GENEL - 05 Mart 2021 Cuma 10:17

Başkan Soyer İzmir’in döngüsel kent yaklaşımını anlattı

A
A
A
Başkan Soyer İzmir’in döngüsel kent yaklaşımını anlattı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında “Döngüsel Kentler ve Dayanıklılık” oturumunda konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında “Döngüsel Kentler ve Dayanıklılık” oturumunda konuştu. İzmir’in doğa ve iklim kriziyle ilgili üzerinde çalıştığı dört uygulama alanı olduğunu vurgulayan Soyer, “Doğanın şehre nüfuz edebilmesi, insanların doğaya nüfuzu, döngüsel ekonomi ve İzmir’deki kırsal alanla metropol alanı arasındaki kültürel bağlantıları güçlendirme hedefiyle kapsamlı çalışmalar yapıyoruz” dedi.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında Hedefler İçin İş Dünyası Platformu, DCube Döngüsel Ekonomi Kooperatifi ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği işbirliğiyle düzenlenen “Döngüsel Kentler ve Dayanıklılık” oturumuna katıldı. İklim krizi gerçeği ışığında kent ve döngüsel ekonomi ilişkisinin değerlendirildiği toplantıda konuşan Başkan Soyer, İzmir’in güçlü ekonomisini, şehrin benzersiz doğasını koruyarak büyütmenin temel önceliklerinden biri olduğunu belirterek “Bu nedenle 2020’de uluslararası standartlarda iki stratejik rapor hazırladık. 2021 yılında İzmir Büyükşehir Meclisi’nde onaylanan bu raporlar Yeşil Şehir Eylem Planı ile Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı. Bu planlar, İzmir’in doğaya uyumu ve iklim kriziyle mücadelemiz için yol haritamızı çiziyor. Her iki çalışmanın da birleşim noktası kent ile kır arasındaki bağlantıları güçlendirmek ve buradan yola çıkarak dirençli, refahı yüksek ve aynı zamanda biyolojik çeşitliliğini koruyan döngüsel bir şehir inşa etmek” dedi.



Beş yeşil koridor


İzmir’in doğa ve iklim kriziyle ilgili üzerinde çalıştığı dört uygulama alanı olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesi. Normalde şehirler etraflarını çevreleyen doğal ve kırsal alandan kopuk bir şekilde planlanıyor. Bu durum, şehrin etrafındaki doğal bitki ve hayvan türlerinin, suyun ve diğer doğal varlıkların şehrin içine nüfuz etmesini engelliyor. Ancak İzmir’de biz bunun tam tersini yaparak doğanın şehre nüfuzuyla ilgili çok kapsamlı bir çalışma planı uyguluyoruz. Mesela ‘doğal yeşil’ projemiz ile İzmir’de artık kent içerisindeki yeşil alanlarda yabancı, ithal, egzotik bitki türleri yerine, tümüyle Akdeniz’in ve İzmir bölgesinin doğal florasını kullanmaya başlıyoruz. Park ve bahçelerde doğal floranın ekilmesini sağlayarak bölgemizdeki doğal flora ve faunayı şehrin içine çekiyor ve şehir içerisindeki yeşil alanların da ekosistem işlevi görmesini sağlıyoruz. 2021’den itibaren İzmir’de ekilen ağaç türleri peyderpey tümüyle doğal bitki türlerine dönüştürülecek. Parklarımızı beş yeşil koridorla birbirine ve şehri çevreleyen kırsal alanlara bağlayarak doğanın şehre nüfuzunu daha da hızlandırıyoruz” şeklinde konuştu.



35 Yaşayan Park


İkinci uygulama başlığının insanların doğaya nüfuzu olduğunu belirten Soyer sözlerine şöyle devam etti: “Yani şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlara doğal dengeyi bozmayacak, zarar vermeyecek şekilde erişimini sağlamak. İzmir’in çeperinde 35 tane Yaşayan Park kurma çalışmalarımız bunun en önemli örneklerinden bir tanesi. Yaşayan parklarla ekosistemi koruyor, tarımsal faaliyetler gerçekleştiriyor ve vatandaşlarımızın yeşil alan ihtiyacını karşılıyoruz. İzmir’de aynı zamanda çok özgün bir yaklaşımla kırsal havza planlaması yapıyoruz. İmar planlarıyla kırsal alanda hangi faaliyete, ne şekilde izin verilebileceği ve turizm dahil ne kadar faaliyet yapılabileceği konularını bu kapsamda yürütüyoruz.”



