KÜLTÜR SANAT - 24 Temmuz 2023 Pazartesi 10:04

Zeytinburnu’nda alev alev yanan tarihi fırının restorasyonunun yüzde 95’i tamamlandı

A
A
A

Zeytinburnu’nda 2022 yılının Eylül ayında alev alev yanan tarihi fırının restorasyonunun yüzde 95’i tamamlandı.

Harabeye dönen fırın, ekmek satışıyla halka hizmet vermeye başladı. Misafirlerini kafe bölümünde ağırlamak için tefrişleri ve iç dizaynı devam eden tarihi fırın havadan görüntülendi.

Zeytinburnu’nda 2022 yılının Eylül ayında çıkan yangında ağır hasar gören Tarihi Merkezefendi Fırını kullanılamaz hale gelmişti. Harabeye dönen Osmanlı dönemi yapısı tarihi fırın Zeytinburnu Belediyesi tarafından 2015 yılında restore edilerek halka hizmete açılmıştı. Çıkan yangınla küle dönen fırın için belediye 8 ay önce restorasyona başlamıştı. Aslına uygun olarak planlaması yapılan fırının restorasyonunun yüzde 95’i tamamlandı. Tarihi fırında ekmek satışı yapılmaya başlanırken misafirleri kafe bölümünde ağırlamak için tefrişler ve iç dizayn hazırlıkları devam ediyor. Küllerinden yeniden doğan tarihi yapının son hali havadan görüntülendi.

“Geçmişteki yapı taşlarını yeniden kullanarak aslında küllerinden doğmasını sağladık”

Merkezefendi fırının tarihini ve restorasyon sürecini anlatan Restorasyon Uzmanı Olcay Aydemir, “Bildiğiniz üzere fırınımız 2022 Eylül ayında bir yangın geçirdi. Bu yangınla birlikte yapımız yeniden yapıldı. Restorasyon literatüründe rekonstrüksiyon diyoruz. Yeniden bir yapım sürecine girildi ancak bu süreçte geçmişteki yapı taşlarını yeniden kullanarak aslında küllerinden doğmasını sağladık. Yaklaşık 8 ay sonra yapımıza nihayet kavuştuk. Zeytinburnu Merkezefendi Fırını aslında bu bölgede özgünlüğünü korumuş iki fırından bir tanesidir. Biliyorsunuz Osmanlı döneminde çok fazla fırınlar vardı. İşte imaret fırınları, askeri fırınlar, saray fırınları bir de halka hizmet eden fırınlar bulunuyordu. Bu anlamda bizim için çok kıymetli çünkü özgün mimarisiyle birlikte biz geleneksel buğdayımızla yeniden ekmek üretiyoruz. Koruma sürecinde biz özgün işlevini devam etmesini çok önemsiyoruz. Bu anlamda da bizim için çok kıymetli. 19. Yüzyılda ekmek önemli, devlet bu konuya çok önem veriyor. Hakikaten temel gıdalarımızdan bir tanesi dolayısıyla geçmişten günümüze hem o geleneksel ekmeğimizi üretmek hem de mimarisiyle İstanbullulara hizmet etmekten çok mutluluk duyuyoruz. Tabii ki yangın yapılar için çok önemli bu da bizim için önemli bir parametreydi. Dolayısıyla bugün küllerinden doğan yapımız da biraz depreme dönük yani ahşap malzemeyi biraz daha azalttık. Çünkü daha önce malzemelerimiz ve katlarımız ahşaptı bunu da Koruma Kurulu ile birlikte karar vererek volta döşemeye dönüştürüp biraz daha yangın risklerini azaltmak istedik. Bir tek değişikliğimiz bu oldu onun dışında bütün özgün mimarisiyle bugün bizimle buluştu. Fırınımızda artık ekmek üretim aşamasına geldik yüzde 95’i bitti. Misafir ağırlamak için tefrişlerimiz ve iç dizaynımız devam ediyor. Yakın gelecekte burada misafirlerimizi de ağırlamaya başlayacağız ama ekmek satışımız başladı. Bütün bu koruma sürecinde ekmek üretimimizin başlamasıyla birlikte yapımızın yüzde 95’i tamamlandı” dedi.

“Endüstriyel maya yerine kullandığımız ekşi maya 130 yıldan bu yana kendini yeniliyor”

Ekmeklerin yapılışına ilişkin bilgi veren ve fırında satışını yaptıkları ürünleri aktaran Zeytinburnu Belediyesi Tarihi Merkezefendi Fırını ustası Umut Bayram, “Burada size kısaca yaptığımız ekmeklerden bahsedeceğim. Eylül ayında talihsiz bir kaza yaşamıştık. Kurban Bayramı’nda aktif olarak çalışmaya ve ürünlerimizi çıkarmaya başladık. Burada has buğday ekmeği, zerdeçallı has buğday ekmeği ve antik siyez ekmeği yapıyoruz. Has buğday ekmeğimizde 3 çeşit un var. Organik çavdar, buğday ve beyaz un kullanıyoruz. Hiçbir ekmeğimizde endüstriyel maya kullanmıyoruz. Yaklaşık 16 saat soğuk fermantasyon sürecimiz var. Ekmeğimizde endüstriyel maya yerine kullandığımız ekşi maya 130 yıldan bu yana kendini yenileyerek gelen bir mayadır. Sürekli olarak o mayayı kullanıyoruz. Bir de zerdeçallı has buğday ekmeğimiz var. Bunda da yine beyaz un, organik tam buğday ve çavdar unu kullanıyoruz. İçinde bir de zerdeçal var. Bir diğer ekmeğimiz olan antik siyez ekmeğidir. 12 bin yıllık ata tohumundan üretiyoruz. Bunda kesinlikle beyaz un yok. Tamamen siyez buğdayından yapıyoruz. Bu ekmeklerimizin buğdaylarının yağ ve şeker oranları düşük olduğu için kolesterol ve şeker hastalıklarının iyileşmesinde fayda sağlar. Denge de tutar. Onun haricinde yaptığımız kuru pastalarımız var. Tereyağlı, tahin pekmez, toz fındık ve cevizden üretiliyor. Yine yanında tereyağlı kuru pastamız var. İstanbul simidi, çatalı ve tereyağlı poğaçalarımız bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. 

