POLİTİKA - 07 Aralık 2017 Perşembe 11:02

Başkan Uyar, kadınları siyasette dayanışmaya çağırdı

A
A
A
Başkan Uyar, kadınları siyasette dayanışmaya çağırdı

Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka-Der) İzmir Şubesi tarafından “Nasıl Seçildim” konulu panelde seçilmiş İzmirli kadın siyasetçiler, süreçlerini kadınlarla paylaştı.

Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka-Der) İzmir Şubesi tarafından “Nasıl Seçildim” konulu panelde seçilmiş İzmirli kadın siyasetçiler, süreçlerini kadınlarla paylaştı. “Ben Siyasette Kadın Dayanışması ile Seçildim” diyen Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, seçim sürecini ve seçildikten sonra kadınlar ile birlikte yaptığı çalışmaları anlattı. Başkan Uyar, kadınları siyasette daha çok dayanışmaya çağırdı.


İzmir Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleşen panele Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun moderatörlük yaparken, geçmiş dönem milletvekilleri Türkan Miçooğulları ile Güler Aslan, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Belediye Meclis Üyeleri Hatice Tatlı, Sultan Tuzlacı, Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık ile Refet Bele Muhtarı Hatice Akar yaşadıklarını ve çalışmalarını anlattı. Ka-Der Yönetim Kurulu Üyesi Nuriye Çelik kadın adayları desteklemek için yola çıkan kurumun çalışmalarını anlattı, hedeflerini ortaya koydu. Ka-Der bildirisinde erkek siyasetçi ile kadınların eşitlik içerisinde temsilinin zorunluluğuna dikkat çekildi.



Destek gördüm


Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, başkan adaylığı sürecinde KA-DER’den destek gördüğünü ve kadınların dayanışmasının önünde hiçbir engelin duramayacağına dikkat çekti.


Başkanlık görevine geldikten sonra kadınların ekonomik ve sosyal hayatta söz sahibi olmaları için adımlar attığını anlatan Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Kadın Girişimi Kooperatifi’nin öncelikle kurulduğunu ve 160 üyesi bulunan kooperatifin 90 üyesinin fiilen birliktelikten ekonomik kazanç sağladığını belirtti. Kadın Muhtarlar Çalıştayı’nı Urla’da düzenlediğini belirten Başkan Uyar, Türkiye’den ve KKTC’den 650 seçilmiş kadını Urla’da buluşturan büyük bir toplantıya da ev sahipliği yaptığını kaydetti.


Kadın Üretici Pazarı, Girişimci Kadın eğitimleri semt merkezlerinde kadınlara yönelik eğitimlerin ardından Balıklıova’da 18 bin metrekarelik alanda kurulan rekreasyon alanının da köydeki kadınlara emanet edildiğini vurgulayan Başkan Uyar, Urla’daki kadın cezaevindeki kadınlar ve çocuklarla da ilgili özel projelerle çalışmalar yaptığını vurguladı.


Urla’da tarımsal kesimde birçok kadın girişimcinin özel olarak desteklendiğini de belirten Belediye Başkanı Sibel Uyar, “İlçemizde 3 kadın çiftçi ile başladığımız çilek üretimini 28 kadın çiftçi ile sürdürüyoruz. Bu üreticilerimiz mal alım garantisiyle tarım yapıyorlar. Tarımda çalışan üreticilerimizin önemli bir bölümü da kadınlarımız” diye konuştu.



