GENEL - 15 Eylül 2019 Pazar 19:15

Alaçatı’nın kurtuluşu coşkuyla kutlandı

A
A
A
Alaçatı’nın kurtuluşu coşkuyla kutlandı

Alaçatı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97.

Alaçatı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıldönümü coşkuyla kutlandı. Kurtuluş töreninde bir konuşma yapan Belediye Başkanı Ekrem Oran, Alaçatı Manifestosu’nu Kasım ayında açıklayacağını belirterek, “Alaçatı’yı birilerinin, birkaç sezonluk kar hevesine teslim etmeyeceğiz” dedi.



Alaçatı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıldönümü nedeniyle düzenlenen tören, Çeşme Belediyesi Alaçatı Ek Hizmet Binası’nın yanında bulunan Alaçatı Kafe’deki kokteyl ile başladı. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın ev sahipliği yaptığı kokteyle, Çeşme Kaymakamı Hacı Mehmet Kara, Garnizon Komutan Vekili Personel Teğmen Ozan Aziz Dilber, Çeşme Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Emin Yılmaz, kamu kurum ve kuruluş amirleri, Belediye Meclis Üyeleri, CHP İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları, Ak Parti İlçe Başkanı İlter Etike, İYİ Parti İlçe Başkanı Volkan Evci, MHP İlçe Başkanı Gazi Fildir, Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Köfüncü, Çeşme Şoförler ve Otomobilciler Başkanı Hakkı Kocakara, STK temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.


Kokteylin ardından Atatürk Anıtı’nın önünde devam eden törende, Çeşme Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Çeşme Belediyesi, siyasi parti ve STK temsilcileri Atatürk Anıtı’na çelenk sundular. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Sarı Zeybek Dans ve Sahne Sanatları Derneği Halk oyunları ekibi zeybek gösterisi sundu.



“Hepimize düşen görev Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılmaktır”


Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran yaptı. Belediye Başkanı Oran, “Öncelikle emperyalizmi dize getiren, canlarını feda ederek bu güzel yurdu bizlere armağan eden, başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” diyerek başladığı konuşmasında, “Kurtuluş Savaşı’mızın kahraman neferleri bizlere sadece bir toprak bırakmadılar. Özgürlüğümüzü, milli egemenliğimizi, demokrasiyi armağan ettiler. En önemlisi Kemalist devrimlerle, bu kutsal emanetleri nasıl koruyacağımızı ve aydınlık yarınlara nasıl taşıyacağımızın yol haritasını da ortaya koydular. Bugün Ortadoğu’da, emperyalizmin karanlık hedeflerinin son ermediğini, savaşların nasıl acılar doğurduğunu açıkça görüyor, ağır etkilerini ulusça yaşıyoruz. Bu şartlarda, Edirne’den Ardahan’a kadar, kadını, erkeği, genci, yaşlısı, 7’den 70’e hepimize düşen görev; Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılmak, bu değerleri korumak ve daha ileri taşımak için var gücümüzle çalışmaktır. Birkaç çatlak sesin, bir grup kendini bilmez dışında, ulusça, laik ve bağımsız Cumhuriyet’imize ve onun devrimlerine taviz vermeden sahip çıkıldığını görmek, hem sevindirici, hem de gelecek adına umut vericidir” diye konuştu.



“Projelerimizi hızla hayata geçireceğiz”


1873 yılında kurulan 150 yıllık belediyecilik kültürüne sahip olan, ancak 5 yıl önce Büyükşehir Belediyesi Yasası ile kapatılan Alaçatı Belediyesi yeniden açılıncaya kadar Alaçatılılar’ın yanında ve hizmetinde olacaklarını ifade eden Başkan Oran, “Göreve geldiğimiz anda, Çeşme Belediyesi Ek Hizmet Binası’nı 5 sene sonra yeniden hizmete sokarak, bu anlayışımızı açıkça ortaya koyduk. Seçildikten hemen sonra gerçekleştirdiğimiz Ot Festivali’nin ardından başlayan sezon ve inşaat yasağı nedeniyle ara verdiğimiz projelerimizi hızla hayata geçireceğiz. Öncelikle içinde bulunduğumuz bu meydanı, en kısa sürede, Alaçatı’ya ve Alaçatılı’ya yakışır bir hale getireceğiz” diye açıkladı.



“Alaçatı’yı birilerinin, birkaç sezonluk kar hevesine teslim etmeyeceğiz”


Doğası, kültürü, gelenekleri, insanları ile dünya çapında güzelliklere sahip olan Alaçatı’nın, sadece bir eğlence merkezi olmadığını vurgulayan Oran, “Önümüzdeki Kasım ayında, Alaçatı’nın gelenek ve göreneklerini koruyacak, bilinçli ve iyi niyetli işletmecilerini mağdur etmeyecek, değerli Alaçatılı hemşehrilerimizin sıkıntılarını sona erdirecek bir Alaçatı Manifestosu’nu açıklayacağım. Alaçatı’yı birilerinin, birkaç sezonluk kar hevesine teslim etmeyeceğiz. Kimse kusura bakmasın, Alaçatı’nın değerlerini koruyan, Alaçatılılar’ın istek ve beklentilerini karşılayacak olan bu manifestonun gereklerini taviz vermeden uygulayacağız” diye belirtti.



“Alaçatı’yı dünyaya tanıtacağız”


Belediye Başkanı Ekrem Oran, konuşmasını şöyle tamamladı:


“Alaçatı’yı, kuşların yaşam alanı olan Alaçatı Azmağı ile, dünya sörf otoritelerinin ilgi odağı olan rüzgarı, denizi, plajları ile, tarihi dokusunu koruyan taş evleri ve sokakları ile, kendine has lezzetleri ve hepsinden önemlisi Alaçatı’nın sımsıcak yürekleri ile dünyaya tanıtacağız. Bu duygu ve düşüncelerle Alaçatı’mızın kurtuluş bayramını kutluyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”



Konuşmanın ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde, Alaçatı Şehitlik Anıtı’na kadar bir yürüyüş gerçekleştirildi. Şehitlik Anıtı önünde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, anıta karanfiller bırakıldı. Alaçatı’nın kurtuluş günü töreni, Alaçatı Amfi Tiyatro’da bu akşam gerçekleştirilecek Tolga Çandar ve Nükhet Duru konseri ile sona erecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.