SAĞLIK - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 12:40

Göz alerjisi kalıcı hasarlara sebep olabiliyor

A
A
A
Göz alerjisi kalıcı hasarlara sebep olabiliyor

Göz Hastalıkları Uzmanı Op.

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Yeşilbakan, göz alerjilerinin önemine dikkat çekerek, alerjilerin göz üzerinde kalıcı hasarlara yol açabileceğini bu nedenle tedavinin önemsenmesi gerektiğine dikkat çekti.


Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Yeşilbakan, göz alerjileri hakkında açıklamalarda bulundu. Alerji çeşitlerini çok farklı tipler olduğunu belirten Op. Dr. Yeşilbakan alerjiyi, "Temel olarak alerjen dediğimiz vücudumuzun savunma sistemini harekete geçiren makyaj, polen, kimyasal madde, toz ve sebebi bilinmeyen pek çok uyarıcının vücudumuzda oluşturduğu bir reaksiyon türüdür" diyerek tanımladı.


Alerjinin önemsenmesi gerektiğine vurgu yapan Op. Dr. Tayfun Yeşilbakan, "Çevresel şartlara karşın uyaranlar ile gözümüzde bir temas olduğunda gözde kızarıklık, batma, yanma, sulanma, kaşıntı gibi belirtiler meydana geliyor. Alerjinin çok farklı tipleri var. Bunlar bazen hafif bir reaksiyon şeklinde olabilirken, bazen de şiddetli, süregelen, sık tekrarlayan formlarda da gelişebiliyor. Vücudu alerjiye karşı çok duyarlı olan kişiler var, bunlarda alerji çok daha şiddetli, uzun süreli oluyor ve daha zorlayıcı bir tedavi süreci uygulanıyor. Bazı insanlarda hiç alerji olmamasına rağmen bazı insanlarda alerji gelişiminin en temel sebebi genetik yapısı, bünyesi ve çevresel şartlardır. Bu çevresel şartların tam olarak ne olduğu her zaman bilinmeyebiliyor. Biz bu faktörü tespit etmek için alerji immünoloji testi yapıyoruz. Bu testlerin sonucuna göre de özel immünoterapi dediğimiz, alerjiye karşı vücudumuzu duyarsızlaştıran bir tedavi protokolü uygulanıyor. Bu tedavi sistemi kişiye ve alerji türüne özel oluyor. Alerjiler atopik dediğimiz bünyesi çevresel koşullara karşı çok şiddetli ve hızlı reaksiyon veren kişilerde göz yüzeyine ciddi ve kalıcı hasarlar vererek görmede azlığına, bozukluğa sebebiyet verebiliyor" diye konuştu.



Alerjiden korunmak için ne yapmalıyız?


Alerjiden korunma yöntemlerini sıralayan Op. Dr. Yeşilbakan, "Alerji reaksiyon gösterdiğinde yüzümüzü bol soğuk su ile yıkamalıyız. Buradaki amaç göze temas eden alerjen maddeleri göz yüzeyinden uzaklaştırmaktır. Alerjik yapıda olan kişilere beyaz siperli şapka kullanımını tavsiye ediyoruz, buna ilaveten geniş güneş gözlükleri ve araçlarımıza taktıracağımız polen filtreleri, bu filtrelerin düzenli değiştirilmesi, aracımızı camları kapalı kullanmak da gözlerimizi alerjik maddelere karşı korur. Alerjiye sebep olan madde biliniyorsa eğer bu maddeden de yapabildiğimiz kadar kendimizi soyutlamalıyız. Önemle belirtmek istediğim bir husus var ki; dışarıdan alınan yabancı bir madde ilk kullanımda alerjiye sebebiyet vermemiş olabiliyor. İkinci kullanımda belki üçüncü kullanımda alerji meydana gelebiliyor. Bir madde bir kişide hiç alerji yapmayabiliyorken, ikinci bir kişide hafif dozajda alerjiye sebep olup, aynı madde üçüncü başka bir kişide şiddetli alerjiye sebep olabiliyor; yani hangi maddenin hangi kişide kaçıncı seferde alerji yapabileceği bilinemeyebilir" dedi.



Sonuç alınmazsa damla ve iğne tedavisi uygulanıyor


Yaşilbakan, şöyle devam etti:


"Alerjen vakalarda kişinin yaşı ilerledikçe vücudun verdiği reaksiyonun azaldığını gözlemliyoruz. Burada ortalama sınırı kırk yaş olarak belirlersek eğer kişilerin kırk yaşına kadar özellikle de çocukluk dönemlerinde alerjiye sebep olan faktörlere çok dikkat etmeleri gerektiğini, aksi takdirde göz yüzeyinde şiddetli hasarın meydana gelebildiğini, bu sebeple de düzenli hekim muayenesine gelmelerini öneriyoruz. Bazı tedavi yöntemlerinde uzun süre ilaç kullanıldığında yan etkiler meydana gelebiliyor. İlaçlar kortizon içeriyor, bu ilaçlar hekim kontrolüyle uygulanmazsa gözü yüzeyinde bozulmalar meydana gelebiliyor. Özelikle alerjisi uzun süren kişilerin muhakkak hekim muayenesi düzenini aksatmamasını önemle söylüyoruz. Kişilerde alerjinin dışında ek bir bulgu varsa, göz haricinde bölümlerle birlikte komplike olarak çalışıyoruz. Önce düşük aşamalı damla tedavisiyle başlıyoruz, eğer sonuç alınamazsa yüksek dozajlı damla ya da iğne tedavisi uyguluyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.