- 09 Şubat 2018 Cuma 17:12

Kişiyi değil kriterleri seviyoruz

A
A
A
Kişiyi değil kriterleri seviyoruz

’Doğru insan gerçek ilişki’ konulu söyleşi için İzmir’de okurları ile bir araya gelen Yazar ve Kişisel Dönüşüm Uzmanı Aret Vartanyan, her bireyin aslında hak ettiği kişiyle birlikte olduğuna dikkat çekerek, "Kişiyi değil kriterleri seviyoruz.

’Doğru insan gerçek ilişki’ konulu söyleşi için İzmir’de okurları ile bir araya gelen Yazar ve Kişisel Dönüşüm Uzmanı Aret Vartanyan, her bireyin aslında hak ettiği kişiyle birlikte olduğuna dikkat çekerek, "Kişiyi değil kriterleri seviyoruz. Sonra güven testlerinden geçiriyoruz. Tüm bunlardan sonra ’tamam seviyoruz’ diyoruz. Oysa bu sevgi değil alış veriştir" dedi.


Son birkaç yıldır Türkiye’de boşanma oranlarında üst sıralarda yer alan İzmir’de, özellikle kadın-erkek ilişkileri, evliliklerdeki sorunların tespiti ile çözümüne yönelik seminer ve söyleşiler dikkat çekiyor.


Yazar ve Kişisel Dönüşüm Uzmanı Aret Vartanyan “Doğru insan gerçek ilişki” konulu söyleşi için İzmir’de okurları ile bir araya geldi. “Öncelikle belirtmeliyim ki yaşamda mutlak doğru yoktur." diyerek sözlerine başlayan Vartanyan, şöyle devam etti: "İyi kötü, güzel çirkin gibi sıfatlar kişiye göre değişir. Bu yüzden söylediğim her sözü bence diye söylüyorum çünkü fikirler tartışılabilir. Büyük bir çoğunluk sorumluluk dışarıda yaşıyor. Ne zaman istediği bir şey olmasa ne zaman bir duvara çarpsa sürekli olarak bahaneler ardına sığınıyor. ’Türkiye’de Oxford vardı da ben mi okumadım’ diyorlar da Oxford’ta okuyan Urfalı çocukların varlığını görmezden geliyorlar. Peki, ne için dağıtıyoruz bu sorumluluğu? Bugün yaşadığın hayat gerçekten sana ait bir hayat mı? Yoksa çevre için ya da sana sunulan hayatı mı yaşıyorsun? Gerçeğe ulaşmak için önce bu soruları yanıtlamalıyız. Unutmamak gerekir ki hayatımdaki her şeyin sorumluluğu bizde, bugün yaşamımızda her ne varsa biz seçip istediğimiz için var.”



Toplum evlendirmek için örgütleniyor


Kariyerini ön planda tutan ya da evlilik düşüncesi olmayan gençlerin sürekli baskı altında olduğunu belirten Vartanyan, "Yaş 20’lere geldiğinde etrafındaki insanlar başlıyorlar ’Kızım senin de kısmetin olacak bir gün’ demeye. Yaş 25’e geldiğinde etraftaki insanlar kendi aralarında başlıyor konuşmaya; ’Kız güzel ama neden evlenemedi ki acaba?’ Asıl kabus ise arkadaşlar evlenince başlıyor ve onlar artık etkinliklerine bizi çağırmıyorlar. Çağırdıklarında ise biri ile aramızı yapmaya çalışıyorlar. Toplum bizi evlendirmek için örgütleniyor sanki. Bugüne kadar milyonlarca insan neden evlendiğini bilmeden evlendi. Ya yaşı geldiği için ya toplum baskısı için, ya aşkı tutku ile karıştırdığı için evlendi. Farkında olmadığımız şudur, ilişkilerde yaşanan sorunların temel nedeni ilişkinin başlangıcıdır.” dedi.



Zaman, aylar, günler, saatler değildir


“Zaman diye bir kavram var. Zaman, aylar günler saatler değildir. Zaman geçmiş, şu an ve gelecektir.” sözleri ile zaman kavramını yorumlayan Yazar ve Kişisel Dönüşüm Uzmanı Aret Vartanyan, “Gelecekteki her şeyin garantisini arıyor ve kendimizi garantide hissedemeyince gelecekten korkuyoruz. Geçmiş ile ilgili yaptığımız ve yapabileceğimiz en büyük kötülük ise keşke demektir. Keşke demek, sonuç değiştirmez. Geçmiş ile ilgili sorunların kaynağında sonuçları kabullenmemek yatar. Bizler sonuçları değil sonuçların etkilerini değiştirme gücüne sahibiz. Sen değişmeden de sonuç değişmez. Bu yüzden gelecek ile ilgili beklentiye girmek ya da geçmişe takılı kalmak yerine şimdiyi yaşamalıyız, şu an ne yapıyorsanız ona odaklanın. Sevdiğiniz insana sarılıp film izlerken “Acaba bir gün beni aldatır mı?” diye düşünmek yerine o anın tadını çıkarın.” sözleri ile anın önemini vurguladı.



