SPOR - 26 Aralık 2025 Cuma 12:40

Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında 676 sarı, 38 kırmızı kart çıktı

A
A
A
Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında 676 sarı, 38 kırmızı kart çıktı

Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında hakemler, 676’sı sarı, 38’i de kırmızı olmak üzere toplam 714 kez kartına başvurdu. Ligde en çok kart gören takım Gaziantep FK olurken, en fazla kırmızı kartla cezalandırılan ekip ise Gençlerbirliği olarak yer aldı.

Trendyol Süper Lig’de ilk 17 haftanın tamamlanmasının kart istatistikleri de belli oldu. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından paylaşılan verilere göre ligin ilk yarısında oynanan karşılaşmalarda 676 sarı ve 38 kırmızı kart gösterildi.

En çok kart gören Gaziantep FK

Süper Lig’in ilk yarısının en hırçın takımı Gaziantep FK oldu. Antep takımına geride kalan haftalarda 50 sarı, 3 kırmızı kart gösterildi. Kırmızı-siyahlıları 46’sı sarı, 1’i de kırmızı olmak üzere 47 kartla Çaykur Rizespor takip etti. Öte yandan en fazla sarı kartı da Gaziantep FK gördü. En az sarı kartı ise 28 kez ile Trabzonspor gördü. Galatasaray ve Gençlerbirliği de 30 ile en az sarı kart gören takımlar arasında yer aldı.

Gençlerbirliği en fazla kırmızı kart gören oldu

Ligde kırmızı kartla en fazla cezalandırılan ekip ise Gençlerbirliği oldu. 5 kırmızı kart gören Ankara ekibinin ardından Göztepe 4, Beşiktaş, Gaziantep FK, Trabzonspor ve RAMS Başakşehir de 3’er kırmızı kartla cezalandırıldı. Alanyaspor ve Eyüpspor ise ligin ilk yarısında kırmızı kart görmedi.

Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında 676 sarı, 38 kırmızı kart çıktı

En çok kızaran Orkun Kökçü ve Thalisson

Süper Lig’de bu sezon en fazla kırmızı kart gören futbolcular, Beşiktaş’tan Orkun Kökçü ile Gençlerbirliği’nden Thalisson oldu. Orkun, RAMS Başakşehir ve Fenerbahçe ile oynadıkları maçlarda direkt kırmızı kart görerek oyundan ihraç edildi. Thalisson ise Galatasaray ve Konyaspor ile oynadıkları müsabakalarda ikinci sarıdan kırmızı kartla cezalandırıldı. Sarı kart istatistiklerinde ise 7 kez ile Beşiktaş’ın defans oyuncusu Emirhan Topçu zirvede yer aldı. Topçu’yu 6’şar sarı kartla Çaykur Rizespor’dan Samet Akaydin, Gaziantep FK’dan Arda Kızıldağ, Kocaelispor’dan Show ve Konyaspor’dan Uğurcan Yazğılı takip etti.

