ASAYİŞ - 30 Haziran 2025 Pazartesi 17:48

Yenidoğan Çetesi davası: Kadan bebeğin annesi konuştu

A
A
A

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 5’inci duruşması görüldü. Vefat eden bebekler arasında yer alan Kadan bebeğin annesi, "Sezaryen doğum yapmıştım. Doğuma kadar sıkıntımız yoktu, doğumdan sonra ise durumum kötüydü. Doğumdan 2 saat sonra yanıma gelip çocuğumun vefat ettiğini söylendi.Kimse bana otopsi için bir şey sormadı, sorsaydı çocuğumun neden öldüğünü öğrenmek için her şeye hazırdım" dedi.

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’yla birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 58’e yükselmişti. Önceki duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden tutuklu sanık Mustafa Kemal Zengin’in dava dosyasının ayrılmasına hükmetmişti. Bu çerçevede sanık sayısı 57 olmuştu. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, 19’u tutuklu 58 sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Öte yandan duruşmada, bir kısım müşteki de salonda yer aldı.

"Kimse otopsi için bir şey sormadı, sorsaydı çocuğumun neden öldüğünü öğrenmek için her şeye hazırdım"

Vefat eden bebekler arasında yer alan Kadan bebeğin annesi, ‘müşteki’ sıfatıyla verdiği beyanında, "Sezaryen doğum yapmıştım. Doğuma kadar sıkıntımız yoktu, doğumdan sonra ise durumum kötüydü. Doğumdan 2 saat sonra yanıma gelip çocuğumun vefat ettiğini söylendi. Çocuğumu ben ilk doğduğunda görmüştüm. Sesini duydum. Hatta doğumdan hemen sonra ben fotoğraf çekmiştim. Bebeği benden aldılar, vefat ettiğini söylediler. Sonra hastaneden çıktık. Sezaryenden sonra kendimde değildim, çok kötüydüm. Bebeğin öldüğünü bana doktor söyledi. Biz bebeğin babasıyla bu olaydan sonra ayrıldık. Otopsi istendi mi bilmiyorum. Hastanede sadece babası vardı, hastanede o muhatap olmuştur diye düşünüyorum. Babanın adresini şu an bilmiyorum. Kendime geldiğimde evden çıktım, mezarlığı ziyaret ettim. Sürekli İstanbul’da olmadığım için hamilelik sürecinde hep farklı doktorlara gittim. Bağcılar Medilife’da daha önce tedavi oldum mu hatırlamıyorum. Tarih için anlaşmıştım. Doğum tarihim gelince doğum yaptım. Bu üçüncü çocuğumdu, vefat etti. Birinci çocuğum 2014 doğumlu hastaneyi hatırlamıyorum. İkinci çocuk Bağcılar’da bir hastanede doğdu. Üçüncü ise TRG Hospitalist’te doğması lazım ama tam olarak hatırlamıyorum" diye konuştu.

Sanık avukatlarından Burak Mengü müştekiye, "Doğumdan sonra konuşan hemşire otopsi yapalım dedi mi?" sorusuna müşteki, "Kimse bana otopsi için bir şey sormadı, sorsaydı çocuğumun neden öldüğünü öğrenmek için her şeye hazırdım. Ben hemşire hanımın yüzünü bile hatırlamıyorum. Otopsinin günah olduğunu düşünüyor olsam, şu an burada olmazdım" dedi.

Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı talep edildi

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, eksik hususların giderilmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.

"Tapeler neden imha edildi? Dinlenseydi de bizde baksaydık, savunmayı ona göre yapsaydık"

Savcının talebine karşı söz alan ve iddianamede örgüt lideri olduğu öne sürülen yenidoğan yoğun bakım doktoru tutuklu sanık Fırat Sarı, "Soruşturma yapılalı 2 yılı geçti, 15 aydır tutukluyum. Gerek kollukta, gerekse burada olan biteni anlattım. 5 duruşma geride kaldı, ben en başından beri rüşvet yok, 112 ile usulsüz bir ilişkimiz yok dedim. Ben tutukluluğun başında bakanlığa dilekçe yazdım her şeyi anlattım. Bu soruşturma medyada inanılmaz söylemlerle yürütülüyor. Bebek ölümleri bizim zamanımızda azaldı. Bilim dışı bir şekilde bebek katili olduk, hayal ürünü bir soruşturma yürütüldü. Ben basit bir çocuk doktoruyum, sıradan bir insanım, bizi cani pozisyonuna soktular. Tape kayıtları oluşturulurken, tıbbi eğitim almış kimse yoktu. Tapeler doğru mu çevrildi nereden biliyoruz?" dedi. Tapelerdeki suçlamaları kabul etmeyen Sarı, "Biz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan sanıklardan daha ağır şartlarda hapis yatıyoruz" diye konuştu.

Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olan, ayrıca Melek Süleymanoğlu, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddia edilen tutuklu sanık Dursun Eryılmaz, "15 aydır cezaevinde yatıyorum. Artık İlker Gönen’in durumuna düştüm, acilen tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

Esenler Güney Hastanesi hemşiresi tutuklu sanık Hüseyin Günerhan, "15 aydır tutukluyum. Üzerime atılı suçlamalardan delil talep ediyorum, hangi evrakta sahtecilik yaptığımla ilgili. Bu operasyondan 10 ay önce işi bırakmıştım. Aynı şeyleri söylemekten sıkıldım, tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Gerçeğe aykırı epikriz düzenlediği iddia edilen Bağcılar Medilife Hastanesi başhemşiresi tutuklu sanık Nigar Kubilay ise, "32 yıldır işimi severek yapıyorum, Hemşireler Gününü hapishanede kutladım. Bu davada yargılanmaktan utanç duyuyorum, eşim bu olaylar yüzünden kalp krizi geçirdi. En kısa zamanda tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu.Duruşma, yarın diğer sanıkların savunmalarıyla devam edecek.

