TEKNOLOJİ - 06 Nisan 2024 Cumartesi 11:39

Üretimde teknoloji öne çıkıyor

A
A
A
Üretimde teknoloji öne çıkıyor

Türkiye, son 20 yılda üretimde, ihracatta ve sanayileşmede çok ciddi yol kat etti.


Almanya’dan Uzak Doğu’ya kadar olan bölgede en iyi üretici ülkelerden biri olmayı başaran Türkiye, şimdi de teknoloji, otomasyon, dijitalleşme, verimlilik, katma değer, değerli üretim gibi konuları ön çıkararak kademe atlamayı planlıyor. Qlux Genel Müdürü Burak Önder, üreticinin yeni alternatif pazarlarla ihracat kabiliyetlerini artırmaya çalışırken, diğer taraftan veri ve verimlilik çalışmalarına ağırlık verildiğini belirterek, "Geleceğin merkezinde de ‘veri’ ve ‘verimlilik’ var. Dijital kasları güçlendirerek, üretimden ihracata kaliteli verileri oluşturarak, verimliliği artırarak ihracat arttırılabilir. Veri, nakit kadar değerli. Üretimden ihracata her noktada kaliteli veriyi oluşturmak, her alanda verimlilik çalışmaları yapmak büyük önem taşıyor. Tüm sektörlerde dünya ve trendi takip edemezseniz ve müşterilerinize yeni ürün sunamazsanız kaybediyorsunuz. Yeniliğin odağında verimlilik var. Türkiye’de gündem hızlı değişiyor. Bu yüzden yapısal sorunlara tam olarak odaklanamıyoruz. Belirlenen yapısal sorunları ele alıp, hızlıca çözüm yollarını devreye almalıyız. Buradaki en büyük problemlerin başında da verimlilik geliyor. Çünkü verimlilik tam olarak sağlanmadan ne sürdürülebilirliği ne de katma değeri sağlayabiliriz. Son 20 yılda üretimde, ihracatta ve sanayileşmede çok ciddi yol kat ettik. Almanya’da Uzak Doğu’ya kadar olan bölgede en iyi üretici ülkelerden biri olmayı başardık. Şimdi ise kademe atlayacak adımları atmak zorundayız. Bu adımı da ancak teknoloji, otomasyon, dijitalleşme, verimlilik, katma değer, değerli üretim gibi konulara öncelik vererek atabiliriz. Eğer sadece büyümeye değil gelişmeye de odaklanırsak, sanayimizin de ihracatımızın da önü açık. İçinden geçtiğimiz bu dönemlerde yakın çevredeki ülkeler ve dost ülkeler ihracatta ön plana çıkıyor. Dünyada da bu durum ön plana çıkıyor. Ayrıca son dönemlerde dünyada yaşanan çatışmalar, enerji krizleri, ticaret krizleri, uluslararası anlaşmazlıklar ve dünyadaki işleyişi değiştiren salgın hastalıklar gibi nedenlerle ülkeler, tedarik noktasında sorun yaşamamak adına farklı önlemler almaya başladı. Bu kapsamda dünyanın en büyük üretici ülkelerinden biri olan Çin’e bağımlılığını azaltmak isteyen ülkeler Çin’in yanına farklı bir tedarikçi ülke eklemeye çalışıyor. ‘China+1’ olarak adlandırılan bu sistemde ülkemiz ön plana çıkabilir. Çünkü Türkiye bölgesinde önemli bir üretici ve ihracatçı ülke konumunda. Fırsat olarak görülen bu sistemde en iyi şekilde faydalanabilmek için veriye, verimliliğe ve teknolojiye ciddi yatırımlar yapmalıyız. Geleceğe tam olarak hazırlanmalıyız. Tüm bunların dışında üretimde ‘yeşil dönüşüm’ sürecini tamamlamalıyız” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.