Semanur Kaygısız - Furkan Duman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erzurum Meteorolojiden bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma ve çığ uyarısı Meteoroloji uzmanları, Erzurum ve bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma, don ve çığ uyarısında bulundu. Bölge genelinde havanın çok bulutlu, aralıklı kar yağışlı geçeceği, yağışların, Erzurum’un güney kesimleri ile Erzincan ve çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Buzlanma ve don olayı görülmesi bekleniyor. Rüzgarın güney ve güneydoğu yönlerinden hafif ve orta kuvvette, yer yer kuvvetli ve kısa süreli fırtına(40-70 km/saat) şeklinde esmesi bekleniyor. Erzurum’da kuvvetli yağış var Uzmanlar kuvvetli yağış uyarısında bulunarak, "Bölgemiz genelinde beklenen yağışların sabah saatlerinden itibaren Erzincan ve çevresinde, öğleden sonra Erzurum’ un güney kesimlerinde kuvvetli kar yağışı (5-20 cm.) şeklinde görüleceği tahmin edildiğinden meydana gelebilecek (ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don olayı, tipi, çığ tehlikesi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi. Kuvvetli rüzgâr uyarısı Bölge genelinde rüzgarın, güney ve güneydoğu yönlerinden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 km/saat) şeklinde esmesi beklendiğinden yaşanabilecek (ulaşımda aksamalar, çatı uçması, ağaç devrilmesi, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi ile yüksek kesimlerde tipi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısı yapıldı. Buzlanma ve don olayı ikazı Bölge genelinde buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Bölgemizde yüksek kar örtüsü bulunan dik ve eğimli yamaçlarda çığ tehlikesi bulunduğundan yetkililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi.
Adana Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü 2026’dan umutlu Bu yıl zorlu bir süreçten geçen inşaat sektörünün 2026’ya umutla baktığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu,"2026 yılından beklentilerimiz çok büyük, faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz" dedi. İnşaat sektörü, hazır beton, demir-çelik, çimento, seramik ve lojistikten mobilyaya kadar birçok yan sektörü besleyen lokomotif alanlar arasında yer alıyor. Bu nedenle sektördeki durgunluk, tedarik zincirindeki esnaf ve çalışanları da doğrudan etkiliyor. Son dönemde özellikle hazır beton ve diğer temel girdilerdeki maliyet artışları projelerin hesaplarını zorlaştırırken, finansmana erişimdeki sıkıntılar da yeni yatırımların hızını düşürdü. Sektör temsilcileri, rekabetin artması ve fiyatların daha öngörülebilir hale gelmesinin 2026’da üretimi yeniden canlandıracağını belirtiyor. "TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir" "Konuyla ilgili genel merkezi Adana’da bulunan Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, "2025 yılı sektörümüz adına zor geçti. Maalesef üzülerek söylüyorum ki sektörümüzü sadece deprem konutları canlandırdı. TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir. Ancak yap-sat işletmeleri için bu yıl biraz buruk geçmiştir" ifadelerini kullandı. "2026, 2025’ten daha güzel geçecek" Enflasyonun gerilemesi ve faiz oranlarının düşmesiyle birlikte 2026 yılından umutlu olduklarını belirten Karslıoğlu, "2025 yılında yerel yönetimlerin imar konusundaki başarısızlıkları, inşaat maliyetindeki girdilerin hızlıca artması, beton kartelinin devam etmesi sektörü zorladı. 2026 yılından beklentilerimiz çok büyük. Faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak ve TOKİ’nin 500 bin konut hamlesi sektöre canlılık katacak. Yerel yönetimlerden de baskılarımız neticesinde imar konusunda olumlu hareketler bekliyoruz. İnşallah 2026, 2025’den daha güzel geçecek" diye konuştu. "Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz" 2026 yılında ev fiyatlarında fahiş bir fiyat artışı beklemediklerini anlatan Mustafa Karslıoğlu, "Hükumetimiz enflasyonu baskıladı. Artık fiyatları istikrarlı gidiyor. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz. Ekonomik programdaki gidişat artık seyir halini aldı. Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz. Ancak beton karteline hükumetimizin ve rekabet kurumunun el atması gerekiyor" şeklinde konuştu. "Sektöre verilen zarar çok büyük" Beton fiyatlarının inşaat maliyetlerini arttırdığına, beton kartelinin fiyatlarda istediği gibi oynama yaptığına dikkat çeken DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "İnşaat sektörü 2026 yılında beton kartelinin bitmesini istiyor. Yolumuza bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Faizlerin de biraz daha aşağı çekilmesiyle kamu bankalarının konut faiz oranlarını düşürüp sektöre can suyu olmasını bekliyoruz. Şu anda beton kartelinin her an ne yapacağını kimse kestiremiyor. Beton dökmeye mecbur olduğun için bugün aldığın fiyat 2 gün sonra yükselmiş olabiliyor. Beton kartelinin inşaat sektörüne verdiği zararı rakamlarla, kelimelerle ifade etmek mümkün değil."