GENEL - 17 Temmuz 2019 Çarşamba 12:55

Çiğli Belediye Başkanı Gümrükçü’den 100 gün raporu

A
A
A
Çiğli Belediye Başkanı Gümrükçü’den 100 gün raporu

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, seçilmesinin ardından ilk 100 günlük sürede hayata geçirilen projeleri anlattığı basın toplantısında 31 Mart’ta aldığı yüzde 63’lük oyu yüzde 70’e çıkardıklarını söyledi.

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, seçilmesinin ardından ilk 100 günlük sürede hayata geçirilen projeleri anlattığı basın toplantısında 31 Mart’ta aldığı yüzde 63’lük oyu yüzde 70’e çıkardıklarını söyledi. Gümrükçü, “Çiğlililerle birlikte hayal kurmak istiyoruz. Bu kentin kaderini değiştireceğiz, İzmir’in kalbi Çiğli’de atacak” dedi.


Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, 31 Mart yerel seçimlerinde göreve gelmesinin ardından geçen 100 günü değerlendirdi. Başkan Yardımcıları Ali Rıza Koçer ve Barbaros Kiriş’in de katıldığı basın toplantısında konuşan Başkan Gümrükçü, “Yüzleri Gülümseten 100 Gün” adı altında yapılan sunumda detaylı bilgiler verdi.


“Çiğli’nin önüne dönüşüm vizyonu koyacağımızı söylemiştik” diyen Başkan Gümrükçü, “Hizmeti daha iyi üretebilmek için belediyenin kendisini değiştirmesi gerektiğini düşündük ve kurumsal dönüşümle işe başladık. Bir kan değişimi yaşadık. Yaş ortalamasını 45’e düşürdük, kadın müdür sayısında yüzde 100 artış sağladık. Belediyede yeni birimler kurduk, buralara yeni müdürlükler ekleyeceğiz. Seyyar makam uygulamasını başlattık. Mahalle toplantılarına masamızı alarak gidiyoruz. Çiğli’nin yarısına geldik. Başkan yardımcılarımızı mahalle çalıştaylarına gönderdik. Bu çalışmalar mahalle meclislerinin altyapısı oluyor. Saat 06.00 itibariyle mahalle muhtarlarını yanımıza alarak tespitlerde bulunuyoruz. Bütün belediye başkanlarımıza bu çalışmayı öneriyoruz” dedi.



“Katılımcı demokrasi…”


Katılımcı demokrasi anlayışıyla hareket ettiklerini kaydeden Gümrükçü, “Muhtarlıklara sandık kurduk. Vatandaşlar önceliklerine göre oy kullanıyor. Bu katılımcı uygulamalar 5 yıl boyunca devam edecek. Avrupa Birliği’nin yerel demokrasi uygulamasını kendimize rehber edindik ve başvuru yaptık. Bu anlamda Ege Bölgesindeki tek, Türkiye’de de 2 ya da 3 belediyeden biriyiz. Sürdürülebilir kentsel gelişim protokolünü imzaladık” açıklamasında bulundu.



Çocuklar ve gençler için projeler


Kültür, eğitim ve spor hizmetlerine de değinen Başkan Gümrükçü, “Bine yakın genç arkadaşımızı doğal yaşam parkıyla buluşturduk. Sivas Madımak Otelinde gerçekleşen acı olayı kapsamlı bir programla andık. Okullarımıza satranç takımı hediye ettik. Ücretsiz resim kursları açtık ve açmaya devam edeceğiz. Belediyenin eğitim merkezi ÇİBEM’in kapasitesini arttırmak için çalışma başlattık. Bu yıl için yüzde 30’luk bir artış olacak. Önümüzdeki yıl devam edecek. Çiğli’de bir üniversite var. İlk, orta dereceli okullar ve ana okullar var. Bu okulların yöneticileriyle bir araya geldik ve ‘Çiğli’yi nasıl öncü kent yaparız?’ noktasında görüş alışverişinde bulunduk. HABİTAT Derneği ile bir protokol imzaladık. İlk defa tenis, yüzme kursları açtık” dedi.



Şehit ve engelli ailelerine indirim


Sosyal projeleri de bir bir anlatan Gümrükçü, “Şehit ve engelli ailelerine katı atık bedelinde indirim uygulama kararı aldık. 150 şehit ailesine yüzde 100, 3 bin 103 engelli ailesine yüzde 50’lik indirim sağlayacağız. Meclise geldi, kararı alındı. Yeni süreçte uygulayacağız. 250 memurla toplu iş sözleşmesi imzaladık. 2019 kriz yılı, bundan sonra da Türkiye zorluklarla devam edecek. Bir şekilde yaptığımız işlerle hane halkı gelirini yükseltmek istiyoruz. ‘Kadın her yaşta güzeldir’ uygulaması başlattık. Huzurevlerinde yalnız yaşayanlara ulaşan kadınlarımız var. Yaşlıların evlerini temizliyoruz. Ev bakım hizmetleri sunuyoruz. Cem evleri ve camilere düzenli temizlikler yapıyoruz. Geçtiğimiz ay Homa Dalyanında bir kıyı temizliği yaptık. Gediz Deltası’nın dünya mirasları listesine alınması için çalışmalar yapıyoruz. Gediz Belediyeler Birliğini oluşturma fikrimiz var. 5 yıl içinde Çiğli’yi İzmir’in en temiz ilçesi yapma hedefimiz var” açıklamasında bulundu.