Bilin, başarın


22. Dönem İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları da Urla Belediye Başkanı ile geçmişte siyasette paylaştıklarını anlattı. Miçooğulları, kadınların siyasete “Hadi siyasete gireyim” diyerek değil, bilerek, emek vererek öğrenerek girmesini önerdi, “Uğur Mumcu’nun önemli bir sözü var. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz diyor. Siyasete girecek olan kadınlarımız da yapacakları işi bilerek girmeli” dedi. Miçooğulları, Türkiye’nin geleceğinde daha çok kadın siyasetçi için dayanışma önerirken, “Destek verilecek kadın siyasetçilerin ilk ilkesinin de demokratik, sosyal hukuk devletini savunan laiklik ilkesinden ödün vermeyen kadınlar olmalı” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Başka ülkelerin sularında da avcılık yapabilmeniz için önemli çalışmalar yürütüyoruz” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Kendi sularımızda olduğu gibi, sizlerin başka ülkelerin sularında da avcılık yapabilmeniz için önemli çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Su Ürünleri İstişare Toplantısı Tarım ve Orman Bakanlığı konferans salonunda gerçekleştirildi. Toplantıya balıkçılar tarafından yoğun katılım gösterildi. Deniz ve iç sulardaki su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının da hedeflendiği toplantı da yol haritaları belirlendi. “Bütün çalışmalarımızı sektörlerin bizzat kendisi ile bir araya gelerek, istişare ederek gerçekleştiriyoruz” Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2020 yılından bu yana su ürünleri kaynaklarımız koruma ve kullanma dengesi içinde yürüttüğümüz iki tebliğ vardı. Bu iki tebliğin süresi 31 Ağustos’ta sona erecek. Belirli bir aşamaya getirdiğimiz ticari balıkçılığımızın yol haritasını belirleyecek olan yeni tebliğe sizlerin de görüşlerini alarak son şeklini vermiş olacağız. 2024 - 2028 yılları arasında dört yıllık süre ile yürürlükte olacak bu tebliğ için hem balıkçılığımıza hem ülkemize hem de milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bakanlık olarak bütün çalışmalarımızı sektörlerin bizzat kendisi ile bir araya gelerek, istişare ederek gerçekleştiriyoruz. Bu gün de onlardan birisini örnek olarak burada yaşamış olacağız” dedi. “Unutulmamalı ki doğal kaynaklarımız sonsuz değil” Yumaklı, “Dünya’da avcılık yolu ile elde edilen su ürünlerinde sınır noktasına ulaşıldığı artık kabul gören bir yaklaşım. Sadece bizim ülkemizde değil dünyanın dört bir yanında bu konuda alarm zilleri çaldığı herkes tarafından kabul edilmiş durumda. Bu yaklaşım avcılık yolu ile üretimi arttırmaktan ziyade sabit bir seyirde devamlılığını sağlamaya yönelik bir husus. Bu nedenle su ürünleri avcılığında dünya genelinde çok sıkı koruma tedbirlerinin geldiğini herhalde sizlerde yakinen takip ediyorsunuz. Bizim politikalarımızın temeli de deniz ve iç sularımızda ki su ürünleri kaynaklarımızı koruyup bunların sürdürülebilirliğini sağlamak olacaktır. Unutulmamalı ki doğal kaynaklarımız sonsuz değil. Bu kaynaklar sadece bu gün için değil bizler için gelecekteki nesillerimizden aldığımız bir emanet. O yüzden bütün doğal kaynaklarımıza aynı yaklaşımla uygulamalarımızı oluşturmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. "Ülkemiz 100’ün üzerinde ülkeye su ürünleri ihracatı gerçekleştiriyor” 2022 yılında dünyadaki su ürünleri üretiminin 185 milyon ton olarak gerçekleştiğini ifade eden Yumaklı, “Bunun 91 milyon tonu avcılıktan, 94 milyon tonu da yetiştiricilikten elde edilmiştir. Kayıtlarımıza göre, 2023 yılı su ürünleri üretimimiz ise yaklaşık 1 Milyon ton olarak gerçekleşmiş, bunun 400 bin tonu avcılıktan elde edilmiştir. Bugün ülkemiz 100’ün üzerinde ülkeye su ürünleri ihracatı gerçekleştiriyor. Toplam ihracatımızın yüzde 40’ını ise AB ülkelerine yapıyoruz. 2023 sonu itibarıyla bunun rakamsal karşılığı da 1.7 Milyar doların üzerindedir. Ayrıca, kendi sularımızda olduğu gibi, sizlerin başka ülkelerin sularında da avcılık yapabilmeniz için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Afrika ülkeleri başta olmak üzere 15 ülke ile anlaşmalarımızı imzaladık. 