EKONOMİ - 11 Aralık 2018 Salı 16:04

Türkiye ve Azerbaycan tarım sektöründe iş birliği yapacak

A
A
A
Türkiye ve Azerbaycan tarım sektöründe iş birliği yapacak

Tarım ve Orman Bakanı Dr.

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin Azerbaycan ziyareti kapsamında DEİK/Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi ve Azpromo iş birliğinde toplam 200 kişinin katılımı ile düzenlenen Türkiye-Azerbaycan Tarım Forumu’nda tarım politikaları ele alınarak 100’ün üzerinde ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi.



Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin Azerbaycan ziyareti kapsamında DEİK/Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi ve Azpromo iş birliğinde toplam 200 kişinin katılımı ile düzenlenen Türkiye-Azerbaycan Tarım Forumu’nda tarım politikaları ele alınarak 100’ün üzerinde ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Türkiye-Azerbaycan Tarım Forumu, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanı İnam Kerimov, DEİK/Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi Başkanı Selçuk Akat, Azerbaycan Sahipkarlar (İşverenler) Konfederasyonu (ASK) Başkanı Memmed Musayev, Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Başkanı Şenol Önal ile Türk ve Azebaycanlı iş insanlarının katılımıyla Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirildi.



Bakan Pakdemirli: "İki ülke olarak güçlerimizi birleştirirsek ciddi potansiyel oluşur"


Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Doğu, Azerbaycan’ın Rusya ve Orta Asya pazarlarına erişimi dikkate alındığında, birlikteliğin bölgenin ötesine taşınma potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu kaydetti.


Azerbaycan ile Türkiye’nin ortak tarih ve değerlere sahip birbirinden ayrılmaz iki ülke olduğunu ifade eden Pakdemirli, tarımın insanlık tarihinde önemli ama her zaman popüler olmayan yere sahip olduğunu, medeniyet, bilim ve toplumun temelini teşkil eden tarım sektörünün, önümüzdeki yıllarda giderek daha çok önem kazanacağını ve tarımı olmayan ülkenin mutfaksız eve benzediğini belirtti.


Türkiye’nin tarım alanında iyi tecrübe, bilgi ve birikime sahip olduğunu ve bilgi birikimini Azerbaycan ile paylaşmak istediğini vurgulan Pakdemirli, "İki ülke olarak güçlerimizi birleştirirsek ciddi potansiyel oluşur, 21 trilyon dolarlık pazara mal satmamız söz konusu olur. Türkiye ve Azerbaycan, bölgenin refahından daha fazla pay almalı. İkili ticaret hacmimiz 1,7 milyar dolar. Cumhurbaşkanlarımızın koyduğu hedef ise 15 milyar dolar. Bu hedefin çok gerisindeyiz. Tarımsal ticaretimiz ise 130 milyon dolar. Genel ticaretimiz içerisinde tarımın aldığı pay yüzde 8. Azerbaycan’ın tarımsal ithalatı 1,3 milyar dolar, Türkiye’nin tarımsal ithalatı ise 12 milyar dolar. Tarımsal ticaretimizde ne alıp satacaksak, bunu öncelikle birbirimizle yapmamız gerekiyor" dedi.



Azerbaycan Tarım Bakanı Kerimov: "Son yıllarda ekonominin petrol dışı alanlarının kalkındırılmasına önem verildi"


Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanı İnam Kerimov, başta Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olmak üzere ülke hükümetinin son yıllarda ekonominin petrol dışı alanlarının kalkındırılmasına önem verildiğini belirterek, özellikle tarım sektöründe verimliliğin arttırılması amacıyla çiftçilere kolaylıkların sağlandığını söyledi.


Azerbancan’ın coğrafi yerleşimi ve sahip olduğu doğal zenginlikler sayesinde önemli stratejik konuma sahip olduğunu vurgulayan Kerimov, 2017 yılında Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tarım alanında ikili ticaretin 92 milyon dolar hacmine ulaştığını ve bu sektörde daha büyük potansiyelin olduğunu belirtti.