Hak ettiğimiz insanlarla beraberiz


Kişisel Dönüşüm Uzmanı Aret Vartanyan, doğumdan ölüme geçen zamanda kişilerin kendini tanımadığını şu ifadeler ile açıkladı: “Aslında her birimiz hayatımızda tam hak ettiğimiz insanlar ile olduk. Tam bize layık insanlar ile birlikte olduk ve asla hak etmediğimiz insanlar hayatımıza girmedi çünkü içeri halletmeden dışarıda bulunacak bir şey yok. Kendi savaşım bitmeden kendi değersizlik hissim gitmeden, kendim ile barışmadan dışarıda bulabileceğim hiçbir şey yok. Yaşam kitaplardan uzmanlardan, hazır olmak ile hazırlanmak ile öğrenilmez. Edebiyat, felsefe, sanat olmadan da kişisel gelişim olmaz. Kişiliğimiz gelişmediyse, kendimizi tanıyamadıysak, kendi hamurumuza değil de başkasının bize uygun gördüğü bir hayatı yaşıyorsak korku duymaya başlıyoruz. Bunun sonucunda da işimizi, eşimizi, makamımızı bizim sandığımız her şeye karşı kaybetme korkusu yaşıyoruz. Bu kadar korku ile yaşarken kendimizi rahatlık ile nasıl ifade edebiliriz, nasıl sevgiyi paylaşırız?”



