GENEL - 06 Ocak 2012 Cuma 19:14

HIV VİRÜSLÜ GENCİN AİLESİ TEPKİLİ

A
A
A
HIV VİRÜSLÜ GENCİN AİLESİ TEPKİLİ

Doğumu sırasında verilen kan nedeniyle HIV virüsü bulaşan gencin ailesi, çocuklarının tüm sağlık hizmetlerinden yurtiçi ve yurt dışında ücretsiz yararlanmasına ilişkin kararın uygulanmadığını iddia ederek, duruma tepki gösterdi. Oğlunun öğrenim gördüğü okulda ayak topuğunu kırması üzerine kararın uygulanmadığını öne süren anne, "Sıkıntılar aşılmazsa, karara uymadığı gerekçesiyle Türkiye aleyhine yeni bir dava daha açabiliriz" dedi.
İzmir’de, doğduğu gün Kızılay’dan alınan HİV virüslü kanla AIDS’e yakalanan, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) 745 bin TL tazminat ödemeye mahkum ettiren ve yaşamı boyunca tüm tedavilerinin ve sağlık giderlerinin Türkiye tarafından karşılanmasını kararlaştırıldığı Y.O., öğrenim gördüğü lisede merdivenden düşünce sağ topuğu kırıldı. 2 ay önce merdivenden düşerek sağ topuğunun kırıldığını belirten Anne Neşe O., oğlunun ameliyatı için İl Sağlık Müdürlüğü’nün aracı olduğunu ve girişimler
sonrasında Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyat edildiğini belirtti. Ömür boyunca sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanması gerektiğini belirten Anne Neşe O., ellerindeki mahkeme kararına uyulmadığını ve Temmuz ayından itibaren sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Ameliyatın ardından 10 günlük fizik tedavi görmesi gereken oğlu Y.O.’nun tedavi sürecine ilişkin gittikleri özel ve kamu hastanelerinin hasta kabul sistemlerinde vatandaşlık numarasının olmamasına tepki gösteren Anne Neşe O., ’AİHM’in
kararının ardından oğlumun topuğu kırıldı. Hastaneye gittiğimizde, sistemlerinde karara yönelik bir uygulama olmadığı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü’nün yardımıyla ameliyatı gerçekleştirdik. Ancak şu an fizik tedavisi var, onun için sıkıntı yaşıyoruz. Normal hastalıklarında da hangi sağlık merkezine başvursak, karar yönünde bir uygulama görmüyoruz. Karar, Türkiye’deki tüm sağlık merkezlerini kapsıyor, ancak uygulanmıyor. Sürekli sıkıntılar yaşıyoruz. Sıkıntılar aşılmazsa, karara uymadığı gerekçesiyle
Türkiye aleyhine yeni bir dava daha açabiliriz’’ dedi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA DİLEKÇE GÖNDERİLDİ
Ailenin avukatlarının da bu tip sıkıntıların önüne geçilmesi için AİHM kararıyla ilgili işlemleri yerine getiren Dışişleri Bakanlığı’na başvurduğu ve Y.O’ya özel bir kart çıkarılmasını talep ettikleri, aksi halde dava açmaya hazırlandıkları belirtildi. Avukat Mehmet Emin Keleş adı ile Bakanlığa hitaben gönderilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"Kızılay’ın verdiği kan ile AİDS’e yakalanan küçük Yiğit Oyal için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığımız davada, tazminat ile birlikte, küçük Y.O’nun ömür boyunca her türlü tedavi giderlerinin Devlet tarafından karşılanmasına karar verilmiştir. Söz konusu kararın tazminat kısmının gereği Devlet tarafından yerine getirilerek hükmedilen tazminat aileye ödenmiştir. Mahkeme kararında, devletin diğer yükümlülüğü olan " her türlü tedavi giderlerinin ömür boyunca karşılanması" ile ilgili olarak karar
gereğinin yerine getirilmesi ve buna uygun düzenlemelerin yapılması istemiyle 12.05.2011 tarihli Makamınıza yaptığımız başvuru (Ek-1) sonucunda, küçük Y.O.’nun bir kısım tedavi giderleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kapsamında ödenmiş olmakla birlikte; bu ödeme, "bütün tedavi giderlerini" kapsamadığı gibi, son zamanlarda hiçbir tedavi gideri de ödenmemektedir. Bu yönde küçük Y.O ve ailesinin yaşadığı sıkıntıları şöyle örneklemek mümkündür; a) Tedavi nedeniyle hastanelerde ve eczanelerde katkı bedeli
alınmaktadır. Oysa Mahkeme kararı, bütün tedavi giderlerinin devlet tarafından karşılanmasını karara bağlamıştır. b) Çocuğun tedavisinde kullanılması zorunlu bulunan P. 400 mg isimli ilacın Türkiye’de bulunmaması nedeniyle bu ilaç ailece yurtdışından getirtilmiş, bedelinin ödenmesi SSK’dan istenmiş olmakla birlikte, ekli sunulu SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 28.11.2011 tarih ve B. 13.2. SGK. 4. 06.20.02/BİTAÇ/20.294.911 sayılı yazıda belirtildiği üzere "söz konusu ilaç 2010 Sağlık Uygulama
Tebliği eki Ek 2/G ödenen İthal ilaç ve ek 2/D Ödenecek ilaçlar listelerinde yer almadığından bahisle" ödenemeyeceği bildirilmiştir. (Ek-2)c) küçük Y.O.nun bağışıklık sistemi zayıfladığından ayağı kırılmış olup bu süreç boyunca tedavi giderleri devlet tarafından ödenmemiş, hastaneler ve eczanelerde "Tescil kapsamı 4/a zorunlu, provizyon alabilir" bilgisi olmasına rağmen (Ek-3) hiçbir tedavi gideri karşılanmamıştır. Sunulu örneklerden de görüleceği üzere, AİHM kararının gereğinin tedavi giderleri bakımından
yerine getirilmediği açıktır. Mahkeme kararında, tedavi giderlerinin ödenmesinde bir kısıtlama öngörülmemekte gerek yurtiçi, gerek yurtdışı her türlü tedavi giderlerinin ömür boyu ödenmesine hükmedilmektedir. Yaşanan sorunların çözümü için yapılan girişimler (ki bu girişimler İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir SGK İl Müdürlüğü, Ankara SGK İl Müdürlüğü nezdindedir) sonuç vermemiş, yaşanan sorunlar giderilememiştir. Müvekkiller, zaten oldukça zor durumdadırlar. Bu itibarla, Mahkeme kararı doğrultusunda her türlü
tedavi giderini devletin karşılayacağını, aileden gerek hastanelerde, gerek eczanelerde küçük Y.O’nun tedavisi ve tedavinin gerektirdiği ilaç, malzeme, v.s. giderlerle ilgili olarak hiçbir ücret alınmayacağını öngören özel bir kart çıkartılarak aileye verilmesi, ayrıca bu yönde sağlık sistemi ve SGK’daki ilgili birimlere gerekli talimatın ve düzenlemelerin iletilmesini talep ediyoruz. Yaşanan sorunlara çözüm bulunmaması, ailenin mağduriyetinin giderilmemesi halinde, karar gereği yerine getirilmemiş
olacağından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne müracaat ile kararın uygulanmasının sağlanmasını talep edeceğimiz hususlarını bilgilerinize sunarım."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.