Patili Bir Gün


Hayvan sevgisinin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Gümrükçü, “Bu noktada da öncü olmak isteyen bir belediyeyiz. Pati Festivali yaptık. Çiğli Belediyesinde her ayın ilk Cuma günü ‘Patili Bir Gün’ adı altında bir uygulama başlattık. Personelin evcil hayvanıyla işe gelmesine müsaade ettik. Belediyede güzel bir hava oluşturdu. Can dostlarımız için ilçede 500 adet suluk yerleştirdik toplamda 2 bin suluk yerleştirmiş olacağız. Molozla temizliği yapıyoruz, çevre kirliliğiyle mücadele ediyoruz” dedi.



“Yüzde 63 ile geldik yüzde 70 oldu”


Değişim için güçlü bir kadronun kurulması gerektiğini ifade eden Gümrükçü, ayrıca seçimlerden sonra siyasi başarının da arttığını gözlemlediğini açıkladı. Gümrükçü, “Kendin için olmasa bile kentin için hedef koyman lazım. Biz bu hayalimizi Çiğlili yurttaşlarla koymak için bir irade gösteriyoruz. Yaptığımız şey Çiğlililerle beraber kentin geleceğini netleştirmek. Çiğlililerle birlikte hayal kurmak istiyoruz. Bu hayale uygun belediye organizasyonu oluşturmak istiyoruz. Bazen sancılı oluyor. Bazen birinin ayağına basıyoruz. Biz çok kararlıyız. Bu kentin kaderini değiştireceğiz, İzmir’in kalbi Çiğli’de atacak. CHP’nin Çiğli’deki oyu yüzde 50-52 bandındadır. Biz yüzde 62-63’le seçimi aldık. Bugün geldiğimiz noktada gördüğümüz net bir şey var. Yüzde 63, yüzde 70’e dayanmış durumda. ‘Ben size oy vermedim ama bu çalışmalarınızdan sonra keşke seçim bir daha olsa ve size oy versem’ diyenleri gördük. Kısa sürede yakaladığımız bir sonuç bu. Önümüzdeki 5 yıl bunu kurumsallaştırmak, Utku Gümrükçü’ye değil CHP’ye kazandırmak için çalışmalarımız devam edecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım planı var, 2030’da İzmir’in nüfusu 6.2 milyon olacak. Önümüzdeki 10 yılda bir buçuk katına çıkma potansiyeli var. Aynı durum Çiğli’de de var. Bugün 200 bine dayanmış bir nüfus var. Bu nüfus 500 bine ulaşabilme potansiyeline sahip. İzmir içinde göç alabilen bir ilçe… Bunu karşılayabilecek belediyecilik anlayışını oturacağız. Kentin imar planı sıkıntılarını, kentsel dönüşüm çözüm hamlelerini başlatmış olacağız. Tunç Başkan uygun görürse Güzeltepe’de kentsel dönüşüm başlıyor. Harmandalı’da bir imar problemi var. Bunu 1 yıl içinde çözeceğiz. Kıyı kesimi var. Bunu da 2 yıl içinde Çiğli’mize kazandıracağız” diye konuştu.



“Karşıyaka Tramvayı’nın Çiğli’ye uzatılması için onay bekliyoruz”


Yeni süreçte yapılacakları sıralayan Gümrükçü, “Çiğli’de bir sanat sokağı kurmak istiyoruz. Kooperatifleşme noktasında büyük adımlar atacağız önümüzdeki 100 günde. Çeşitli alanlarda kooperatif kuracağız, bunlardan biri de eğitim kooperatifi olacak. Yeni doğan çocuklarla ilgili ‘Hoş geldin bebek’ uygulamasını daha genişleteceğiz. Her doğan çocuk için yeni bir fidan dikeceğiz. Her evlenen çifte bir ağaç hediye edeceğiz. Kent ormanı çalışmamız olacak. Sosyal dayanışma ağını kardeş aile uygulamasıyla geliştirmek istiyoruz. Çiğli tramvayının Karşıyaka’dan uzatılmasını istiyoruz. Bakanlıkta onay bekliyor. Aynı Buca Metrosu gibi imzasını bekliyoruz” dedi.



Kaklıç Havaalanı talebi


“Kaklıç Havaalanı’nın sivil havacılığa açılmasını hükümetinizden talep ediyoruz” diyen Gümrükçü, “Bu konu bizim gündemimizde. Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmasa ben bu anlattığım projelerin gücünü hissedemem. Biz bugüne kadar şu an kendisinden bir şey istemedik. Ama taleplerimiz olacak. İzmir’de Tunç Soyer’in başkan olması çok büyük şanstır. Çiğli için de şanstır. Biz kendisiyle etle tırnak gibi projelere ortak katkı yapacağız. Başkanımız arka sıralara hizmet edeceğini söylüyor. Biz de Çiğli’yi ön sıralara taşıyacağız” ifadelerini kullandı.