Mehmet Ekrem Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Şanlıurfa’nın kültürü ve lezzetleri İstanbullularla buluştu İstanbul’da düzenlenen "Şanlıurfa Tanıtım Günleri" fuarında Haliliye Belediyesi de yerini alarak kentin tarihi, kültürü ve eşsiz lezzetlerini İstanbullularla buluşturuyor. Haliliye Belediyesi standında, dünya tarihine ışık tutan Göbeklitepe ve Karahantepe başta olmak üzere, Haliliye Belediyesi tarafından coğrafi işaret belgesi alınan ve üretimi yapılan culha kumaşı ile kentin kültürel mirası ve yöresel lezzetleri ziyaretçilere tanıtıldı. Stand, fuar boyunca yoğun ilgi gördü. Açılışta konuşan Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, Şanlıurfa’nın tarihinin ve kültürel zenginliğinin kısa sürelere sığdırılamayacağını vurgulayarak, "Şanlıurfa’dan bahsedeceğiz ancak Şanlıurfa dakikalara, saatlere, günlere sığmaz. Geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan bir şehirden bahsediyoruz. Tarih kitaplarını değiştiren ilçem Haliliye’deki Göbeklitepe ve Karahantepe’den, Viranşehir’deki Eyüp Nebi beldesine, Ceylanpınar’daki ceylanlardan, Hilvan’daki Nevali Çöri’ye, Siverek Takoran Vadisi’nden, Bozova’nın fıstık bahçelerine, Akçakale’nin pamuk ovalarından, Harran’ın kümbet evlerine, Birecik’in kelaynak kuşlarından, Halfeti’nin Fırat’ın incisine kadar kadim bir şehirden söz ediyoruz. Barışın, kardeşliğin ve kadirşinaslığın şehri Şanlıurfa halkından İstanbul’a selam getirdim" dedi. Canpolat ayrıca, Şanlıurfa’nın UNESCO tarafından "Müzik Şehri" ilan edildiğini hatırlatarak, gastronomi alanında da başvuruların yapıldığını belirtti ve "Gastronomi şehri Şanlıurfa’dan sizlere selam olsun" ifadelerini kullandı. Şanlıurfa Tanıtım Günleri, dört gün boyunca kentin kültürel mirasını, tarihini ve mutfak zenginliğini İstanbul’da tanıtmaya devam edecek.
Gaziantep Kızılay’a 3 milyonuncu kan bağışı Gaziantep’ten Türk Kızılay, 2025 yılı için belirlediği 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak tarihi bir başarıya imza attı. Rekorun simge bağışı, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görev yapan zabıt katibi Büşra Tokgöz’den geldi. 3 milyonuncu kan bağışını yapan zabıt katibine, Bakan Tunç’tan tebrik ve teşekkür telefonu geldi. Türk Kızılay, 2025 yılı içerisinde ulaştığı 3 milyon ünite kan bağışı ile hayat kurtaran önemli bir rekora imza attı. Türkiye genelinde yürütülen kan bağışı çalışmaları kapsamında 3 milyonuncu kan bağışı, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde gerçekleştirildi. İslahiye Adliyesi’nde görev yapan zabıt katibi Büşra Tokgöz, bu anlamlı bağışın simge ismi oldu. Ülke genelinde 18 Bölge Kan Merkezi, 68 Kan Bağış Merkezi ile 350 mobil ve sabit ekip aracılığıyla çalışmalarını sürdüren Türk Kızılay, yıl boyunca yürüttüğü yoğun kampanyalar ve gönüllü bağışçıların desteğiyle hedefine ulaşmayı başardı. Geçtiğimiz yıl 2,7 milyon ünite kan bağışı toplayan Kızılay, bu yıl bağış miktarını yaklaşık yüzde 10 artırarak önemli bir yükseliş kaydetti. Kan bağışında ilk beş sırada yer alan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Gaziantep, toplam bağışların yüzde 41’ini oluşturdu. Bakan Yılmaz Tunç ve Kızılay Genel Başkanı’ndan tebrik-teşekkür telefonu Üç milyonuncu kan bağışını ise Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görev yapan zabıt katibi Büşra Tokgöz yaptı. 