Kişiyi değil kriterleri seviyoruz


“Yaşadıklarımızı genelliyor ve ezberliyoruz. Ezber, ilişkiyi bitirir. Önce kişinin kriterleri bize uyuyor mu ona bakıyoruz. Fikirlerimiz beğenilerimiz aynı mı onlara bakıyoruz. Sonra güven testlerinden geçiriyoruz. Tüm bunlardan sonra tamam seviyoruz diyoruz.” diyen Vartanyan, şöyle devam etti: “Oysa bu sevgi değil alış veriştir. Hani yaratanı yarattığından ötürü sevecektik?” sorusu ile bizi, kendimiz ile yüzleşmeye davet ediyor. Doğduğumuz andan itibaren varlığımız yok ediliyor. Önce anne babamıza uygun evlat daha sonra okulda öğretmenlerimizin istediği gibi öğrenci, ardından topluma uygun birey olmaya çalışıyoruz. Sürekli bir şeyler yapabilmek için izin istememiz gerekti, sevilebilmek için değerli olduğumuzu hissedebilmek için onaya ihtiyaç duyduk. Bu yaşam biçimi de toplumumuzun temel sorununu, özgüven eksikliği ve değersizlik hislerimizi oluşturdu. Böyle olunca etiketlerden kimlik oluşturmaya çalışıp, bir şeylerin arkasına sığındığımız sürece o açlık hissi her zaman devam edecek. Yani o araban yoksa değersiz misin sen? Çok paran yoksa başarısız mısın? Oysa her birimiz olduğumuz gibi çok değer ve özeliz. Kendi değerimizi fark edemediğimiz için sevilebilmek uğruna hayatımızdaki insanın istediği gibi olmaya çalışıyoruz. Sırf bu yüzden, insanlar bugün diğer insanların onlar hakkında ne düşündüğünü çözmeye çalışıyor sürekli. Bir de iletişimde oldukları insanların, en ufak olumsuz davranışlarını kişisel algılayıp, üzülüyorlar. Her insanın bakış açısının farklı olduğunu bile bile herkesten onay almaya çalışarak yıpratıyoruz kendimizi. Çevre için yaşayıp, “el alem ne der? diye düşünürken farkında olmadan kendi hamurumuza uymayan omurgasız hayatlar yaşıyoruz. Aslında güçlü insanın eksisi, yanlışı, doğrusunu bilen, olduğu gibi kendini ortaya koyan kişi olduğunu öğrenince mutluluğu yaşayacağız çünkü güçlü insanı sarsamazsınız, deviremezsiniz. Başkasını oynayan insandır çabuk devrilecek olan. Sana ait olmayan bir şeyi taşımaya çalıştığında sırıtır, komik görünür ve bir gün mutlaka düşer ve mutlak, mutsuz sonu yaşamak kaçınılmaz olur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Günel’den Kuşadasıspor’a moral dopingi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, TFF 3. Lig 3’üncü Grup’ta Play-Off oynamayı garantileyen Kaşadasısporlu futbolcular ve yönetimle sabah kahvaltısında bir araya geldi. Siyah-beyazlı ekibin 2’inci Lige yükseleceğine yürekten inandığını belirten Başkan Ömer Günel, “Bornova 1877 ile oynayacağınız maçta hepinize başarılar diliyorum” dedi. TFF 3. Lig 3’üncü Grup’ta Kuşadasıspor, ligin son maçında evinde Ağrı 1970’i 1-0 mağlup ederek ligi 45 puanla 5’inci sırada tamamladı. Siyah-beyazlı ekip, bu sonuçla Play-Off biletini cebine koyup, İzmir temsilcisi Bornova 1877’nin rakibi oldu. Başkan Ömer Günel, 2 Mayıs Perşembe günü saat 20.00’de İzmir’de bulunan Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nda oynanacak zorlu 90 dakika öncesi Kaşadasısporlu futbolcular ve yönetimle sabah kahvaltısında buluştu. Bir restoranda düzenlenen ve oldukça neşeli geçen kahvaltıda futbolcular, 2’inci Lige çıkacaklarına inançlarının tam olduğunu söyledi. “Başaracağınızdan eminim” Siyah-beyazlı ekibe Play-Off yolunda başarılar dileyen Başkan Günel, “Bugün kentimizin ortak değeri ve markası olan Kuşadasıspor’un yöneticileri ve futbolcuları ile bir araya geldik. Öncelikle Play-Off’a yükselen takımımızın futbolcu ve teknik heyetini tebrik ediyorum. Sezon başında hedefimizi 2’inci Lig olarak belirlemiştik. Bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. Kuşadası Belediyesi olarak her zaman takımıza destek olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Eskişehir Emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi’ye ’Mesleki ve Akademik Saygı Ödülü’ Muhasebe biliminin, muhasebe bilim insanlarının ve muhasebe mesleğinin geliştirilmesi için yaşamı boyunca vermiş olduğu özverili çabalar ve katkılar nedeniyle Anadolu Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi, ’Mesleki ve Akademik Saygı Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) ve Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı (MÖDAV) tarafından verilen ödül Anadolu Üniversitesi Senato Odasında gerçekleştirilen tören ile Prof. Dr. Çömlekçi’ye takdim edildi. Ödül törenine Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Temizel, İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Elif Dağdemir, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Saime Önce, İİBF Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Sezen Uludağ, İİBF İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal Hakan Kağnıcıoğlu, TİDE Başkan Vekili Prof. Dr. Nur İrem Nuhoğlu, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun ve MÖDAV Başkanı Prof. Dr. Nuran Cömert katılım gösterdi. “Anadolu Üniversitesi olarak hocamıza minnet duyuyoruz” Anadolu Üniversitesinde böyle önemli bir gün ve tören yaşandığını belirterek sözlerine başlayan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal şunları söyledi: “Önceki yıllarda TİDE Kongresine ev sahipliği yaparak yakın ilişkilerimiz başlamıştı. Bugün ise tarih için önemli bir gün. Ferruh Hocamıza yıllar boyunca verdiği akademik ve idari