Azerbaycan’da tarım alanında faaliyet gösteren firmaların vergiden muaf tutularak devlet desteği aldıklarından bahseden Kerimov, karşılıklı menfaate dayalı ortak işletmelerin kurulmasının, tohumculuk, fındık ve pamuk yetiştiriciliği konusunda yeni projelerin hayata geçirilmesinin faydalı olacağını kaydetti.



Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi Başkanı Selçuk Akat, Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi’nin 1991 yılında kurulduğu hakkında bilgi vererek, Azpromo, ASK gibi kuruluşlarla iş birliği içerisinde, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacıyla iş forumları, seminerler, yuvarlak masa toplantıları ve ikili iş görüşmeleri gibi çeşitli etkinlikler düzenlediklerini söyledi.


Akat, iki ülkenin dış ticaret hacmine değinerek, "2018 yılı Ekim ayı itibariyle açıklanan TÜİK verilerine göre 1,2 milyar dolar ihracatımız, yaklaşık 350 milyon dolar ithalatımız bulunuyor. İkili ticaret hacmimiz 2013 yılında yaklaşık 3,3 milyar dolar seviyesindeyken devam eden yıllarda potansiyelin çok altında kaldığını görüyoruz. Ancak iki ülkenin ekonomik ilişkilerini sadece dış ticaret hacmine bakarak değerlendirmek yanlış olur. Türkiye’nin Azerbaycan’daki yatırımları 11 milyar dolar, Azerbaycan’ın Türkiye’deki yatırımları ise 13 milyar dolara ulaştı” şeklinde konuştu.


Akat ayrıca, şimdiye kadar İş Konseyi tarafından organize edilen ve katılım sağlanarak desteklenen başlıca etkinlikler hakkında bilgi verdi.



ASK Başkanı Memmed Musayev, DEİK ile birkaç yıl önce başlatılan tarım alanında Türkiye-Azerbaycan iş birliği konusundaki etkinliklerin çok verimli olduğunu söyledi. Her iki taraftan özel sektör temsilcilerine fayda sağlandığını ifade eden Musayev, Azerbaycan nüfusunun yarısının köylerde yaşadığını, çiftçilik yaptıklarını ve bu nedenle tarım alanında her türlü iş geliştirme ve bilgi paylaşımının önemli olduğunu belirtti.


TARMAKBİR Başkanı Şenol Önal, Türkiye’nin 2002 yılında dünyada 11’inci büyük tarım ekonomisine sahip olduğunu, 2017 yılında ise 6’ncı sıraya yükseldiğini söyledi. Avrupa’da ise 1’inci sırada Türkiye’nin yer aldığını belirten Önal, "Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere Türkiye, tarım arazilerinin büyüklüğü, tarım işletmelerinin sayısı, ürün deseni, çeşitliği ve üretim kapasitesiyle tarım makinaları için büyük bir pazardır" dedi.


