- 09 Ağustos 2019 Cuma 09:05

17 yıl yaşaması “imkansızdı”, o iyileşip sağlık neferi oldu

A
A
A
17 yıl yaşaması “imkansızdı”, o iyileşip sağlık neferi oldu

Safra yolları olmadan 17 yaşına kadar yaşayabilen dünyadaki sayılı insandan biri olan Handan Ülker (23), 6 yıl önce yapılan karaciğer nakli ile zor süreçleri geride bıraktı.

Safra yolları olmadan 17 yaşına kadar yaşayabilen dünyadaki sayılı insandan biri olan Handan Ülker (23), 6 yıl önce yapılan karaciğer nakli ile zor süreçleri geride bıraktı. Üniversiteden fizyoterapist olarak mezun olarak iş aramaya koyulan Ülker, "Çocukluğum hastanelerde geçti ama ben hastaneden kaçmak yerine hastalarla olmayı seçtim" dedi.



Antalya’da ev hanımı Nezahat Ülker ve emekli oto tamircisi Ramazan Ülker’in üç çocuğunun en küçüğü olan Handan, 28 Aralık 1996’da dünyaya geldi. Ancak Handan’a henüz birkaç günlükken bilier atrezi (safra kanalları yokluğu) tanısı koyuldu. Handan, 2.5 aylıkken kazai denilen safra yolu ameliyatı geçirdi. 4-5 kez mide kanaması geçiren Handan tedavi gördüğü Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde ailesinden uygun verici çıkmadığı için kadavra listesine yazıldı. Handan, 2012’de karaciğer nakli için İzmir Kent Hastanesine sevk edildi. İzmir-Antalya arasında mekik dokuyan, bebekliği ve çocukluğu hastanelerde geçen Handan bir yandan da eğitimini sürdürdü. Safra yolları yokluğu ile dünyaya gelip geçirdiği ameliyattan sonra 17 yaşına kadar yaşayan, literatürlere girmiş dünyadaki birkaç hastadan biri olan Handan’a 10 Şubat 2013 günü kutsal bağış çıktı ve nakil için Kent Hastanesine çağrıldı. Handan, Doç. Dr. Murat Kılıç ve Opr. Dr. Cahit Yılmaz’ın başkanlığındaki ekip tarafından ameliyata alındı. Nakil sonrası bir süre İzmir’de kalıp tekrar memleketine dönen Handan bu kez hayallerine kavuşmak için derslerine dört elle sarıldı. Başarılı genç kız İzmir’de bir vakıf üniversitesinin Fizyoterapi bölümünü kazandı. Daha sonra kaydı Kayseri’deki Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümüne aktarılan Handan, konuk öğrenci olarak Dokuz Eylül Üniversitesinde okudu. Çocukluğu hastanelerde geçen, karaciğer nakliyle yeni bir hayata başlayan Handan, sağlıkçı olma hayalini de gerçeğe çevirdi. Fizyoterapist olan Handan, mezuniyet belgesini eline alıp nakil olduğu hastanede genç meslektaşlarıyla heyecanını paylaştı, terapi seanslarına katıldı.



"Doğduğumdan beri hastanedeydim"


Bir an önce mesleğine adım atabilmek için iş aramaya başladığını belirten Handan Ülker duygularını şöyle anlattı: “Doğuştan safra kanalları yokluğu ile doğdum. Doğduğum zamandan beri hastanedeyim. Sadece doğduktan sonraki ilk bir haftada hastanede değilmişim, o da zaten hastalığın belirtilerinin kendini göstermeye başladığı süreçmiş. 17 yaşında karaciğer nakli oldum. Bu hastalıkla doğup 17 yaşına kadar yaşayabilen nadir insanlardanım. Doktorların verdiği yaşam süresi 11-12 yılken, ben 17 yaşına kadar yaşadım ve sonrasında nakil oldum" diye konuştu.



"Arkadaşlarım benim kadar şanslı değillerdi"


Nakil bekleme sürecinin çok zor geçtiğini kaydeden Ülker, çocukluk ve ergenlik döneminin hep hastanelerde geçtiğini ancak hikayesinin nihayetinde mutlu sonla bittiğini söyledi. Ülker, sözlerini şöyle sürdürdü: "6 yıl önce nakil oldum ve şu anda iyiyim. Bunu başarmamdaki en büyük neden ailemdi. Ailemin verdiği motivasyon ve mutlulukla ben 17 yaşıma kadar bu hastalıkla mücadele ettim. Ben her şeyin farkında olan bir çocukluk geçirdim. Durumumun ne kadar ciddi olduğunun farkındaydım. Bu süreçte kaybettiğim çocukluk arkadaşlarım bile oldu. Onlar benim kadar şanslı değillerdi. Organ bekliyordum, çıkacağından da umutluydum. Belki de beni bu ayakta tuttu. Her zaman yaşıtlarıma göre kendimi çok olgun hissettim. Güçlü olmak zorundaydım."



