SPOR - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 11:28

Altınordu fabrikası çalışmaya devam ediyor

A
A
A
Altınordu fabrikası çalışmaya devam ediyor

Seyit Mehmet Özkan önderliğinde altyapı hamlesine başlayan Altınordu, bünyesinden çıkardığı oyuncuları Türk futboluna sunmaya devam ediyor.

Seyit Mehmet Özkan önderliğinde altyapı hamlesine başlayan Altınordu, bünyesinden çıkardığı oyuncuları Türk futboluna sunmaya devam ediyor. Son olarak Barış Alıcı ve Berke Özer’i Fenerbahçe’ye veren İzmir ekibi, kasasına hatırı sayılır bir rakam koymayı başardı.


‘İyi birey, iyi vatandaş ve iyi futbolcu’ vizyonuyla yıllar önce başladığı altyapı harekatıyla önemli işlere imza atan Altınordu, son olarak genç kaleci Berke Özer ile genç sağ kanat oyuncusu Barış Alıcı’yı Fenerbahçe’ye göndererek farkını bir kez daha gözler önüne serdi.


Henüz iki kulüpten de resmi bir açıklama gelmemesi rağmen İzmir ekibinin iki oyuncudan toplam 4 milyon Euro’yu kasasına koyacağı ve sonraki satıştan da pay alacağı iddia edildi. Fenerbahçe’den gelecek olan bonservis parasıyla Torbalı Metin Oktay Tesisleri’ne yeni spor alanları yapılması bekleniyor.



Kasasını doldurdu


Türk futboluna son yıllarda oldukça önemli isimler kazandıran Altınordu, oyuncu transferlerinden önemli bir gelir elde etti. İlk olarak 2016/2017 sezonunun başında Çağlar Söyüncü’yü Almanya Bundesliga takımlarından Freiburg’a yollayan kırmızı-lacivertliler, bonuslarla birlikte yaklaşık 3.5 milyon Euro kazandı. Arsenal ve Atletico Madrid gibi dev takımların gündeminde olduğu iddia edilen Çağlar, transfer olduğu takdirde İzmir ekibi bonservis bedelinden yüzde 25 de pay alacak.


Çağlar’ın ardından Cengiz Ünder’i de 700 bin Euro karşılığında Başakşehir’e yollayan Altınordu, bir sene sonra başarılı futbolcunun Roma’ya transferinden 4.5 milyon Euro kazanmıştı. Berke Özer ve Barış Alıcı’yı 4 milyon Euro’ya Fenerbahçe’ye yolladığı konuşulan İzmir temsilcisi, şu ana kadar 4 eski oyuncusundan yaklaşık 13 milyon Euro gibi önemli bir rakamı kasasına koymayı başardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.