İzMiras Rotoları


Üçüncü olarak İzmir’de döngüsel ekonomiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyleyen Soyer, “Kent ve kır arasındaki bağı kurmanın en önemli yollarından biri şüphesiz ekonomik bağlantıları güçlendirmek. Bu konuda da İzmir’de çok yoğun bir çalışma yürütüyoruz. İzmir Tarımı çerçevesinde kuraklıkla ve yoksullukla aynı anda mücadele ederek, İzmir’in döngüsel tarım ekonomisini güçlendiriyoruz. Dördüncü olarak İzmir’deki kırsal alan ile metropol alanı arasındaki kültürel bağlantıları güçlendirme hedefiyle yol alıyoruz. Şehir merkezinden kırsal alanlara uzanan İzMiras Rotaları bunun en önemli örneklerinden biri. Bu rotaları inşa ederek, şehir merkeziyle kırsal alanın kültürü arasında bağ kurmayı, sosyolojik olarak birbirinden kopuk farklı mahalleleri birbiriyle buluştur mayı hedefliyoruz” dedi.



“Kentler arası dayanışma çok önemli”


Bu dört başlık altında yürütülen yüzlerce faaliyet birleştiğinde İzmir’in “döngüsel kent” yaklaşımının ortaya çıktığını vurgulayan Soyer, “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin tamamına İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planımızda yer verdik. Bu kapsamda 2019’da Türkiye’de 31 kentin üyesi olduğu ve sekretaryasını bizim yürüttüğümüz Sürdürülebilir Kentsel Gelişim Ağı’nı kurduk. İzmir’in sürdürülebilir kalkınma temelli yönetilebilmesi amacıyla belediyeler, özel sektör, üniversiteler, STK’lar, bölgesel-ulusal ve uluslararası kurumların katılımıyla kent ittifakını oluşturduk. Bu etkinliklere ev sahipliği yapan D-Cube ve UNDP’nin yanı sıra UCLG ve ICLEI gibi uluslararası kuruluşlar ile çözüm ortaklığı geliştirdik. İzmir Sürd ürülebilir Kentsel Gelişim Ağı, Türkiye’de daha önce hiçbir kentte hazırlanmamış Gönüllü Yerel Gözden Geçirme Raporu’nu (Voluntary Local Reviews - VLR) hazırlamaya başladı. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin uygulanmasında yerel yönetimlerin planladığı, başardığı ve üzerine odaklandığı politikaların ve rollerinin çerçevesini oluşturan ve şu ana kadar dünya üzerinde sadece 51 kentin tamamladığı bu raporu, bu yıl içerisinde tamamlayacağız” şeklinde konuştu.


Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin bir rota belirlemeyi mümkün kıldığını belirten Soyer sözlerini şöyle tamamladı: “Sürdürülebilir Kentler Ağı’nın tüm üyeleri bu doğrultuda stratejik planlarını yapıyor. Bu noktada özgün çözümler üretmek için ilham alınacak uygulama örneklerinin paylaşılması önemli. Kentler arası dayanışma, sivil toplum ve üniversiteler arası dayanışma yine bu noktada öne çıkıyor.”



“Kaynakların verimli kullanılması öne çıkıyor”


Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar moderatörlüğünde yapılan toplantıda konuşan Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Birliği (ICLEI) Döngüsel Büyüme Birim Başkanı Burcu Tuncer ise “ICLEI üyesi kentler döngüsel ekonomiyle ilgili yol haritalarını çizdiler. Döngüsel ekonomi karbon nötr uygulamaların başlatılması, biyoçeşitliliğin korunması, sosyo ekonomik gelişim ve döngüsel tedarikte dayanıklılığın artırılması gibi fırsatlar ortaya çıkartıyor. En temelde elbette kaynakların verimli kullanması var” dedi.


