şu anda yoğun şekilde sağlık hizmeti sunuyor. Orayla da ilgili yenilenme ve yapılanma sürecini planlayacağız. En azından yakın zaman için 200 yataklı acil durum hastanesini yan tarafında planlamayı ve bir an önce de hizmete sunmak için projelendirmesini öngörüyoruz. Ama Bolu’muzun, sağlık hizmetleri anlamında altyapı olarak çok daha iyi yerlere gideceğinin buradan sözünü vermek istiyoruz. Tabii çevre illerimizdeki inşaatlarımız, hastane yapılanmalarımız arttıkça, gerçekten sağlık anlamında bu bölgenin merkezi olan Bolu’daki iş yükünün de azalacağını öngörüyoruz" dedi. "Hızlı bir şekilde rapor alması için de bir sistem geliştirdik" Covid-19 pandemisi sürecinde ertelenen çölyak, engelli ve ilaç raporlarının güncellenmesi için sistem geliştirdiklerini ifade eden Bakan Kemal Memişoğlu, "Malum, 2020 yılında bir Covid süreci yaşadık. O Covid sürecinden itibaren yaklaşık özellikle ilaç, engelli ve ÇÖZGER raporlarımızın sürelerini birer sene uzatarak 4 senedir uzatıyorduk. Bu sene yeni bir yapılanma ve planlamaya gittik. Özellikle MHRS’de bununla ilgili ayrı bir randevu sistemi geliştirdik. MHRS’ye girenler, ÇÖZGER, ilaç ve engelli raporlarıyla ilgili buradan randevu alıp, inşallah 9 ay ilaçlar için 12 ayda da ertelenen raporlarını yenileme sürecini bitireceğiz. Ve bunların hastanede özel, hızlı bir şekilde rapor alması için de bir sistem geliştirdik. Aynı zamanda biz de bu insanları arayarak raporlarının yenilenme sürecinde yardımcı olacağız. Böylece on milyona yakın insanımızın, dört senedir ertelenen bu raporlarını yenilemiş olacağız. Bu konuda da güzel bir uygulama örneği olacak. Ve insanlarımızın raporlarını bir sene içinde yenilemiş olacağız" diye konuştu. "Şam’da ve Halep’te örnek teşkil edecek iki hastanenin süreçlerini tamamlayacağız" Sağlık Bakanlığı’nca Şam’da 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi’nin inşaatı için protokoller imzalandığını duyuran Bakan Memişoğlu, "Türkiye’de sağlık hizmetleri, sadece Türkiye’nin değil, diğer ülkelerden de insanlarımızın hizmet aldığı, aynı zamanda dost, kardeş ülkelere destek verdiğimiz bir sağlık hizmeti sunabilen kapasiteye ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu konuda yeteneğe sahip olmuştur. Bugün kardeşimiz Suriye’ye de sağlık hizmetlerinin yeniden yapılanmasında, Sağlık Bakanlığı olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü desteği veriyoruz. Şam’da ve Halep’te örnek teşkil edecek iki hastanenin süreçlerini tamamlayıp, oradaki kardeşlerimizin de iyi bir sağlık hizmeti alması için onlara desteklerimizi sunacağız. Dün protokolleri imzaladık. Çok kısa zamanda inşallah Şam’da sağlık hizmeti sunan 300 yataklı Kalp Damar Hastanesi’ni de Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin bir yansıması olarak, oradaki insanlara sağlık hizmeti sunar hale getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara Enerji ve maden hükümleri içeren teklif Sanayi Komisyonu’nda kabul edildi Enerji ve maden hükümleri içeren teklif Sanayi Komisyonu’nda kabul edildi. Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi. Maden arama ruhsatlarında tamamı Genel Müdürlüğün bütçesine ve işletme ruhsatlarında ise yüzde 30’u çevre ile uyum planı çalışmalarını temin etmek üzere teminat olarak, yüzde 70’si ise genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Genel Müdürlüğün muhasebe birimi hesabına yatırılması gereken tutar. Özel çevre koruma bölgeleri, Milli Parklar kanununa göre koruma alanlar, sulak alanlar, yabani hayvan koruma ve geliştirme sahaları, ormanlar, Turizm Teşvik Kanununa göre ilan edilen kültür ve turizm koruma ve geliştirme bölgeleri, turizm merkezleri, birinci derece askeri yasak bölgeler, gibi yatırım alanlarının koordinatları ilgili kurumlar