ASAYİŞ - 21 Aralık 2018 Cuma 15:11

Ceylin Atik’in cesedinin taşındığını gördüğü iddia edilen o tanık mahkemede

A
A
A
Ceylin Atik’in cesedinin taşındığını gördüğü iddia edilen o tanık mahkemede

İzmir’in Ödemiş ilçesinde, 10 Haziran 2017 tarihinde kaybolduktan üç gün sonra ailenin komşuları Serkan ve Şükriye T.

İzmir’in Ödemiş ilçesinde, 10 Haziran 2017 tarihinde kaybolduktan üç gün sonra ailenin komşuları Serkan ve Şükriye T.’nin evinde cansız bedeni bulunan 10 yaşındaki Ceylin Atik’in ölümüyle ilgili Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14’üncü duruşmasından karar çıkmadı. Kemal Çeneli, bir önceki duruşmada, "Kızım Şükriye ve Serkan T.’yi gece 01.30-02.00 gibi sandık indirip çıkartırken görmüş" derken, bu ifadeyi kızı Sinem Y. yalanladı.


10 yaşındaki Ceylin Atik’in öldürülmesi ile ilgili tutuklu yargılanan Serkan ve Şükriye T. çifti, tutuklu bulundukları cezaevlerinden mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Ceylin Atik’in ailesi ile cinayet zanlıları Serkan ve Şükriye T. çiftinin komşusu olan ve önceki duruşmalarda sürpriz tanık olarak ortaya çıkan Kemal Çeneli’nin kızı Sinem Y. de 13. duruşmaya tanık olarak katıldı.


Kemal Çeneli’nin daha önceki duruşmalarda "Kızı Sinem Y.’nin Şükriye T. ve Serkan T.’nin olay günü bir cismi bodruma indirip çıkardığını gördüğü" yönündeki ifadeleri Sinem Y.’ye soruldu.



Babasının ifadesini yalanladı


Kemal Çeneli’nin, ayrıca Serkan T.’nin yanında çalışan oğlunun iş kazası sonucu 125 bin lira tazminat aldığını ve bu paranın çalınmasından da yine Serkan T.’yi suçlayarak bu olayın cinayetle bağlantılı yönündeki iddiaları da kızı Sinem Y.’ye hatırlatıldı.


30 Mart’taki duruşmada olayın yaşandığı dönem binada kötü kokular hissettiği yönündeki ifadelerini yineleyen Sinem Y., babasının önceki duruşmalarda ifadesini yalanladı. Sinem Y. herhangi bir cismi bodruma indirilip çıkarıldığını görmediğini söyledi. Sinem Y., "Bir cismin bodruma indirilip çıkarılması ile ilgili babamın ifadelerini gazeteden okudum. Ben üst kattan aşağı bir cisim indirilip çıkarıldığını görmedim. Keşke babamın dediği o durumları görseydim de gelip anlatsaydım. Babamın böyle bir beyanda bulunma sebebini anlayamadım. Böyle bir durum olsa eşim, ’anlatma’ dese bile ayrılır gelir yine anlatırım" dedi.


Bu esnada sanık Serkan T., "Suçsuz bir insanı yakmaya çalışıyorlar" diye seslendi. Atik ailesinin avukatlarından Gürol Uyan ise "Bu sandığın bodruma indirilip çıkarılmasının görülmesi esasa etki etmez. Biz gerçeği aramak adına hareket ediyoruz" diye konuştu.


Kemal Çeneli’nin evinden çalınan parayla ilgili Kemal Çeneli’nin Serkan T.’ye husumet besleyip beslemediğinin sorulması üzerine Sinem Y., "Böyle bir konuyla ilgili bilgim yok. Annem, Şükriye T.’ye paranın yerini söylediğini biliyorum" yanıtını verdi.


SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan sanıklardan Serkan T., "SEGBİS aracılığıyla kendimi ifade edemiyorum. Aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Suçsuz yere buradayım" dedi.



"İçimiz yanıyor, en ağır cezayı alsınlar"


Dede Mustafa Atik ise "Her şey meydanda, devletime güveniyorum" derken baba Murat Atik de "İçimiz yanıyor, en ağır cezayı alsınlar" ifadelerini kullandı. Babaanne Ülkü Atik de sanıkların en ağır biçimde cezalandırılmasını istedi.