Delft Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Aksel Ersoy ise döngüsel ekonominin israfı en aza indirmeyi amaçlayan, mevcut kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını öne çıkartan bir kavram olduğuna değinerek şunları söyledi: “Bu kavram, şehirlerde karşılaştığımız sorunları doğaya bakarak çözümlemeye çalıştığımız bir paradigmayı anlatıyor. Bu kavram bize aynı zamanda şehirlerin kendi başlarına anlaşılamayacağını, ekolojik, teknolojik ve sosyal sistemler gibi çeşitli alt sistemlerin olduğunu ve bunlara bakmak gerektiğini söylüyor.”



Devlet politikası olmalı


Heerde Belediye Başkan Yardımcısı Yasemin Cegerek ise Hollanda’daki döngüsel ekonomi politikalarından söz ederek “Dünya nüfusu 7 milyardan 10 milyara yükseliyor. Bu daha fazla tüketim ve üretim demek. Bu nedenle döngüsel ekonominin temel devlet politikası olarak öne çıkması gerekiyor. Sadece Çevre Bakanlığı değil tüm bakanlıklar bu programı benimsemeli. Aynı zamanda bu konuda kamunun, özel sektörün, sivil toplumun birlikte çalışması gerekiyor. Yerel yönetimlerin bilgilendirme çalışmaları da yapması lazım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Nemrut’ta Mayıs’ta bile kar kalınlığı 5 metreyi buluyor Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Nemrut Dağı yolunda Mayıs ayına rağmen hala 5 metreyi bulan kar tünelleri bulunuyor. Zirvesinde dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü’nün yer aldığı Nemrut Kalderası kentin önemli turizm destinasyonlarının başında geliyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akın ettiği kaldera bu yılda yoğun kar yağışı aldı. Geçtiğimiz günlerde Tatvan Kaymakamlığı tarafından zirveye kadar olan karla kaplı yolu açılan Nemrut’ta Mayıs ayına girilmesine rağmen halan yer yer 5 metreyi bulan kar tünelleri bulunuyor. 2 bin 250 rakım yüksekte bulunan mükemmeliyet ödüllü krater gölünü görmek isteyen birçok ziyaretçi kalderaya akın ederken, kar tünellerinin içinde geçerek zirveye ulaşıyor. Yolu kardan tünelleri andıran kaldera yolu yılın büyük bölümü kapalı kalırken, zirveden kaldera içine kadar olan kısmın ise kısa süre sonra açılması planlanıyor. Araçlarıyla zirveye kadar çıkan vatandaşlar gördükleri kar manzaraları karşısında hayretlerini gizleyemezken, zirvede gördükleri manzaraya ise adeta hayran kalıyor. Yazı ayrı kışı ayrı güzel olan kaldera doğal güzelliği ile ziyaretçilerin yanı sıra uzaydaki astronotların bile dikkatini çekmişti. Kalderayı görmek için zirveye çıkan ziyaretçilerden Enes Akar, 5 metreyi bulan kar tünelleri arasında zirveye ulaşmanın ayrı bir keyif olduğunu ifade etti. Mayıs ayına rağmen hala kaldera zirvesinde metrelerce kar bulunduğunu anlatan Akar, herkesi kalderayı ziyaret etmeye davet etti.