tarafından Genel Müdürlüğe bildirilecek. Ormanlar bildirilen alanlarda ruhsat düzenlemeden önce, ilgili kuruma proje hakkında görüşü sorularak izin talebinde bulunur. İlgili kurum değerlendirmelerini tamamlayarak üç ay içinde izin talebine cevap verir. Arz kesintisi ve yüksek fiyat artışı halinde ciddi ekonomik sorunlar veya güvenlik zafiyeti doğurabilecek sanayi üretiminin temel girdisi olan ve yüksek arz riski taşıyan madenler kritik maden olarak tanımlanıyor. İptal edilen ruhsatlar için Ocak ayının sonuna kadar takip ve tahsil edilecek. Rehabilitasyon bedeli, işletme ruhsat bedeli kadar olacak. Tahsil edilen bedeller vadeli hesapta nemalandırılacak. Arama dönemi, yükümlülükleri yerine getirilen arama ruhsatı dördüncü grup madenlerde dört yıl detay arama dönemine hak sağlayacak. Ön, genel ve detay arama faaliyet raporlarının ilgili dönemin sonuna kadar Genel Müdürlüğe verilmesi zorunlu olacak. Ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişilerce ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan, Maden Kanunu’na ekli Harita ve Koordinat Listesi sınırları içindeki alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, faaliyet yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçları maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınabilecek. Bu sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak bakanlıkça izin verilebilecek. Zeytin ağaçlarının taşınmasından kaynaklanan tüm masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumlu olacak. Orman vasıflı taşınmazlarda rüzgar veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerin kurulabilmesine ilişkin izin süreci açıklanıyor. Ön lisans belgesine istinaden süre uzatımı dahil olmak üzere ön lisans süresi kadar izin verilebilecek. Üretim lisansı aşamasına geçilmemesi halinde ön lisans izin süresi sonunda re’sen sona erer. İzin başvuruları başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde sonuçlandırılacak.
İstanbul Maden Yasa teklifi komisyondan geçti Kamuoyunda ‘Maden Yasası’ olarak bilinen teklif komisyondan geçti. Yasa teklifi, yalnızca enerji üretimi için kritik önemdeki durumlarda; başka bir alanda faaliyet yürütülmesinin mümkün olmadığı bilimsel raporlarla kanıtlandığında, zeytin ağaçlarının taşınmasına geçici olarak izin verilebileceğini öngörüyor. Kamuoyunda ‘Maden Yasası’ olarak bilinen ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ TBMM’de Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyonda yaklaşık 24 saat süren görüşmeler sırasında, teklifin zeytinlik alanlar ve madencilikle ilgili bölümleri tartışma oluşturdu. Teklif sahibi milletvekilleri düzenlemenin neden gerekli olduğunu enerji arz güvenliği, yerli kaynak kullanımı ve yatırım süreçlerinin hızlandırılması gibi gerekçelerle savunurken muhalefet eden milletvekilleri ise düzenlemenin kamu yararından çok belirli şirketlerin çıkarlarına hizmet ettiğini, zeytinliklerin ve tarım alanlarının madencilik faaliyetlerine açılarak geri dönüşü olmayan çevresel tahribatlara yol açacağını savundu. Ayrıca teklifin, yerel halkın geçim kaynaklarını ve doğal mirası tehdit ettiği, taşınabilirlik gerekçesinin ise bilimsel dayanaklardan yoksun olduğu öne sürüldü. ’’Madencilikte yeni faza geçiş’’ Teklifin mimarlarından AK Parti Çorum Milletvekili Oğuzhan Kaya, enerji ithalatını azaltmayı, üretimi çeşitlendirmeyi ve yatırımları hızlandırmayı hedeflediklerini bildirdi. Komisyon görüşmelerinde yaptığı sunumda, enerji ve doğal kaynakların yalnızca ekonomik değil aynı zamanda stratejik birer unsur olduğunun altını çizen Kaya, "Bu teklif yalnızca bir yasal düzenleme değil, Türkiye’nin enerji ve madencilik stratejisinde yeni bir faza geçiştir" ifadesini kullandı. Kaya, yasa teklifi ile enerji