Forum, açılış konuşmalarının ardından, ikili iş görüşmeleri ile devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden Gölcük Tabiat Parkı açıklaması Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkının Bolu Belediyesinden feshedilmesi ile ilgili çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Bolu’da bulunan ve işletme hakkı Bolu Belediyesine verilen Gölcük Tabiat Parkı’na sözleşmenin Genel Müdürlüğümüzce hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedildiğine dair çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Bolu Belediyesi arasında 2012 yılından itibaren çeşitli tarihlerde yapılan 3 ayrı sözleşmeyle Gölcük Tabiat Parkı’nın işletme hakkı Bolu Belediyesine verilmiştir. Bolu Belediyesi ise alt işletmecilik hakkını her üç sözleşme kapsamında yapı ve tesislerin alt işletmeciliğini Boluspor’a devretmiştir. Sözleşmelerde alt işletmeci Boluspor ise kendisine verilen alt işletmecilik hakkı kapsamındaki yapı ve tesisleri bir başka alt işletmeciye verme hakkı bulunmamasına rağmen bahse konu sözleşmelerdeki yapı ve tesisleri sözleşme hükümlerine aykırı olarak 4 farklı kişiyle ikinci kez alt sözleşme imzalayarak alt işletmeciliğe verdiği tespit edilmiştir. Bu aykırılığın düzeltilmesi için defaten yapılan yazışmalara rağmen Bolu Belediyesi tarafından sözleşmeye aykırılık bulunan bu durumun düzeltilmesine yönelik her hangi bir işlem tesis edilmediği 18 Aralık 2023 tarihinde anlaşılmıştır. Yine Genel Müdürlüğümüzce bahse konu alanlarda defaten yapılan denetimlerde temizlik, bakım onarım, ücretlendirme, trafik sorunu, yanlış araç park ettirilmesi, geçici izinsiz yapı, seyyar satıcılık gibi hususlarda sözleşmeye aykırılıklara yönelik 25 adet tutanak düzenlenmiştir. Aykırılıkların giderilmesi için Bolu Belediyesine defaten uyarılar yazılmasına rağmen işlem yapılmamıştır. Gelinen bu süreçte 2024/1 sayılı yönerge hükümleri kapsamında her üç sözleşme Bakanlığımızca feshedilerek Bolu Belediyesi’ne yazılı olarak tebligat yapılmıştır. DKMP 9. Bölge Müdürlüğü Bolu İl Şube Müdürlüğünün 09.05.2024 tarihli yazısı ve eklerinde fesih gerekçeleri detaylı olarak açıklanmıştır. Buna rağmen, yapılan açıklamalarda ’sözleşmenin hiçbir gerekçe gösterilmeden siyasi gerekçelerle habersiz şekilde feshedildiği’ iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Gölcük Tabiat Parkımızın ’halka kapatıldığı’ iddiası gerçek dışıdır. Parkımızın halka kapatılması gibi bir durum söz konusu değildir. Bolu ilimizdeki Abant Gölü ve Yedigöller milli parklarında olduğu gibi vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet verilmeye devam edilecektir" denildi.
Burdur MAKÜ öğrencileri, Mehmet Akif Ersoy’un yapay zeka modelini oluşturdu Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencileri, milli şair Mehmet Akif Ersoy’u modern teknolojiyle buluşturarak dikkat çekici bir projeye imza attı. Yapay zeka alanında yaptıkları çalışmalarla dikkat çeken Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinden oluşan ekip, Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini derin öğrenme teknikleriyle analiz ederek, onun tarzını ve dil kullanımını yapay zeka ile modellemeyi başardı. Proje, metahuman teknolojisinin yapay zeka entegrasyonu ile oluşturuldu. MAKÜ Rektörlük binasının giriş katında oluşturulan Mehmet Akif Ersoy’un hayatının ve eserlerinin anlatıldığı bölümde bulunan ekranda yapay zeka teknolojisi ile oluşturulan Mehmet Akif Ersoy karakteri ziyaretçiler tarafından kendisine sorulan soruları analiz edip doğaçlama bir şekilde cevap verir halde hazırlandı. Proje üreticilerinden MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Furkan Köroğlu proje ile ilgili olarak, "Projemizin ilk aşaması olarak Mehmet Akif Ersoy’un gerçekçi yüz hatlarını elde etmek adına üniversitemizde bulunan