EKONOMİ - 22 Nisan 2025 Salı 10:15

Tüketici güven endeksi Nisan ayında 83,9 oldu

A
A
A
Tüketici güven endeksi Nisan ayında 83,9 oldu

Tüketici güven endeksi, Mart ayında 85,9 iken Nisan ayında yüzde 2,3 oranında azalarak 83,9 oldu.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) iş birliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mart ayında 85,9 iken Nisan ayında yüzde 2,3 oranında azalarak 83,9 oldu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de hıyar fidesi desteği Aydıncık’ta hasada dönüştü Mersin Büyükşehir Belediyesinin Aydıncık’ta yüzde 70 hibeyle dağıttığı hıyar fideleri seralarda ürüne dönüşürken, üreticiler artan verim ve kaliteyle hasada başladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Aydıncık’ta tarımsal üretimi desteklemek amacıyla hayata geçirilen ‘Hıyar Fidesi Dağıtımı Projesi’ kapsamında, üreticiler hasat sürecine başladı. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı koordinesinde yürütülen proje kapsamında dağıtılan fideler, Aydıncık’ta seralarda yetiştirilerek ürün vermeye başladı. Aydıncık’ta örtü altı sebze üreticilerinin verimliliğinin artırılması, modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve üreticilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi hedefiyle hayata geçirilen proje ile sofralık tüketime uygun, verimli ve piyasa değeri yüksek sırık hıyar fideleri, üreticilere yüzde 70 hibeli olarak ulaştırıldı ve seralarda hasat başladı. "42 üreticiye, toplamda 45 bin 360 adet hıyar fidesi dağıttık" Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığında görev yapan Ziraat Mühendisi Aysun Seçkin, Aydıncık’ta dağıtımı yapılan hıyar fideleriyle, üretimde verim ve kaliteyi artırmayı hedeflediklerini söyledi. Seçkin, "Aydıncık küçük bir ilçe olmasına rağmen, yaptığı iş çok büyük. Mersin’in hıyar üretiminin yüzde 65’ini, Türkiye’nin ise yaklaşık yüzde 10’unu karşılıyor. Bu küçümsenecek bir rakam değil" dedi. Üretimin genellikle küçük ölçekli seralarda yapıldığını ifade eden Seçkin, proje kapsamında 6’sı kadın, 36’sı erkek olmak üzere toplam 42 üreticiye, kişi başı bin 80 adet, toplamda ise 45 bin 360 hıyar fidesi dağıtıldığını belirtti. Talebin oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Seçkin, "Bu yıl talep çok fazlaydı. Seneye bu sayıyı da artırmayı hedefliyoruz. Hıyar fidesi çeşidini seçerken, proje aşamasında üreticilerimizle ve hal piyasasıyla sürekli iletişim halindeydik. Piyasa değeri en yüksek, en çok tercih edilen ve özellikle İstanbul pazarında yoğun talep gören bir çeşidi seçtik. Dağıttığımız fideler, piyasada yaklaşık yüzde 70 oranında tercih ediliyor" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimizin, üretim süreçlerinde de yanlarında oluyoruz" Üreticilerin en büyük girdi maliyetlerinden biri olan fide ücretlerinin, Büyükşehir Belediyesi tarafından yüzde 70 hibe ile karşılandığını söyleyen Seçkin, üreticiler için bu oranın önemli bir avantaj olduğunu kaydetti. Seçkin, "Fideler dağıtıldıktan sonra, üreticilerimizin üretim süreçlerinde de yanlarında oluyoruz. Teknik geziler düzenleyerek, eksik bulduğumuz noktalarda üreticilere gerekli bilgilendirmeleri yapıyor, daha sağlıklı ve verimli bir üretim yapabilmeleri için besleme programları ile zararlılara karşı mücadele konusunda desteklerimizi veriyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, tarımın her kolunda üreticilere destek olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Zonguldak Dededen gelen arıcılığı profesyonelleştirdi, ürettiği bal dünyada zirveye çıktı Zonguldak’ta yaşayan Akosman çifti, 9 yıl önce 40 kovanla başladıkları arıcılık yolculuğunda "Kestane balının diyarı Zonguldak" sözünü uluslararası arenada kanıtladı. Saflık ve kalite göstergesi olan prolin değeri dünya standartlarının üzerinde çıkan Zonguldak kestane balı, önce Londra’da ardından Paris’te düzenlenen uluslararası yarışmalarda iki yıl üst üste ‘altın bal’ ödülüne layık görüldü. Kilimli ilçesinde yaşayan 33 yaşındaki Muhammet Akosman, dedesinden ve ailesinden devraldığı arıcılık mesleğini akademik eğitimle birleştirdi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arıcılık Bölümü’nden mezun olan Akosman, 2016 yılında kendi işletmesini kurdu. Devlet desteğiyle 40 kovanla başladığı üretimini, eşiyle birlikte her yıl büyüttü. Muhammet Akosman, üretim sürecini ve elde edilen başarıyı şu sözlerle anlattı: "Zonguldak bölgesinde kestane balı ve arı ürünleri üreticisiyim. Dededen gelen bir mesleğimizi devam ettiriyoruz. Zonguldak bölgesi endemik bitkiler var. Özellikle kestane balı dünya standartlarının üzerinde bir bal ve kalitesi de bu kadar yüksek. Biz bu balı iyi bir şekilde üretmeye çalışıyoruz. Arıcılığa çok önem veriyoruz. Önem verdiğimiz için en iyi sonuçları elde ettik. 