Tecrübesinden faydalanmak istedik


Geçtiğimiz yıl serviste unutularak hayatını kaybeden Alperen Sakin’in babası Serkan Sakin’in belediyede işe alınmasıyla ilgili konuşan Gümrükçü, “Ben bu konuyu gündeme getirmek istememiştim. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Alperen’in ailesine sahip çıkılması talimatını verdi. ‘Biz ne yapabiliriz?’ diye düşündük. Bizim 26 mahallede kreş açma düşüncemiz var. Yaşadığı acı ve mahkeme süreci kendisini bu konuda maalesef uzman yapmış. Serkan Bey’in tecrübesinden faydalanalım dedik” açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.
Eskişehir bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin 4. Uluslararası Etkinliği gerçekleştirildi Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından açılış toplantısıyla başlayan bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin (En İyi Bal İçin Hijyen, Ambalaj ve Üretim Standartlarını AB Seviyesine Getirme) uluslararası toplantısı, İspanya’nın Barselona şehrinde yapıldı. Geçtiğimiz nisan ayında başlayan proje; Fransa (Compigne), İtalya (Agrigento), İtalya (Bari), İspanya’nın (Barselona) mesleki eğitim kurumları ve sektörel katılımcıların arasındaki işbirliğini güçlendirdi. Projenin, Avrupa Birliği genelinde bal üretimi, hijyen ve ambalaj standartlarının uyumlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı belirtildi. Projenin İspanya ayağında saha ziyaretleri ve pratik öğrenme faaliyetleri Toplantının ilk günü, İspanya ev sahibi kuruluş tarafından koordine edilen saha tabanlı öğrenme faaliyetlerine ayrıldı. Katılımcılar, Sant Antoni de Vilamajor bölgesinde, Montseny Doğal Parkı olarak bilinen dağlık bir alanda bulunan yaklaşık 300 arı kovanına sahip bir arılığı ziyaret etti. Bu ziyaret, arıcılıkta kalite kontrol ve kraliçe arı üretiminde iyi uygulamaları gözlemleme ve profesyonel arıcı ile tüm proje ortakları arasında sürdürülebilir üretim yöntemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatı sağladı. Proje katılımcıları öğleden sonra, Tarragona ilindeki El Perell’da bir arıcılık kooperatifini ziyaret ederek bal paketleme tesisinin teknik incelemesini gerçekleştirdi. Katalonya’da ki en büyük balmumu üretim tesisi de ziyaret edildi. Ayrıca, İspanya’da arıcılığın tarihi gelişimine ve sosyo-ekonomik önemine dair bilgiler sunan Arı Ürünleri Müzesi’ne de gidildi. Bu faaliyetler, ortak ülkeler arasında akran öğrenimini ve iyi uygulamaların aktarımını destekledi. Uluslararası toplantılar ve bilgi alışverişi İkinci ve üçüncü günlerde, Barselona’daki Generalitat de Catalunya’da proje toplantıları ve eğitim oturumları düzenlendi. Tüm ortaklar önceden hazırlanmış bir gündeme dayalı olarak, arı sağlığı, hastalık önleme, üretim standartları ve arıcılıkta ekonomik sürdürülebilirlik konularına odaklanan sunumlar gerçekleştirdi. Bu oturumlar katılımcıların ulusal uygulamaları karşılaştırmalarına, ortak zorlukları belirlemelerine ve Avrupa düzeyinde yenilikçi ve aktarılabilir çözümleri tartışmalarına imkan sağladı. Toplantı sırasında, ev sahibi kurumu temsilen Rosa Altisent Rosell, Erasmus+ projelerinin kurumsal işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik etmedeki önemini vurguladı. Ayrıca gelecekte benzer girişimlere devam etme konusundaki ilgisini dile getirdi. Eskişehir İl Tarım ve Ormancılık Müdürü ve Proje Yetkilisi Yüksel Çil, Erasmus+ işbirliğinin katma değerini ve projenin hem AB Üye Devletleri hem de ortak ülkeler için somut çıktılarının önemini vurguladı. Projenin arıcılık sektöründe kapasite geliştirme, inovasyon ve kalite iyileştirmeyi desteklemedeki rolüne dikkat çekildi. Sonuçlar ve yaygınlaştırma Uluslararası toplantı, proje ortakları arasındaki işbirliğini başarıyla güçlendirdi, mesleki yetkinlikleri artırdı ve bal üretimi ve kalite standartlarına yönelik ortak yaklaşımların geliştirilmesini destekledi. Faaliyetler sırasında elde edilen bilgiler, proje sonuçlarının yerel, ulusal ve Avrupa düzeylerinde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacağı belirtildi. Programın sonunda, ev sahibi kurum tüm katılımcılara katılım sertifikaları verdi. Toplantı, bestHONEY projesi sonuçlarının gelecekteki işbirliğine ve yaygınlaştırılmasına yönelik iyi dilek ve temennilerle sona erdi.