Gamze Şenyiğit

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karaman Karaman’da bir kişi boşanma aşamasındaki karısını öldürerek intihar etti Karaman’da boşanma aşamasındaki 2 çocuk annesi eşini boğarak öldüren koca intihar etti. Olay, gece saat 23.00 sıralarında Valide Sultan Mahallesi 202. Sokak üzerinde bulunan 5 katlı apartmanın son katındaki dairede yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Fatma Çetinkaya’dan (22) öğle saatlerinden itibaren haber alamayan ailesi, polis merkezine giderek kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, kadının boşanma aşamasındaki eşi Mithat Çetinkaya’nın (24) evine gitti. İtfaiye yardımıyla eve giren ekipler, 2 kişinin cansız bedeniyle karşılaştı. Yapılan inceleme sonucunda, Mithat Çetinkaya’nın karısını boğarak öldürdükten sonra kendisini asarak intihar ettiği belirlendi. Olayı duyarak gelen Fatma Çetinkaya’nın annesi kızının öldüğünü öğrenince fenalık geçirdi. Bunun üzerine adrese sağlık ekipleri sevk edildi. Adreste gelen çok sayıda polis ekibi de olayın yaşandığı sokakta güvenlik önlemi aldı. Cumhuriyet Savcısı ve olay yeri inceleme ekibinin yaptığı incelemenin ardından hayatını kaybeden karı kocanın cenazesi otopsi yapılmak üzere Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Öte yandan, Mithat Çetinkaya’nın evi terk ederek kendi ailesinin yanına giden karısını avukatla görüştürme bahanesiyle eve çağırdığı ileri sürüldü. Olayla ilgili başlatılan tahkikat sürüyor.
Ankara Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek 455 bininci afet konutunun teslim töreni öncesi Hatay’da canlı yayına katıldı. Bakan Kurum, 81 ilde 500 bin sosyal konutun inşa edileceği Yüzyılın Konut Projesi kapsamında da deprem bölgesine özel kontenjan ayrılacağını belirterek, "29 Aralık’ta ilk kuramızı Adıyaman’daki konutlar için çekeceğiz. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027’de dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var" dedi. "Hatay’ın ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" Hatay’ın yine önemli sembollerinden olan Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camisi ve ‘dünyada ilk aydınlatılmış cadde’ olan Kurtuluş Caddesi ile ilgili de konuşan Bakan Kurum, "Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu, Konya Büyükşehir Belediye’miz yaptı ve inşallah cumartesi günü ibadete açacağız. Artık ezan sesleri bir daha dinmemek üzere Hatay’ımızda, Habib-i Neccar Camisi’nde yankılanacak. Yine Kurtuluş Caddesi’nin aydınlatma törenini, Sayın Cumhurbaşkanımız yapacak. Yeniden Hatay aydınlanacak. Yeniden Hatay’ın o ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" dedi. "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz" Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğine ilişkin cumartesi günü ulaşılacak sayıları açıkladı. Kurum, şöyle konuştu: "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz ve vatandaşlarımıza teslim ediyor olacağız. Malatya’da yaklaşık 80 bin konutun teslimi ve kurası gerçekleşecek. Kahramanmaraş’ımızda 74 bin bağımsız bölümün kurasını çekiyor olacağız. Adıyaman’ımız depremde enkazın altında kaldığı düşüncesinden bugün modern bir şehir haline geldi. Adıyaman’ımızda 43 bin bağımsız bölümü, Gaziantep’te 31 bin konutu teslim ediyor olacağız. Diyarbakır’ımızda 17 bin, Elazığ’da 15 bin, Şanlıurfa’da 13 bin 400, Osmaniye’de 12 bin 500, Adana’da 12 bin, Kilis’te 2 bin 500, Tunceli’de 298, Kayseri’de 288, Sivas’ta 164 ve Bingöl’de 89 olmak üzere 455 bin konutu inşallah depremzede kardeşlerimize cumartesi günü buluşturmuş olacağız." "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesi kapsamında ilk kuraların 29 Aralık’ta Adıyaman’da çekileceğini açıklayarak, "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz. Yani deprem bölgesinden başlayacağız ve mart ayının içine kadar da kuralarımız devam edecek. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027 dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var. 2026’da konutlarımızı teslim ediyor olacağız. Bu kapsamda Hatay’a 33 bin 289 sosyal konut yapılacak. 6 bin 800’ü Antakya ve Defne’de olacak. Yine Hassa’da, İskenderun’da, Reyhanlı’da, Kırıkhan’da sosyal konutlarımız şu an itibariyle yapılıyor, başladı. Onun da müjdesini milletimize verelim. Yine deprem bölgesindeki diğer illerimize kontenjanlarımızı ayırdık ve oradaki talep doğrultusunda bu projelerimizi gerçekleştiriyor olacağız" diye konuştu.