ithalatını azaltmayı, enerji üretimini çeşitlendirmeyi ve bu alanlarda yatırım yapma olanakları artırmayı amaçlandığını kaydetti. İzin süreçleri sadeleşecek Yenilenebilir enerji yatırımlarının hızla hayata geçirilebilmesi için izin süreçlerinin sadeleştirilmesi gerektiğini belirten Kaya, "Projelere ait izin süreçlerinin daha sade, daha yalın ve süratli bir hale getirilmesi öngörülmektedir" dedi. Yasa teklifinin bu bakımdan ekonomik olduğu kadar stratejik bir gereklilik taşıdığını ifade eden Kaya, Türkiye’nin enerji ithalatına 2002’den bu yana yaklaşık 1 trilyon dolar harcadığını, bu maliyetin düşürülmesinin ancak yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla mümkün olabileceğini vurguladı. Taşınacak ya da misliyle yeniden kurulacak Zeytinlik tartışmasına da değinen Kaya, yasa teklifinin yalnızca belirli koşullar altında ve bilimsel raporlarla desteklenmiş alanlarda uygulamaya geçeceğini hatırlatarak, Muğla’daki üç santralin rezerv sahaları dışında bir alanın kapsama girmediğini söyledi. Ayrıca, zeytin ağaçlarının taşınamayacak olması durumunda aynı büyüklükte yeni zeytinlik alanlarının kurulmasının zorunlu olduğunu da ekledi. Kaya, düzenlemenin sadece bugünü değil, uzun vadeli enerji politikalarını da yakından ilgilendirdiğini vurgulayarak, "Yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretimi, Türkiye’nin enerji arz güvenliği politikasında stratejik bir unsur olarak ön plana çıkıyor. Bu düzenlemeyle, yalnızca üretim değil, enerji bağımsızlığı açısından da önemli bir adım atıyoruz" diye konuştu. Üretime disiplin gelecek Aynı zamanda yasa teklifiyle birlikte spekülatif amaçlarla ruhsat tutan kişi ve kuruluşların da sistem dışına çıkarılmasının hedeflendiğine dikkat çeken Kaya, konuyla ilgili "Üretim saikiyle hareket etmeyen, ruhsat ticaretiyle spekülasyon yapan çantacıların elindeki ruhsatlar iptal edilecek. Bu da sektörün disipline edilmesi açısından kritik" dedi. Muhalif görüşler Komisyon görüşmeleri sırasında teklifi eleştiren CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, "Bu yasa doğrudan kamu yararını değil, özel bazı şirketlerin çıkarlarını önceleyen bir anlayışla hazırlanmıştır" değerlendirmesinde bulundu. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise şunları söyledi: "Bu teklif, zeytinlikleri maden sahası ilan etmek için getirildi. Yıllardır yönetmeliklerle denenip iptal edilen uygulamayı bu kez yasalaştırmak istiyorlar. Zeytin, doğduğu toprakla yaşar. Bugün zeytinyağı fiyatı el yakıyor; yarın ithal eder duruma düşebiliriz." Partisi adına görüşlerini dile getiren DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın teklifi, "Beş kişilik bir kurul eliyle enerji adı altında doğaya müdahalenin önü açılıyor. Bu sadece enerji meselesi değil, hukuk ve yaşam alanları meselesidir" diye eleştirdi. Yasa teklifi ne öngörüyor? Komisyonda kabul edilen yasa teklifi, enerji ve maden alanlarına yönelik çeşitli düzenlemeler içeriyor. En çok tartışılan maddelerden biri, zeytinlik alanlarda madencilik yapılmasına istisnai koşullarda izin verilmesini öngörüyor. Buna göre, enerji üretimi için kritik önemde olan ve başka bir alanda faaliyetin yürütülemeyeceği bilimsel raporlarla belgelenirse, zeytin ağaçlarının taşınmasına geçici olarak izin verilebilecek. Taşınamayan ağaçlar için eşdeğer büyüklükte yeni zeytinlikler oluşturulması zorunlu olacak. Teklif ayrıca, madencilik izin süreçlerinin sadeleştirilmesi, spekülatif amaçla ruhsat tutan aktörlerin sistem dışına çıkarılması, maden sahalarının dünya standartlarında rehabilite edilmesini sağlayacak düzenlemeler, devletin maden gelirlerinden alacağı payın artırılması ve ruhsat süreçlerinde yeni denetim mekanizmalarının getirilmesini de içeriyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açmak amacıyla izin süreçlerinde sürelerin kısaltılması hedefleniyor.
