SAĞLIK - 18 Aralık 2023 Pazartesi 14:36

Uzmanından skolyoz uyarısı: "Ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riski yüksektir"

A
A
A
Uzmanından skolyoz uyarısı: "Ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riski yüksektir"

Saygı Hastanesinde görevli Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökalp Karaarslan skolyoz hastalığı ile ilgili uyarılarda bulundu. Karaarslan, "İlerleyen evrelerde duruş bozukluklarına, sırt ve bel ağrılarına, solunum ve kalp fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir. Ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riski yüksektir" dedi.


Saygı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökalp Karaarslan skolyozun nedenleri ve tedavisi hakkında bilgilendirmede bulundu.


Karaarslan, "Skolyoz, omurganın üç boyutlu bir deformitesidir. İdiyopatik skolyoz, omurgada yapısal eğriliğe neden olan bilinmeyen faktörlerle ortaya çıkan bir türdür. Skolyoz vakalarının yüzde 80’ini oluşturur. Genellikle erken gençlik ve çocukluk döneminde hızlı büyüme sırasında ortaya çıkar. Başlangıçta ağrısız ve asemptomatik olabilir. İlerleyen evrelerde duruş bozukluklarına, sırt ve bel ağrılarına, solunum ve kalp fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir.


Ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riski yüksektir.


Skolyozun açısı büyüdükçe ciddi nefes darlığı, solunum güçlüğü ve kardiyovasküler problemler oluşur. Bu tip ağır sağlık sorunları haliyle zamanla hastanın psikolojisini olumsuz etkiler.


Erken tanı önemlidir, özellikle ergenlik döneminde eğriliğin ilerlemesini engellemek amaçlanır. Tedavi planı, hastanın yaşına, cinsiyetine, eğriliğin derecesine, tipine ve ilerleme riskine bağlı olarak belirlenir. Konservatif tedavi yöntemleri arasında egzersizler, korse kullanımı ve özel tedavi yöntemleri bulunur.


Cerrahi tedavi, ilerleyen durumlarda ve eğrilik derecesi belirli bir seviyenin üzerindeyse tercih edilebilir. Yani omurga eğriliğini düzeltmeye yönelik olarak schroth tekniği gibi özel egzersizler ile birlikte stabilizasyon ve mobilizasyon egzersizleri ile birlikte etkili korse kullanımı ile kontrol altına alınamayan skolyoz vakalarında cerrahi yöntem tercih edilir.


Skolyoz cerrahisinden amaç; eğriliğin ilerleyişinin durdurulması, deformitenin azaltılması, genel gövde dengesinin korunmasıdır. Kişinin yaşam kalitesinde olumlu ivme kazandırmasına yönelik yapılan skolyoz cerrahisi sonrasında hasta belli bir süre yakın izlem gereklidir. Günlük yaşam aktivitelerine dönme süreci 3-4 haftayı bulabilir.


