YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın öncülüğünde hayata geçirilen Bilim İletişim Ofisi projesi, bilimsel bilginin toplumla buluşmasını ve akademik çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşmasını hedefliyor. Üniversitenin Ayazağa-Maslak Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen açılış törenine; YÖK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Çiğdem Savaşçıoğlu, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Kırdar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı ve akademisyenler katıldı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Çiğdem Savaşçıoğlu, "17 Şubat’ta ilk Bilim İletişim Ofislerimizin kurulumuyla tüm üniversitelerimizde kolektif bir başlangıç yaptık. Bu yolculuğun üniversitelerimiz tarafından bu kadar sahiplenildiğini görmek bizi müthiş heyecanlandırıyor. Emeklerinize sağlık, çok teşekkür ederiz. Dün ve bugün, uluslararası sıralamalarda Türk Yükseköğretim Sistemi’nin başarısı açıkça görülüyor. Sıralamalarda yükseliyoruz, bu başarı uluslararasılaşmada ve Türk kamuoyunun üniversitelerimizde üretilen bilimi görmesinde bilim iletişiminin önemini ortaya koyuyor. Artık bunu daha yüksek bir sesle, daha güçlü ve daha birlikte yapacağız. Bilimin iletişime ihtiyacı var, hem de çok ihtiyacı var. Bilimin dört duvar arasından çıkması gerekiyor" açıklaması yaptı.
"Yaklaşık 150 üniversite, 81 ilde aynı anda bilim konuşacak"
"Sayın Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Erol Özvar ve tüm akademik camia, bilim iletişimini önemsiyor" diyen Savaşçıoğlu sözlerine şunları ekledi:
Bu, hepimizin sahiplenmesi gereken bir yol. Vatandaşlarımızla, toplumla buluşmak için bilim iletişiminin dilini yeniden kurmalı ve oluşturmalıyız. Önümüzdeki 27-28 Haziran’da tüm üniversitelerimiz eş zamanlı olarak Bilim Kafe etkinlikleri düzenleyecek. O gün, yaklaşık 150’den fazla üniversite, 81 ilde aynı anda bilim konuşacak. Toplumumuz bilim konuşacak, üniversitelerde üretilen bilim toplumla buluşacak. Bunun için şimdiden çok heyecanlıyız. Burada olduğunuz, bu heyecanı paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederiz."
"Üniversiteler ve diğer paydaşlar arasında bir iletişim ve köprü kurulmalı"
İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ise törende yaptığı konuşmada, "Üniversiteler ve diğer paydaşlar arasında bir iletişim ve köprü kesinlikle kurulmalı. Üniversitemizin akademik olarak gerçekleştirdiği çalışmaları; sanat, mühendislik, tıp ve sosyal medya alanlarındaki katkılarımızı mutlaka toplumla paylaşmalıyız. Bu, bir anlamda ’duvarları yıkmak’ demekti ve bu ofis, bunun için bir başlangıç oldu. İnşallah buradaki çalışmalar, belirlenen hedeflere hızla ulaşılmasını sağlar. Bu noktada emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum" dedi.
"Öğretim üyelerimizi, öğrencilerimizi ve vatandaşları bir araya getirmeyi hedefliyoruz"
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Kırdar ise "Süreç, Yükseköğretim Kurulu’nun şubat ayında Bilim İletişim Ofisi’ni açmasıyla başladı. Ankara’da gerçekleştirdiğimiz Yükseköğretim Kurulu toplantısında, tüm üniversitelerde Bilim İletişim Ofisleri’nin kurulması kararını aldık. İstanbul Beykent Üniversitesi olarak biz de ilk adımda komisyon üyelerimizi oluşturduk, ardından yönergemizi hazırladık. Bugün ise Bilim İletişim Ofisimizin açılışını yapmanın heyecanını yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Kırdar sözlerini şöyle sonlandırdı:
"İstanbul Beykent Üniversitesi olarak Bilim İletişim Ofisimizin açılışından sonra ilk etkinliğimiz, önümüzdeki haftalarda gerçekleştireceğimiz Bilim Kafe olacak. Bilim Kafe etkinlikleri, Sarıyer Güzel Sanatlar Fakültesi bölümümüz ve iletişim koordinatörlüğü iş birliğiyle düzenlenecek bir sohbet çalışmasıdır. Bu etkinlikte, toplum ile bilimi bir araya getirmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Ayazağa-Maslak yerleşkemizde bulunan Bilim İletişim Ofisimizle, öğretim üyelerimizi, öğrencilerimizi ve vatandaşları bir araya getirmeyi hedefliyoruz."
"Toplumsal kriz anlarında yanlış argümanlar toplumu yanıltabiliyor"
"Bilim, akademik camiada makaleler, sempozyumlar ve kongrelerle birlikte yürütülmektedir. Ancak, bilimi akademik kamuoyunun ötesine taşıyarak genel kamuoyuna yayma konusunda üniversitelerin de sorumlulukları var" diyen Dr. Öğr. Üyesi Sedat Erol şunları söyledi:
"Bilim İletişim Ofisimiz tam bu noktada devreye giriyor. Bilimsel makalelerin ve etkinliklerin, özellikle erişilebilirlik ve anlaşılabilirlik bağlamında kamuoyuna aktarılması için çalışmalar yapılacak. Bu neden önemli? Toplumsal kriz anlarında, örneğin koronavirüs salgını veya deprem gibi durumlarda, bilimsel yanılgılar ya da bilim gibi görünen yanlış argümanlar toplumu yanıltabiliyor. Aşı meselesi ya da depremle ilgili mühendislik ve jeolojik konular gibi örneklerde, kamuoyunun bilimsel bir perspektifle konuları değerlendirmesi gerekiyor. Ancak akademik jargon ve ürünler, bilim insanı olmayan kişilerin anlaması için genellikle zor. Peki, bu noktada ne yapabiliriz? Bilimi basitleştirerek kamuoyuna anlatabiliriz. Bilimsel çalışmalarımızı, genel kamuoyunun anlayabileceği bir dille, doğrudan kamusal alanlara indirgeyerek aktarabiliriz. Bilim İletişim Ofisi, tam da bu amaçla kuruldu."