İstanbul Komşusunu öldürüp televizyon programına röportaj vermişti hakkında mütalaa açıklandı İstanbul Esenyurt’ta 2019 yılında komşusu Nazlı Dere’yi hırsızlık yapmak için 12 bıçak darbesi ile öldürdüğü iddia edilen Enes Çetin’in yargılandığı davada cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Sanık Enes Çetin’in ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘konut dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarında ise 5 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapsi istendi. Esenyurt’ta 2019 yılında meydana gelen olayda 67 yaşındaki Nazlı Dere, üst komşusu 25 yaşındaki Enes Çetin tarafından 12 bıçak darbesi ile öldürülmüştü. Nazlı Dere’nin kim tarafından öldürüldüğünün belirlenmesi için eşi Hasan Dere 2019 yılında bir televizyon programına katılmıştı. Bu programa röportaj veren Enes Çetin, öldürdüğü komşusu için "kimseye zararı yoktu" demişti. Enes Çetin’in hazırlanan iddianame kapsamında ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken ‘konut dokunulmazlığını ihlal etme’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarından ise 7 yıl 2 aydan 15 yıl 4 aya kadar hapis cezası istenmişti. Enes Çetin’in ağabeyi Salih Çetin’in ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında Enes ve Salih Çetin’in yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Enes Çetin ile tutuksuz sanık Salih Çetin hazır bulundu. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, maktul Nazlı Dere’nin 9 Ekim 2019 tarihinde Esenyurt’taki evinde ölü bulunduğunu açıkladı. Cumhuriyet savcısı, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora göre maktul Nazlı Dere’nin vücudunda 12 adet kesici delici alet yarası ve 4 adet kesik vasıfta yara tespit edildiğini belirtti. Öte yandan mütalaada, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora göre sanık Enes Çetin’in bileğindeki yara ile maktulün vücudunda tespit edilen yaraların aynı kesici delici aletle oluşturulmasının mümkün olduğu kaydedildi. Mütalaada sanık Enes Çetin’in olay günü işyerine gelmesi gereken saatten geç geldiği, henüz çalışmaya başlamadan önce sol el bileğindeki kesinin var olduğu ve canlı yayınlanan bir televizyon programında ilk bakışta ve maktul giyinik vaziyetteyken görünmesi mümkün olmayacak bölgesindeki yaralanmayı anlatarak beyanda bulunduğu kaydedildi. Olay günü maktul Nazlı Dere’nin evinden kapıyı aralık bırakarak ayrılmasının ardından sanık Enes’in işyerine gitmek üzere üst kattaki konutundan ayrıldığı, çıkış yapmadan önce maktule ait konut kapısının açık olduğunu fark ederek hırsızlık kastı ile konuta girdiği ancak kısa bir müddet sonra konuta dönen maktul ile karşılaştığı ve 12 bıçak darbesi ile öldürdüğü, konutta bulunan ziynet eşyası ile nakit parayı çalarak olay yerinden ayrıldığı mütalaada kaydedildi. Sanık Salih Çetin’in ise emniyet ifadesinde evden sabah çıkıp akşam geldiğini söylediği ancak öğle saatlerinde olay yerine geldiğine ilişkin güvenlik kamerası görüntüsü kayıtları bulunduğu mütalaada aktarıldı. Mütalaada sanık Enes Çetin hakkında ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘konut dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarında ise 5 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Diğer sanık Salih Çetin hakkında ise çelişkili savunmaları nedeniyle ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 9 Ekim 2019 tarihinde Esenyurt’ta meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, maktul Nazlı Dere’nin olay günü evinde ölü bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianamede, Nazlı Dere’nin öldürüldüğü evin kapısında herhangi bir zorlama olmadığı ve