“Hastanelerden kaçmak yerine hastalarla olmayı seçtim”


Akdeniz Üniversitesinde tedavi görürken, ameliyat olmadan bir sene önce Kent Hastanesine geldiklerini belirten Ülker, şöyle konuştu: "Süreç burada hızlandı. Çünkü durumum artık fazlasıyla ciddiye gidiyordu. Benim yaşlarımda olan bir kişinin trafik kazası geçirmesi sonucu organı bana nakledildi, bana umut ve hayat oldu. Ben Antalya’da yaşıyordum ama İzmir’de nakil oldum. Nakil sonrası yarım dönem evde eğitim görüp Antalya’ya döndüm ama eve yakın olması açısından başka bir liseye geçtim. Eğitim hayatım zor geçti. Canlı bomba gibi bir karaciğer nakli yaşadım. Şu an olduğum yerde oldukça mutluyum. İsteyerek sağlık sektörünü seçtim. Doğduğumdan beri hastanenin içindeyim. Çocukluğu hastanede geçen kişiler belki hastanelerden kaçıyordur ama ben aksine hastaların durumlarını iyi bildiğim için hastanede daha fazla zaman geçirmek istedim, hastaların yanında olmak istedim. Bu mesleği seçtiğim için mutluyum. Şu anda İzmir’de iş arıyorum.”



"Çok nadir görülüyor"