2024 senesinde Londra’da Altın Bal Ödülü almıştık. 2025 üretimi üretimde ise bu sefer Paris’e Uluslararası Bal Yarışması’na katıldık." "İki sene peş peşe ödül almak gurur verici" Akosman, iki yıl üst üste kazanılan altın ödüllerin kendileri ve Zonguldak için büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. 2024 yılında Londra, 2025 yılında da Paris’te ödül aldıklarını söyleyen Akosman, "Bu yarışmayla da birlikte yine iki sene iki üst üste altın balı ödülünü almış olduk. Yani bu konuda çok mutluyuz, gururluyuz hatta. 2025 senesinde ürettiğimiz kestane balıyla Paris’e bu sefer yarışmaya katıldık. Yine uluslararası Paris’te altın ödülünü aldık. 2 sene peş peşe altın ödülünü almak, Zonguldak’a bu ödülü getirmek çok güzel. Bizim için çok gurur verici bir olay." "Bu bal antioksidan bakımından çok zengin" Zonguldak kestane balının farkını analiz sonuçlarının net şekilde ortaya koyduğunu vurgulayan Akosman, balın sağlık açısından da çok özel bir ürün olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bu balı almamızın, bu ödülü almamızın sebeplerinden biri Zonguldak’ın dünya standartlarının üzerinde bir kestane balının olması. Bu bal antioksidan bakımından çok yüksek. Hatta dünya standartlarında en üstün en fazla antioksidan kestane balında var. Bunun yanında kestane balı bağışıklığı yükseltir. Akciğer rahatsızlıklarında ve üst solunum rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir." "Yer altı elması kömür, yer üstü elması kestane balı" Zonguldak’ın hem yeraltı hem de yerüstü zenginliklerine dikkat çeken Akosman, şu ifadeleri kullandı: "Hatta ben her zaman şu cümleyi kullanıyorum. Bizim Zonguldak’ın yeraltı elması kömürse yerüstü elması da kestane balıdır. Yani bu cümleyi her yerde vurguluyoruz. Çünkü Zonguldak bizim için çok değerli. Kestane balımız da değerli. Bu şekilde üretime güzel bir şekilde devam etmeye çalışıyoruz." Bal analizlerinde özellikle prolin ve diastaz değerlerine önem verdiklerini belirten Akosman, elde edilen sonuçları da ayrıntılarıyla paylaştı. Akosman, "Biz tahlile bal gönderdiğimizde analizi okumak çok önemli. Analizde dikkat ettiğimiz konular var. Prolin ve diastaz sayıları. Yani bunlar arının bal attığı değerdir. Yani insanın baldan aldığı faydadır. Bunlar dünya standartlarının çok üstünde çıkıyor bizim kestane balında. Ortalama 1.500 üstü. Hatta Londra’da ödül aldığımızda 1.980 rakamlarını yakaladık. 2025’te ise 1.500 üzeri prolin değerleri 45-50 arası diastaz. Yani baldan aldığımız kalite ve fayda çok üst seviyeler seviyelerde" dedi. "Hedefimiz Zonguldak kestane balını tanıtmak" Geleneksel arıcılıkla modern yöntemleri birleştirdiklerini belirten Akosman, hedeflerini şu sözlerle anlattı: "Biz dededen gelen arıcılığı devam ettiriyoruz. Şu an Muğla Üniversitesi Arıcılık bölümünden mezun oldum. Yani kültürel yöntemle bir yandan şu anki modern arıcılığı birleştirip en kaliteli arı ürünlerini üretmeye özen gösteriyorum. Bundan sonraki sürecimiz Zonguldak kestane balını zaten bir yerlere taşımak, tanıtmak ve diğer arı ürünleriyle birlikte Zonguldak’ta güzel bir marka olmak." Piyasada balda tağşişin yaygın olduğuna da dikkat çeken Akosman, üretim anlayışlarını şu sözlerle ifade etti: "Çünkü biliyorsunuz şu an birçok yerde balda tağşiş yani kalitesizlik çok var. Biz en iyi ürünü üretip kendi çocuklarımıza getirebildiğimiz balları ve arı ürünlerini birçok ailenin sofrasına getirmek. Çünkü kestane balı normal sofralık bir bal değildir. Sabah aç karnına tatlı kaşığı yenen yani sağlık amacıyla tüketebileceğimiz bir üründür. En iyi bir şekilde yapıp arıcılığımızı en iyi bir şekilde balımızı üretip bunu bu şekilde müşterimize ve piyasaya sunmaya çalışıyoruz." Eşi Sevgi Akosman da arıcılığın yaşamlarının merkezinde olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Arının içerisindeyiz. Kestane balı üretimi yapıyoruz. Eşimle tanıştığımdan beri arıcılığın içerisindeyim. Gezginci arıcılık yapıyoruz aslında ama asıl mesleğimiz kestane balı. Kestane balının şifalarından biraz bahsetmek istiyorum. Antioksidan etkisi var, bağışıklık etkisi var. O yüzden kestane balını tüm dünyaya tavsiye ediyoruz." Zonguldak kestane balının farkını vurgulayan Sevgi Akosman, iki yıl üst üste alınan ödüllerin önemine dikkat çekerek konuşmasını şöyle tamamladı: "Bizim kestane balımızın diğer kestane bağlarından farkını söylemek istiyorum. 2024 yılında Londra’da 2025 yılında da Paris’te ödül aldık. Dünyanın en iyi kestane balını ürettik. Eşimle birlikte arıcılığı severek yapıyoruz. Tüm kadın üreticilere arıcılığı tavsiye ediyorum. Kadınların yapacağı hiçbir şey yoktur." (OA