desteklerden, nitelikli bilimsel çalışmalarından dolayı yetiştirdiği öğrenciler adına Anadolu Üniversitesi olarak minnet duyduğumu belirtmek istiyorum. TİDE ve MÖDAV’a da hocamıza böyle anlamlı bir ödülü takdim ettikleri için teşekkür ediyorum. Yetiştirdiği öğrencilerden hocamızın bu ödüle ne kadar layık olduğunu fazlasıyla görüyoruz.” “Prof. Dr. Çömlekçi bilime katkı veren akademisyenler yetiştirdi” Anadolu üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Elif Dağdemir ise ödül töreninde şunları aktardı: “Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi hocamız muhasebe ve denetim alanlarının özellikle bilim insanlarının ve mesleğinin geliştirilmesi için vermiş olduğu emekler ile Mesleki ve Akademik Saygı Ödülüne layık görüldü. Hocamız Üniversitemizin temelini oluşturan ve en köklü kürsü olan Muhasebe kürsüsünün duayen ismidir. Kuruluşundan bu yana Muhasebe Kürsüsü üniversitemiz içindeki akademik ağırlığını hiç kaybetmedi. Buradaki hocalarımız Türkiye’nin saygın bilim insanları olarak yer almaya devam etmektedir. Prof. Dr. Çömlekçi hocamız sayısız öğrenci ve bilime katkı veren akademisyenler yetiştirdi. Hocamızın ders anlatırken yaşadığı mutluluğa ve çalışmalarındaki titizliğe öğrencileri bizzat tanık oldu. Mesleki ve Akademik Saygı Ödülünden dolayı Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi’yi gönülden kutluyorum.” “Öğrencileriniz için büyük gayretler sarf ettiniz” Öğrencileri, çalıştığı kurum ile toplum ve devlet için Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi’nin emeklerinin paha biçilemez olduğunu aktaran MÖDAV Başkanı Prof. Dr. Nuran Cömert duygu ve düşüncelerini şu şekilde aktardı: “Sizleri hep minnetle anacağız. Öğrencileriniz için büyük gayretler sarf ettiğinizi öğrencilerinizden duyuyoruz. Sizlerle hep gurur duyduk ve duymaya devam edeceğiz. Hayatınız boyunca sizlere ve değerli eşinize sağlık dolu bir ömür diliyorum.” “Hocamız akademik dünya ve sektör için bir ödül” Tarihe önemli bir not düşüldüğüne dikkat çeken TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kâmil Uzun ise “Değerli bilim insanı Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi hocamıza Mesleki ve Akademik Saygı Ödülünü takdim etmek için buradayız. Ben de bir meslek insanı olarak böyle bir ana tanıklık etmekten mutluluk duyuyorum. Hocamız bugüne kadar yetiştirdikleri ve ürettikleri ile akademik dünya ve sektör için büyük bir ödül. TİDE ve MÖDAV olarak üniversitelerimizle ilişkilerimize çok önem veriyoruz. Anadolu Üniversitesinin bizim faaliyetlerimiz içinde önemli bir yeri var.” şeklinde konuştu. “Prof. Dr. Çömlekçi, İç Denetim Mesleğine katkı vermiş önemli bir isim” TİDE’nin İç Denetim Mesleğinin akademik gelişimine katkı sağlaması amacıyla üniversitelerle yapılan iş birliklerine stratejik olarak önem ve öncelik vermekte olduğunun altını çizen TİDE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nur İrem Nuhoğlu ödül töreninde sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu kapsamda iş dünyasının akademi ile bağını güçlendirmek, karşılıklı iş birliği kapsamında yönünü tayin etmek maksadıyla 2010 yılından beri Uluslararası Akademik Forum etkinliğini iki yılda bir gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde 10 Mayıs’ta Uluslararası Akademik Forum gerçekleştirilecek. İç denetim mesleğine katkı ve değer vermiş akademisyenlerimize Mesleki ve Akademik Saygı Ödülü takdim ediyoruz. Sekizincisini düzenlediğimiz bu forumda Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi’yi bu ödülü layık gördük. Akademik kariyeri süresince sayısız makale, yayın ve yetiştirdiği öğrencileri ile İç Denetim mesleğini ileri götürdüğü için Ferruh Hocamıza sonsuz teşekkür ediyoruz.” “Bugün Mesleki hayatımın zirvesine çıktım” Anadolu Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi ise TİDE ve MÖDAV tarafından layık görülen Mesleki ve Akademik Saygı Ödülüne dair duygularını şu şekilde aktardı: “Mesleki hayatımın sayenizde bugün zirvesine çıktım. Eşim İstatistik Profesörüdür, kendisine öğrencileri yine bu salonda bir ödül töreni düzenlemişlerdi. Adeta kıskanmıştım fakat nasipmiş ki bugün sayenizde bu duyguyu ben de yaşıyorum. 85 yaşında beni zirveye ulaştırdığınız için hepinize çok teşekkür ederim. Mesleğimiz o kadar güzel ki, inanın emekli olmak istememiştim. Bugün bana gel ders ver deseler koşa koşa gelirim. Mesleğimizin bir yanı eğitim bir yanı insan ilişkileri ve mezunlarımızı gördükçe kendimi daha da yücelmiş görüyorum. Sevgi ve övgüyle bahsedilmek çok güzel bir duygu. Denetim konusunda vakti zamanında İstanbul’da bir üniversiteye gitmiştim. O gün denetime ısındım ve döndüğümde ilk çalışmalarım bu konuda oldu. Aslında alanım mali analiz ama denetim lebi derya. Öğrendikçe öğrenmeniz gereken çok şey olduğunu görüyorsunuz. Uygulama ve eğitim konusunda hiçbir konu bu kadar derin değil. Bu nedenle takdim edilen ödül nedeniyle duyduğum gururu ifade edemiyorum. Hayattan asla kopmamıştım ama bu ödülle beni hayata daha da bağladınız.” Açılış konuşmalarının ardından TİDE Başkan Vekili Prof. Dr. Nur İrem Nuhoğlu, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kâmil Uzun ve MÖDAV Başkanı Prof. Dr. Nuran Cömert tarafından Prof. Dr. Ferruh Çömlekçi’ye Mesleki ve Akademik Saygı Ödülü takdim edildi.