balmumu heykelinden faydalandık. Bu heykeli fotogrametri tekniği ile üç boyutlu ortama aktardık. Bu sayede kendisinin gerçeğe en yakın olan yüz hatlarını elde ettik. Projeyi yaparken Mehmet Akif Ersoy üzerine bir proje yaptığımız için gerçekten çok mutluydum. Daha öncede bu şekilde bir projede çalışmamıştım. Benim için de bir deneyim oldu. Zaten projemizde kurumlar arasında eşi benzeri olmayan bir proje. Açıkçası biz de bunun için uğraştık. Gayet memnunum yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum" dedi. Projede Mehmet Akif Ersoy’un görsel kimliğini oluşturan MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Yusuf Akkuş ise, "Gerekli 3D yazılımları kullanarak Mehmet Akif Ersoy’un saç, sakal, bıyık ve kıyafetlerini oluşturdum. Ben yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Buna benzer birkaç projede daha çalışmıştım. Rektörümüz Hüseyin Dalgar’ın da 3D karakterini yapmıştık. Bu da ondan sonra yaptığımız en güzel iş diyebilirim. Mehmet Akif Ersoy işin içerisindeydi çünkü. Olabildiğince ona benzetmeye çalıştık. Gerçekten bu projeyi yaptığımız için mutluyum. Üniversitemize böyle bir katkıda bulunduğum için de mutluyum" şeklinde konuştu. Projenin yapay zeka entegrasyonu bölümünde yer alan MAKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Muhammet Salih Kara, “Üniversitemizde bulunan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Mehmet Akif’i Araştırma Kurumu içerisinde bulunan verileri kullandık, başlıca araştırmaları. Devamında internetteki belli başlı verileri alarak yapay zeka modelimizi eğittik. Ettiğimiz model Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı şiirler, yaşantıları, geçmişleri ve bir çok bilgiyi barındırıyor. Bununla birlikte de kendisine yapay zeka entegrasyonu sağladık. Sesli bir şekilde etkileşime geçilebilir vaziyete getirdik ve ziyaretçiler Mehmet Akif Ersoy Müzesi’ne geldiklerinde kendisiyle etkileşime geçip kendisiyle alakalı sorular sorabilecekler" dedi. Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Kara ise, “Proje, rektörlüğün inisiyatifinde, daha doğrusu onların kararıyla Mehmet Akif’e ait bir alan oluşturulması amacıyla ortaya atılmış bir fikirdi. Üniversitemizin içerisinde zaten bir araştırma merkezi çerçevesinde Akif’e ait verilerin sergilendiği bir alanımız vardı. Fakat rektörlük binasında da böyle bir alan oluşturma fikriyle Akif’in hem milli hem manevi şahsiyetini insanlara, ziyaretçilere aktarabilecek, küçük de olsa bir alan hazırladık ve burada ona ait bir takım belge ve bilgilerin, fotoğrafların yer aldığı alan oluşturduk. Ben de bu alanın tasarım geliştirme sürecinde rol aldım. Oluşturulan alanın bir kısımda Akif’in hayat hikayesini, bir kısımda ailesini sergiledik. Ailesiyle olan ilişkilerini, hatta bir torununa yazdığı şiirlere de yer vermiş olduk. İstiklal Marşı’na ait bir alan var aynı zamanda. Safahat eserine ait bir alan var. Bunlar zaten halihazırda bilinen ve başka yerlerde de var olan belgeler, bilgiler ama biz burayı farklılaştırmak amacıyla yapay zeka destekli bir proje içerisine yerleştirelim fikri ile daha yenilikçi, insanların dikkatini çekebilecek bir yere nasıl dönüştürebiliriz sorusuyla, öğrencilerimizin de katkılarını alarak yapay zeka destekli bir sanal karakter oluşturduk ve bu karakterin insanlarla yani burayı ziyaret eden ziyaretçilerle birlikte karşılıklı soru-cevap şeklinde konuşabildiği, hatta öğrenerek sürekli kendini güncelleyen bir karakterle insanların merak ettiklerini direkt olarak Mehmet Akif’in ağzından duymalarını istedik. Takdir edersiniz ki Akif’in sesinin bilinmediği gerçeği var. Yani herhangi bir kayda sahip değiliz. Fakat burada biz hem modellerken hem sesini tasarlarken açıkçası biraz hayal gücümüzü biraz gerçekte var olan fotoğrafları ve tahminen sesli tasarımı ortaya