YEREL HABERLER - 03 Ocak 2012 Salı 09:30

İZMİR KAMULAŞTIRMADA 2011`I REKORLA KAPATTI

A
A
A
İZMİR KAMULAŞTIRMADA 2011`I REKORLA KAPATTI

Kentteki arazi sıkıntısı nedeniyle pek çok önemli yatırım ve proje için ciddi kamulaştırmalar yapmak zorunda kalan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2011 yılında 125 milyon lira sınırına dayanarak tarihin kamulaştırma rekorunu kırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni yatırımları gerçekleştirebilmek için 2004 yılından bugüne kadar tam 617 milyon 552 bin liralık kamulaştırma gerçekleştirdi. Bu amaçla 2011 yılında harcanan para ise tarihe “rekor” olarak geçti: 124 milyon 66 bin TL. İzmir’in yerleşiminden dolayı yeni yol açmak ya da yol düzenlemek için bile kamulaştırma yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Sadece Yeni Fuar Alanı ve Agora’daki kamulaştırma çalışmaları için 60 milyon liranın üzerinde bedel ödedik. İzmir gibi düzensiz yerleşime sahip bir şehirde, neredeyse her çalışma için kamulaştırma yapmak zorunda kalıyoruz. Örneğin Büyük Çiğli Karayolu geçidi için yapmıştık. İnşaat bedeli 31 milyon TL’ydi. Ama bu işin bize maliyeti 66 milyon TL’yi buldu. Evka 5 Köprülü Kavşağı’nın ihale bedeli 13 milyon 500 bin liraydı. Kamulaştırma için ise tam 26 milyon 500 bin lira ödedik. Yani inşaatının bedelinin iki katını kamulaştırma için harcadık. Altgeçit-üst geçit ve kavşak çalışmalarının neredeyse hepsi için kamulaştırma yapmak zorunda kaldık” diye konuştu.
İzmir’i geliştirmek ve bu hedefte yeni projeleri hayata geçirmek için ciddi miktarlarda kamulaştırma bedelleri ödemeye devam ettiklerini kaydeden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Kendi öz kaynaklarımızla hayata geçirdiğimiz yatırımlar, kentin gelecek vizyonunu şimdiden oluşturacak, kenti dönüştürecek projelerdir. Yaptığımız çalışmaların olumlu sonuçlarını ve olumlu gelişmelerini hep birlikte görüyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor, gelecek projeler için motivasyon sağlıyor. Çalışmalarımızı tamamladıkça İzmir’in önü daha da açılacaktır” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’İN SON 8 YILDAKİ KAMULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
2004 yılında 4 milyon 144 bin 777,09 TL, 2005 yılında 37 milyon 524 bin 168,99 TL, 2006 yılında 31 milyon 250 bin 370,42 TL, 2007 yılında 121 milyon 414 bin 961,14 TL, 2008 yılında 85 milyon 22 bin 100,00 TL, 2009 yılında 108 milyon 738 bin 722,51 TL, 2010 yılında 105 milyon 390 bin 968,55 TL, 2011 yılında ise 124 milyon 65 bin 996,53 TL’lik kamulaştırma yapıldı. 8 yıllık toplam kamulaştırma tutarı ise 617 milyon 552 bin 65,23 TL olarak gerçekleşti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.