3 milyonuncu bağışın ardından Büşra Tokgöz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz tarafından telefonla aranarak tebrik edildi. Tokgöz’ün bağışı, hem Gaziantep hem de İslahiye adına gurur kaynağı oldu. "Kan vermek hem ekonomik hem basit, hem de çok etkili bir yardımlaşma örneği" Kan vermenin ekonomik, basit ve çok etkili bir yardımlaşma örneği olduğunu belirten Büşra Tokgöz, çok mutlu ve gururlu olduğunu belirterek, "Öncelikle çok şaşırdım, dün arkadaşlar söylediğinde. Yani gurur da yaşıyorum, mutluyum bu durumda. Bu 11. kan bağışımdı, elimden geldiğince düzenli kan bağışçısı olmaya çalışıyorum. Dün adliyemizde gerçekleştirilen bir organizasyon vardı, Başsavcılığımız ve Gaziantep Kızılay Şubesi tarafından. Onu duydum ve gidip kan vermeye karar verdim, saat 11’e geliyordu. Gidip kan verirken, yani tam bitmişti, o zaman gelip söyledi arkadaşlar, 3 milyoncu bağışçı olduğumu söylediler. Ben de çok mutlu oldum, çok şaşırdım. Yani böyle bir şey de beklemiyordum. Daha sonra buraya davet edildim, buraya geldim. Çok mutluyum. Böyle bir şey için ödül alıyor olmak da güzel bir şey ayrıca. Heyecanlıyım. Zaten kan vermek bence hem ekonomik hem basit, hem de çok etkili bir yardımlaşma örneği. Bu yüzden de tabii ki de tavsiye ediyorum. Zor hiçbir tarafı yok. İnsanlara kolay bir şekilde yardım ediyoruz. Herkesi de kan bağışçısı olmaya davet ediyorum" dedi. "3 milyonuncu kan bağışına ulaşmamızın gururunu yaşıyoruz" 3 milyonuncu kan bağışına ulaşmanın gururunu yaşadıklarını söyleyen Gaziantep Kızılay Kan Merkezi Müdürü Mehmet Akıncı, "Türk Kızılay olarak 2025 yılında hedefimizi gerçekleştirmenin ve 3 milyonuncu kan bağışına ulaşmamızın gururunu yaşıyoruz. Bu sadece bir rakam değil, milyonların umudu demek. Bir annenin evladına kavuşması, ameliyat masasındaki bir hastanın yeniden nefes alması demek. Bu başarı tabii ki sadece Kızılaycıların başarısı değil. 15 dakikasını iyiliğe ayıran, ben de varım diyen, iyiliği hayatının bir parçası haline getiren kan bağışçılarımızın başarısıdır. Bu yıl yapılan bağışların neredeyse yarısı düzenli kan bağışçılarımıza aittir. Bu tablo, toplumumuzda kan bağışının artık bir alışkanlık, bir sorumluluk bilincine dönüştüğünün en güçlü göstergesidir. 3 milyoncu bağışı gerçekleştiren bağışçımız bugün aramızda ve bize şunu bir kez daha hatırlatıyor. Bir kişinin kararlılığı, milyonların umudu demektir. Gaziantep İslahiye Adliyesi’nde görev yapan zabıt katibi Büşra Tokgöz, yalnız bu anlamlı bağışın değil, aynı zamanda düzenli bağışçı olmanın, sürekliliğin ve sorumluluk bilincinin de güçlü bir temsilcisi. 11 kez kan bağışında bulunan Büşra hanım aynı zamanda kök hücre bağışçımız. Düzenli bağış yapan, hayat kurtarmayı bir alışkanlık haline getiren, tüm gönüllü kan bağışçılarımıza yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu iyilik zincirinin bir halkasısınız. Burada herkese çağrımız şudur. 3 milyoncu kan bağışı, daha fazla hayat kurtarmak için daha güçlü bir başlangıçtır. Eğer kan verebiliyorsanız, lütfen ertelemeyin" diye konuştu.
Osmaniye Bakan Tekin, "Eğitim-öğretim, ayrım gözetmeksizin hepimizin ortak alanıdır" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Deprem bölgesinin tamamında 13 bin 321 dersliği eğitime almış durumdayız. Planladığımız dersliklerin bittiğinde 11 ilin tamamında bin 553 okulda 23 bin 860 dersliğin yapımı tamamlanmış olacak" dedi. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir dizi inceleme, değerlendirme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Osmaniye’ye geldi. Bakan Tekin, kentteki ilk ziyaretini Osmaniye Valiliği’ne gerçekleştirdi. Valilik binasında şeref defterini imzalayan Bakan Tekin, daha sonra Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz ile makamında bir süre görüştü. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, valilik ziyaretinin ardından Eğitim Değerlendirme Toplantısı’na başkanlık etti. Eğitim Değerlendirme Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Her Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde de biz bakanlar, kendi alanlarımız kapsamında deprem bölgesinde yaraların sarılmasına yönelik yaptığımız çalışmaları ve katkıları Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu süreci bizzat ve yakından takip etmektedir. Tüm bakanlıklarda olduğu gibi Millî Eğitim Bakanlığı’na da verilen talimat açıktır.6 Şubat depremleri öncesindeki koşullardan daha iyi imkânları, depremden etkilenen 11 ilimizdeki vatandaşlarımıza sunmak zorundayız. Kuşkusuz depremin hem maddi hem de manevi yaraları bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı olarak bizler; bir yandan derslikler başta olmak üzere eğitim altyapısında yaşanan fiziki kayıpları telafi etmeye, diğer yandan ise psikolojik destek hizmetleri ve eğitim-öğretim altyapısının güçlendirilmesi yoluyla bu yaraları sarmaya gayret ediyoruz" diye konuştu. "Deprem bölgesinin tamamında 13 bin 321 dersliği eğitime almış durumdayız" 6 Şubat depremleri öncesindeki derslik sayısının en az yüzde 15 fazlasına ulaşmış olacağız diyen Bakan Tekin, "Depremden etkilenen 11 ilimizde, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı yaklaşık 9 bin 799 dersliğimiz kullanılamaz hâle gelmiştir. Biz deprem bölgesinin tamamında 13 bin 321 dersliği eğitime almış durumdayız. Planladığımız dersliklerin bittiğinde 11 ilin tamamında bin 553 okulda 23 bin 860 dersliğin yapımı tamamlanmış olacak. Bu rakamlar ilk bakışta kafa karıştırıcı olabiliyor. O nedenle şunu özellikle ifade etmek isterim. Tüm illerimizin tamamında, 6 Şubat depremleri öncesindeki derslik sayısının en az yüzde 15 fazlasına ulaşmış olacağız. Osmaniye de bu illerimizden biridir. Tamamlanan ve yapımı biten dersliklerle birlikte, 2026 yılı Eylül ayı itibarıyla Osmaniye’de, 6 Şubat öncesine kıyasla yüzde 15’lik artış hedefine ulaşılmış olacak. Bu durum, eğitim-öğretim altyapısı açısından ciddi bir rahatlama sağlayacaktır. Millî Eğitim Bakanlığı olarak biz yürütmüyoruz. Belediyelerimizin katkıları, valiliklerimizin yönlendirdiği hayırseverlerin destekleri bu süreçte çok kıymetlidir. Emeği geçen herkese, hem Osmaniye’deki çocuklarımız ve gençlerimiz adına hem de ülkemizdeki tüm öğrenciler adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Eğitim-öğretim, ayrım gözetmeksizin hepimizin ortak alanıdır" Eğitim-öğretim altyapısına bütçeden ayrılan pay, tüm bakanlıklar ve kamu kurumları arasında birinci sırada yer aldığını belirten Bakan Tekin, "Cumhurbaşkanımıza da ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Kısa süre önce bütçe sürecini tamamladık. 2003 yılından bu yana olduğu gibi, bu yıl da eğitim-öğretim altyapısına bütçeden ayrılan pay, tüm bakanlıklar ve kamu kurumları arasında birinci sırada yer almıştır. Bu, bizim açımızdan son derece önemli bir ayrıntıdır. Aynı şekilde Cumhur İttifakı siyasi partilerinin güçlü bir desteği söz konusudur. Bu siyasi destek olmadan yapılan çalışmaların sağlıklı şekilde yürütülmesi mümkün değildir. Bu süreçte emeği geçen, iktidar ve muhalefet milletvekilleri başta olmak üzere, tüm siyasetçilere, sivil toplum kuruluşlarına ve katkı sunan herkese şükranlarımı sunuyorum. Eğitim-öğretim, ayrım gözetmeksizin hepimizin ortak alanıdır. Burada vereceğimiz her destek ve katkı, ülkemize daha büyük bir katma değer olarak geri dönecektir. Son olarak öğretmenlerimize özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Biz yatırımları yapıyoruz; ancak bu yatırımları hayata geçiren, anlamlı kılan ve çocuklarımızın geleceğine dokunan asıl güç öğretmenlerimizdir" dedi.