SAĞLIK - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 13:56

Uzmanlardan uyarı: "Güneşleneyim derken kanser olmayın"

A
A
A
Uzmanlardan uyarı: "Güneşleneyim derken kanser olmayın"

Yaz aylarında sahillerde geçirilen keyifli vakitler güneşe maruz kalmaya yol açarken, uzmanlar yaz döneminde güneşin keyfini çıkartan tatilcileri güneşin zararlı ışınları konusunda uyarıyor.

Yaz aylarında sahillerde geçirilen keyifli vakitler güneşe maruz kalmaya yol açarken, uzmanlar yaz döneminde güneşin keyfini çıkartan tatilcileri güneşin zararlı ışınları konusunda uyarıyor.


Yazın gelmesi ve güneşlenme süresinin artması bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle 10.00-16.00 saatleri arasında güneşten olabildiğince korunulması gerektiğini belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Can Ceylan, "Deri kanserlerinin en yaygın sebebi güneş ışınları, yani UV (ultraviyole) ışınlarıdır. Güneş ışınlarının yoğun olduğu yaz aylarında 10.00-16.00 saatleri arasında olabildiğince güneşten korunmalıyız" dedi.


Güneş ışınlarına karşı koruyucu ürünler yanı sıra, giysilerle önlem alınabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ceylan, giysilerle korunmanın daha pratik ve daha ekonomik olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ceylan, giysi seçimi konusunda da önerilerde bulunarak, "Özellikle sıkı dokunmuş, yeterli kalınlıkta pamuk ve polyester karışımı giysilerin güneş ışınlarına karşı daha koruyucu olduğu biliniyor. Giysilerin renginin nasıl olması gerektiği de toplumda yanlış bilinen bir konu. Açık renk giysilerden ziyade koyu renkli giysileri tercih etmemiz gerekiyor. Koyu renkli giysiler güneş ışınlarını daha iyi emdikleri için daha etkin korunma sağlıyor. Bir başka deyişle açık renkli giysiler sıcaktan, koyu renkli giysiler ise güneşin zararlı etkilerinden daha iyi korur" diye konuştu.



Baş ve boyun bölgesinde ortaya çıkıyor


Deri kanserlerinin büyük oranda baş ve boyun bölgesinde ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Ceylan, yaz aylarında uygun şapka (geniş kenarlı) ve uygun gözlük (özel filtreli) kullanımının önemine vurgu yaptı. Koruyucu ürün seçiminin yaş grubuna göre değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Ceylan, "Bebeklerde ve çocuklarda giysi kullanımıyla korunma ön planda olmalıdır. 6 aya kadar olan dönemde herhangi bir koruyucu ürün önermiyoruz. 6 ay-2 yaş aralığında titanyum oksit ve çinko oksit gibi içeriklere sahip fiziksel ürünlerin, 2 yaştan sonra da kimyasal ürünleri kullanmaya başlayabiliriz; ancak giysilerle korunmayı daha ön planda tutmalıyız" ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Ceylan, güneş kremlerinin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve 2-3 saat aralıklarla da yenilenmesi gerektiğini de kaydetti.



Güneşe maruz kalan meslek gruplarında deri kanseri yaygın


Deri kanserlerinin tüm kanserler içinde yüzde 35’lik bir orana sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ceylan, deri kanserlerinin yüzde 97’sinin melanom dışı kanserler olduğunu; fakat daha tehlikelisinin yüzde 3’lük kısmı kapsayan melanom yani halk arasında ’kara bela’ olarak bilinen hastalık olduğunu vurguladı.


Prof. Dr. Ceylan şöyle devam etti:


