ASAYİŞ - 07 Kasım 2018 Çarşamba 18:29

İzmir’deki "askeri casuslukta kumpas" davası

A
A
A
İzmir’deki "askeri casuslukta kumpas" davası

İzmir’de, askeri casusluk soruşturmasındaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin, FETÖ’nün TSK içindeki üyeleri hakkında açılan 103 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

İzmir’de, askeri casusluk soruşturmasındaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin, FETÖ’nün TSK içindeki üyeleri hakkında açılan 103 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.


İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 17’si tutuklu 103 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklar ile tutuksuz sanıklardan bazıları ve avukatları hazır bulundu. Duruşma savcısının, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde görüş belirtmesinin ardından söz alan bazı sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu.


FETÖ ile bağlantısı olmadığını savunan tutuklu sanıklardan Ekrem S., hakkında örgütle bağlantısı olduğuna ilişkin somut bir delilin dosyaya girmediğini iddia ederek tahliye talebinde bulundu. Tutuklu sanıklardan Ali Ç. ise örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullanmadığını, aleyhine tanık olarak ifade veren kişilerin beyanlarını reddettiğini söyleyerek tutuksuz yargılanmak istediğin söyledi.


Savcının mütalaasına katılmadığını ifade eden tutuklu sanıklardan Ali Oğuz K. da cezaevi şartlarının zor olduğunu belirterek, annesi ve babasının sağlık problemi yaşadığını, ailesinin mağdur olduğunu ileri sürerek tahliyesini talep etti.


Tutuklu sanıklardan Çetin C., 24 aydan beridir tutuklu bulunduğunu ve B.G’nin iddiaları yüzünden tutuklandığını ancak yargılama aşamasında bu kişinin kendisini tanımadığını söylediğini iddia ederek bu kişinin ifadesinin boşa çıktığını dile getirdi.


"Daha önce ByLock kullandığıma ilişkin dosyaya giren bir bilgi yoktu ancak şimdi bu programı kullandığım söyleniyor. ByLock kullanmadım" diyen Çetin C., mahkeme heyetinden tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Kasım Cuma gününe erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.