GENEL - 23 Mayıs 2018 Çarşamba 13:29

(Özel) İflas eden muhasebeci evrakları yere saçtı, mağdurlar evrak deryasında belge aradı

A
A
A
(Özel) İflas eden muhasebeci evrakları yere saçtı, mağdurlar evrak deryasında belge aradı

İzmir’de daha önce mesleki tecrübesi nedeniyle plaket aldığı söylenen muhasebeci, iflas edince 350 kişiye ait resmi evrakları iş hanının boşluğundan zemin kata fırlattı.

İzmir’de daha önce mesleki tecrübesi nedeniyle plaket aldığı söylenen muhasebeci, iflas edince 350 kişiye ait resmi evrakları iş hanının boşluğundan zemin kata fırlattı. KDV bildiriminde bulunmak zorunda olan esnaflar, evrak deryası içinde belgelerini bulabilmek için adeta samanlıkta iğne aradı.


İzmir’in Bornova ilçesinde iddiaya göre, daha önce mesleki tecrübesi nedeniyle plaket aldığı söylenen muhasebeci A.E.Y. iflas etti. Muhasebeci, hiç kimseye haber vermeden iki gün önce 350 kişiye ait resmi evrakları bulunduğu iş hanının boşluğundan aşağıya fırlattı. İş hanının zemin katı evrak deryasına dönerken, durumu öğrenen bazı esnaflar iş hanına koştu. KDV bildiriminin son gününün yaklaştığını ve bildirimde bulunmazlarsa ceza yiyeceklerini belirten esnaflar, harıl harıl belge aramaya başladı. Mağdur esnaflar, belgeler arasında boş fatura ve kaşelerin yanı sıra, kimlik fotokopileri ve tapuların da olduğunu belirterek, kötü niyetli kişilerin orta yere saçılan bu belgeleri ele geçirmelerinden çekindiklerini dile getirdi.



“350 mağdur var”


Altı adet aile şirketi bulunan Tuğberk Vural, "İki gün önce bana gelen telefonda muhasebecimizin iflas ettiği söylendi. İcra dairesi muhasebecinin dükkanını boşaltmış. Anlatılanlara göre icra memurları dosyalarımızı iş hanının bir bölümüne bırakmış ama muhasebeci yanında çalışan elemanları ile beraber tüm evrakları yukarıdan aşağıya atmış. Toplamda 350 mağdur olduğu söyleniyor. Bizim ailecek altı adet şirketimiz var ve o şirketlere ait evrakları burada arıyoruz. KDV bildiriminde bulunmamız için bir an önce dosyalarımızı bulup teslim etmemiz gerekiyor. Yoksa 3 bin ile 5 bin lira arasında ceza yiyeceğiz. Noter kaşesi olan resmi evraklarımız kayıp. Şu an zamanla yarışıyoruz. İki gündür sabahın köründe gelip iş hanı kapanmadan dosya arıyoruz. Bir kısmını topladığımız halde iş hanı hala evrak içinde. Muhasebecinin 31. meslek yılı sebebiyle plaket almış biri olduğunu duyduk” dedi.



"Görünce bayılacak gibi oldum"


Ergin Kartal isimli esnaf, “Buranın halini görünce bayılacak gibi oldum. Bütün değerli evraklar orta yere saçılmış. Buradan bir cilt fatura kaybolsa herkesin başı yanacak. Burada mağdur olduk. Kötü niyetli biri bu belgeleri alsa buradaki herkes yanar. Mağduriyetimizi nasıl gidereceğiz bilmiyoruz. Ceza yiyebiliriz" diye konuştu.


Bir diğer mağdur esnaf ise "Orijinal tapu senetleri, faturalar, çek koçanlarının hepsi saçılmış. Bu bizi büyük sıkıntıya sokacak. 10 yıllık esnafım, bir yıllık dosyamı anca bulabildim. Evrak deryasının içerisindeyiz. Burada samanlıkta iğne arıyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.