koyduk. Neticede ortaya güzel bir proje çıktı öğrencilerimizin de çok büyük emekleriyle. Karakter televizyon ekranında aktif olarak sürekli bekliyor. Altında bir klavye içerisinde tuşa basarak kendisiyle etkileşim kurabiliyorsunuz. Sizi dinliyor öncelikle, daha sonra sizin sorduğunuz soruları birkaç saniye bekleyerek kafasında kurguluyor. Tabi bu tamamen doğaçlama ve her seferinde farklı bir cevap veren bir yazılım sayesinde gerçekleşiyor. Konulara dair fikirlerini, geçmişte yaşanan tarihi olaylara dair fikirlerini, Safahat’i, İstiklal Marşı’nı ve diğer eserlerini yazarken hissettiği duyguları çok açık sözlülükle ifade ediyor" açıklamasında bulundu.
Bursa Durak Tekstil işçileri 83 gündür grevde Öz İplik İş Sendikası’na üye olan Durak Tekstil işçileri, işveren tarafından baskı görmelerinin ardından 6 kişi de işten çıkarıldı. 83 gündür fabrika önünde grev yapan işçilere Öz İplik İş Sendikası destek verdi. Bursa’da Durak Tekstil işçileri yaklaşık 8 ay önce Öz İplik İş Sendikası’na üye olmaya başladı. İşveren tarafından sendikaya üye olmamaları konusunda baskı gören işçiler daha sonra da işten çıkarıldı. İşten çıkarılan 6 işçi ve sendika üyeleri, fabrika kapısı önünde greve başladı. Yaklaşık 83 gündür grevde olan işçilere Öz İplik İş Sendikası fabrika önünde basın açıklaması yaparak desteğini dile getirdi. “Çalışanların, sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı gösterilmeli” Durak Tekstil önünde basın açıklaması gerçekleştiren Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Durak Tekstil işçileri, yaklaşık 8 ay önce sendikamız Öz İplik İş’e üye olmaya başladı. İşçilerin sendikamıza üye olmasından haberdar olan işveren ve işveren vekilleri tarafından işçilere baskı yapıldı. İşçilerin anayasal, sendikal hak ve özgürlükleri engellendi. Ardından 6 işçi arkadaşımız işten çıkarıldı. Hem de ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sebebiyle işten çıkarıldı. Buradan Durak işverenine sesleniyoruz, biz bu akıl dışı, vicdan dışı baskıları durduracağız. İşçinin hakkını alacağız. Çalışma hayatının reel dinamikleri ve yasalar dışında araya koymaya çalıştığınız yollarla, hak mücadelesinin önüne geçemeyeceksiniz. Durak Tekstil işçileri yalnız değil. 60 milyon üyeyi temsil eden IndustriAll Küresel Sendika Federasyonu, 7 milyon işçiyi temsil eden IndustriAll Avrupa federasyonu, 850 bin üyesiyle HAK-İŞ, 43 bini aşkın üyesiyle Öz İplik İş Sendikası buradaki emekçilerin yanında. Burada işçiler sendikal özgürlüğünü kullanacak. Firmanın Uluslararası satış ağı dört kıtaya yayılsın. Ürünlerdeki kaliteden övünerek bahsedilsin. Fakat emekçilere baskı yapılsın, yok öyle bir dünya. Kalite devamlılığını emekçiler sağlar. Büyüme, markalaşma emekçilerin katkısıyla olur. Emekçileri yok sayarak, müşteri odaklı bir çözüm, üretemezsiniz. Haksız ve karalayarak çıkardığınız işçilerin ahı, sizi tökezletmeden bu işçiler bir an önce işlerine dönmeli. Çalışanların, sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı gösterilmeli. Bugün Öz İplik İş Başkanlar Kurulu olarak, tüm teşkilatımızla buradaki emekçilere destek olmak için buradayız. Hep yanlarındaydık, her zamanda yanlarında olacağız. Biz hukuki olarak her türlü girişimi yaptık. İşveren haksızlıkların hesabını hukuk önünde verecek. Bizim buradan ayrılacağımızı düşünenler, yanılıyor. Bu işçiler, işbaşı yapana kadar buradayız. Buraya, sendika girene kadar buradayız. Buradan Durak Tekstil işçilerine de sesleniyoruz, birleşerek kazanacağız. Birleşerek sesimizi daha gür çıkaracağız. Birleşerek hakkımızı alacağız. Sendikal haklarımızı ancak toplu sözleşme ile alabiliriz. Onun için sendika üyeliklerimizi bir an önce tamamlayalım. Bekleyişteki işçilere destek olan herkese gönülden teşekkür ediyoruz. İnanıyoruz bir gün emek kazanacak” şeklinde konuştu.