Öte yandan İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ekibinden Doç. Dr. Murat Kılıç şu bilgileri verdi: “Bilier atrezi hastalığı, kısa zamanda karaciğer sirozuna ve yetmezliğine sebep oluyor, karaciğer nakline gidilmezse bebeğin kaybedilmesine yol açıyor. Handan’ın karaciğeri, ilk ameliyat olduktan sonra 17 yaşına kadar dayandı. 17 yaşına kadar nakil olmadan bekleyebildi ama bu yaşa kadar nakil olmadan yaşayabilen hastalar çok nadir görülür. 20’li yaşlarına gelen bilier atrezi hastaları çok az sayıdadır. Handan da o hastalardan biri. Geç de olsa sağlığına kavuştu, vücudu organa uyum sağladı. 6 yıldır takip ediyoruz. Kendisi sağlık sektörünü seçti. Onun sağlık ordusuna katılması iyi bir örnek oldu.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Özel bireylerin eğitim hayatına katkı sağlayacak çalıştay sona erdi Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı sona erdi. Çalıştayın kapanışında konuşan Vali Meftun Dallı, "Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” sona erdi. 2 gün süren çalıştayın kapanış programına Vali Meftun Dallı, AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve özel birey aileleri katıldı. “Türkiye, hem hukuki hem de pratik olarak büyük mesafeler kat etti” Türkiye’nin hem hukuki hem de pratik gelişmeler olarak büyük mesafeler kat ettiğini söyleyen Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Gönül isterdi ki çalıştığın başlangıcından itibaren saat saat takip edelim. Ancak Ankara’daydım, o sebeple katılamadım. Öncelikle bir hakkı teslim edeyim. Bu konunun fikri tamamen Milletvekilimizin. Serap hanıma teşekkür ediyoruz onun için. Daha sonra bizler de, süreci daha kolay yönetebilmek adına Valilik olarak katkıda bulunmaya çalıştık. Tabii unutmadan çalıştaya katılan katkı sunan hocalarımız başta olmak üzere bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. 1988 yılında başladım mesleğe. O taraftan bugüne baktığımda Türkiye bu konuda gerçekten çok büyük bir mesafe kat etti. Her alanda, özel bireylerimiz ile ilgili gerek hukuki boyut olarak, gerek pratik gelişmeler olarak baktığımızda mukayese edilemeyecek kadar mesafe kat ettiğimizi buradan söylemem lazım. İyinin hududu yoktur. Bunun iki boyutu var birincisi ulusal düzeyde birisi yerel düzeyde yaklaşmamız gereken üretmemiz gereken çözümler var” dedi. “Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” Özel çocukların ve bireylerin verecekleri katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceklerini belirten Vali Dallı, “İşin ulusal düzeydeki boyutu en çok hukuki. Onunla da Sayın Milletvekilimiz komisyonda da inşallah o noktada buradan çıkacak sonuçları taşıyacaktır. Eksikler giderilecek, uluslararası standartlara ulaşılması anlamında yapılacak gereken ne varsa yapılacaktır. Yerel düzeyde imkanlar çerçevesinde yapılabilecek iken ilgisizlikten bilgisizlikten her nedense imkansızlıklardan belki yapılamayan işler varsa bu çalıştayın bir sonucu olarak bize iletirseniz elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Çok küçük dokunuşlarla çok küçük inisiyatiflerle özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz. Bunun sözünü taahhüdünü buradan veriyorum. Sanki evinde bir özel birey olan ailenin bir ferdiymiş gibi konuya yaklaşacağımızdan bu hassasiyeti göreceğimizden buradan hepinize tekrar etmek istiyorum” diye konuştu. “Daha hassasiyetle yaklaşacağız” Özel bireylerle ilgili konulara daha hassasiyetle yaklaşacaklarını söyleyen Vali Dallı, “Yaklaşık 60 bin öğrencimizin içerisinde 4 bin 860 özel birey olarak tanımlanmış çocuğumuz var. Onlarla ilgili yapılabilecek her şey inşallah bundan sonra biraz daha hassasiyetle yaklaşarak yapacağız. Bu konuya daha yakından eğilmemize onları daha yakından takip etmemize çalıştayımızın vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci ise, “Türkiye Yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayımız bu akşam sona eriyor. Öncelikle iki gün boyunca gösterdiğiniz büyük emek için tüm çalıştay katılımcılarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Farklı kamu kurumları ve özel kuruluşlardan gelerek ahenkli bir ekip oluşturdunuz, gözbebeğimiz bir konu üzerine saatlerce kendinizi verdiniz, deneyim ve akademik birikiminizi harman ettiniz. Çalıştay bildirimiz hasadımız olacak. Eminim ki her birimizin onur, gurur ve kıvanç duyacağı bir çalışmaya imza atılmış olacak. Teşekkür ediyorum. Bu çalıştayımız bir son değil aksine başlangıç. Hem özel bireyler alanında hem de toplumsal hayatın merkezini oluşturan diğer yaşam alanlarına ilişkin çalıştay serimizi sürdüreceğiz. Şunu gördük ki ortak akıl, istişare ve imece ile taş üstüne taş koymak hem çok kolay hem de çok doğru. ’Türkiye yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı’ bildirimizin ardından eylem adımlarımızı oluşturacağız. Bütüncül bir plana varmak için yola çıkacağız. Yerelde yapacaklarımızı yerelde, bakanlıklar düzeyinde yapacaklarımızı bakanlıklarda bir bir atacağız. Gözbebeklerimiz için en doğru, güncel ve sürdürülür eğitim yöntemlerini birlikte arayacağız, bulacağız ve hizmete sunacağız. Heyecanımın katılımcılarımızın gözlerinde görmek ve kalp vuruşlarının sesinde hissetmek yolumuzun uzun olduğunun kanıtı. Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından programa katkı veren uzmanlara plaket takdim edildi.
Bursa Yenilebilir yabani otları bu eğitimde tanıdılar Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Yenilebilir yabani otlar” eğitimine katılanlar, bilmedikleri bir çok otu tanıdı ve nasıl tüketebileceklerini öğrendi. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Yenilebilir Yabani Otlar Eğitimi” büyük ilgi gördü. Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleşen eğitimi ziraat mühendisi Kemal Özdemir verdi. Katılımın yoğun olduğu eğitimde Özdemir, katılımcılara hem yenilebilir yabani otlar grubundaki bitkileri tanıttı, hem de tüketilebilirliği hakkında bilgiler verdi. Yabani otların yüzyıllardır insan beslenmesinde önemli rol oynadığını kaydeden Özdemir, “Baharın gelişiyle doğada çıkmaya başlayan yabani otlar gastronomik ve bitkisel zenginlik açısından ülkemizde önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde yaklaşık 12 bin bitki türü bulunmakta ve bunların 4 bine yakını endemiktir. Yenilebilir yabani otlar grubunda yer alan bitkiler aynı zamanda düşük bütçeli gıdalar arasında yer almaktadır. Tatlarının nasıl olduğunu ya da ne yemekler yapıldığını göstermek için Hasanağa Gıda Merkezi’nde uzman ekiple 6 farklı tarif uyguladık. Hem düşük bütçeli hem de sağlık açısında faydalı yabani otları iyi tanıyıp tüketebilirsiniz” diye konuştu. Eğitim sonunda yabani otlardan yapılan yiyecekler de tanıtıldı. Katılımcılar gelincik şerbeti, çiriş otu böreği, semiz otu-sebzeli arpa şehriye salatası, balık otu turşusu, balık otu kavurması, ısırganlı kiş ve gelincik köftesi yiyeceklerin tadına bakarak yabani otlarla neler yapabileceklerini de öğrendi.