EĞİTİM - 06 Haziran 2019 Perşembe 12:12

Türkiye Florası kendi dilinde yazılıyor

A
A
A
Türkiye Florası kendi dilinde yazılıyor

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye’de yayılış gösteren tüm doğal bitki türlerini kapsayan ve ilk kez Türkçe ve resimli olarak yazılmaya başlanan ‘Resimli Türkiye Florası’ adlı eserde Ege Üniversitesi (EÜ) de önemli bir görev üstlendi.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye’de yayılış gösteren tüm doğal bitki türlerini kapsayan ve ilk kez Türkçe ve resimli olarak yazılmaya başlanan ‘Resimli Türkiye Florası’ adlı eserde Ege Üniversitesi (EÜ) de önemli bir görev üstlendi.


Türkiye’nin doğal kaynaklarının, bitki türlerinin ve endemik bitkilerinin korunması amacıyla Cumhurbaşkanlığı himayesinde başlatılan ve devam eden ‘Resimli Türkiye Florası’ projesi Türkiye’nin tüm bitki türlerini tek kaynakta toplamayı hedefliyor. Hem bilim camiasına hem de vatandaşlara hitap edecek eser, her bir türün betimleyici resimlerini içeriyor, Türkçe betimleri yazılıyor, yayılış haritaları çiziliyor ve ayrıca her türe ait bilimsel bir Türkçe isim veriliyor. Daha önce Latince ve İngilizce hazırlanan, ilk kez Türkçe ve resimli olarak hazırlanmaya başlanan eserde editör olarak görev alan EÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yıldırım, çalışmalarıyla ilgili EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a bilgi verdi. EÜ Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezinin Yönetim Kurulunda da yer alan Doç. Dr. Yıldırım, bu kaynak için 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından çalışmaların başlatıldığını kaydetti.



“Kapsamlı bir Türkçe kaynağa sahip olacağız”


Türkiye’nin Florasında teralan bitki türlerinin tümünü kapsayan çeşitliliği ortaya koyma anlamında bilime katkı sunacak önemli bir projeye imza atıldığını söyleyen Rektör Budak, “Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde hazırlanan eserle Türkiye’nin bütün bölgelerinde bitki türleri açısından ne zenginliğimiz varsa bu türlerin resimli olarak detaylarının mikro-ekolojik ölçekte tanımlamaları yapılıyor. Ülkemizdeki bilim insanlarının çalışmaları sayesinde ilk kez böyle kapsamlı bir Türkçe kaynağa sahip olacağız. Bu eserle birçok alanda genetik materyal oluşturacak. Yerli ve milli çalışmalarımızla ülkemizin ve gençlerimizin geleceğine yatırım yapıyoruz. Üniversitemiz ve ülkemiz adına bu çalışmaların hayırlı olmasını diliyor, hocalarımızı tebrik ediyorum” dedi.



“Bilim camiası halka hitap edecek”


‘Resimli Türkiye Florası’ eserinin editör ve yazarlığını yapan Doç. Dr. Yıldırım, Türkiye bitki türü hakkında yazılan ilk eserin 1800’lü yıllarda İsviçreli botanikçi Edmond Boissier tarafından yayınlandığı belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Flora Orientalis adlı eser Osmanlı sınırlarının bulunduğu coğrafyanın florasını kapsıyordu ve Latince olarak yazılmıştı. Bu kitaptan tam bir yüzyıl sonra, yazıldığı dönemde dünyanın en iyi ve kapsamlı bitki türleri kaynağı olan ‘Türkiye ve Doğu Ege Adaları Florası’ adlı eser İngiliz botanikçi Peter Hadland Davis tarafından yayınlandı. Bu eser de İngilizce olarak yazılmıştı. Floramızın yeniden yazılma konusu özellikle Türk botanikçileri arasında tartışılmaya 2000 yılında başlandı. Bilim camiasına ve halka hitap edecek olan eser için 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından düğmeye basıldı” diye konuştu.



“Ege Üniversitesi bu çalışmanın önemli bir üssü”


Tamamı 30 cilt olarak planlanan ve 2030 yılında tamamlanması hedeflenen eserin 2 cildinin yayınlandığını hatırlatan Doç. Dr. Yıldırım, EÜ’nün çalışmalarda önemli bir üs olduğunu dile getirdi. Dünyada 12 bin kadar bitki türünün resmedildiği ve betimlendiği bir eserin ilk kez yazıldığını söyleyen Doç. Dr. Yıldırım, “Eser için 100’ü geçkin taksonomik botanikçi ve 70 civarında bitki ressamı görev alıyor. Türkiye’de tüm üniversitelerde çalışan hocalarımız üniversitemizi ziyaret ederek araştırma merkezinde çalışmalarını yürütüyor. Ege Üniversitesi bu çalışmanın önemli bir üssü. Eserin dünyada çok fazla muadili yok. Dünya Floraları Birliği eserimizle beraber bizi üye olarak kendi grupları içerisine aldı. Artık dünyadaki diğer insanlar Türkçe’den çeviri yaparak ülkemiz florasından yararlanabiliyor. Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ademi Fahri Pirhan ve doktora öğrencim olan Ozan Şentürk ve yüksek lisans öğrencim Tuğkan Özdöl de bu proje içerisinde aktif olarak rol alıyor” dedi.



Eserin editör grubu


Toplamda 8 editörün görev aldığı eserin baş editörlüğünü Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Adil Güner üstleniyor. Editörler kurulunda ise bilim editörleri olarak; Kırıkkale Üniversitesinden Prof. Dr. Yusuf Menemen, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinden Doç. Dr. Ali Kandemir, Ege Üniversitesinden Doç. Dr. Hasan Yıldırım, Düzce Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Serdar Aslan ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinden Biyolog Öykü Aşkın Çimen görev alıyor. Projenin resim editörlüğünü de Işık Güner ve Gülnur Ekşi üstleniyor. Bu Proje’nin mali desteği ise ANG Vakfı tarafından sağlanmaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.