Konya Tekvando Milli Takımı Avrupa Tekvando Şampiyonasında tüm madalyalara talip Tekvando Milli Takımı 10-12 Mayıs’ta Sırbistan’da yapılacak olan Büyükler Avrupa Tekvando Şampiyonası’nın hazırlıklarını Konya’da tamamladı. Tekvando Milli Takımı Teknik Direktörü Ali Şahin, bugüne kadar çok madalya aldıklarını, şampiyonada altın, gümüş tüm madalyaları almak istediklerini söyledi. 10-12 Mayıs’ta Sırbistan’da yapılacak olan Büyükler Avrupa Tekvando Şampiyonası’na Konya’da hazırlanan Tekvando Milli takımı hazırlıklarını tamamladı. 3 haftadır kampta olan takım, teknik direktör Ali Şahin gözetiminde antrenmanlarına devam etti. 8 milli sporcunun hazırlandığı Avrupa Şampiyonası’nın, olimpiyatlar öncesi güzel bir sınav olacağını ifade eden Ali Şahin, her türlü madalyaya talip olduklarını belirtti. Türkiye olarak tekvandoda altın yılları yaşadıklarını ifade eden Şahin, daha iyi yerlere gelebilmek için çok çalıştıklarının altını çizdi. “Hazırlıklarımız güzel bir şekilde devam etti” Konya’da gerçekleştikleri kamp sürecini değerlendiren Tekvando Milli Takımı Teknik Direktörü Ali Şahin, “Konya’daki kampımızda şuanda 8 milli sporcumuz var. Burada Avrupa Şampiyonası için hazırlanıyoruz. Olimpiyatlara kota alan 5 sporcumuz da burada. Onlar da Avrupa Şampiyonası’na katılacak. 2 erkek sporcumuz İzmir’de, 3 kadın sporcumuz da burada hazırlanıyor. Yıl boyunca güzel hazırlık maçları geçirdik. Geçen yıl Azerbaycan’da kadın takımımız dünya şampiyonu oldu. Erkek takımımız ise dünya 3’ncüsü oldu. Güzel bir başarı periyodu ile hep birlikte olimpiyatlara doğru adım adım gidiyoruz. Avrupa Şampiyonası olimpiyatlardan önce hem deneme hem de güzel bir müsabaka. Hazırlıklarımız Konya’da güzel bir şekilde devam etti. Kamplarımızı tümüyle genel olarak değerlendirirsek iyi geçti. İnşallah bu tamlamayı Avrupa Şampiyonası’nda çoğu altın madalya olarak zirveye çıkmayı düşünüyoruz” dedi. "Altın, gümüş ve tüm madalyaları almak istiyoruz" Türkiye’nin tekvandoda sürekli başarılarının olduğunu kaydeden Ali Şahin, “Türkiye devamlı hem dünyada hem de Avrupa’da ilk üçte oldu. Bunun 3’te 2’sini birincilikle geçirdik. 2023 Dünya Tekvando Şampiyonası’nda şampiyonluğa ulaştık. 2022 yılında da tüm kategorilerde dünya 1’ncisi olduk. Bunlar olimpiyatlar için önemli verilerdi. Bize moral verdi ama tabii ki sporda her zaman değişkenlik olabilir. Onun için çok dikkatli hazırlanıyoruz. Zirvedeki sporcularımızı özel taktik ve teknik olarak hazırlıyoruz. Performansımızı yükseltmeye çalışıyoruz. Tekvando, tüm olimpiyatlarda mutlaka madalya almıştır, kota olarak en iyi şekilde katılmıştır. 2024’te de bu yarışmalardan geçerek güzel bir başarı elde etmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Takım olarak turnuvalardaki hedeflerini ifade eden Ali Şahin, “Olimpiyatlarda, şampiyonalarda çok güzel madalyalar aldık. Hedefimiz de bu madalyaları orada tekrarlamak. Altın, gümüş ve tüm madalyaları almak istiyoruz” diye konuştu. "Antrenmanlarımız çok güzel geçti" Tekvandoya 2011 yılında başladığını anlatan milli tekvandocu Zeynep Taşkın (20) ise, “Yıldızlarda Avrupa şampiyonluğum, ümitlerde Avrupa 3’ncülüğüm, Balkanlarda şampiyonluğum var. Spora aslında jimnastik ile başladım. Jimnastikte kolum kırıldı. Daha sonrasında tekvando ile devam ettim. Avrupa Şampiyonası’na 2-3 haftadan beri Ali hocamız ile birlikte hazırlanıyoruz. Kadromuz çok güçlü olduğu için antrenmanlarımız da çok güzel geçti” ifadelerini kullandı.