"Güneş yanığıyla karşılaştığımız zaman ilk etapta soğuk suyla ıslak kompres yapabiliriz. Yara bütünlüğünü sağlayıcı kremler ve nemlendiriciler kullanılabilir. Ancak daha şiddetli ve yaygın güneş yanıklarında en kısa sürede bir dermatoloğa gidilmesi gerekiyor. Deri kanserleri 60 yaş üzerinde daha yaygın. Kişinin mesleği de bu konuda çok önemli. Deri kanserleri özellikle güneşe çok fazla maruz kalan meslek gruplarında (çiftçi, denizci vs) ortaya çıkıyor. Kişinin açık tene ve açık göz rengine sahip olması kanser riskini arttırıyor. Çünkü bu özelliklere sahip kişilerde güneşe karşı korunma direnci koyu tenliler kadar yüksek değil."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kuraklığa karşı yeni tedbir, barajlarda tasarruf dönemi: 35 milyon metreküp su tutuldu Türkiye’de son aylardaki yağışların azlığı sebebiyle kuraklık riskine karşı alınan yeni tedbirler arasında barajlarda su tasarrufu dönemine girildiği belirtildi. Kırıkkale İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda Vali Mehmet Makas’a bilgiler aktaran DSİ 5. Bölge Müdürü İbrahim Yaroğlu, barajdaki suyu tribün yerine dipsavaktan bıraktıklarını belirterek, bu sayede 35 milyon metreküp su tasarrufu ettiklerini söyledi. Kırıkkale İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Mehmet Makas başkanlığında gerçekleştirildi. 2024 yılı için planlanan projelerle ilgili kurum müdürlerinden bilgi alan Vali Makas, Kırıkkale’ye hizmet için var olduklarını söyledi. Vali Makas, "Oturduğumuz koltuklar aziz milletimize ait koltuklar. Dolayısıyla işimizi takip edeceğiz. Bunun siyasi kimliği olsun, atanmış bürokrat arkadaşımız olsun, lütfen sadece norm hukuk kapsamında kalmayın, takibini yapın. Kurumlarınızın işini ’ben yazıştım’ şeklinde bakmayın, takip edin" dedi. Koordinasyon toplantısına katılan DSİ 5. Bölge Müdürü İbrahim Yaroğlu da içme ve tarım arazilerinde kullanılan su hakkında Vali Makas’a bilgiler aktardı. Yaroğlu, yaptığı açıklamada, barajlardan 35 milyon metreküp su tasarrufu yaptıklarını belirtti. İçme suyu noktasında sıkıntının olmadığını ifade eden Yaroğlu, tarım arazilerinde yapılan sulamada ise disiplinli gittiklerini kaydetti. "Disiplini elden bırakırsak suyumuz yetmeyecek" 15 Mayıs’tan önce Hirfanlı Barajı’ndan suyu bırakmayacaklarını anlatan Yaroğlu, "Sulamada şöyle sıkıntımız olmayacak; Biz biraz disiplinli gidiyoruz. Her gelen talebe hemen olumlu cevap vermiyoruz. Burada bazı yerlerde kısıtlı sulama yapacağız. 15 Mayıs’tan önce Hirfanlı Barajı’ndan suyu bırakmayacağız. Bu tarihi, yağış durumuna göre ne kadar öteleyebilirsek de öteleyeceğiz. Dolayısıyla burada disiplini elden bırakırsak suyumuz yetmeyecek" diye konuştu. "35 milyon metreküp suyu tasarruf ettik" Bölge Müdürü Yaroğlu, "Buradaki barajlarımız sadece Kırıkkale topraklarını sulamıyor. Çorum ve Sinop’a kadar bu vadiyi, Kızılırmak havzasını suluyor. Daha önceden tribünlerden enerji üretip bırakılan su saniyede 50 metreküptü bu sene ilk defa dipsavaktan 15 metreküp su bıraktık ve 35 milyon metreküp suyu tasarruf ettik" şeklinde konuştu. "Disiplini de bozmazsak sulamada sıkıntı yaşamayacağız" Su tasarrufu konusunda disiplinli olunması gerektiğini savunan Yaroğlu, "Dolayısıyla burada da disiplinli gitmemiz lazım sulama noktasında. Bu sene yağış durumuna göre bu disiplini de bozmazsak sulamada da sıkıntı yaşamayacağız. Türkiye olarak su zengini de değiliz, su fakiri de değiliz. Türkiye’nin kategorisi su stresi çeken ülkeyiz. Bakanlığımızın da öncülüğünde ’suda tasarruf’ diye. Böyle gidersek nüfus ve sanayimizde artıyor. 2030’dan sonra gerekli önlemler alınmazsa su fakiri olabiliriz" değerlendirmesini yaptı.