Cerrahi öncesi ve sonrası dikkatli bir izleme süreci çok önemlidir. Bu bilgiler, skolyozun tanısı, tedavisi ve olabilecek komplikasyonları hakkında genel bir anlayış sağlar. Ancak, her hasta özel olarak değerlendirilmeli ve tedavi planı bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Bu nedenle skolyoz tedavisinde konusunda uzman hekimler ve deneyimli sağlık merkezleri tercih edilmelidir" ifadelerine yer verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Özel gereksinimli çocuklar yüzmenin keyfini yaşıyor Mersin Büyükşehir Belediyesi, Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Engelsiz Yaşam Parkında özel gereksinimli bireyler için yüzme kursları düzenliyor. Yaz boyunca sürecek kurslarda çocuklar suyun tadını doyasıya çıkarırken, aileleriyle birlikte hem eğleniyor hem de sosyal etkileşim imkanı buluyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, özel gereksinimli bireylerin yaz aylarını daha sağlıklı ve verimli geçirmeleri amacıyla Engelsiz Yaşam Parkında yüzme kursları düzenliyor. Kurs kapsamında, 7-13 yaş arası özel bireyler temel yüzme eğitimi alırken, suda oynanan oyunlar ve grup etkinlikleriyle hem eğleniyor hem de fiziksel gelişim sağlıyor. Beden eğitimi öğretmeni Büşra Tokucu, 1 Haziran itibarıyla yaz programlarının başladığını belirterek, kursların haftanın 5 günü 8 seans şeklinde verildiğini söyledi. Engelsiz Yaşam Parkından faydalanan ailelere kurslar 16.00-18.00 saatleri arasında sunulurken, park dışındaki bireyler için ise 18.00-20.00 saatleri arasında halk seansları ücretsiz olarak sağlanıyor. Tokucu, halk seanslarının ’anne-çocuk’ ve ’baba-çocuk’ şeklinde düzenlendiğini de aktardı. Tokucu, "Yüzme kurslarımız özel gereksinimli çocuklar için çok eğlenceli. Suya girdiklerinde istemsiz olarak tüm kas grupları çalışıyor, bu da fiziksel gelişimlerine büyük katkı sağlıyor. Aileler de çocuklarıyla birlikte zaman geçirerek sürece aktif katılıyor" dedi. Özel bireylerden ve ailelerinden kursa tam not Kursta yer alan özel bireylerden Bayram Abiş, havuzda bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, "Burada arkadaşlarımla oyun oynuyorum, suya girince kendimi çok iyi hissediyorum" ifadelerini kullandı. Engelsiz Yaşam Parkından faydalanan 25 yaşındaki Ezgi Güneş ise "Yüzme dışında körling ve seramik kurslarına da katılıyorum. Çok eğleniyorum" diye konuştu. Ali Baba Dönmez de "Arkadaşlarımla vakit geçirdiğim için çok mutluyum. Anneme sürekli buraya gelmek istediğimi söylüyorum" dedi. Çocuklarıyla birlikte etkinliklere katılan velilerden Gülten Göktaş, Engelsiz Yaşam Park’nın kendileri için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, "Başkanımız Vahap Seçer’e teşekkür ediyorum. Özel gereksinimli çocuklara böyle imkanlar sunmak çok kıymetli" şeklinde konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Kene, türünden bağımsız olarak birçok hastalığı taşıyabiliyor" Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı taşıyan kenenin, türünden bağımsız olarak Lyme ve Tularemi gibi birçok hastalığı taşıyabildiğini söyledi. Uzmanlar, yaz aylarının gelmesiyle ortaya çıkan ve taşıdığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının yanı sıra birçok hastalığı da bulaştırabilen kenelerin ısırması sonucu acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkat çekiyor. Salgıladığı anestezik salgı sayesinde kenelerin vücuda tutunduğunun fark edilemediğine vurgu yapan uzmanlar, açık alana giden vatandaşlar için vücutlarını kapatabilen ve açık renkli kıyafetlerin giyilmesi önerisinde bulunuyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kene salyasında bulunan anestezik salgıdan dolayı kene tutulumunun hissedilemediğine dikkati çekti. "Kene türünden bağımsız olarak birçok hastalığı taşıyabiliyor" Solay, iklim değişikliğiyle beraber kene sayılarında ciddi artış olduğunu ifade ederek, "Kış aylarının ardından soğuğun azalmasıyla kene sayıları arttı. Aslında kene türünden bağımsız olarak bunlar birçok hastalığı taşıyabiliyorlar. Kırım Kongo Kanamalı Ateşin yanı sıra özellikle ABD ve Avrupa’da görülen, Türkiye’de sıklığı çok değil ama var olduğu bilinen Lyme hastalığı ve Tularemi hastalığı kene ile bulaşabiliyor. Birçok hastalığı bulaştırdığı için korunma en önemlisi ve güvenlisi" önerisinde bulundu. "Bitkisel yağlar gibi koruyuculuğu gösterilen yöntemler var ama bunlar standardize değil" Fiziksel olarak korunmanın çok önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Solay, "Dünya Sağlık Örgütü ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) önerdiği bazı kimyasal ürünler var. Kıyafetler Permetrin içeren ürünlerle temas ettirilmelidir. Bu 24 saat kenenin tutunmasını engelliyor. Onun dışında cildimize sürebileceğimiz ürünler var. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği Picaridin denen bir ürün var. Bunlar da güvenli, keneden uzak kalmak için 24 saat boyunca kullanabileceğimiz ürünler. Kekik yağı, nane yağı, okaliptüs ve papatya yağı gibi bitkisel yağlar birçok mecrada konuşuluyor. Bunlarla ilgili birçok çalışma var ve değişik oranlarda koruyuculuğu gösterilen yöntemler var ama bunlar standardize değil" ifadelerini kullandı. "Kene evde çıkarılabilir" Solay, sözlerine şöyle devam etti: "Kene evde çıkarılabilir. Önemli olan elle sıkmamak, herhangi bir kimyasal ürünü kenenin üzerine dökmemek önemli çünkü bu tarz durumlarda içerisinde olan bakteriyi daha fazla vücuda bulaştırma ihtimali oluyor. Bu nedenle bir cımbızla, vücuda en yakın olan bölümünden tutup, kontrollü bir şekilde aşağı-yukarı yaparak yavaşça bırakılması lazım. Başının içerisinde kalmaması ve gövdesinden de kesinlikle sıkılmaması lazım. Her kene tutan hastaneye gelmek zorunda değil. Her kene ısıran da hastalıkta görülmüyor ama bir danışmanlık almalarını önermeliyim. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile ilgili bir 10 gün kendimizi takip etmemiz lazım. Ateş, baş ağrısı ve herhangi bir yerden kanama olup olmadığını gözlemlememiz lazım."