Savcılık, mütalaasında sanıkların tutukluluklarının devamını isterken, her iki sanık da bir sonraki duruşmada bizzat mahkeme huzurunda esas üzerinden savunma yapmak istediklerini talep etti. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı, toplumda infial uyandıran bu davada sanıkların bizzat mahkemeye getirilmesinin güvenlik açısından da sıkıntı oluşturabileceğini dikkati çekip sanıkların yargılama sürecinin uzaması adına kötü niyetli şekilde bizzat mahkemeye gelmek istediklerini öne sürdü ve bu talebin reddedilmesini istedi.


Sanık Serkan T. "Yemin ederim ki olayla ilgim yok. Ben de niye yaptığını merak ediyorum. Ben o mesaj atıldığı saatte iş yerindeydim" dedi.



"En ağır cezayı verin bana; ama ben bu işi Serkan T. ile birlikte yaptım, kendisi bilir"


SEGBİS üzerinden Şükriye T. ile yapılan görüşmede eşine, "Neden yaptın?" diye sorduğunda "Psikolojim bozuk" yanıtını aldığını açıklayan Serkan T., "Olaydan 6 ay sonra ara mahkemeye bağlandığımızda ifadesi alınırken ’beni affet Serkan’ diye ağladı. Buna bayan hakim şahittir" dedi.


Şükriye T. de olayı Serkan T.’nin zorlamasıyla yaşandığını öne sürerek, "En ağır cezayı verin bana; ama ben bu işi Serkan T. ile birlikte yaptım, kendisi bilir. Ben yaptım; ama tek taraflı değil. Serkan’ın zorlamasıyla oldu. ’Borcum var aileden para isteyeceğiz, çocuğu boğacağız’ dedi bana" diye konuştu.


Şükriye T. ayrıca annesi Raziye Ö.’nün kesinlikle olayla ilgisinin olmadığını da iddia etti.



"Kızım sandığı taşırken gördü" diyen babaya suç duyurusu


Mahkeme heyeti, davanın 11 Ocak 2019 günü saat 14.30’a ertelenmesine, sanıkların tutuklulukların devamına karar verdi. Sanıkların esas hakkında ek savunmalarını SEGBİS ile değil bizzat mahkeme huzurunda vermelerine, yalan beyanda bulunmaktan Kemal Çeneli hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.


Dede Mustafa Atik’in avukatı Gürol Uyan, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Bir daha ki duruşma karar duruşması. Geçen geçtiğimiz duruşmada savcılık mütalaasında her iki sanığa birlikte iştirak halinde bu suçu işlediğini Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi A, B ve E fıkralarına göre yani kendini savunamayacak bir çocuğa karşı canavarca hisle işlediğini tasarla işlediğini iddia ederek her ikisinin birlikte aynı maddelerden kısaca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Bu duruşmada ise mahkeme heyeti sanıklar arasında yani başka bir suçu gizlemek için adam öldürmek suçlamasıyla ek savunma vermiştir. Diğer sanık eşi Serkan, müvekkilim küçük Ceylin’in dedesi Mustafa’dan fidye alabilmek için bunu önceden tasarladıkları ve bunu gerçekleştirdiklerini ama her nedense çocuğu bu arada katlettikleri anlaşılıyor. Ortada bir mesaj var Mesaj ile zaten çıkıyor. Kadının tek başına zaten böyle bir fiili düşünüp işlemesi gerçekleştirmesi mümkün değil. Eşinin katkısı apaçık ortada geldiğimiz aşamada ise sanık Serkan ısrarla kendini kurtarmaya yönelik kendisini bu gidişle verdiği gibi en son verdiği gibi başka suçu yani isteme olayında gizlemek için çocuğu öldürdükleri de artık bize göre meydana çıkmıştır. Bir daha ki duruşmada sanıkların en ağır şekilde cezalandırılacaklarını herhangi bir indirim olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılacaklarını düşünüyoruz" diye konuştu.


Dede Mustafa Atik ise adalet talebini yineleyerek, "Keşke benim çocuğum yaşasaydı ben isteseler yine yardım ederdim. Beni canlı canlı mezara koydular. Cumhurbaşkanımıza Başbakan’a yıllardır yalvardım. İdam getirin hiç değilse bu çocuk katiller bir daha gün göremesin. Böyle bir şey yapmaya kalkan caniler düşünsünler dedim. Tamam onlar müebbet ceza alsın; ama benim çocuğum geri gelecek mi? Ben Türk Yargısına güveniyorum. Bunlar hak ettikleri ağır cezaları alırlarsa benim kanayan yaram biraz hafifleyecek. Başka bir sözüm yok" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.