Dere’nin cansız bedeninin yanında ziynet kutusu, çanta gibi eşyaların bulunduğu belirtildi. Evin duvarlarında kan lekeleri olduğu da aktarılan iddianamede, evin içerisinde dağınık halde bazı eşyaların bulunduğu belirtildi. Soruşturma kapsamında ifade veren Nazlı Dere’nin eşi Hasan Dere olay günü oğlunu hastaneye götürdüğünü ve diğer 2 oğlunun ise işe gitmek için evden çıktığını anlattı. Hasan Dere beyanının devamında "Eve öğleden sonra döndük. Oğlum Sadık içeri girince bağırmaya başladı. Eşimi yerde gördüm. Önce sara hastalığı nedeniyle rahatsızlandığını düşündüm ama sonra boynundaki kesiği gördüm. Bağırmaya başladım. Komşular içeri girdi ve ardından polisler geldi. Oğullarım Murat ve Ahmet kazandıkları paranın bir kısmını eşime veriyorlardı. Eşim bu parayı biriktiriyordu" ifadelerini kullandı. Maktulün oğlu Ahmet Dere ise annesini apartmandan birinin öldürdüğünü düşündüğünü beyan ettiği ifadesinde "Daha önce apartmana hırsız girdi. Annem hırsız ile karşılaştığı için öldürülmüş olabilir. Oturma odasında bardak ve demlik vardı. Annem birini buyur etmiş ve çay içmiş olabilirler. Üst komşumuz ile ara sıra çay içmeye gidip gelirlerdi" dedi. Maktulün bir diğer oğlu Murat Dere ise beyanında "Olayı apartman içinden birisinin gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Bu kişi de Enes Çetin olabilir. Çünkü apartmanın dış giriş kapısının açılması için Enes hep bizim zilimize basardı. Annem de kapıyı Enes’e açardı. Annem çöp atmaya gittiğinde evin kapısını hep aralık bırakırdı hatta babam annemi bu konuda hep uyarırdı. Olaydan bir gün önce annemin üst komşularımıza çay içmeye gittiğini de duydum. Birikimimizden burada bahsetmiş olabilir" ifadelerini kullandı. Hazırlanan iddianamede Nazlı Dere’nin üst komşusu sanık Enes Çetin’in ifade işlemi sırasında sol bileğindeki yara izinin dikkat çektiği belirtildi. Enes Çetin alınan ifadesinde "Olay günü işyerime gitmek için evden çıktım. Gece saat 23.00 sıralarında işim bitti ve 02.00 sıralarında eve geldim. Eve döndüğümde maktulün öldüğünü öğrendim" dedi. Öte yandan sanık Enes ile aynı iş yerinde çalışan bilgi sahipleri ise Enes Çetin’in olay günü gelmesi gerekenden daha geç saatte geldiğini belirtti. 2019 yılında maktulün eşinin katıldığı bir televizyon programındaki röportaja da yer verilen iddianamede, sanık Enes’in maktulün ancak kıyafetleri çıkarıldığında görülebilecek yerlerindeki yaralanmaları net bir şekilde tarif ettiği anlara ait görüntülerin olduğu açıklandı. Enes Çetin’in ağabeyi sanık Salih Çetin ise ifadesinde "Olay günü üzerimdeki kıyafet bunalttığı için değiştirmek amacıyla öğle saatlerinde eve geldim. Eve hiç çıkmadan bana tişört vermelerini istedim. Nazlı Dere’yi kardeşimin öldürdüğünden şüphelendiğimiz için babamla birlikte kardeşimi darp ettik ama bize bir şey söylemedi" şeklinde konuştu. İddianamenin değerlendirme kısmında, Nazlı Dere’nin olay günü evinde yalnızken çöp atmak için çıktığı ve kapıyı aralık bıraktığı belirtildi. Sanık Enes’in ise işe gitmek için evinden aşağı doğru indiği ve kapının aralık olduğunu görmesi üzerine hırsızlık amacıyla konuta girdiği de iddianamede belirtildi. Sanık Enes’in çöpü attıktan sonra eve dönen maktul ile karşılaşması üzerine 12 bıçak darbesi ile Nazlı Dere’yi öldürdüğü, evde bulunan ziynet eşyası ile nakit parayı çalarak olay yerinden ayrıldığı iddianamede ifade edildi. Enes Çetin’in hazırlanan iddianame kapsamında ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Sanık Çetin’in ‘konut dokunulmazlığını ihlal etme’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarından ise 7 yıl 2 aydan 15 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Enes Çetin’in ağabeyi Salih Çetin’in ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.