12 ülkeyle de anlaşma imzalamak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Sizlerin ekmeğine ortak olmaya çalışan, ruhsatsız olarak kaçak av yapan 601 gemiye el konuldu” Bakanlık olarak su ürünleri ile ilgili uygulanan politikaların ve verilen desteklerin olumlu etki ve yansımalarının görüldüğünü söyleyen Yumaklı, “Bildiğiniz gibi, 49 yıl sonra Su Ürünleri Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Bu sayede sektörün günümüz ihtiyaçlarını karşılayan mevzuatı hayata geçirildi. Yapılan bu değişiklikle, özellikle yasadışı balıkçılıkla mücadele konusunda çok önemli mesafeler katedildi. Kanunun güncellenerek yürürlüğe girdiğinden beri, sizlerin ekmeğine ortak olmaya çalışan, ruhsatsız olarak kaçak av yapan 601 gemiye el konuldu. Yaptığımız bu uygulamaların olumlu etkilerini de sektör tarafından gözlemlendiğini ve bizlere bu memnuniyetin iletildiğini de söylemek istiyorum” dedi. Balıkçılık ile alakalı getirilen önlemlerin verdiği olumlu sonuçlara değinen Yumaklı, “Hopa’da mavi yüzgeçli orkinos, Karadeniz’in birçok yerinde mersin balığı, uzun bir aradan sonra Marmara’da uskumrunun görülmesi de ve kırlangıç balığının artması da bu güzelliklere sizlerle birlikte şahit olmamıza sebep oldu. Getirilen balıkçılık yönetim önlemleri, ilk başta aleyhe gibi görünse de daha sonraki pozitif sonuçları hepimizi memnun eder durumda” dedi.
Ankara ASO Başkanı Ardıç: "İş dünyamızın sesine kulak veren Bakan Şimşek’e teşekkür ediyorum" Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın enflasyon düzeltmesi işlemlerinin 2024 yılı birinci geçici vergi döneminde uygulanmaması kararını değerlendiren Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, "İş dünyamızın sesine kulak veren Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’e teşekkürlerimizi sunuyorum. Enflasyon düzeltmesi işlemlerinin 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde uygulanmayarak, 31 Aralık tarihli bilançolara uygulanmasının ülkemiz ekonomisi açısından daha faydalı olacağına inanıyoruz" dedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, kamuoyunda enflasyon muhasebesi olarak bilinen enflasyon düzeltmesi uygulamasının 2024 yılı birinci geçici vergi dönemlerinde uygulanmamasına karar verdi. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, karara ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 24 Nisan Çarşamba günü ASO’nun Nisan Ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmayı hatırlattı. Başkan Ardıç, “Öz kaynağı yetersiz olan birçok işletmenin üretimini sürdürebilmek ve yeni yatırımlar için krediye ihtiyaç duyduğunu, ancak borçlanma suretiyle aktiflerinde gerçekleşen artış üzerinden enflasyon vergisi ödemek zorunda kaldıklarını belirtmiştim” dedi. Ticarete konu olmayan ancak aktifte yer alan bir varlığın enflasyon nedeniyle artan değerinin vergilendirilmesinin, sanayicilere ilave bir maliyet getireceğini, özü itibariyle bir varlık vergisine dönüşeceğini ifade ettiğini hatırlatan Başkan Ardıç, enflasyon düzeltmesi uygulamasının 2024 yılı birinci geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması kararından dolayı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e teşekkür etti. "2024 yılı geçici vergi dönemlerinde uygulanmamalı" Ardıç, şunları kaydetti: "İş dünyamızın sesine kulak veren, reel sektörün gerçeklerini dikkate alan Hazine ve Maliye Bakanlığımız, enflasyon düzeltmesinin 2024 yılı birinci geçici vergi döneminde uygulanmaması kararı aldı. Bu karardan dolayı başta Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek olmak üzere Bakanlık bürokratlarımıza teşekkürlerimizi sunuyorum. Enflasyon düzeltmesi işlemlerinin 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde uygulanmayarak, 31 Aralık 2024 tarihli bilançolara uygulanmasının ülkemiz ekonomisi açısından daha faydalı olacağına inandığımızı ve beklentimizin de bu yönde olduğunu belirtmek istiyorum."